• Sonuç bulunamadı

KLİNİK ARAŞTIRMADA YANLILIK

Belgede İyi klinik uygulamalar (sayfa 113-118)

Yan tutma araştırmalarda en önemli sorunlardan birisidir. Buna karşın, araştırıcıların çoğunun yan tutma sorununun bilincinde

olduğunu ve yan tutmaya karşı önlemler aldığını söylemek zordur. Literatür incelendiğinde saygın dergilerde yayınlanan makalelerde

bile hemen farkına varılabilecek birçok yan tutma olgusuyla karşılaşmak mümkündür.

GİRİŞ

Yan tutma, araştırmanın herhangi bir aşamasında (planlama, veri derleme, analiz ve rapor yazımı), ya da herhangi bir aşamanın herhangi bir işleminde ortaya çıkabilecek ve araştırma sonucunu gerçek durumundan (doğruluktan) saptırabilecek sistematik işlemler olarak tanımlanabilir.

Yan tutmaya neden olan bu işlemler:

 Araştırma ekibi (araştırıcı, veri derleyici, ölçümleri yapan ya da analizleri yapan) tarafından yapılabilir.

 İncelemeye alınan denekler tarafından yapılabilir.

 Herhangi bir nedenle kendiliğinden ortaya çıkabilir. Örneğin, fiziksel ortamda olabilecek bir değişim, ölçüm aracının hatalı üretimi ya da sonradan olabilecek sürekli bir arıza gibi.

Buna ek olarak geçici nedenlerle olabilecek bazı değişiklikler (elektrik voltajında olabilecek ani yükselme ya da düşme, araçta olabilecek geçici bir arıza gibi) ölçüm işlemlerini önemli düzeyde etkileyebilir. Bu konuda da araştırıcı dikkatli olmalıdır.

Yan tutma bilinçli ya da bilinçsiz olarak yapılabilir. Araştırma sonucunu etkilemesi bakımından aralarında fark yoktur. Bilinçli olarak yapılan yan tutma bilimsel etik kurallarına aykırı ve bilim adamına yakışmayan bir davranıştır.

Bilinçsiz olarak yapılan yan tutma ise genelde, araştırıcının bilgi eksikliği ya da deneyimsizliği nedeniyle bazı önemli noktaları düşünememesinden kaynaklanır.

YANLILIK TİPLERİ SEÇİM YANLILIĞI

Bireylerin araştırmaya alınmasında, deney ve kontrol gruplarına atanmasında yapılacak farklı uygulamalar önemli bir yanlılık kaynağıdır.

Bazı bireylere fazla şans tanınması, bazılarına az şans tanınması durumunda araştırmaya alınan bireylerin seçildikleri toplumu temsil etme olasılığı çok zayıftır.

Rastgele seçim bu yanlılığı önler.

FARKINA VARMA YANLILIĞI (KÖRLEME KULLANMAMA YANLILIĞI)

Hangi bireyin hangi işleme tabi tutulduğunun bilinmesi durumunda ortaya çıkan yanlılıktır. Bu yanlılığa; işleme tabi tutulan birey, araştırıcı, işlemi uygulayan birey, ölçümleri yapan birey, analiz eden birey, hatta raporu yazan birey bile neden olabilir. Bu tür yanlılığı önlemenin en iyi yolu “körleme” yöntemini kullanmaktır. ARAŞTIRMADAN AYRILANLAR YANLILIĞI (KAYIP VERİ YANLILIĞI)

İdeal olan, araştırma kapsamına alınan tüm bireylerin araştırmaya katılması, protokole uyması, gerekli tüm zaman noktalarında izlemlerini yaptırması ve gerekli verilerin derlenmesine yardımcı olmasıdır. Ancak; göç, ölüm, uygulanan işlemin ters etkisi, uygu- lanan işlemden hoşnutsuzluk, araştırmaya devam etmeyi istememe, bireyde herhangi bir gelişme olmaması ya da tümüyle iyileşme olması, verinin derlendiği halde yazılmaması gibi

nedenlerle, veri derleyememe sorunu ortaya çıkmaktadır. Bu sorun "eksik veri" ya da "kayıp veri" olarak adlandırılır.

Kayıp veri araştırma sonuçlarına önemli düzeyde yanlılık katabilir. Örneğin, yeni ilacın yan etkisi nedeniyle çok sayıda bireyin araştırmadan ayrılması ve bunların analizden dışlanması ilaç etkisini ya abartır ya da olduğundan daha az gösterilmesine neden olur.

Herhangi bir nedenle araştırma dışı kalan bireyler araştırma başında sağlanan deney ve kontrol grubunun bazı özellikler yönünden eşleştirilme işlemini de bozabilir. Bu da başka yönlerden yanlılıklar ortaya çıkarır.

Kayıp veri olduğunda yapılacak analiz, kayıp veri olmadığında yapılandan farklı olacaktır. Eğer kayıp veriye normal biyoistatistiksel yöntemler uygulanırsa yanlılık ortaya çıkar. Bu nedenle kayıp veri olduğunda önce kayıp veriler için belirli işlem yapılıp sonra değerlendirme yapılmalıdır.

Çok sayıda değişken incelendiğinde kayıp veri önemli sorunlar ortaya çıkarabilir. Örneğin, regresyon analizinde bireylerin bazı özelliklerine ait kayıp veriler analize katılamayacağı için bu bireylerin analizden çıkarılması gerekir.

ÇAPRAZ GEÇİŞLİ (CROSS-OVER) DENEY DESENİNİN UYGUNSUZ KULLANIMI YANLILIĞI

Çapraz geçişli deney deseninin kullanılabilmesi için gerekli kriterlerden en önemli üç tanesi şunlardır:

Kronik ve tedavi edilemez hastalıklar için kullanılmalıdır,

Uygulanacak etkinin sonucu hızlı olarak ortaya çıkmalı ve kısa sürede sonlanmalıdır,

Bu yöntemi kullanacak araştırıcı bu kriterleri ve diğer özellikleri incelemeli ve incelenecek problem için uygun olup olmadığına karar vermelidir.

RAPORLAMA YANLILIĞI  Abartmalı dil yanlılığı,

 İyi yönleri gösterme yanlılığı,  Tek yönlü referans yanlılığı,  Olumlu sonuç yanlılığı,  Yeni konu yanlılığı.

BİLGİ (ENFORMASYON) YANLILIĞI

Ölçümlerde yapılacak okuma ve kaydetme hataları, gözlem yanılgıları, bellek yanılgıları, veri derleme kaynak ve biçimleri, yanlış sınıflandırma gibi durumlar bilgi yanlılığını ortaya çıkarır. Tipik nedenler şunlar olabilir:

 Gözlemci farklılığı, araç farklılığı, zaman farklılığı,  Temel karakteristiklerde değişim (kan basıncı gibi),

 Soruların yanlış anlaşılması, gönülsüz ya da içten olmayan yanıtlar verilmesi,

 Bellek yanılgıları, algılama yanlılığı,

 Verinin yanlış ya da eksik yazılması, hiç yazılmaması,

 Vaka ve kontrol grubunun tüm verilerinin aynı yöntemle derlenmemesi.

DENEYİN YÜRÜTÜLMESİNDE YANLILIK  İşlem Seçim Yanlılığı:

Bazı işlemlerin riski az olanlara verilmesi  Uzun Zaman Süresinde Değişimler Yanlılığı:

Tanımlarda, tanılamada, maruz kalmada, hastalıklarda ve tedavide olacak değişimler karşılaştırma olanağını kaldırabilir.

 Başlangıç Zamanı Yanlılığı

Etkene maruz kalma zamanının tayin edilememesi elde edilecek sonucu etkiler.

 Kirlenme Yanlılığı

Kontrol grubunun kasıtsız olarak deney grubuna uygulanacak işleme maruz kalması, gruplar arasında ortaya çıkacak olası farklılığı azaltır.

 Yanıt Alınamayan Bireyler Yanlılığı

Yanıt alınamayanlar yanıt verenlerden farklı yapıya, farklı gö- rüşe sahip olabilirler. Tüm bireylerin yanıtlarına dayalı bul- gularla, sadece yanıt alınan bireylerin bulguları farklı olabilir ve sonucu etkileyebilir.

 İşbirliği (itaat) Yanlılığı

Hastaların işbirliği yapmaması deneyin sonucunu etkiler.  Tedavi Edici Personel Yanlılığı

Deneyde körleme işlemi kullanılmadığında tedaviyi yürüten personelin tedavi etkinliği konusundaki inancı tedavi sonucunu pozitif olarak etkilediği gibi, ölçümleri de bu yönde yapma eğilimine itebilir.

VERİ ANALİZİNDE YANLILIK  Anlamlılık Olasılığı Yanlılığı

Alfa ve beta düzeyine, hipotezin yönüne (tek yönlü, iki yönlü) araştırmanın başında değil veri analizi yapıldıktan sonra karar vermek.

 Hipotez Kurulmadan İlişki Aranması Yanlılığı

Veri, hipotez kurulmadan incelenirse, elde edilen sonuçlar sadece hipotez formüle etme çalışması için uygun olur.

 Skala Düşürme Yanlılığı

Ölçü skalalarında yapılacak azaltma ya da düşürme karşılaştırılan gruplar arasındaki farkı etkileyebilir.

 Aşırı Değerler ya da Düzensiz Veriler Yanlılığı

Aşırı değerlerin ya da düzensiz verilerin dışarıda bırakılması biyoistatistiksel yönden uygun değilse, sonuçlara önemli yanlılık katabilir.

18

Belgede İyi klinik uygulamalar (sayfa 113-118)