• Sonuç bulunamadı

Doğum Yeri ve Yetiştiği Ortam

3. Bir İrşâd Metni Olarak Mesnevî ve XVI Yüzyıla Kadar Mesnevî Üzerine Yapılan

1.2. Doğum Yeri ve Yetiştiği Ortam

Mevlevîliğe intisâbı öncesi hayatı hakkındaki bilgiler oldukça sınırlı olan Yûsuf Sîneçâk hakkında ulaşabildiğimiz en net bilgi, şuarâ tezkirelerinde, şâirleri, sanatkârları, âlimleri ve ârifleri ile pek çok övgüye mazhar olmuş Vardar–Yenice’sinden olduğudur.44 Bu sebeple Yûsuf Sîneçâk’ın yetişmesinde önemli rolü olan Vardar- Yenicesi’ni tarihî ve kültürel açıdan incelemek uygun olacaktır.

1.2.2. Tarihî ve Kültürel Açıdan Yetiştiği Ortam

Günümüzde Yunanistan sınırları içinde kalan ve şimdiki adı Giannitsa olan Vardar-Yenicesi, Osmanlı döneminde Selânik vilayetine bağlı, Vardar nehri mecrâsının batısında bulunan bir kasaba olup Rumca adı Yenitza’dır.45 Yaklaşık olarak 787/1385 yılında Karasioğulları emirlerinden Evrenos Bey (v. 820/1417) idaresi döneminde fethedilmiştir. Sultan tarafından Evrenos Bey’e tahsis edilen bölge Evrenos Bey ailesi tarafından ilim ve irfan havzası haline getirilmiştir.46 Aile burada zengin vakıflar kurarak, Yenice’yi kendisiyle âdetâ özdeşleştirmiştir. Nitekim bölge “Evrenos Bey Yöresi” diye anılır olmuştur.47 Vardar-Yenicesi’ni gezen Evliya Çelebi (v. 1095/1684), şehirde, Evrenos Gazi mescidi, hamamı ve ayrıca fakir, yoksul, zengin, misafir herkese gece gündüz açık olan Gazi Evrenos türbesi imaretinden bahsetmiştir. Yine Evliyâ Çelebi, gece gündüz beşer altışar yüz atlının konup yiyip içeceği, dinleneceği büyüklükte Gazi Evrenos Bey hayrâtından olan kervansaray ve misafirhanelerin varlığını haber vermiştir. Meselâ yine Gazi Evrenos Bey’in yöreye yaptırmış olduğu medreseyi haber verirken, ilmî seviyesinin yüksekliğine de işâret ederek; Gazi Evrenos Bey medresesine gelen bir öğrencinin, her ne kadar ahmak ve bön bile olsa, bir kere

44

Âşık Çelebi, Meşâirü’ş-Şuarâ, haz.: Meredith, Owens, Cambridge, 1971, 97b; Bağdatlı Ahdî, Gülşen-i Şuarâ, haz.: Süleyman Solmaz, http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/dosya/1-219145/h/agm.pdf, Denizli 2009, B/312, erişim tarihi: 10. 05. 2012; Kınalızâde, Tezkiretü’ş-Şuarâ, B/450; Süreyya, Mehmed, Sicill-i Osmânî, haz.: S. A. Kahraman, İstanbul, 1996, c.V, s. 1685; Bursalı Mehmet Tahir, Osmanlı Müellifleri, haz.: A. F. Yavuz-İ. Özel, İstanbul, t.y, c. I, s. 181. Sâkıb Dede’nin onun ‘dâru’d-devle-i Edirne’de doğduğunu söylemesi hatalıdır. Muhtemelen daha sonra Edirne’de şeyh olmasıyla veya Vardar Yenice’sini, Edirne’nin Yenice isimli yerleşim yeriyle karıştırmıştır.

45

Ekinci, Ramazan, “Osmanlı Kültür Merkezlerinden Vardar Yenicesi Ve Tezkirelere Göre Vardar Yenicesi Şairleri”, Turkish Studies, 7/4, Ankara, 2012, s. 1664, http://www.turkishstudies.net/Makaleler/1665066167_EkinciRamazan_S-, erişim tarihi: 10.05.2013. 46

Uzunçarşılı, İ. Hakkı, “Evrenos”, İA, IV, İstanbul 1977, s. 416-417; Kılıç, Ayşegül, “Bizans ve Osmanlı Kaynaklarında Gâzi Evrenos Bey’in İmajı Hakkında Bir İnceleme”, Ankara Üniversitesi DTCF Tarih Araştırmaları Dergisi, c. 30, sa. 49, Ankara, 2011, s. 137.

47

“Bismillâh” deyip başladığı zaman mutlaka bir yılda tefsîr yazmağa liyâkat kazanacağını belirtir. Bunda Şeyh İlâhî’nin (v. 896/1491) himmetini de bir etken olarak ifade eder.48

Müellifimizin hayatı ve kişiliğine dair bazı özelliklerin, Vardar-Yenicesi’nde doğmuş ve yetişmiş olmasından kaynaklandığı düşünülmektedir. Mesela Âşık Çelebi’nin (v. 979/1572) Sîneçâk hakkında bahsettiği, “Fenn-i Fürs’ün dânâsı/Fars dili bilgini”49 ifâdesini yani Sîneçâk Dede’nin iyi Farsça bilmesini, doğum yeri olan Yenice ile irtibatlandırmak mümkün gözükmektedir. Zira yine Âşık Çelebi bir ifadesinde, Prizren’de bir oğlan çocuğu dünyaya gelse önce mahlas koyarlar, Yenice’de doğan oğlan çocuğu da “baba” diyeceği yerde Farsça söyler, Priştine’de ise oğlan çocuğu kalemi belinde doğar50 diye ifâde ettiği durum Sîneçâk Dede’nin bir vasfının, yetiştiği ortamla olan alâkasını göstermektedir.

Vardar-Yenicesi’nin önemli bir özelliği şehrin edebî ortamıdır. Gerek tezkire yazarlarının Yeniceli şairleri tanıtırken kullanmış oldukları övücü ifâdeler gerekse Yeniceli şairlerin sayısal oranı bu durum hakkında bazı fikirler verir niteliktedir. Meselâ tezkire yazarı Kınâlızâde Hasan Çelebi (v. 1012/1604) Yenice’yi; çok sayıda sanatkârın yetiştiği maden, söz ustalığını şiâr edinmiş şairlerin ocağı, kemâl ehli kişilerin merkezi, beliğ söz söylemede usta olan şairlerin toplandığı yer olarak niteler.51 Âşık Çelebi de Tezkire’sinden Yenice’yi, “Rumilinde şuarâ ve zurafâ52 menşei olan Vardar- Yenicesi/Rumelinde şairlerin ve zariflerin yetiştiği yer olan Vardar-Yenicesi”53 şeklinde tavsif etmiştir. Şehrin şairlerinin oranının, tüm Osmanlı topraklarındaki şairlere oranı bir çalışmada şöyle verilmiştir: Tüm Osmanlı topraklarındaki 1553 şairden 157’si Balkan Coğrafyasından, bunlarınsa 21 tanesi Vardar – Yenice’dendir. Bu da yaklaşık % 15 gibi bir orana tekabül etmektedir. Hayâlî-Hayretî ve Usûlî gibi bazı Yenice’li şairlerin, Klasik Türk Edebiyat’ının önde gelen simalarından olduğu belirtilir.54 Vardar- Yeniceli şairler, yaşadığı yüzyıllar ve meslekleriyle beraber bir tabloda şu şekildedir:

48

Evliyâ Çelebi, Evliyâ Çelebi Seyahatnâmesi, sad: Mümin Çevik, İstanbul, 1993, c. VIII, s. 95. 49

Âşık Çelebi, Meşâirü’ş-Şuarâ, 98a. 50

Âşık Çelebi, Meşâirü’ş-Şuarâ, 141a. 51

Bkz. Kınalızâde, Tezkiretü’ş-Şuarâ, A/291, B/132, 450. 52

Zurefâ, zarîfin çoğuludur. Zarîf, ince, nükteli konuşan demektir. Devellioğlu, Ferit, Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lügat, Doğuş mat., Ankara, 1970, s. 1405.

53

Âşık Çelebi, Meşâirü’ş-Şuarâ, 91a. 54

Şair Yaşadığı Asır Mesleği/Sınıfı

Abdülgânî-i Vardârî XI/XVII. Yüzyıl Müderris

Aşkî XI/XVII. Yüzyıl Kâtip

Âgehî X/XVI. Yüzyıl Müderris/Kadı

Beyâzî XI/XVII. Yüzyıl Müderris

Derûnî X/XVI. Yüzyıl Kâlemiye

Garîbî X/XVI. Yüzyıl -

Günâhî X/XVI. Yüzyıl Müderris

Hâfız Mahmûd XI/XVII. Yüzyıl İlmiye

Hayâlî X/XVI. Yüzyıl -

Hayretî X/XVI. Yüzyıl Sipahi

Mehmed XI/XVII. Yüzyıl İlmiye

Râzî Mahmûd X/XVI. Yüzyıl Kâtip/Nişancı

Râzî Yûsuf XI/XVII. Yüzyıl İlmiye

Rûhî X/XVI. Yüzyıl Kâtip

Selmân / İlâhî X/XVI. Yüzyıl Müderris

Sıdkî X/XVI. Yüzyıl Kadı

Sırrî X/XVI. Yüzyıl Kadı

Şânî X/XVI. Yüzyıl Müderris

Tâbî X/XVI. Yüzyıl -

Usûlî X/XVI. Yüzyıl -

Yûsuf Sîneçâk X/XVI. Yüzyıl - 55

Sîneçâk’ın ve bazı müntesiplerinin tasavvufî yola intisaplarında şehrin mistik yapısının etkisinin de olduğu söylenebilir. Şehrin bu yönüne Âşık Çelebi, Garîbî’yi (v. 954/1541) anlatırken “kendi zurefâ-yı Yenice kâidesi üzre fakr u fenâ ihtiyâr idüb”56 diyerek işaret etmektedir. Osmanlı’nın ilk Nakşî şeyhlerinden Şeyh Abdullah İlâhî (v. 896/1491) de burada yaşayıp, burada vefat etmiştir.57 Zamanında “serhalka-i kalenderiyân ve bende-i halka-begûş-i hayderiyân” olan Bâbâ Alî Mest-i Acemî’nin Yenice’yi ziyâreti de önemlidir. Nitekim Sîneçâk dostlarından şair Hayâlî (v. 964/1556) bu seyâhat sırasında tanıdığı Baba Ali Mest’e bende olmuştur.58 Ayrıca IX/XV. yüzyıl Rum abdâllarının piri olan Otman Baba’nın (v. 883/1478) gezdiği yerlerden birisi de Yenice’dir.59 Öte yandan, Evliyâ Çelebi’nin, Murad Baba, Şeyh Fazlullâh Efendi ve

Muhammediyye müellifi Yazıcızâde Mehmed Efendi’nin oğlu Mehmed Efendi’nin makberlerine ziyarette bulunduğundan bahsetmesi ve “şehrin daha yüzlerce ziyaret yerleri vardır ama yüz sürdüğümüz âsitâneler bunlardır”60 ifâdesi bu serhat şehrinin

55

Ekinci, “Osmanlı Kültür Merkezlerinden Vardar Yenicesi”, s. 1675. 56

Âşık Çelebi, Meşâir, 290b. 57

Kara M.-Algar H., “Abdullah-ı İlâhî”, DİA, c. I , s. 111. 58

Âşık Çelebi, Meşâir, 270b. 59

Bkz. Şahin, Haşim, “Otman Baba”, DİA, c. XXXIV, s. 6. 60

mistik yönüne dikkat çeker. Netice olarak Vardar-Yenicesi’nin bu mistik yapısının müellifimiz Yûsuf Sîneçâk ve çevresinde yer alan isimlerin tasavvufa intisaplarında rolü olduğu düşünülmektedir.