• Sonuç bulunamadı

DEĞİŞKENLERİN SINIFLANMAS

Belgede İyi klinik uygulamalar (sayfa 31-37)

DEĞİŞKEN DEĞİŞKEN TANIM

DEĞİŞKENLERİN SINIFLANMAS

DEĞİŞKEN TANIMI

Durumdan duruma ya da bireyden bireye farklı değerler alabilen canlılara ait özellikler ya da çevresel faktörler değişken olarak tanımlanır.

DEĞİŞKENLERİN SINIFLANMASI

Değişkenler çeşitli biçimlerde sınıflanabilir: ÖLÇÜM BİÇİMİ YÖNÜNDEN

Sayısal Değişkenler (Nicel, Kantitatif, Ölçülebilir)

Bu tür değişkenler ölçülebilen ya da sayısal değerler alabilen değişkenlerdir. Örneğin; boy uzunluğu, vücut ağırlığı, kandaki biyokimyasal değerler, kan basıncı, yaşayan çocuk sayısı, ölen çocuk sayısı gibi. Ölçüm değerleri bireyden bireye ya da durumdan duruma değişebilir.

Sayısal değer alabilen değişkenler; «sürekli sayısal değişkenler» ve «kesikli sayısal değişkenler» olmak üzere iki grupta incelenir: Sürekli Sayısal Değişkenler

İki aralıkta ondalıklı her değeri alabilirlerler. Örneğin, bir bireyin vücut ağırlığı 72 ile 73 kilo arasında her değeri alabilir: 72.3, 72.6, 72.8 gibi.

Kesikli Sayısal Değişkenler

İki aralıkta ondalıklı değerler alamazlar. Örneğin, bir aile ya 2 çocuğa sahiptir ya da 3. Ailedeki çocuk sayısı hiçbir zaman (aritmetik ortalama hariç) 2.3, 2.8 gibi değerler alamaz.

Aralık Ölçek (interval ölçek)

Aralık ölçekte hem ölçümler sıralanabilir hem de iki ölçüm arasın- daki aralık ölçülebilir. Aralık ölçekte birimler ya da aralıklar eşittir. Yani, 1-2 arasındaki aralık 2-3 arasındaki aralığa eşittir. Aralık ölçekte birimler arası aralık eşit olmasına karşın ölçüler arasında oransallık yoktur. Örneğin, 10 derece sıcaklık 5 derece sıcaklığın 2 katı değildir. Yani termometre 5 dereceden 10 dereceye yükseldi- ğinde hava sıcaklığı 2 kat artmaz. 10 derece sıcaklık 1 derece sıcaklığın 10 katı değildir. Ölçüler arasında oransallık «oransal ölçek»te vardır. Aralık ölçekte sıfır noktası gerçek sıfır değil, keyfi olarak atanan bir değerdir. Hava sıcaklığını ölçen termometredeki sıfır noktası bu nedenle hava sıcaklığının olmadığını göstermez. Oransal Ölçek

Ağırlık, boy uzunluğu, kandaki bazı biyokimyasal değerler, fizik bilimindeki ölçümler, açı, alan, hacim gibi ölçümler oransal ölçeklerdir. Oransal ölçekte sıfır noktası gerçek bir değerdir ve bir şeyin olmadığını, yokluğunu gösterir. Ayrıca ölçümler arasında oransallık vardır. Yani 2 metre 1 metrenin 2 katı, 10 metre 2 metrenin 5 katıdır. Bu oransallık, kesikli sayısal değişkenler için de (ölen, yaşayan, hastalanan, iyileşen sayısı gibi) geçerlidir. Örneğin; sıfır sayısı ölenin, yaşayanın, hastalananın, iyileşenin olmadığını gösterir.

Nitel Değişkenler (Kategorik, Kalitatif, İsimsel)

Bu tür değişkenler ölçülemez ancak nitelik olarak belirtilir. Örnek verelim:

 Bireylerin hasta-sağlam, erkek-kadın, bekar-evli- boşanmış- dul olarak nitelendirilmesi,

 Uyarıcıya alınan yanıtın evet-hayır biçiminde nitelenmesi,  Bir ilaca ya da tedavi yöntemine alınan yanıtların

iyileştirdi-iyileştirmedi biçiminde nitelenmesi gibi.

Nitel değişkenler iki ya da daha çok kategoride sınıflanabilir. Erkek-kadın, hasta-sağlam, anemik-normal iki sınıflı değişkenlere örnek olarak gösterilebilir.

İzleyen örnekler ise ikiden çok sayıda sınıflanabilen nitel değişkenler içindir:

 Kan grubu: A, B, AB ve 0

 Medeni durum: Evli, bekâr, boşanmış, dul  Hastalık sonucu: Şifa, salah, değişiklik yok, ölüm

Bazı durumlarda değişkeni daha duyarlı biçimde inceleyebilmek için sınıfları azalan ya da çoğalan biçimde sıralayabiliriz. Örneğin;

 Sosyal sınıf: «yüksek», «orta» ve «düşük»

 Bir soruya alınacak yanıt: «çok beğeniyorum» , «orta derecede beğeniyorum», «beğenmiyorum»

 Bir yöntemin tedavi edici etkinliği: «çok etkin», «orta derecede etkin», «az etkin» ve «etkin değil» biçiminde sıralanabilir.

Nitel değişkenler sadece «isimsel (nominal)» ya da «sıralı (ordinal)» ölçeklerle ölçülebilir.

NEDENSEL İLİŞKİ YÖNÜNDEN

Değişkenler arası ilişkiler incelendiğinde değişkenler aşağıdaki gibi sınıflanabilir:

Bağımsız Değişken

Bağımlı değişkeni etkileyen değişkendir. Genellikle «x» ile gösterilir. Bağımlı Değişken

Bağımsız değişken ya da değişkenlerin etkisiyle değişebilen değişkendir. Genellikle «y» ile gösterilir.

Katkıda Bulunucu ya da Bağıntılı Değişkenler (Ara Değişken) Bazı durumlarda bağımsız ve bağımlı değişken arasındaki ilişki başka bir değişkenin katkısı olmadan gerçekleşemez. Bu değişkenlere katkıda bulunucu değişkenler denir. Örneğin, alkolik olabilmek için alkol kullanımı gerekli koşuldur. Ancak, her alkol içen alkolik olmaz. Alkolik olabilmek için diğer katkıda bulunucu

değişkenlere gereksinim vardır; ailede kötü davranışa maruz kalma, öksüz olma, aileden dışlanma gibi.

Dış Değişkenler (Extraneous Variables)

Çalışmada dikkate alınmayan ya da alınamayan fakat bağımsız ve bağımlı değişken arasındaki ilişkinin gücüne ya da büyüklüğüne etkide bulunabilecek diğer değişkenlerdir.

Sonuç (Yanıt) Değişkeni

Araştırma sonucunu gösterecek «ölçü değişkeni»ne sonuç ya da yanıt değişkeni denir. Sonuç değişkenini uygun biçimde saptamak çok önemlidir. Bu değişken uygun olarak saptanamazsa iyi düzenlenmiş ve yürütülmüş bir araştırmadan beklenen yarar sağlanamaz. Sonuç değişkeni genelde birincil değişken olarak adlandırılmaktadır.

Birincil ve İkincil Sonuç Değişkenleri

Birincil değişken, uygulanan işleme alınan yanıtı belirleyen «değişken»dir. Bu nedenle birincil değişkene, «hedef değişkeni», «sonuç değişkeni» de denmektedir. Birincil değişken araştır- manın temel amacına uygun, sonucu kanıtlayıcı ve tercihen bir tane olmalıdır.

Yeni bir ilaç için bu değişken genelde «etkinlik»tir. Çünkü, doğrulayıcı araştırmaların birincil amacı etkinlikle ilgili bilimsel güçlü kanıtlar bulmaktır. Güvenlik-tolerans da bazen birincil değişken olarak seçilebilir. Yaşam kalitesi ve sağlık ekonomisi ölçümü de birer birincil değişken olabilir.

Birincil değişkenin seçimi, kabul edilmiş normlara ve standartlara uygun olmalıdır. Literatürde yayınlanmış ya da deneyimlerle belirlenmiş güvenilir, yararlı ve geçerli değişkenlerin kullanımı önerilebilir. Örneklem hacmi saptanırken de birincil değişken kullanılır.

Bazı durumlarda birincil değişkeni kesin bir ölçü ile belirlemek mümkün olmayabilir. Örneğin, ölümün birincil değişken olarak tanımlanması yeterli olmayabilir. Çünkü ölüm değişik biçimlerde

değerlendirilebilir. Örneğin, ölen sayısının belirli bir zaman diliminde yaşayanlara oranlanması ile ya da belirli bir aralıktaki ölüm süresi ile değerlendirilebilir. Yine bir tedavinin etkinliği değişik biçimlerde değerlendirilebilir; iyileşti/iyileşmedi gibi nitel olarak ya da iyileşme süresi gibi ölçümsel olarak dikkate alınarak değerlendirilebilir. Başka bir örnek, tekrarlayan olayların ölçüsünü bulmaktaki sıkıntı olabilir. Örneğin, olayın belirli bir aralıkta kaç kez tekrarladığı, ilk kez ne zaman tekrarladığı ya da tekrarlar arasındaki süre dikkate alınabilir.

Kronik hastalıklarda tedavi etkinliğini belirleyecek birincil değişkenin seçimi diğer bir zorluktur. Birçok yaklaşım söz konusu olabilir. Örneğin, zaman aralığının başlangıcı ve bitişi arasında yapılan değerlendirmelerin karşılaştırılması, aralık boyunca yapılan değerlendirmelerin eğimlerinin karşılaştırılması, belirlenen eşiği aşanların ya da altında kalanların oranlarının karşılaştırılması ya da tekrarlayan ölçümlerin karşılaştırılması gibi.

Görüldüğü gibi birincil değişkenin protokolde kesin ve açık olarak tanımlanması, zor olsa bile, çok önemlidir. Buna ek olarak seçilen birincil değişkenin klinik uygunluğu, ölçümlerin geçerliliği ve seçim nedeni de protokolde belirtilmelidir.

Birincil değişkenin körleme uygulaması kaldırıldıktan sonra saptanması ya da yeniden tanımlanması kabul edilemez. Çünkü bu durumun ortaya çıkaracağı yanlılığı ölçmek mümkün değildir. Eğer birincil değişken birden çok yöntemle ölçülebiliyorsa; klinik uygunluk, önem, objektiflik ve ilgili diğer bazı özelliklerin kullanılması yoluyla değerlendirme yapılarak en uygun olanı birincil ölçü olarak seçilir ve protokolde belirtilir.

İkincil değişkenler birincil amaçları destekleyici ölçümler ya da ikincil amaçla ilgili etki ölçümleri olabilir. Bunların da protokolde ön tanımı yapılmalı ve araştırma sonuçlarının yorumunda alabilecekleri rol ve önemleri açıkça belirtilmelidir. İkincil değişkenlerin sayısı sınırlı tutulmalı ve sınırlı sayıda soruya yanıt vermelidir.

Ölçümle Belirtilen Verinin Nitel (Kategorik) Veriye Dönüştürülmesi

Bazı durumlarda veri ölçümle belirtilse bile nitel olarak tanımlanması gerekebilir. Bu gibi durumlara kan basıncının ölçül- mesinden sonra bireyin sonucunun hipertansif-normal, hemoglobin değerinin ölçülmesinden sonra anemik-normal gibi nitelik olarak değerlendirilmesi istendiğinde başvurulur. Bu nitel değerlendirme ikili ya da daha fazla kategorili olabilir, gerekli ise belirli özelliğe göre sıralı bir biçimde nitelendirilebilir. Verinin nitelik olarak belirtilme kriterleri protokolde açık olarak belirtilmelidir. Çünkü, kriterlerin seçimi çalışma sonucunu etkileyebilir ve yanlılığa neden olabilir.

5

DEĞİŞKENLERİN

Belgede İyi klinik uygulamalar (sayfa 31-37)