• Sonuç bulunamadı

Asker Kişiliği

Belgede l 2013 l i i l ili l i (sayfa 132-136)

2- Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyetinde ordunun Konumu

3.1. Kazım Karabekir

3.1.3. Asker Kişiliği

Musa Kazım Karabekir askeri olarak önemli başarılar elde etmiş, cesur, mücadeleci bir kimsedir. Bu askeri başarılarından dolayı birçok ödüller almıştır.

Öncelikle askeri alanda bitirdiği okulları en üst derecelerle bitirmiştir. Okul hayatını bitirdikten sonra girdiği askeri hayatında önemli başarılar elde ederek sürekli ilerlemeler kaydetmiştir. Arnavutluk baskını sırasında göstermiş olduğu gayretlerinden dolayı kendisi ‘5. Rütbeden Mecidi 4. Rütbeden Osmanî’ denilen çifte nişanla ödüllendirildi. Birinci Balkan Savaşları esnasında Bulgarlara karşı göstermiş olduğu çok çetin mücadeleler sonrasında açlık tehlikesi içerisinde başında bulunduğu askeri birlik ile uzun süre direnmiş yardım alamadığı için esir düşmüş, fakat İkinci Balkan Savaşları ile Edirne’nin kurtarılması ile yeniden serbest kalıp İstanbul’a gelmiştir. 1914 Mayısında Edirne Kalesi muharebelerinde gösterdiği üstün başarılarından dolayı kendisine padişah tarafından ‘iki yıl kıdem zammı’ ve

‘Dördüncü Rütbeden Osmanî’ nişanı verildi.

Balkan yenilgisinden sonra İttihatçılar Osmanlı Ordusunun o zamanın en modern ordusu olan Alman ordusu sistemine göre yeniden düzenlenmesi için

36 http://www.kazimkarabekirvakfi.org.tr/kazimkarabekir.htm

ittihatçılar Almanya ile iş birliği yaptılar. Almanya’dan gelen bir askeri heyet Osmanlı ordusunu modernleştirme çalışmalarına başladı. Bu sırada Musa Kazım Karabekir Almanca bildiği için bu Alman heyet ile birlikte çalışmaya başladı. Bu sırada edindiği tecrübeler, askeri taktikler ve birikimlerin sonradan, milli mücadele esnasında, işine yaradığını kendisi ifade etmiştir (Karabekir, 2008: 133). Dolayısıyla Kazım Karabekir Paşa’nın askeri başarılarının arkasında Alman askeri stratejilerinin olduğu söylenebilir.

1914’te Birinci Dünya Savaşından önce Avrupa’ya seyahat ettiğinde gördüğü siyasi ve askeri ahvalin bir savaşa doğru gittiğini fark etti ve bu gözlemlerini zamanın Erkan-ı Harbiye reisi Enver Paşaya iletti. Birinci dünya savaşı çıktıktan sonra gösterdiği başarılardan dolayı birçok ödüller almıştır. Aralık 1914’te ‘üç yıl hasarı kıdem zammı’ aldı. 1915’te 5. kolordunun 14. tümen kumandanlığına tayin olunarak Marmara ve Karadeniz kıyılarımızdaki tahkimat işleriyle uğraştı. Kısa bir süre sonra tümeniyle Çanakkale- Gelibolu cephesine gönderildi. Seddül bahir Kerevizderesi’nde üç buçuk ay Fransız birliklerine karşı başarılı bir savaş yürüttü. 28 Temmuz 1915’te padişah tarafından ‘muharebe gümüş liyakat madalyası’, 2 Ekim 1915’te 5. ordudan ‘harp madalyası’ almıştır. Ayrıca Almanya’dan ‘ikinci rütbeden kron dö broş kılıçlı nişan’, Avusturya’dan ‘ikinci sınıf salip nişanı’ almıştır. 1915 yılı sonlarında 6. ordunun kurmay başkanlığına atandı. Bu atamanın sebebi 6. orduya kumandan tayin edilen Alman Fold Mareşal Vonder Goltz Paşa ile iyi çalışacağı düşüncesidir. Çünkü Karabekir hem Almanca bilmekteydi hem de Alman heyeti ile iyi çalışabilmekteydi. Musa Kazım Karabekir Irak cephesinde altı ay boyunca İngilizlerle savaştı.37

Daha önce katıldığı Gelibolu muharebelerindeki başarısından dolayı kendisine ‘üç yıl savaş zammı’ verildi. 26 Aralık 1915’te Almanya’dan ikinci defa

‘Alman demir salip nişanı ve muharebe gümüş imtiyaz madalyası’ aldı. 1916 Mart ayında Irak cephesinde üstün İngiliz kuvvetlerini yendiği için Alman Goltz Paşa’nın teklifi ile padişah tarafından ‘muharebe gümüş imtiyaz madalyası’ ile ödüllendirildi.

6. ordumuz Bağdat’ın güneyinde bulunan Kut-el amare’de İngiliz ordusunu kuşattı.

Fakat bu esnada orduyu kumanda eden Alman Goltz Paşa çıkan bir hastalıktan öldü.

37 http://atam.gov.tr/cesitli-cephelerde-kazim-karabekir/

Yerine Enver Paşa’nın amcası Halil (Kut) Paşa tayin edildi. 29 Nisan’da İngiliz kumandanı ve kuvvetleri esir alındı. Bu sırada sözü edilen kuşatmaya katılan 18.

kolordumuzun kumandanlığını Kazım Karabekir yapmaktaydı. Bu kuşatmadan sonra Musa Kazım Karabekir, kumandan Halil Paşa’ya İngilizlerle yürütülecek mücadele konusunda yaptığı tekliflerin geri çevrilmesinden dolayı mesafeli davrandı. 8 Şubat 1917’de Irak cephesindeki iyi hizmetlerinden dolayı kendisine ‘yeniden muharebe altun liyakat madalyası’ verildi. 28 Şubat 1917’den geçerli olmak üzere kendisine

‘iki yıllık seferi kıdem zammı’ verildi. 6. ordunun kumandanı Halil Paşa’nın teklifi ile bu ödülleri almasına rağmen savaş stratejileri ile ilgili teklifleri geri çevrildiği için başka bir yere görevlendirilmek istendi. Bu yüzden bir buçuk yıl kaldığı Irak cephesinden alınarak İstanbul’a çağrıldı. İstanbul’a dönmek için Adana’ya geldiğinde istediğine uygun bir seçenekle karşılaştı. 2. ordunun 2. kolordu kumandanlığına Cafer Tayyar bey tayin edilmişti. Musa Kazım Cafer Tayyar beyle becayiş yaptı. Sözü edilen 2. kolordu Van gölü Bitlis Muş Çabakçur Cephesini korumaktaydı. Bu şekilde Musa Kazım Kafkas Cephesine, Cafer Tayyar ise Irak cephesine 18. kolordu kumandanlığına tayin edildi.

Irak’taki başarılarından dolayı 15 Nisan 1917’de Avusturya Macaristan İmparatorluğunun ‘3. sınıf meziyet-i askeriye nişanı’ aldı. Ruslarla yürüttüğü mücadelelerden elde ettiği başarılarından dolayı 23 Eylül 1917’de ‘yeniden kılıçlı ikinci mescidi nişanı’ ile ödüllendirildi. Karabekir 28 Ocak 1918’de 3. Ordunun 1.

Kafkas Kolordusu komutanlığına tayin edildi. Bol karlı ve ağır kış şartlarında Ermeni kuvvetleri ve çeteleriyle mücadele ederek Şubat-Nisan 1918 yılları içerisinde Doğu Anadolu’daki Erzincan, Erzurum, Sarıkamış, Kars gibi vilayetlerimizi kurtararak doğu sınırımızı doksan üç harbindeki sınırına kadar genişletti. Doğu cephesindeki bu başarılarından dolayı kendisine “kılıçlı ikinci rütbeden Osmanlı” nişanı verildi. 11 Mayıs 1918’de Kars Müstahkem mevkiinin işgalinde kudret ve cesaretinden dolayı kendisine ‘iki yıllık kıdem zammı’ verildi. Bu süreçte Ermenilere karşı yürüttüğü başarılı askeri operasyonlarla doğudaki birçok vilayetimizi kurtardı. 6 Ekim 1918’de İran Irak cephesi kumandanı Halil (Kut) Paşa Kazım Karabekir’e Tahran’ı işgal etme emri verdi.38 Musa Kazım genel vaziyeti değerlendirerek bu hareketin Osmanlı için

38 http://atam.gov.tr/cesitli-cephelerde-kazim-karabekir/

felaket getireceğini ifade ederek Halil Paşayı bu emirden vazgeçmeye ikna etti.

Bütün bu başarılı askeri operasyonlara rağmen Filistin ve Suriye cephelerindeki bozgunlardan dolayı 31 Ekim 1918’de Mondros Ateşkes Antlaşması imzalandı.

Kazım Karabekir bu süreçten sonra İstanbul’a çağrıldı.

İstanbul’a geldikten sonra yürüttüğü faaliyetler ile kendisinin doğu Anadolu’ya XV. Kolorduya tayin edilmesini sağladı. Bu süreçte görüştüğü komutanların genel bir ümitsizlik havası içerisinde olduklarını görerek onları milli bir mücadele için faaliyet içerisine girmeye davet etti. Mondros’un bir maddesine göre Osmanlı ordusu, itilaf devletlerinin belirleyeceği çok az bir kısmı hariç, kalan kısmının terhis edileceği ve silahsızlandırılacağı şeklinde idi. Karabekir Paşa XV.

Kolorduya tayin edildikten sonra yürüttüğü stratejik taktikler ile ordunun silahsızlandırılması çalışmalarına müsaade etmedi. Bunun için bir yandan İstanbul’daki merkezi yönetimi diğer yandan da işgal güçlerini oyaladı. Antlaşmanın yapılış tarihi kış öncesine denk geldiği için itilaf devletlerinin silahların alınması konusundaki taleplerine kış şartlarını bahane ediyordu. Bu süreçte halkın silahsızlandırmaya karşı çıkması için çalışmalar yürütüyor ve bu çalışmaların dünya kamuoyunda yer alması için gerekli basın yayın faaliyetlerine de ağırlık veriyordu.

Buna göre halk Ermeni çetelerinden korunmak için Osmanlı ordusunun silahsızlandırılmasına karşı çıkıyordu. Çünkü silahsız bir halk kitlesi silahlı Ermeni çetelerine karşı savunmasız durumda olacaktı. Bu ise savaş esnasında yaşananlardan dolayı Müslüman halkın büyük katliamlara maruz kalması demekti. Bu minvalde yapılan haklı propaganda ile işgal güçlerinin temsilcisi ve İngiliz Lord Gürzon’un kardeşi Yarbay Ravlinson, uzun bir süre meşgul edilmiştir. Bu süreçte halkın silahsızlandırılması ve ordunun silahlarının güvenli yerlere alınması süreci tamamlanmıştır. Karabekir Paşa yürüttüğü bu stratejik faaliyetlerin Almanlarla birlikte çalışmış olmasından kaynaklanan tecrübelere dayandığını ifade etmiştir.

Karabekir Paşanın kendi kolordusundaki silahların toplanmasına müsaade etmemesi sonradan yürütülecek milli mücadelenin silah kaynakları açısından önemli bir etken oluşturacaktı (Karabekir, 2008: 97).

Milli mücadele başladıktan sonra Ermenilere karşı doğu cephemizde kazandığı savaşlarda da önemli başarılar elde etmiştir. Milli mücadelenin kazandığı ilk zafer doğu cephemizde Karabekir Paşanın Ermenilere karşı kazandığı zaferdir. Bu

zaferler sonrasında elde edilen silah miktarı o kadar çoktu ki Karabekir meclise gönderdiği telgrafta ‘bu silahların milli mücadele on yıl bile devam edecek olsa yeterli geleceğini’ belirtiyordu (Karabekir, 1995: 137; Paşaların Hesaplaşması).

Karabekir Paşaya, bu başarılarına rağmen, batı cephesinde Yunanlılara karşı yürütülecek savaşlarda görev verilmemesi, sonradan ortaya çıkan mücadelelere göre farklı hesaplardan kaynaklanmaktaydı. Nitekim sonradan Kazım Karabekir ordu müfettişliği ile görevlendirilmişti. Bu görevlendirilme sonrasında ordunun modernleştirilmesi ile ilgili tekliflerinin dikkate alınmadığı gerekçesiyle istifa etmiştir (Semiz, 1997: 200). Askeri yetkileri alındıktan sonra artık yönetimden bütün bütün uzaklaştırılmış ve evinde gözetim altında yaşamaya mahkûm bırakılmıştır.

1938 Kasım’ı sonrasında İstanbul milletvekili olarak mecliste yer almış ve siyasi faaliyetlerini 1948’deki ölümüne kadar devam ettirmiştir.

Belgede l 2013 l i i l ili l i (sayfa 132-136)