• Sonuç bulunamadı

3. Bir İrşâd Metni Olarak Mesnevî ve XVI Yüzyıla Kadar Mesnevî Üzerine Yapılan

2.5. ŞERH-İ MANZÛME-İ CEZÎRETÜ’L-MESNEVÎ: ABDULLAH BOSNEVÎ ŞERHİ

2.6.3. Şerh Metodu

Hazret-i Mevlânâ, Mesnevî’sini şerh etmeye layık ve kabiliyetli gördüğü Cevrî Efendi’yi ikinci bir şerhle görevlendirmişken, şerh metodunu da “üslûb-i kadîm” olarak belirlemiştir. Cevrî, bunu Hazret-i Mevlânâ’nın dilinden:

Ders-i sânî ol kitâb olsun sana Bâis-i şuğl-i savâb olsun sana Başla üslûb-ı kadîm üzerine Şevkle bu intihâbın şerhine630

şeklinde dile getirir. Takip ettiği metodu, önce beytin mebnâsını/temelini tefekkür etmek, sonra ulaştığı mânâyı şekle büründürmek olarak zikretmiş, ancak şerhinin bazı kısımlarının tercüme düzeyinde kaldığını, bazı kısımlarının ise gerçek mânâda şerh olduğunu yine kendisi ifâde etmiştir.631

Cevrî Dede şerhinde metot olarak önce beytin şerhi, ardından beyit verilmiştir. Yani önce beş beyitlik şerh kısmı, ardından Mesnevî beyti gelmektedir. Kendisinin metin ve şerh adeta bir birini şerh eder derken kastı bu olmalıdır.632 Şerh ve metin birbiriyle o derece uyumludur ki adetâ her ikisi birbirine tercümandır. Yani Mesnevî beytinden sâdır olan şerhle, beytin kendisi, bir benzetme ile güneşin doğduğu yerle, güneş ışığı gibidir. Bir diğer örnekte de, bunlar hayat suyu/âb-ı hayat ile onun sızıntılarına benzetilir.633 Bu tarzın havâssa ait bir tarz olduğunu ve dolayısıyla ancak havâssın anlayabileceğini belirtmiştir. 634

630

Cevrî, ‘Aynü’l-Füyûz, 11b. 631

Cevrî, ‘Aynü’l-Füyûz, 11b-12a. 632

Nutk-ı Mevlânâyla bu hoş lisân Oldu gûyâ bir birine tercemân Lafz u ma’nâ girdiler bir sûrete Şerh u metn uydu ol hikmete Cevrî, ‘Aynü’l-Füyûz, 12a.

633

Cevrî, ‘Aynü’l-Füyûz, 12a. 634

Cevrî Dede şerhinde usul bakımından dikkat çeken diğer bir husus da, manzum olmanın etkisiyle lafzî tahlillere, konunun problematik yönlerine girilmeden, beytin mânâsının üzerinde durulmasıdır. Kendisi;

Fark-ı cüzî itmedi ol kesr ü zamm Ne füzûn oldu o gevherler ne kem635

(Şerhte kesre ve zammenin pek farkı olmadı, bu hareke farkından dolayı cevherler ne çok oldu ne de az)

diyerek bu hususa işaret etmiştir. Bir beyti örnek olarak verelim:

Olmasa bir cânda ol pertev eger Sâhıbinde yokdur ânın nûr u fer Cân ki tahsîl etmeye ol pertevi Sâhıbi bulmaz hayât-ı ma’nevî Bir bedende kîm ola ol cân-ı târ Murdedir ol rağbet etme zinhâr Kâfirinde cânı vardır zâhirâ Cismine meyyit demiş ammâ Hudâ Ya’nî cân ol nûrdan almazsa tâb Murde hükmünde olur bî-irtiyâb636 Ger budî cân zinde bî-pertev kenûn Hîç goftî kâfirân-râ meyyitûn637 Cevrî’nin ilk şerhi olan Hall-i Tahkîkāt ile ikinci şerhi olan ‘Aynü’l-Füyûz’u takdim ederken kullandığı ifâdeler belirgin bir şekilde değişir. Hall-i Tahkîkāt adlı ilk risâlesinin girişinde, “der temennâ-yı kabûl-i i’tizâr (özrün kabul edilmesinin temennisine dair) şeklindeki sekiz beyitlik başlıkta şerhe ehil olmadığını, Hazret-i Mevlânâ’nın sözü nerede Cevrî’nin sözü nerede, avamdan biri nerede Mesnevî şerh etmek nerede gibi ifâdelerle bunu ifâde etmiştir. Ehil olmadığı halde bunu yaptığı için utandığını belirtmiş ve özür talebinde bulunmuştur.638 ‘Aynü’l-Füyûz’a baktığımız zaman ise şerhe ehil olduğuna yönelik ifâdeler göze çarpar. Bu farkta, Hazret-i Mevlânâ’nın kabul buyurup ikinci bir şerhle görevlendirmesinin manevi etkisi etkili olmuş olabilir. Meselâ ikinci şerhte,

Çün bu vech üzre bu şerh-i dil-pezîr Buldu itmâm oldu bî-misl ü nazîr639 (Çünkü bu vecih üzere bu makbul şerh tamamlandı ve benzersiz oldu)

beytindeki ifâdeleri bunu göstermektedir.

635

Cevrî, ‘Aynü’l-Füyûz, 12a. 636

Cevrî, ‘Aynü’l-Füyûz, 28a. 637

Mesnevî, III/2536. 638

Cevrî, Hall-i Tahkîkāt, 2b-3a. 639

2.6.4. Nüshaları

Cevrî şerhinin on bir adet el yazma nüshası tesbit edilmiştir. Ayrıca 1269/1853 yılında Takvîmhâne-yi Âmire’de basılmıştır.

Eser Eserin Bulunduğu Yer İst. Tarihi Açıklamalar

Aynü’l-Füyûz Milli Ktp., 06 Mil Yz A

4412/1. İst. tarihi yok

3b-37b, 21 satır, tâlik. Eser sondan eksiktir.

Aynü’l-Füyûz Milli Ktp., 06 Hk 147/2. İst. tarihi: 1189 13a-72b; 21 satır, nesih kırması. Aynü’l-Füyûz Milli Ktp., 06 Mil Yz A

2736/1.

İst. tarihi: 15 Kasım 1973

97 vr. Çizgili kağıda siyah mürekkepli kâlemle yazılmş bir nüsha. Müst: Kamil Su, Ankara

Aynü’l-Füyûz 34 Atf 2275/2, Atıf Efendi

Yazma Eser Ktp. İst. tarihi yok

11-71 vr. Aynü’l-Füyûz Nuruosmaniye, 34 Nk

2370/2. İst. tarihi yok

13a-73a.

Aynü’l-Füyûz Mevlânâ Müzesi Yazmalar,

2089/2. İst. tarihi yok.

11b-71b, 21 satır. Eserin hem zahriye kısmında hemde bitiminde Mevlânâ Kütüphanesine vakfedildiğine dair kayıt vardır.

Aynü’l-Füyûz Süleymaniye Ktp., Halet Ef.,

1810. İst. tarihi yok

90 vr.

Aynü’l-Füyûz Süleymaniye Ktp., Hacı

Mahmud Ef., 3408. İst. tarihi yok

Halli Tahkikat ve ‘Aynü’l-Füyûz’un bir arada olduğu temiz bir nüshadır. 1b-15b arası, Halli Tahkikat; 15b-88a arası ise ‘Aynü’l-Füyûz’dur. 1214’de sahibi Derviş İdris’tir. “İstashabehu’l-fakîr Dervîş İdrîs an hulefâ-i kâlem-i mukâbele-i süvârî ufiye anh.” 2a.

Aynü’l-Füyûz Milli Ktp., 06 Mil Yz B

253/11. İst. tarihi yok

35a-40b, 33satır, nesih. Eksik bir nüshadır

Aynü’l-Füyûz Süleymaniye Ktp., Esad Ef.,

2576/6. İst. tarihi yok

Aynü’l-Füyûz Koyunoğlu, 12294 İst. tarihi: 1076 63 vr. Hall-i Tahkîkāt

Aynü’l-Füyûz Matbu

Basım tarihi: Zilka’de 1269

1-30 arası Hall-i Tahkîkāt’tır. 30-180 sayfaları arası ise Aynü’l-Füyûz’dur. Takvîmhâne-i Âmire’de basılmıştır.

2.6.5. Şerhin Temel Özellikleri

i. Cevrî şerhi, edebî nazım şekillerinden terkîb-i bend tarzıyla yazılmıştır.640

ii. Cevrî Efendi’nin şerhi bazı kaynaklarda eksik şerh olarak ifade edilmiştir. Şerhe bakıldığı zaman şarihin 34 konuda 352 beyti şerh ettiği görülmektedir. Ancak ilk on sekiz beyti, beyitlerini kendisinin seçip şerhettiği ilk seçkisi olan Hall-i Tahkîkāt adlı eserinde şerh ettiği için burada tekrar etmemiştir. Ayrıca müstensihin belirttiği gibi Mesnevîhânların dersi itmam ederken okudukları dört beyti de Cezîre-i Mesnevî’de

640

Terkîb-i bend, gazel şeklinde ve aynı vezinde yazılmış müteaddit manzumenin birer beyit ile birbirine bağlanması sureti ile meydana gelen şiir şeklinin adıdır. Pakalın, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, c. III, s. 461.

olmadığı halde teberrüken eserine aldığı için şerh edilen beyit sayısı 366’ya tekābül etmektedir ve Cezîre’nin tam şerhidir. Şerhe başlamadan evvel 31 beyitlik bir giriş kısmı yer almaktadır. Burada eseri neden telif ettiğini ve şerhinin özelliklerini anlatır. Sonra 6 beyitlik bir ithaf kısmı, ardından ise 9 beyitlik eserin ismi ve tarihinin verildiği kısım yer alır. Sonra âşıklara yönelik kâleme aldığı 8 beyitlik bir teşvik kısmının ardından şerhe başlar.

iii. Şerhin muhtevasına bakıldığı zaman eserin bir salikin sülûkunde karşılaşacağı hususlarda, yol gösterme, bilgilendirme amacı ile telif edildiği anlaşılmaktadır. Şerhte, nefsin halleri, dünyaya karşı tutum, ariflerin halleri ve sınıfları sıkça vurgulanan konulardır.

iv. Cevrî’nin Melâmî Mevlevîlerden olduğunu daha önce belirtiştik. Onun melâmiliğinin eserlerini şerhinde görmekteyiz. Şerhte hem zâhidleri hem de halkı zahirî hususları öne çıkardıkları için eleştirmektedir. Halka yönelik bir eleştirisini şu şekilde dile getirir:

Görmesen bir elde tesbîh ü asâ Lutf-ı Hakka ânı görmezsin sezâ Olsa bir rindin kef-i destinde câm Hükm idüb dirsin budur dûzah-makām Çün sana keşf olmadı encâm-ı kâr Zâhir hâle neden bu i’tibâr641

Zahidlere yönelik eleştirisini ise bir yerde şöyle dile getirir:

Merd-i zâhid Bel’am-ı vakt olsa-ger Çünki dûn himmetdir olmaz mu’teber Neylesün ol zühdü merd-i bâ-reşâd İ’tibâr-i nâs ola andan murâd Zâhid oldur ki ola makbûl-i Hudâ Ragbet-i halk olmaya matlûb ana Neyler ol şahbâz-ı şâh-ı nâm-dâr Kîm ide sayd-i hakîre i’tibâr Bâz odur kîm himmeti a’lâ ola Sayd-ı gonceşk olmaya Ankā ola642

Diğer şerhlerden ayrıldığı önemli hususlardan birisi, İbnü’l-Arabî ekolünün dilini kullanmamasıdır.

2.6.6. Muhtevâsı

Şerhte yer alan konu başlıkları ve beyit sayısı şu şekildedir:

641

Cevrî, ‘Aynü’l-Füyûz, 17b. 642

Konu tertibi numarası

Konu Başlığı Beyit Sayısı

1 Bişnev ez bî-fehmî-i kûşendegân 13a-14a: 8

2 Der beyân-ı ketm-i esrâr-ı Hudâ 14a-15a: 7

3 Der beyân-i Zât-ı Mevlânâ Celâl 15b-16b: 9

4 În nasihat bişnevîd ey münkirân 17a-18a: 7

5 Der kıyâs-ı nâkısân bâ-kâmilân 18a-19b: 11

6 Der beyân-ı zât-ı pâk-i ârifân 20a-20b: 5

7 Der beyân-ı rütbehâ-yı evliyâ 20b-21b: 5

8 Der beyân-ı ittihâd-ı evliyâ 21b-22b: 7

9 Nakl-i menzilehâ-yı halk-ı Âdemîst 22b-24a: 8

10 Zikr-i terğîb-i taleb ber-ma’rifet 24a-25b: 10

11 Der beyân-ı himmet-i ehl-i taleb 25b-26b: 5

12 Nehy-i sûret emr-i ma‘nâ în buved 26b-28b: 12

13 Bişnevîd în intifâ’-ı tevbe-râ 28b-29b: 8

14 Binigerîd în nef’ u lutf-ı girye-râ 30a-31a: 8

15 Der beyân-ı hâlet-i kesb ü mücâhede 31a-32b: 8

16 Der beyân-ı ger cûyed yâb-est 32b-35a: 17

17 Der beyân-ı pîr bâ-ehl-i taleb 35b-36b: 9

18 Zikr-i sûd-i sohbet-i merdân-i Hakk 37a-38b: 12

19 Bişnev în nehy ez güzâf-ı müddeî 39a-40b: 11

20 Bişnev în ta‘rîf-i zât-ı pâk-i pîr 40b-42a: 10

21 Der kıyâm-ı hidmet ü âdâb-ı pîr 42b-45a: 17

22 Der beyân-ı imtehân mer şeyh-râ 45a-46a: 7

23 Bişnev în tenbîh-i terk-i zann-i bed 46b-47b: 7

24 Zikr-i ta‘n-i münkirân mer şeyh-râ 47b-49a: 9

25 Vasf-ı hâl-i hod-perestân mî-koned 49a-51a: 13

26 Zikr-i hûbî-râ ki zîştest âhireş 51a-52a: 7

27 Der beyân-ı her kû fânî-est 52b-53b: 7

28 În beyân der terk-i dünyâ gofte şod 53b-55a: 10

29 Der beyân-ı zemm ü kadh-i mâl u câh 55a-57b: 14

30 Zîn suhan-hâ âfet-i şöhret şinev 57b- 58a: 5

31 Der beyân-ı fâyideî der nîstî 58b-59a: 6

32 În beyân-ı emr-i kanâ‘at mî-koned 59b-61a: 11

33 Hâsıl-ı cû’ riyâzet în buved 61a- 65b: 28

34 Der beyân-ı aşk ve mestîhâ-yı vey 66a-71b: 34

TOPLAM: 352

2.7. ŞERH-İ CEZÎRE-İ MESNEVÎ: ŞEYH GÂLİB ŞERHİ