• Sonuç bulunamadı

3. Bir İrşâd Metni Olarak Mesnevî ve XVI Yüzyıla Kadar Mesnevî Üzerine Yapılan

2.2. CEZÎRE-İ MESNEVÎ

2.2.3 Konumu Muhtevâsı Üslûbu

Cezîre-i Mesnevî, Mesnevî’den yapılmış bir müntehab/seçki olduğu için eserin muhtevasına değinmeden evvel Mesnevî ve Mevlevîlik açısından konumunu değerlendirmek uygun olacaktır.

Mesnevî, I. cildin dibacesinde belirtildiği üzere “usûlü usûli usûli’d-dîn/dinin asıllarının asıllarının asıllarını” yani şeriatın, tarîkatin ve hakîkatin esaslarını ihtiva etmektedir.337 Sîneçâk Dede bunlardan tarîkatın esaslarına yönelik kısmı ele almaktadır. Bu yönüyle Cezîre-i Mesnevî, Mesnevî’den hareketle Mevlevî sülûkünün temellendirildiği bir kitap hükmündedir. Yani Mesnevî’de dağınık halde bulunan türlü türlü incilerden ve cevherlerden Mevlevî dervişler için en önemli olanlarının bir tertip içerisinde bir araya getirildiği bir eserdir.338

Cezîre-i Mesnevî’nin konumunun anlaşılabilmesi için onunla konuları itibariyle mukayese edilebilecek diğer müntehab eserler; Ebubekir eş-Şâşî’nin Cevâhir-i Mevlevî ve Leâli-yi Mesnevî’si, Hüseyin Vâiz Kâşifî’nin, Lübb-i Lübâb-ı Mesnevî’si ve İsmail Ankaravî’nin Nisâbü’l-Mevlevî’sidir. Bu eserler, Mesnevî’den şeriat-tarîkat ve hakikate dair konuları ele alan derlemelerdir. Eş-Şâşî eserinde her üç boyuttan konulara sistematik olmayan bir tarzda yer vermiştir.339 Kâşifî ise şeriat, tarîkat ve hakikate dair konuları sistematik bir tarzda ele alır. ‘Ayn-ı evvel’ başlığında ‘etvâr-ı şerîat’i, ‘ayn-ı devvum’da, ‘esrâr-ı tarîkat’i, ‘ayn-ı sevvum’da ise, ‘envâr-ı hakîkat’i ele alarak her üç

336

Bkz. http://papirus.ankara.edu.tr/web/catalog/info.php?catalog_id=813636&scr=1; Erişim tarihi: 29.10.2013.

337

“Usûlü usûli usûliddîn” ifadesi birçok şarih tarafından şeriatin, tarîkatin ve hakikatin esasları şeklinde anlaşılmıştır. Öztürk, Şeyda, Şem‘î Efendi ve Mesnevî Şerhi, s. 160; Konuk, A. Avni, Mesnevî-i Şerîf Şerhi, haz: S. Eraydın-M. Tahralı, İstanbul, 2004, c. I, s. 60; İlmî Dede, Şerh-i Dîbâce-i Mesnevî, Konya Bölge Yazma Eserler Ktp., 15 Hk 174/3, 106a.

338

Şeyh Gâlip, Şerh-i Cezîre-i Mesnevî, s. 119. 339

Ebubekir eş-Şâşî hakkında, DTCF Kütüphanesi, Muzaffer Özak II, 95 nüshasının 893/1487-88 istinsah tarihli olması dolayısıyla bu tarihten önce yaşadığı bilgisinden başka bilgi bulunmamaktadır. Bkz. Turgut, Kadir, Mesnevî’den Seçme Cevâhir-i Mevlevî ve Leâli-yi Mesnevî Adlı Eser ve Nüshaları, http://share.pdfonline.com/82805023a4d447419cf780da94244a81/Makale%20Metni---

Mesnevi'den%20Secme_Cevahir-i_Mevlevi_ve_Leali-yi_Mesnevi_Kadir_Turgut-1.htm, erişim tarihi: 21.10.2013.

boyutu da sistematik bir şeilde ele almıştır.340 İsmail Ankaravî de Nisâbü’l- Mevlevî’sinde, eserini üç temel kısma ayırmış, birinci kısımda, tarîkat âdâbını, ikinci kısımda şeriat âdâbını, üçüncü kısımda marifet ve hakikat âdâbını işlemiştir.341 Dolayısıyla Cezîre-i Mesnevî, her üç eserden de sadece sülûke dair konuları ihtiva etmesi yönüyle ayrılır. Onda şeriate dair konular yer almadığı gibi tevhid ve tevhide dair konular da yer almaz.

Bu eserlerden tertibi itibariyle kendisine en yakın eser Kâşifî’nin Lübb-i Lübâb-ı Mesnevî’sidir. Lübb-i Lübâb’ın tarîkat bahsi ‘der beyân-ı tenbîh’ başlığıyla, insanın gaflet uykusundan uyanarak vaktinin değerini bilmesi ve nefha-i ilâhî’yi gönlünün derinliklerinde hissetmesine dair uyarıyla başlar342, ‘tasavvuf ve fakr’ın sıfatına dâir’ konusuyla tamamlanır. Üçüncü kısım olan Hakikat’in ilk alt başlığı ise, ‘der beyân-ı aşk/aşka dair’dir. Cezîre-i Mesnevî’nin ilk konusu isim olarak farklı olsa da yine insanın hakikatine dair ‘ilm-i ilâhî’den bu âleme düşüp kendi aslını arayanlara dair’dir. Son konu ise ‘aşk ve aşkın mestliklerine dair’ başlıklı konudur. Dolayısıyla Cezîre-i Mesnevî’nin son konusu, Kâşifî’nin eserinin, hakikat bahsindeki ilk konuya tekabül etmektedir. Buradan hareketle Sîneçâk Dede’nin, şeriat bilgisine sahip mübtedî dervişler için, kendilerini hakikate eriştirecek Mevlevî sülûkunün rusûmundan ziyade umdelerini ele alan bir eser ikmal ettiği söylenebilir.

Mevlevîlik açısından Cezîre-i Mesnevî’ye bakıldığı zaman, söylenmesi gereken ilk husus, müellifi Sîneçâk Dede’nin kâmil, mükemmil, melâmî meşrep bir Mevlevî şeyhi olduğudur. Eseri de, melâmî meşrep bir Mevlevî şeyhinin, Mevlevî fukarası için, Mesnevî’den hareketle Mevlevî sülûkünü temellendirdiği bir eserdir. Melâmîlik unsuru, şarihlerde de göze çarpmaktadır. Şarihlerden, İlmî Dede, Cevrî ve Şeyh Gâlib melâmî meşrebe sahip olmalarıyla bilinen Mevlevî şeyhleri iken Bosnevî, Bayrâmî-Melâmî şeyhidir.

Cezîre-i Mesnevî’yi yayına hazırlayan İrânzâde, Cezîre-i Mesnevî’yi, Mesnevî’nin çok dakik ve konusal olarak özeti olarak görür. Seçki türü eserlerde dikkat edilmesi gereken en önemli hususlardan olan beyitler arası irtibatın kurulmasında da

340

Bkz. Kâşifî, Mevlânâ Mollâ Hüseyin, Lübb-i Lübâb-ı Mesnevî, haz.: Takvâ, Hâc Seyyid Nasrullâh, Tahran, 1386.

341

Bkz. Ankaravî, İsmâil, Nisâbü’l-Mevlevî Tercümesi, terc.: Tahirü’l-Mevlevî, Konya, 2005. 342

başarılı olan eser, artık bu yeni tertibi ile müstakil bir metindir.343 Beyitler arası irtibat hususu önemlidir, zira telif türünün değişmesi manayı da değiştirmektedir. Şeyh Gâlib bu hususu şerhinin başında ifâde etikten sonra: “Bu gûne intihâb her merdin kârı olmadığı rûşendir/bu çeşit seçki her kişinin kârı olmadığı açıktır” diyerek intihap türünde seçkiyi yapanın mahir olması gerektiğini belirtir.344 Cevrî de kendi seçkisi olan Hall-i Tahkîkāt adlı eserinin mukaddimesinde kendi idraki kadar Mesnevî’nin altı cildinden kırk beyit intihap ettiğini ve beyitleri birbirine bağlamak için çok özen gösterdiğini ifâde eder.345 Dolayısıyla seçki eserlerde önemli unsurlardan olan beyitler arası irtibatın kurulması, Sîneçâk Dede’nin başarılı olduğu ve eserin rağbet görmesine sebep olan yönlerden birisidir.

Mesnevî’den tarîkate dair unsurların güzel bir şekilde özetlendiği bu eser, 35 konuda 366 beyit ihtiva etmektedir. Bunlardan iki beyit Arapça’dır.346 Bu konulardan en uzun olanı 33 beyitle ‘aşk’ konusu, en kısa olanlar ise, 5 beyitle açıklanan ‘âriflerin pâk zâtı’, ‘merâtib-i evliyâ’, ‘himmet’ ve ‘şöhretin âfeti’ konularıdır. Nüshalara göre, konu başlıkları manayı bozmayacak şekilde değişebilmekte, beyit sayıları da farklılık gösterebilmektedir. Aşağıdaki tabloda, en eski nüshalar olan Çorum 848 (h. 958) ve DTCF, İsmail Saib I, 2449 (h. 997) nüshalarına göre konu başlıkları ve beyit sayıları gösterilmiştir.347

Sıralama Konu Başlığı Çorum DTCF

1

Der beyân-ı tâlibânî ki ez ilm-i ilâhî be-âlem-i sun‘ fütâde-end ve ber- mûceb-i Hubbu’l-vatan mine’l-îmân vatan-hâ-yi aslî-i hod mî- talebend.

18 18

2 Der beyân-ı bî-derkî-i müstemiân 8 8

3 Der beyân-ı kitmân-ı sır 7 7

4 Der kemâl-i Zât-i Hüdâvendigâr 9 9

5 Der nasîhat-i münkirân 7 7

6 Der beyân-ı mukallidânî ki hîş-râ be-kâmilân kıyâs konend 10 10

7 Der beyân-ı zât-ı pâk-i ârifân 5 5

8 Der taksîm-i merâtib-i evliyâ 5 5

9 Der beyân-ı ittihâd-ı evliyâ-yı kirâm 7 7

10 Der beyân-ı menâzil-i hilkat-i Ademiyyet 9 8

11 Der terğîb-i taleb-i marifet-i hod 10 9

12 Der beyân-ı himmet-i tâlibest 5 5

343

İranzâde, Nimetullah, “Muarrifi-yi Cezîre-i Mesnevî”, Cezîre-i Mesnevî, İlm ü dâniş, Tahran, 1388, s. 12-13.

344

Şeyh Gâlib, Şerh-i Cezîre-i Mesnevî, s. 4-5 345

Cevrî, Hall-i Tahkîkāt, Mevlâna Müzesi İhtisas Ktp., 2089, 2a. 346

Mesnevî, V/bno: 293, 297. 347

H. 975 tarihli Yazma Bağışlar, 7795/3 nüshasının bir konusu eksik olduğu için, tabloda o kullanılmamıştır.

13 Nehy kerden ez sûret ve terğîb be-ma‘nâ 12 12

14 Der beyân-ı tevbe 8 8

15 Der beyân-ı fevâyid-i girye 8 8

16 Der beyân-ı kesb-i mücâhede 8 8

17 Der beyân-ı men karaa’l-bâbe ve lecce velece 17 17

18 Der beyân-ı ân ki tâlib-râ her âyîne ez pîr nâ-güzîrest 9 9

19 Der beyân-ı fevâyid-i müsâhabet-i merdân-ı Hüdâ 12 12

20 Der nehy kerden ez musâhebet-i müddeiyân ve müzevvirân-est 11 11

21 Der ta‘rîf-i zât-ı pâk-i pîr 10 8

22 Der istikâmet-i tâlibân ve âdâb-ı hidmet-i pîrân 17 17

23 Der beyân-ı imtehân-ı şeyh-râ 7 7

24 Der beyân-ı terk-i ta‘nest 7 7

25 Der beyân-ı ta‘ne zeden-i münkirân bâ-şeyh 9 9

26 Der beyân-ı hâl-i hod-perestân 12 13

27 Der beyân-ı ân ki her hûbî-râ ki bînî âhir ziştî-est 7 7

28 Der beyân-ı terk-i fenâ ve kesb-i bekâ 7 7

29 Der beyân-ı terk-i dünyâ 10 10

30 Der beyân-ı zemm-i mâl u câhest 14 14

31 Der beyân-ı âfetî-i şöhret 5 5

32 Der beyân-ı fevâyid-i nîstî 6 5

33 Der beyân-ı tevekkül u kanâ‘at 11 11

34 Der beyân-ı riyâzât u gurisnegî 29 29

35 Der beyân-ı aşk ve mestîhâ-yı vey 33 33

TOPLAM: 369 365

Eser üslub olarak, Mesnevî’nin tamamından konuya uygun düşecek beyitlerin derci ile oluşmuştur. İlk konu hariç hiçbir konu peşpeşe gelen beyitlerden oluşmamaktadır. Konu başlıkları Farsçadır. Bunlar ‘der’ veya ‘der beyân-ı/hakkında’ ifâdesi ile başlar. Cezîre-i Mesnevî, Mesnevî’nin ilk beytiyle başlamakta ve:

În ne necmest ü ne remlest u ne hâb / Vahy-i Hak vallâhü a‘lem bissavâb348

Bu ne fal ne reml ne de rüyadır, Hakk’ın vahyidir [ilhâm], Allah en doğrusunu bilendir

beytiyle bitmektedir.