• Sonuç bulunamadı

3. TARİHİ YARIMADA HANLAR BÖLGESİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ

3.1 İstanbul’un Fethine Kadar Olan Gelişim

3.1.3 Fetih Öncesi Liman ve İskeleler

Byzantion Dönemi Limanları: Byzantion’un limanlarının biçimleri ve konumları hakkında yazılı kaynaklarda çok az bilgiye rastlanmıştır. M. Wiener Bizans’tan Osmanlı’ya İstanbul

Limanı adlı kitabında, bütün Yunan kentleri ile ticari bağlantıları olan Byzantion’un iki

büyük limanından bahseder; batıda Neorion ve hemen bitişiğinde doğuda Prosforion60 (Harita 3.2). Limanların, mendirekler ve saldırı sırasında gerilen zincirler ile korunduklarını ve ana liman olan Neorion’un girişinin dalgakıranlar ve kulelerle çevrelenmiş olduğunu belirtir. Ancak, bugünkü Sirkeci bölgesinin genellikle Neorion’a denk düştüğü kabul edilmekle birlikte, yerini ve alanını belirleyecek hiçbir fiziksel veri bulunmamaktadır. Bunun nedeni olarak, zaman içerisinde dolmuş olan ilkçağ liman bölgesinin üzerinde, 19. yüzyıl sonunda yapılmış demiryolu tesislerin bulunması ve bu nedenle arkeolojik araştırmaların yapılamaması düşünülmektedir.

Konstantinopolis Dönemi Limanları: Bazı kesin tanımlanamayan yapı temelleri (Balkapanı

Hanı) dışında61, Bizans Dönemi’nde ticaret ya da depolama işlevlerini barındıran yapı ya da ambarlardan bugün bilinen bir kalıntı yoktur. 5. yy’a ait gıda maddeleri sağlanması ile ilgili kısmen devlete ait kuruluşların varlığından, 9. yy sonunda ise Mese ve Haliç arasında yer alan binaların büyük meydanlardaki konumlarından62 bazı kaynaklarda dağınık bilgiler bulunmasına rağmen yapı biçimleri hakkında hiçbir şey bilinmemektedir. Yalnızca kentin limanları, konumları hakkında somut bilgiler bulunmaktadır. 717’den63 beri zincirle kapatılabilen Haliç’in tümü günümüze kadar liman işlevi görmektedir. Haliç’in düşman gemilerine karşı kapatılmasını sağlayan zincirin bağlı olduğu Konstantinopolis tarafında bulunan ucu; bugünkü Sarayburnu’na çok yakın bir yerde, limanın girişinde bulunan Eugenius Kapısı’nın yanındaki Kentenarion Kulesi’nde, Galata’daki ucu ise; Porta Catena’nın64 yanındaki Kastellion ton Galaton olarak anılan kalenin kulesine bağlı idi65 (Harita 3.6). Oysa antik ve ortaçağlarda kısmen dalgakıranlarla emniyete alınmış ya da kentin her iki kıyı şeridinde surlarla sınırlandırılmış pek çok liman bulunmaktaydı. Eski ve ekonomik açıdan önemli olup Haliç’in kıyısında yer alan limanlar;

Prosphorianos Limanı (Portus Prosforianus) (Harita 3.6)

Antik dönemden kalan bu liman, dalgakıranlar ve üstündeki duvarlar ile korunmakta, sağlam yapısıyla Eugenios Kulesi, limana girişi emniyet altına almaktadır. Eski Yalıkapı’daki deniz surlarının birdenbire yoğunlaşması nedeniyle limanın, bugünkü istasyonun doğusunda yani Sepetçiler Köşkü’nün güneyinde bulunduğu tahmin edilmektedir. Limanın yakınında bir de Bosforos olarak bilinen ve Konstantinos V Kopronimos (741-775) döneminde Tauri Forumu’na nakledilen bir sığır pazarı, (sığırların Asya’ya gönderilmek üzere gemilere yüklendiği alan) vardı66. Ticari bir liman olan Prosphorianos Limanı ve etrafındaki bölge daha 5. yüzyılda kentteki önemli antrepo işlevini gören yerlerden biri idi. Limanda buğday ve yağ için yapılmış olan ambarlar (horrea), (horrea Olearia, horrea Troadensia, horrea Valentiaca,

61 Rüstempaşa bölgesinde bulunan Balkapanı Hanı’nın üst katları Türk yapısı olmakla beraber altındaki bodur payelere dayanan tuğla tonozlu mahzenler daha eski bir devrin işaretidir. İstanbul hanları içinde esası Bizans devrine kadar indiği kabul edilen tek örnektir. S. Eyice, Tarih Boyunca İstanbul, Etkileşim yay., İstanbul, 2006, s. 185.

62 Wiener, İstanbul’un Tarihsel Topografyası, s. 56. 63 A.g.e.

64 S. Eyice, İstanbul, Kültür Bak. yay., No:1554, s. 46-47. (Eyice, 578-582 yıllarında Tiberios tarafından inşa edilen bu kalenin bodrumunda yer altı camisi bulunduğu belirtir).

65 Kuban, İstanbul Bir Kent Tarihi, Byzantion, Konstantinopolis, İstanbul, s. 55. 66 Kuban, A.g.e., s. 56.

horrea Constantiaca)67 içinde hücrelerin bulunduğu yüksek dikdörtgen yapılardı. Bunlardan üçünü Constantinus, diğerlerini sırasıyla Valens ve I. Teodosius inşa ettirmiştir68. Büyük yangınların çoğu bu limanlardan başlamış, rıhtım 462 yangınında bütünüyle yok olmuştur. Ancak zamanla bataklığa dönüşmüş ve 1000. yılın sonunda artık liman olarak kullanılmaz hale gelmiştir.

Harita 3.6 Limanların kentteki dağılımları. (Wiener, 1998)

Neorion Limanı (Portus Neori) (Harita 3.6)

Prosphorianos Limanı’nın batısında 6. bölgenin (Harita 3.2) ikinci koyundaki Neorion Limanı, antik çağdan beri kullanılmaktadır. Severus tarafından genişletilmiş ve Konstantinopolis döneminde hem ticari liman, hem de tersane (eksartesis) işlevi görmüştür.

67 Wiener, Bizans’tan Osmanlı’ya İstanbul Limanı, s. 6. 68 Kuban, A.g.e., s. 56.

Küreklerin (koparia) yapıldığı atölyeleri de içeren bu liman imparatorluk donanmasının limanıydı. Limanın günümüzde Bahçekapı diye adlandırılan yerde, yani Yeni Cami’nin doğusunda, gümrük halleri ve Abdülhamid Medresesi arasında bulunduğu tahmin edilmektedir. Limanın ekonomik önemi kuşkusuz 5. bölgede (Harita 3.2) olan depolarla bağlantılı oluşudur. 453 ve 559 yıllarındaki yangınlar bu depoları büyük ölçüde tahrip eder69. Limanın kent içindeki önemini vurgulayan bir başka gösterge de; önce Amalfililer, sonra Venediklilerin limanın batısına, 11.yy.’dan itibaren Pisalıların limanın batısına, 1155’ten sonra Cenevizlilerin limanın güney ve doğusunda kalan bölgelere yerleşme hakkının verilmiş olmasıdır70.

İskele ve kapılar: Haliç

Çeşitli kaynaklarda yer almış Neorion’un batısındaki limanların, Blakhernai (günümüzdeki adıyla Ayvansaray) bölgesinin güneyindeki Kynegion (Harita 3.6) Limanı hariç, tahta köprüleriyle, mütevazı yapılarıyla basit iskeleler oldukları bilinmektedir71. 12.yy.’da Venedik’lilere verilen bölgede iki kapı vardı: Bir tanesi Venedik’liler tarafından açılan Porta S. Marco, öbürü de adını bu kapı yanında yaşayan saray askerlerinden (Hicanati) alan, Porta tis İkanititus’du. 12. yy.’dan sonra Ragusalılar, Provansalılar, Ankonalılar ve İspanyollar gibi başka Akdenizli tüccarlar ile surların arkasında yaşayan Almanlar, limanı tam bir Akdeniz ticaret ortamı haline getirmişlerdir72.

Neorion Kapısı çevresinde 16. yüzyıla kadar varlık gösteren bir Yahudi cemaati yaşamaktaydı. Dolayısıyla Türk döneminde bu kapı Yahudi kapısı (Çıfıt Kapı)73 (Harita 3.5) olarak da bilinirdi. Prosphorion Limanı’nda kenti Halkedon’a bağlayan Scala Chalcedonensisadlı bir iskele olduğu ve Karadeniz ile Anadolu’dan gelen malların burada indirildiği bilinmektedir74.

69 Wiener, İstanbul’un Tarihsel Topografyası, s. 58.

70 Wiener, A.g.e., s. 59., daha geniş bilgi için bakınız: W. M. Wiener, Bizans’tan Osmanlı’ya İstanbul

Limanları, s. 6-41.

71 Wiener, İstanbul’un Tarihsel Topografyası, s. 59. 72 Kuban, A.g.e.

73 Kuban, İstanbul Bir Kent Tarihi, Byzantion, Konstantinopolis, İstanbul, s. 56-57. 74 Kuban, A.g.e., s. 57.

Marmara

Kentin güneyinde yer alan limanların tümü kentin kurulduğu Constantinus dönemine aittir. Ancak bu görkemli limanlar, Marmara Denizi’ndeki rüzgar ve fırtınanın etkisiyle korunamamıştır. Üç büyük kapalı limanın; Eleutherios Limanı, Heptaskalion Limanı ve Kontaskalion Limanı yanısıra kıyı boyunca farklı amaçlara hizmet eden pek çok küçük iskeleler de vardı. Eugenios Kapısı’nın önündeki limandan ise, Palaiologos’lar döneminde imparatorlar Blahernai’den Aya Sofya’ya giderken hala iskele olarak yaralanmaktaydılar ve 1457’den sonra bu alan yapılmakta olan yeni sultan sarayının çevre duvarları içine dahil edilmiştir75. Mermerkule’deki imparatorlar tarafından Studios Manastırı’na giderken kullanılan bugünkü Narlı Kapı’nın önündeki iskelenin de böyle bir iskele olduğu düşünülmektedir.