• Sonuç bulunamadı

1.3. Kuramsal Çerçeve

2.1.2. Kentsel Dönüşüm Uygulamalarının Hedefleri

Kentsel dönüşüm ile neyin hedeflendiğini kavrayabilmek için ilkesel açıdan bu uygulamaların ortak yönlerinin hangi kriterlere dayalı olarak belirginleştiğinden bahsetmek gerekir. Kentsel dönüşüm adı verilen uygulamaların hedeflediği kimi temel kriterler olduğu muhakkaktır. Özetle bunlar; mekândaki fiziki çöküşü durdurarak alanda hali hazırda yer alan tarihsel dokunun varlığını sürdürmesini mümkün kılmak, ilgili yerleşimde süregelen ekonomik hayatı yeniden canlandırmak, alandaki yapıların mimarlık kalitesinin yanı sıra bu mekânı paylaşanların kentsel yaşam kalitesini arttırarak o alandaki kültürel dinamikleri yeniden harekete geçirmek, uygulanan projenin yürütülmesi aşamasında hemen her ölçekte bulunması tasarlanan ilgili aktörlerin sürece katılımını sağlamak şeklinde sıralanabilir (Polat ve Dostoğlu, 2007: 62). Kentsel dönüşüm esasen şu hedefleri yakalamak maksadıyla girişilen bir uygulama sürecidir, bunlar (Akkar, 2006: 30):

• Kentteki fiziki ortam ile sosyal sorunlar arasında gerçeklikli bir bağ kurmak.

• Kentsel dokuda başat role sahip fiziki unsurların zaman içerisinde kendiliğinden gerçekleşemeyecek değişimine dönük ihtiyaçları gidermek.

• Kentte yaşayanların hayat standartlarını geliştirerek ekonomik kalkınmaya katkı vermek, gereksiz kentsel yayılmayı durduracak stratejiler uygulanmasını sağlamak.

• Kentteki aktörlerle genel geçer bir kentsel politikanın gereklerini şekillendirmek.

Kentsel dönüşümün hedeflerine dönük genel hatları itibariyle; çevresel ve fiziksel boyuta matuf hedefler, ekonomik boyuta matuf hedefler, sosyal boyuta matuf hedefler ve kültürel boyuta matuf hedefler şeklinde yapılacak bir tasnifle de konu ele alınabilir. Kentsel alanlarda gecekondulaşmanın önüne geçilmesi, hali hazırda bulunan gecekonduların yıkılarak yerlerine çağdaş yapıların inşa edilmesiyle modern bir kent görüntüsünün yaratılması çevresel ve fiziksel hedefler olacaktır. Yeni bir ekonomik kalkınma yaklaşımı ortaya konarak ayrıca kentsel huzur ve refah ortamına katkı vererek ekonomik hayatın bütün yönleriyle yeniden canlandırılması, yeni ticaret ve cazibe merkezleri, istihdam ve iş fırsatları yaratacak şekilde müdahale edilen ilgili kentsel alanlara yatırımcıların çekilmesi ekonomik hedefler olarak zikredilebilir. İlgili kentsel alanda sosyal ölçekli problemlerin nihai bir çözüme kavuşturulması, uygulamanın sosyal sonuçlarının gözetilmesi birer sosyal hedef olarak belirlenebilir. Kültürel açıdan da kentsel alandaki kültürel, doğal ve tarihi dokunun korunarak kentin kültür mirasının yeni kuşaklara aktarılması, kentin özgün kimliğini muhafaza edecek bir anlayışı benimseyen kentsel dönüşüm uygulamalarının tercih edilmesi hedeflenmelidir. İlgili kenti diğer kentlerden farklılaştıran tarihi, doğal, kültürel zenginlikleri tahrip etmeyen kentsel dönüşüm uygulamalarıyla kentsel yapıların devamlılığının sağlanması kültürel boyut bakımından önemli hedeflerdir (Yaman, 2014: 14).

Kentsel dönüşüm kavramına/çalışmalarına dair tespitleri bulunan, hemen hepsi aynı hedefler üzerinde mutabık kalan yazarlardan kimileri de kentsel dönüşümü aşağıda sıraladığımız beş amaca matuf bir süreç olarak değerlendirmektedirler. Bunlar (Şişman ve Kibaroğlu, 2009: 2):

• Kentin hali hazırda benimsediği toplumsal yasa ile kentte görülen fiziksel koşullar arasında bir ilişki kurulması amaçlanmalıdır. Kentte baş gösteren

sosyolojik problemlerin incelenerek buna dair çözümlerin sunulması ve uygulamaya konacak kentsel dönüşümlerin bu veriler hesaba katılarak yürütülmesi gerekmektedir.

• Her kent kendi doğasından gelen kimi fiziksel nitelikler bakımından doğal bir değişim yaşamaktadır. Uygulanacak kentsel dönüşüm bu doğal değişime kayıtsız kalmamalı, kentin alt yapı türünden değişmekte olan kimi özellik ve ihtiyaçlarına karşılık gelecek bir amaç taşımalıdır.

• Kentsel dönüşüm, kentsel alanda hayatını sürdüren bireylerin yaşam standartlarının geliştirilmesine ve bu kentlilere refah sağlamaya dönük amaçlar belirlemelidir.

• Kentlerde çöküntü alanlarının oluşmasının nedenleri arasında ekonomik koşullar da göz ardı edilemez. Kentsel dönüşüm ile kentsel çöküntü alanlarında görülen ekonomik problemlerin çözümü amaçlanmalıdır. • Kentsel dönüşüm ile ulaşılmak istenen bir diğer amaç kentsel alanlardaki

plansızlıkların bertaraf edilmesidir. Bu alanların verimli şekilde değerlendirilmesi yani kentsel yaşam alanının yüz ölçümün gereksiz genişlemesinin engellenmesi amaçlanmalıdır.

Kentsel dönüşümde neyin amaçlanacağı sorusuna Türkiye özelinden bir cevap aranacak olursa; Türkiye`deki kentsel alanlarda 1950’den itibaren nicelik bakımından hızlı bir konut üretim süreci gözlenmektedir ancak üretilen konutların yeter miktarda denetiminin yapılamadığı görülmektedir. Denetim eksikliklerinin ortaya çıkardığı riskli yapı stoku kentsel dönüşüm projeleriyle dayanıklı yapıların üretiminin amaçlanmasını zorunlu kılmıştır. Türkiye’nin kentsel alanları fazla konut üretimine dayalı olarak 1950’den itibaren ihtiyaçtan fazla genişlemiştir. Kentsel hizmetlerin sunulması bakımından bir sorun olarak görülebilecek bu durumun kentsel dönüşüm ile üstesinden gelmek bir amaç olarak karşımıza çıkmaktadır. Türkiye’de kentleşme hızının düşmesine denk gelecek şekilde konut üretiminin yavaşlatılması ve rasyonel ihtiyaçlar düzeyine çekilmesi bir diğer amaç olarak belirtilebilir. Kentsel yaşamda doğal afetlerin etkisini ve kaza riskini artıran, çevre kirliliği yaratan kaçak yapılaşmanın ortaya çıkardığı riskli alanların azaltılması bir

başka amaçtır. Elbette bunun için iyi planlanmış projeler bir ihtiyaçtır. Türkiye’de gözlemlenen kentsel fakirlik politika yapıcıları, kentliler arasında kentsel nimetlerden eşit bir paylaşım arayışına itmiştir, kentsel dönüşümün amaçlarından biri de bu olmuştur. Türkiye’deki kentsel dönüşümlerin bir diğer amacı da estetik bakımdan standartlara uygun olmayan kentsel alanların ve konut stoklarının revize edilmesi olarak belirtilebilir (Arabulan, 2015: 17).

Kentsel dönüşümün kent sakinleri açısından ne ifade ettiği ve bu yönde yürütülen faaliyetlerin bireyler üzerinde olumlu/olumsuz etkilerinin neler olduğunun belirlenmesi modern kentlerin inşasının etkinlikle gerçekleştirilebilmesi adına önemli bir husustur. Bu sayede planlayıcı ve uygulayıcılar, bireylerden kendilerine gelen geri dönütleri daha iyi değerlendirebilecek ve yapılacak değişikliklerle kent sakinlerinin büyük bir çoğunluğunu memnun edecek sonuçlar elde edebileceklerdir. Bu doğrultuda, çalışmada analiz edilecek verilerin elde edilmesi kapsamında, kent sakinlerinin kentsel dönüşüm faaliyetleri hakkındaki genel düşüncelerinin öğrenilmesi amacıyla hazırlanan mülakat içeriğine; “Kentsel dönüşüm hakkında değerlendirmeleriniz nelerdir? Kentsel dönüşümün kent ve sakinleri açısından kaçınılmaz bir süreç olduğunu düşünüyor?” ve “Kentsel dönüşümün kentli bireyin yaşantısı üzerinde ortaya koyduğu farklılaşmanın etkilerini değerlendirir misiniz?” sorularının eklenmesine karar verilmiştir. Kent sakinlerinin hedef kitle olarak belirlendiği bu soru ile kentte yaşayan ve süreçten doğrudan etkilenen bireylerin ve geniş kapsamda ailelerin düşüncelerini yansıtır şekilde mülakat yapılan kişilerin bakış açılarının detaylı olarak öğrenileceği değerlendirilmektedir.

Kentsel dönüşüm sonucunda ulaşılmak istenen amaçlar Akkoyunlu’nun ifadesiyle; modern, bütüncül bir kentsel altyapı kurulması, kentsel alanda çok fonksiyonlu kullanım imkânları ortaya çıkarmak, kamusal alanlar, seyir terasları, gezi alanları, yaya yolları kurulması, geleneksel mimari ile modern yaklaşımlar arasında harmoni yaratılması, sürdürülebilir çevreye dair esnek alternatifler geliştirilmesi, şehrin dokusunun ve komşuluk ünitelerinin yeniden kurulması, tarihi bina ve alanların restore edilmesi, yeni kentsel alanlar için kentsel tasarım üslubunun belirlenmesi ve gün boyu hayatta bir kentsel alanın oluşturulmasıdır (Akkoyunlu, 2015: 80).

Uygulanacak kentsel dönüşüm projelerinin ayaklarının yere sağlam basıyor olması, tespit edilen sorunlara gerçek anlamda çözüm üretebilmesi, ilgili kentsel alanlarda ekonomiye, çevreye olumlu katkılar sağlanarak amaç ve hedeflerin gerçekleşebilmesi bakımından benimsenmesi gereken birtakım temel prensipler bulunmaktadır, bu prensipler bakımından bir kentsel dönüşüm (Selim, 2011: 10);

• İlgili kentsel alanda başarılı ve detaylı bir durum analizine dayanmalı. • İlgili kentsel alanda sosyal yapı, fiziksel doku, ekonomik ve çevresel

temeller bakımından yeni koşullarının adaptasyonu yani uyumu için eşzamanlılığı hedeflemeli.

• İlgili kentsel alandaki problemlerin dengeli ve sıralı olarak ve pozitif şekilde neticelendirilmesine dair bir vizyon açıkça ortaya konarak kapsamlı ve bütünleşik bir stratejiye dayalı uygulanmalı.

• Stratejinin sonrasında ortaya çıkan programların, sürdürülebilir kalkınma anlayışı çerçevesinde geliştirilmesi sağlanmalı.

• Olabildiğince ölçülebilir ve işleme dayalı gayeler belirlenmeli.

• Bütün kaynaklar-ilgili kentsel alan ve çevresel özellikler dâhil- olabildiğince etkin, iyi ve verimli kullanılmalı.

• Olabildiğince en geniş kapsamlı iş birliği ve katılım ortamı yaratılarak ortak bir fikir etrafında buluşulmalı.

• İlgili kentsel alanda etkinliği bulunan dış ve iç güçlerin değişen etki ve doğaları izlenmeli, hedeflere ulaşma noktasında stratejinin gelişimi ölçülmelidir.

Kentsel alanlarda o kentin barındırmakta zorlanacağı düzeyde gerçekleşen nüfus artışının yanı sıra kente göç olgusu, çarpık ve düzensiz kentleşme, teknik altyapı ve sosyal donatı alanı yetersizliği, trafikte kaos gibi problemlerin artmasını ve kamu asayişinin bozulmasını beraberinde getirmiş, kentsel dönüşüm projeleri bu sorunlara bir çözüm sunan yegâne metot olarak benimsenmiştir (Koçak, 2011: 264). Kavramsal olarak kentsel dönüşümün ne ifade ettiğinden, hangi yazarlar tarafından kentsel dönüşümün nasıl tanımlandığından ve genel olarak dünyada ve Türkiye’deki

hangi saik ve hedeflere bağlı olarak uygulandığından, tarihsel bakımdan kavramın ne tür bir evrim yaşadığından bahsettikten sonra uygulama aşamasında ne tür yöntemlere başvurulduğuna değinmek yerinde olacaktır.