• Sonuç bulunamadı

Bireyin yaĢam tarzını oluĢturan kiĢilik, farklı durumlar karĢısında bireylerin karakteristik tepkilerini de ifade etmektedir. Bu anlamda kiĢiliğe ait özelliklerin değiĢmez ve bireyin yaĢamında önemli bir yere sahip olduğu söylenebilir (Chen, 2008: 579). Ancak kiĢiliği, sadece belirli bir zaman dilimi içindeki davranıĢ biçimi olarak değerlendirmek de doğru olmaz. Çünkü kiĢilik, bireye özgü alıĢkanlıkların devamlılığını ve geleceğe uyum sağlama isteğini içeren bir özelliğe sahiptir (Zel, 2006: 12). Bu durumda kiĢilik, bireyin yaĢam süreci içindeki alıĢkanlık ve özelliklerinin davranıĢlarına yansıyan gözlenebilir yönü olarak tanımlanmaktadır. Nitekim kiĢilik, genetik yapının çevre ile karĢılıklı etkileĢimi sonucunda oluĢmakta ve içinde yaĢanılan toplumun özelliklerini yansıtmaktadır (Ġyigün, 2012: 65). Bu denli çok boyutlu olan kiĢilik kavramını oluĢturan faktörler Ģu altı grupta değerlendirilmektedir (Luthans, 1995: 114):

Kalıtım ve bedensel yapı faktörleri,

Sosyo-kültürel faktörler, Aile faktörü,

Sosyal yapı ve sosyal sınıf faktörleri, Coğrafi ve fiziki faktörler,

Diğer faktörler.

2.3.1. Kalıtım ve Bedensel Yapı Faktörleri

Kalıtım yaklaĢımı; bireylerin sahip olduğu kiĢiliğin, genlerin moleküler yapısı tarafından belirlendiğini iddia etmektedir (Yüksel, 2006: 58). Bireyler, kiĢisel özelliklerinin çoğuna doğuĢtan sahip olduklarından, hem kendi türlerinin özelliklerini hem de soyuna ve ailesine ait birçok özelliği taĢımaktadırlar (Güney, 2011: 197). Bireyin taĢıdığı kendine özgü özelliklerden hangilerinin tamamıyla kalıtım yoluyla geçtiği kesin olarak bilinmemekle birlikte, kiĢilik özelliklerinin büyük ölçüde genetik faktörlere bağlı olduğu da yapılan araĢtırmalarda ortaya konmuĢtur (Caspi vd., 2005: 462; Parks ve Guay, 2009: 675). Buna göre, bireyin beden yapısıyla ilgili iskelet, boy, ağırlık, saç-göz-ten rengi, zekâ durumu, heyecanlılık, duygusallık, karĢı koyma, direnme ve dayanıklılık gibi çoğu bedensel, kısmen de zihinsel ve duygusal özelliklerde kalıtımın payının oldukça yüksek olduğu, buna karĢılık bireylerin belirli bir sosyal yapı ve fiziki çevre içerisinde yaĢamalarından dolayı sonradan öğrendikleri davranıĢ kalıplarında (örf, adet, inanç, ahlak, fikir, düĢünceler vb.) kalıtımın payının nispeten daha az olduğu söylenebilir (Zel, 2006: 12-13). Dolayısıyla, insanın doğuĢtan getirdiği özelliklerin büyük bir kısmının kalıtımsal olduğu ilke olarak kabul edilmekle beraber, sonradan kazandığı özelliklerin önemli bir kısmının sosyo-kültürel etkenlerden etkilenmeyle, bir kısmının da kalıtımsal özelliklerinin sonradan psiko-sosyal bir geliĢmeye maruz kalmasıyla elde edildiği söylenebilir (Eroğlu, 1995: 142).

2.3.2. Sosyo-Kültürel Faktörler

KiĢiliğin oluĢmasında toplum ve birey arasındaki etkileĢim sayesinde bireyin, toplumun yöneliĢine karĢı gösterdiği tepki ve davranıĢlar kiĢiliğin sosyo-kültürel belirleyicisi olarak nitelendirilmektedir (Köknel, 1986: 18). Çünkü her birey belirli bir kültürel yapı içinde yaĢar ve bu yapıdan yaĢamı süresince etkilenir. Bireyin idealleri ve ilgileri bu kültürel ortamda Ģekillendiğinden, bu idealler ve ilgiler, kiĢiliğin oluĢumunda önem arz eder (Zel, 2006: 13).

Ġnsanlar, doğdukları andan itibaren ölünceye kadar, bilincine varmıĢ olsunlar veya olmasınlar, diğer insanların kendileri için hazırlamıĢ oldukları belirli davranıĢ Ģekillerini takip etmek zorunda kalmaktadırlar. Bu anlamda, fertlerin karĢılaĢtığı en önemli etkilenme ve Ģartlanma olayı, üyesi oldukları toplumun sosyo-kültürel yapısından kaynaklanmaktadır (Eroğlu, 1996: 142). Bireylerin kiĢilik oluĢumunda, sosyo-kültürel faktörler çocukluk dönemlerinde çok önemli bir etkiye sahip değilken,

çocukluk sonrası ilerleyen yaĢlarda bu faktörlerin etkisinin kayda değer biçimde daha net hissedildiğini söylemek mümkündür (Roach, 2006: 78).

DoğuĢtan gelen birçok kiĢilik özelliği toplumun ve kültürün etkisiyle yeniden Ģekillenmektedir. Birey, toplumun değerlerini önce algılamakta, sonraki süreçte bunları yavaĢ yavaĢ davranıĢlarına yansıtmaktadır. Bu yansımalar bireylerin algılamasındaki farklılıklardan dolayı farklı Ģekillerde ortaya çıkmaktadır (Ġyigün, 2012: 66). Unutulmamalıdır ki kalıtım bireye doğuĢtan gelen özellikler ve yetenekler sağlamaktadır. Ancak, bu potansiyelin tam kapasite ile kullanılması, bireyin çevrenin isteklerine ne derecede uyum sağlayabildiğiyle bağlantılıdır (Yüksel, 2006: 60). Bu sebeple bireylerin bulundukları sosyo-kültürel yapıdan öğrendikleri, onların kiĢiliğinin belirlenmesinde etkili olmaktadır (Giderler, 2005: 22).

2.3.3. Aile Faktörü

Luthans (1995: 36), insan kiĢiliğinin oluĢmasında en önemli ve etkili çevresel faktörlerin aile ve sosyalleĢme olduğunu vurgulamıĢtır. Aile, insanların karĢılaĢtığı ilk sosyal grup, aile ortamı da fertlerin sosyo-kültürel değerleri ilk öğrenmeye baĢladıkları yerdir. Anne ve baba, bireyin toplumsallaĢmasında ilk kaynak ve model olduğundan bireyler, sosyo-kültürel değerleri, özel davranıĢ biçimlerini, cinsiyete göre rol benimsemeyi anne ve babayı örnek alarak aileden öğrenmektedir (Eroğlu, 2011: 215).

Çocukluk dönemlerinde normal olmayan bir aile yaĢamı sürdüren bireylerin, ileride çocuklarına karĢı kötü anne veya baba oldukları ve bu durumun kuĢaklar boyunca devam ettiği yapılan araĢtırmalarda belirlenmiĢtir. Bu sebeple, kiĢiliğin oluĢumunda ailenin de çok önemli olduğu söylenebilir (Kolasa, 1969: 152). Özdemir vd. (2012: 568) anne ve babanın aile içi sosyal iliĢkilerde demokratik bir yapıya sahip olmaları durumunda, çocuğun daha serbest ve rahat yetiĢtiğini, rasyonel davrandığını, aktif olduğunu ve baĢkalarıyla kolayca sosyal iliĢki kurabildiğini belirtmiĢlerdir. Buna karĢılık, aile içi iliĢkilerde aĢırı otoriter olan, çocuğun isteklerini engelleyen ve kendi görüĢlerinin benimsenmesinde direnen anne ve baba tutumlarının, çocuğun çekingen bir kiĢilik kazanmasına, bazen de ters etki oluĢturarak çocuğun isyankâr olmasına neden olduğu da ifade edilmektedir. Bu sebeple, Adler (2011: 43) ailenin, bir çocuğun doğarken beraberinde getirdiği bütün içgüdüleri, tepkileri ve yetenekleri biçimlendirip, renk verdiğini özellikle vurgulamıĢtır.

2.3.4. Sosyal Yapı ve Sosyal Sınıf Faktörleri

Toplumsal yaĢamda bireylerin ait oldukları sosyal sınıflar ve içinde bulundukları alt kültürler de kiĢiliğin oluĢmasında etkilidir. Her toplumun kültürel yapısı farklı birçok alt kültürden meydana geldiğinden, bu farklı alt kültürler değiĢik grupların ve buna bağlı olarak kiĢilik tiplerinin oluĢmasına neden olmaktadır (Güney, 2011: 191). Sosyal yapı ve sosyal sınıf faktörleri, bireylerin eğitim imkânlarını, yaĢam biçimlerini, düĢüncelerini, ilgi alanlarını, tüketim davranıĢlarını ve kiĢisel özelliklerini de Ģekillendirebilmektedir (Schermerhorn vd., 2008: 41). Bu sebeple bir kiĢinin kiĢiliğini anlamada veya kiĢi hakkında çok önemli bilgiler edinmede, kiĢinin geçmiĢte ve Ģimdiki zamanda içinde yer almıĢ olduğu sosyal grupların yapısını bilmek oldukça önemlidir (Eroğlu, 2011: 218).

2.3.5. Coğrafi ve Fiziki Faktörler

Birey dünyaya geldikten sonra, çevresini içinde yaĢadığı doğa ve toplum oluĢturur. Doğa; coğrafi konum, iklim koĢulları, yer altı ve yerüstü kaynaklarıyla toplum yaĢamını etkileyerek, bu etkiyi bireye yansıtır. Ayrıca toplumun tarihsel, kültürel, ekonomik ve siyasal yapısı da bireyin hem yaĢamında hem de kiĢiliğinde belirleyici olmaktadır (Köknel, 1986: 83). Coğrafi ve fiziki çevrenin kiĢilik üzerinde doğrudan etkilerinin yanında daha çok dolaylı etkileri olduğu vurgulanmaktadır. Nitekim bireylerin kiĢilik oluĢumunda etkili olan faktörler üzerinde özellikle de toplum kültürüne yönelik faktörler açısından coğrafyanın etkileri çok bilinen bir husustur (Zel, 2006: 16). Bunun yanı sıra bireylerin sürekli yaĢadıkları yerlerin dıĢına farklı nedenlerden dolayı göç etmeleri sebebiyle, yaĢamaya baĢladıkları yeni yerlerin coğrafi ve fiziki özelliklerine adaptasyon sürecinin bireylerin kiĢilikleri üzerinde önemli etkileri olduğu da belirlenmiĢtir (Pihl ve Caron, 1980: 190).

2.3.6. Diğer Faktörler

KiĢiliğin oluĢmasında etkili olan diğer faktörler; kitle iletiĢim araçları, yetiĢkinler grubu ve doğum sırasıdır. Kitle iletiĢim araçlarını etkin olarak kullanan ve kullanmayan bireyler arasında farklılıkların söz konusu olduğu ve bireylerin içinde bulundukları sosyal gruplarındaki benimsenmiĢ yetiĢkin üyelerinden bazılarını kendilerine örnek olarak almaları, kiĢiliğin oluĢumunda etkili bir faktör olarak ortaya çıkmaktadır (Ġyigün, 2012: 67).

Dixon vd., (2008: 120) doğum sırası ve geniĢ aile yapısıyla ilgili faktörlerin, kesin olarak kiĢilik üzerinde oluĢturabileceği etkilerinin henüz kanıtlanmadığını savunsalar da, Adler (2011: 44) geliĢtirdiği kuramında, doğum sırasının kiĢiliği etkileyen diğer faktörler arasında yer aldığını özellikle vurgulamıĢtır. Bu kuram kapsamında, ailedeki çocuk sayısı arttıkça ilk çocuk ile son çocuk arasında önemli ölçüde zekâ düzeyi ve iliĢki kurma konusunda yetenek farklılıklarının olabileceği öne sürülmüĢtür. Söz konusu farklılıklar hususunda ilk çocukların daha zeki, yetenekli ve sosyal olabileceği de özellikle belirtilmiĢtir.