• Sonuç bulunamadı

3. TARİHİ YARIMADA HANLAR BÖLGESİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ

3.1 İstanbul’un Fethine Kadar Olan Gelişim

3.1.2 Konstantinopolis

Constantinus 324 yılında Byzantion kentinin adını Konstantinopolis olarak değiştirir ve kentte 328 yılından itibaren görkemli bir yapılanma süreci başlar42. Doğu ile Batı, Akdeniz ile Karadeniz arasındaki ticaret yolları üzerinde bir kavşak noktası durumundaki Konstantinopolis, bulunduğu yeri itibariyle en canlı ticaret merkezlerinden biri olma özelliğine sahip olur. Ancak başkent niteliği, ekonomik yapısı, coğrafi konumu ve en çok da yüksek nüfusu nedeniyle gıda üretimi kendi nüfusunu doyurmaya yeterli olmaz. Bu nedenle Konstantinopolis büyük ölçüde dış ticarete bağımlı bir kent haline gelir.

Constantinus yeni başkentine, çoğunluğu Balkanlar’dan olmak üzere çok sayıda insan yerleştirmiştir. Kentin nüfusu sürekli artmış ve 5.yy’da Konstantinopolis, batının başkenti Roma’dan bile daha kalabalık bir kent olmuştur43. Hızla artan nüfus ise büyük limanları ve ambarları gerekli kılar. Bunlar da kısmen Haliç’te eski limanda, kısmen de Marmara sahilinde yeni inşa edilmiş Eleutherios44 Limanı’nın (Harita 3.2) çevresinde, yani güney kıyılarında inşa edilir. Mısır’dan gelen tahıl için büyük ambarlar yapılır, Kuban bu dönemde 20 halk fırını ve 117 dağıtım merkezi bulunduğunu belirtmektedir45. Yeni kentin surları eskisinden yaklaşık 2.5 km. daha batıda inşa edilmişti46 (Harita 3.2). Kuruluşunu izleyen yüzyıl içinde hem sanayi üretimi, hem de ticareti, Akdeniz havzasındaki öbür kentlerle rekabet edebilecek duruma gelmiştir47. Yeni kent içinde Byzantion, anıtları, limanları, Hippodrom’u ve Sarayburnu’na egemen konumuyla yönetim merkezi ve kutsal saray alanı olarak önemini korumuştur48.

42 W.M. Wiener, İstanbul’un Tarihsel Topografyası, Yapı Kredi yay., İstanbul, 1998, s. 19. 43 Kuban, A.g.e., s. 30. 44 Wiener, A.g.e., s. 22. 45 Kuban, A.g.e., s. 30. 46 Kuban, A.g.e., s. 31. 47 Kuban, A.g.e., s. 30. 48 Kuban, A.g.e., s. 31.

Harita 3.2 Konstantinopolis kentinin D. Kuban’a göre tahmini planı (Kuban, 2000)

Constantinus döneminde sur dışında bulunan tek mahalle, kuzeybatıdaki Blahernai49 idi (Harita 3.3). Sur dışında başka yerleşmeler de var olmuş olabilir, ancak bunların yerleri belli değildir.

Siyasi, iktisadi ve sosyal gelişmelere paralel olarak, Konstantinopolis’te ticari faaliyetlerin bazı dönemlerde değişimlere uğradığı da görülmektedir. Örneğin, ipek ticaretinin özellikle ön planda yer aldığı ve 5.-6. yy’ların ticari açıdan çok parlak ve faal bir dönem olduğu çeşitli kaynaklarda anlatılmaktadır. Bizans İmparatorluğu’nun tüm kentlerinde olduğu gibi kara ve deniz ticaret yollarında güvenliğin nispeten azaldığı ve gerek Doğu, gerekse Batı Akdeniz kentlerinde bir gerileme ve çöküş devri sayılan 7.-8. yy’larda, Konstantinopolis’te de ticari faaliyetlerde ciddi bir azalma olsa da, ticaretin yine de varlığını koruduğu bilinmektedir50. Veba gibi salgın hastalıklar, yangın ve depremler, Arap, Bulgar saldırıları, iç savaşlar, İkonakırıcılık gibi kentte büyük yıkımlara neden olmuş olayların ardından

49 Kuban, A.g.e., s. 44. 50 Wiener, A.g.e., s. 13.

Konstantinopolis’in yöneticilerinden VI. Leon’un (866–912) ekonomik yaşamın düzenlenmesi ile yiyecek maddelerinin temini ve kentteki zanaatla ilgili uğraşları anlatılan Eparhos (Eparhos tes Poleos) adlı kitabı51 Konstantinopolis için önemli bir kaynaktır.

D. Kuban İstanbul Bir Kent Tarihi adlı kitabında Konstantinopolis kenti hakkında, “...etkinliklerin merkezi Haliç ve Mese arasındaki bölgeye kayar. Bu arada kullanılmayan

eski büyük meydanlar giderek ticari amaçlarla kullanıma açılır. Zanaatkarların etkinlik gösterdikleri sahalar ise genelde yerleşim yerleri olarak kullanılmaz. Ekonomik ve kısmen politik hayatın taşıyıcıları, çok sayıdaki loncalardır...” şeklinde bilgi verir. Kaynaklar,

10.yy’dan itibaren ticari yaşamda yeniden bir canlanma görüldüğünü ve bu devirde kentte Suriyeli, İtalyan, Rus, Bulgar ve Müslüman tüccarların varlığından sık sık söz ederler. Erken yüzyıllarda yabancı tüccarların sadece mal alışverişleri için kendilerine uğrak yeri yaptıkları ve geçici bir süre için kaldıkları Kontantinopolis’te, zamanla yabancı ticaret kolonileri oluşmuş ve varlıklarını sürdürmüştür. Bu gelişmede rol oynayan önemli etkenlerden biri Bizans Devleti’nin 10. yy’dan itibaren yabancı devletlerle imzalamaya başladığı ticaret anlaşmaları olabilir. Bilinen ilk ticaret anlaşması İmparator VI. Leon döneminde (866–912) Ruslarla imzalanan ve Konstantinopolis’e ticaret amacıyla gelen Rusların azami 6 ay süreyle Hagios Mamas Mahallesi’nde (Beşiktaş civarı) oturmalarına izin veren, aynı zamanda da onlara gümrük vergilerinden muafiyet tanıyan 907 tarihli anlaşmadır52.

Yine 10.yy’da (992’de) Venedik’le ilk ticaret anlaşmasını yapan Bizans devleti, 11. yy’dan itibaren, başta Venedik’liler olmak üzere, İtalyan tüccarlarına çeşitli imtiyazlar tanımıştır53. Sırasıyla Komnenos, Angelos ve Paleologos hanedanından imparatorların tanıdıkları bu imtiyazlarla, İtalyanlar, Bizans pazarlarına serbestçe girip çıkma hakkı kazanmışlardır. Konstantinopolis’te ise gerek Haliç kıyısında, gerek Pera / Galata’da çeşitli Latin kolonileri kurulmuştur54.

51 Wiener, A.g.e., s. 24.

52 N. Necipoğlu, “Ticaret”, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, Kültür Bakanlığı ve Tarih Vakfı yay., İstanbul, c. 7, s. 266.

53 A.g.e. 54 A.g.e.

Harita 3.3 Konstantinus kentinin 4-7.yy’da önemli yapı ve konumlarını gösteren plan (Wiener, 1998)

12 yy.’da liman bölgesinde, batıda, Drungarios ve Perama kapısı arasında Venedik kolonileri, içinde kendi kiliseleri, ambarları ve konutlarıyla bir yerleşim merkezi oluştururlar. Doğuda ise Amalfililer ve Pisalılar oturur. 1155’de Cenovalı’lar Neorion Limanı’nın çevresinde bulunurlar (Harita 3.5). Rus tüccarları bugünkü Beşiktaş’a tekabül eden Mamas varoşuna yerleşirler, Yahudiler ise Galata’nın batısında otururlar55. Kente gelen ziyaretçiler, Konstantinopolis’in 12. yüzyıl ortalarındaki nüfusunu 60.000 kişi olarak tahmin etmişlerdir. Bu, ekonomik hayatın yoğunluğu açısından belirleyici bir sayıdır. Angeloslar döneminde imparatorluğun çöküş sürecine girmesi nedeniyle bir yandan ortaya çıkan gerginlikler, öte yandan İtalyan donanmasının büyüme arzusu, 4. Haçlı seferine çıkan ordunun Konstantinopolis’e yönelmesiyle sonuçlanır. Galata kuşatıldıktan ve Haliç’teki emniyet zinciri yok edildikten sonra kent 1203’te ilk kez işgal edilir ve 1204 yılında ise ikinci kez ele geçirilir.

55 Wiener, A.g.e., s. 24.

Her iki seferde de kent büyük hasara uğrar. Kentin yoğun nüfuslu kuzey ve doğu bölgeleri ile imparatorluk sarayı ve Mese (kentin en işlek ve ticaretin bulunduğu caddesi) (Harita 3.4) yıkılır56. Takip eden Paleologoslar döneminde kentteki Latin egemenliğine son verilerek kentin yeniden iskanına girişilir. Yeni donanma için bugünkü Yenikapı civarına denk gelen Kontaskalion Limanı yaptırılır57. Ancak Osmanlılarla aralıksız süren askeri mücadelelerin ve özellikle kuşatmaların da Konstantinopolis’in ticaret yaşamı üzerinde bazı kısıtlayıcı etkileri olur. O döneme dek ticaretle uğraşmayan Bizans aristokratları, sahip oldukları arazileri kaybetmesi sonucunda, 14. yy’ın ikinci yarısından itibaren ilk defa geniş çapta ticari faaliyetlere yönelse de imparatorluk ne askeri, ne ekonomik, ne de ticari hareketlilik açısından kentin taleplerini yerine getirebilecek duruma ulaşamamıştır58. Bizans’ın son yüzyılında imparatorluk toprakları giderek küçülür, ard arda yaşanan iç savaşlar, şiddetli depremler ve veba salgınları kenti olumsuz yönde etkiler59.

Harita 3.4 Mese’nin başlangıcını gösteren çalışma (Kuban, 2000)

56 Wiener, A.g.e., s. 25.

57 Wiener, A.g.e., s. 26, 27. 58 Wiener, A.g.e.

Harita 3.5 Haliç’teki şehre giriş kapıları (W. M. Wiener ve E. Mamboury’den faydanılarak hazırlanmıştır)