• Sonuç bulunamadı

İFTİRA-YALAN TANIKLIK

En eski suç tiplerinden birisi olan ve TCK m. 272’de172 düzenlenen yalan tanıklık173, iftira suçundan farklıdır. Bu suçta tanık, tanıklığın konusunu oluşturan hususlar hakkındaki bilgisini veya gördüğünü tam olarak açıklamakla yükümlü olduğu halde, bilerek, kısmen veya tamamen saklamakta ve adaletin yanlış yönde tecelli etmesine yol açmaktadır174.

171

ÜNVER, s. 164; MERAN, s. 238-239; TEZCAN/ERDEM/ÖNOK9, s. 936.

172

Madde 272- (1) Hukuka aykırı bir fiil nedeniyle başlatılan bir soruşturma kapsamında tanık

dinlemeye yetkili kişi veya kurul önünde gerçeğe aykırı olarak tanıklık yapan kimseye, dört aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir. (2) Mahkeme huzurunda ya da yemin ettirerek tanık dinlemeye kanunen yetkili kişi veya kurul önünde gerçeğe aykırı olarak tanıklık yapan kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir. (3) Üç yıldan fazla hapis cezasını gerektiren bir suçun soruşturma veya kovuşturması kapsamında yalan tanıklık yapan kişi hakkında iki yıldan dört yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. (4) Aleyhine tanıklıkta bulunulan kişi ile ilgili olarak gözaltına alma ve tutuklama dışında başka bir koruma tedbiri uygulanmışsa, yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş olması koşuluyla, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır. (5) Aleyhine tanıklıkta bulunulan kişinin gözaltına alınması veya tutuklanması halinde; yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş olması koşuluyla; yalan tanıklık yapan kişi, ayrıca kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna ilişkin hükümlere göre dolaylı fail olarak sorumlu tutulur. (6) Aleyhine tanıklıkta bulunulan kimsenin ağırlaştırılmış müebbet hapis veya müebbet hapis cezasına mahkûmiyeti halinde, yirmi yıldan otuz yıla kadar hapis cezasına; (Anayasa Mahkemesinin 14/1/2015 tarihli ve E:2014/116, K:2015/4 sayılı kararıyla bu bentte yer alan “…süreli hapis cezasına mahkûmiyeti halinde, mahkûm olunan cezanın üçte ikisi kadar hapis cezasına…” ibaresi iptal edilmiş olup, kararın Resmi Gazetede yayımlandığı 29/4/2015 tarihinden başlayarak altı ay sonra yürürlüğe gireceği hüküm altına alınmıştır.) hükmolunur. (7) Aleyhine tanıklıkta bulunulan kimsenin mahkûm olduğu hapis cezasının infazına başlanmış ise, altıncı fıkraya göre verilecek ceza yarısı kadar artırılır. (8) Aleyhine tanıklıkta bulunulan kişi hakkında hapis cezası dışında adlî veya idari bir yaptırım uygulanmışsa; yalan tanıklıkta bulunan kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

173

Yalan tanıklık suçuna ilişkin detaylı bilgi için bkz. ÜNVER, s. 175-229;

TEZCAN/ERDEM/ÖNOK9, s. 938-952; MERAN, s. 243-259;

ÖZBEK/KANBUR/DOĞAN/BACAKSIZ/TEPE, s. 1093 vd; SOYASLAN, s. 724-730; Zafer İÇER, “Yalan Tanıklık Suçu”, MÜHF-HAD, C.: 18, S.: 1, Y.: 2012, s. 179-226.

174

49 İftira suçunda fail, yetkili makamlara ihbar veya şikâyette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla, işlemediğini bildiği hâlde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat etmekte iken; yalan tanıklık suçunda, doğrudan bir kimseye suç isnadında bulunulması şart değildir175.

İftira suçu özgü suç olarak düzenlenmediğinden, yaşayan her gerçek kişi bu suçun faili olabilirken176; yalan tanıklık suçunun faili177 ise yalnızca tanıklar olabilir. Bu açıdan bakılırsa, yalan tanıklık suçu bizzat işlenebilen bir suçtur178 ve bunun sonucu olarak da bu suçta müşterek faillik ve dolaylı faillik söz konusu olamaz179, sadece azmettirme veya yardım etme (TCK m. 40/2) mümkündür180.

İftira suçun oluşumu için mağdur hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılması ya da idari bir yaptırım uygulanmasının sağlanması maksadıyla kasten hareket edilmesi, yani belirli bir saikle hareket etmesi gerekirken; yalan tanıklık

175

“Sanığın, Halil İbrahim Aydın’ın sanık olarak yargılandığı Akçakale Asliye Ceza Mahkemesinin (2004/126 E., 2004/141 karar sayılı dosya) 06.05.2004 günlü oturumunda, anılan davanın hazırlık soruşturması sırasında tanık olarak verdiği yalan anlatımından rücu ettiğinin anlaşılması karşısında, eylemin yalan tanıklık suçunu oluşturup oluşturmayacağı tartışılmadan ve tanık olarak dinlendiği sırada söylenen ve resmi makamlara yakınma niteliğinde bulunmayan sözlerin iftira suçunu oluşturmayacağı gözetilmeden yetersiz gerekçeyle hüküm kurulması…”, 4. CD., 19.06.2006, 1001/12551 (MERAN, s. 258).

176

Bkz. (Üçüncü Bölüm, İftira Suçunun Faili)

177

Şüpheli ve sanık, yalan tanıklık suçunun faili olamazlar (TEZCAN/ERDEM/ÖNOK9, s. 941;

ÜNVER, s. 178-179; MERAN, s. 244). Suçtan zarar gören veya mağdur ise yalan tanıklık

suçunun faili olabilirler. (Bkz. TEZCAN/ERDEM/ÖNOK9, s. 941; ÜNVER, s. 179). Aksi yöndeki yazarlara göre suçtan zarar gören veya mağdur yalan tanıklık suçunun faili olamaz. (Bkz. ÖZBEK/KANBUR/DOĞAN/BACAKSIZ/TEPE, s. 1094; MERAN, s. 244;

ARTUK/GÖKCEN/YENİDÜNYA10, s. 1050).

178

Dönmezer/Erman, Almancada “eigenhändige Delikte“ olarak isimlendirilen bu suçların,

Türkçe’ye “münhasıran failin kendi eliyle işlenen suçlar” şeklinde çevrilebileceğini, ancak anlamı daha iyi belirtmesi bakımından “şahsen işlenebilecek suçlar” olarak isimlendirilmesini önermektedirler. (Sulhi DÖNMEZER/Sahir ERMAN, Nazari ve Tatbiki Ceza Hukuku (Genel Kısım), C.: II, İstanbul, 1999, no: 1265, dn. 287).

179

TEZCAN/ERDEM/ÖNOK9, s. 941; Berrin AKBULUT, “Bağlılık Kuralı”, GÜHFD, C.:

XIV, Y.: 2010, S.: 1, s. 188. “Yalan tanıklık suçu, tek başına işlenebilen bir suçtur. Bu itibarla, bu suça müşterek fail olarak iştirak mümkün değildir. Buna karşılık iftira suçu yönünden böyle bir özellik yoktur. İftira suçuna iştirakin her şekli mümkündür.” (İÇER, s. 188, dn. 18).

180

50 suçunda ise kasten hareket etmek yeterli olup, failin belirli bir saikle hareket etmesi aranmamıştır181.