• Sonuç bulunamadı

3.2. Kentsel Dönüşümde Kurumsal Çerçeve

3.2.2. Kentsel Dönüşümde Kamu Özel İşbirliği

3.2.2.1. Kamu Özel İşbirliğinin Gerekçeleri

Kamusal nitelikli hizmetlerin genel olarak verimli, etkin ve kaliteli bir şekilde devlet tarafından yürütülüyor olması kayda değer ve önem taşıyan bir husustur. Kamu hizmeti olduğu genel kabul gören çalışmaları kendi elinde bulundurduğu araçlarla gerçekleştirebilen devlet, kamu hizmetlerinin sağlıklı yürütülebilmesi aşamasında ihtiyaç duyduğu hallerde satın alma yoluna da gidebilmektedir (Karahanoğulları, 2011: 178). Burada belirtilmelidir ki kamusal nitelikli hizmetlerde kalitenin artırılması, mevcut standartların geliştirilmesi ve etkinliğin sağlanması için kamusal kaynaklar çoğu zaman yeterli değildir. Bu nedenle kamu yönetiminin özel teşebbüs olarak adlandırılan aktörlerle ortaklıklar geliştirerek kamusal nitelikli hizmetlerin yerine getirilmesine ve böylece ekonomik katma değer yaratarak projelerin geliştirilmesine dair yollar araması bir zorunluluk olarak tespit edilebilir (Keşli, 2012: 29).

Konuya kentsel dönüşüm projeleri ve uygulamaları özelinde değinilecek olursa ekonomik bakımdan büyük kaynaklar gerektiren bu süreçlerin başarılı bir şekilde neticelendirilebilmesi için kamu yönetiminin özel teşebbüsten aktörleri de sürece dâhil etmesinin ve bu tarz bir birlikteliğin gerçekleştirilmesinin gerekliliği açıkça ifade edilebilir (Özden, 2008: 195). Zira tek başına kamu yönetimi tarafından girişilen kentsel dönüşümlerin etkisi zayıf ve maliyeti yüksek dönüşümler olduğu söylenebilir (Andersen, 2004: 162). Kamu yönetimi ile özel müteşebbislerin birlikteliklerine ilişkin olarak bu tür bir ortaklık yapısının; örgütlenme şekli, kamu alımı, kamusal nitelikli hizmet sunma yöntemi, kamusal nitelikli hizmetlerin özel müteşebbislere gördürülme yöntemi, finansman yöntemi gibi kavramlarla birlikte yorumlanmaya çalışıldığı görülmektedir (Karasu, 2011: 220).

Bir başka açıdansa bu beraberlik birtakım sorumluluklar ve amaçlarla ilintili olarak altyapı çalışmaları gerçekleştirmek ve bunları yönetmek maksadıyla kaynaklarını ve kapasitelerini bir araya getirmeyi hedefleyen kamu yönetimi ile özel sektör aktörlerinin buluşmasıdır. Bu buluşmayı doğuran süreçler zayıflayan kamusal kaynaklar, gelişen liberal ekonomi, yaygınlaşan özelleştirme olarak sırlanabilir (Sönmez, 2005: 16). Tüm bu nedenler ve benzeri gerekçelerle kamu yönetimi ile özel

sektör aktörlerinin bir araya gelmeleri en akılcı formül olarak değerlendirilmeye başlanmıştır.

Zamanla birlikte kentsel alanlardaki yapılaşmalarda ya da hemen bütün dönüşüm alanlarında süreci yürütecek aktörlerde merkezi yönetimden ziyade yerel yönetim ile özel teşebbüs aktörleri arasında iş birliğine dayanan oluşumlarda artış yaşanmıştır (Yıldırım, 2006: 8). Kamusal nitelikteki hizmetlerin en kaliteli haliyle yürütülebilmesi ve alt yapı yatırımlarının en başarılı halde yapılması amacına dayanan kamu yönetimi ile özel müteşebbis birlikteliklerinde kar elde etmeye dönük bir arayışın bulunduğunu söylemek doğru değilse de bunun mümkün olmayacağı da söylenemez. Burada altı çizilecek husus nihai hedefin sosyal fayda yaratmak olduğudur (Ersöz, 2010: 28).

Kimi durumlarda kentsel dönüşüm projesinin uygulanmak istendiği ve kamu yönetimi tarafından projenin tek başına yürütülmek istendiği hallerde kentsel alanlarda kamulaştırma bedelleri yüksek bir maliyet oluşturabilmekte ve bu durum doğal olarak kamunun hareket kabiliyetini sınırlandırmaktadır. Bu tür olası durumlarda özel müteşebbis aktörlerinin sürece dâhil edilmesi risk paylaşımı yaratarak maliyeti düşürmektedir (Soyak, 2005: 257). Bazı kentsel dönüşümleri projelendirmeye, süreci yönetmeye ve dönüşümü tamamlamaya her ne kadar kamunun kaynakları kifayet etse de yine de özel müteşebbis aktörler tarafından projeye nitelik kazandırılacak ve netice alınması hızlandıracaksa bu yöntemin benimsenmesi gerekir (Ulutaş, 2005: 60).

Kamu yönetiminin kentsel dönüşüm projelerindeki kritik rolü esasen kamulaştırma ya da sınırlı ayni hak tesisi gibi yöntemleri işleterek arsa edinimini daha kolayca mümkün hale getirmesi ve böylece özel müteşebbis aktörlerin hareket kabiliyetini maksimize etmesidir. Elbette bir kentsel dönüşüm projesinin uygulama aşamasına kamu yönetiminin de dâhil olması sürecin ne denli sağlıklı yürüdüğüne ilişkin denetimi mümkün kılacak ve gelişen yeni durumlara dair gereken tedbirler vakit kaybetmeksizin ilgili kurum tarafından devreye sokulabilecektir (Mccarthy, 2005: 100).

Yukarıda sıklıkla bahsedildiği üzere belirli kentsel alanlarda gerçekleştirilen kentsel dönüşüm uygulamaları sadece konut stoklarının geliştirilmesi anlamına gelmemekte sonuçları bakımından ilgili kentsel alanın toplumsal, fiziksel ve kültürel açıdan değişime uğramasını da içermektedir ki bu nedenle, yürütülecek projede kamu yönetimi ile özel sektör müteşebbislerinin beraberliklerinin zaman bakımından sınırlı görülmesi hedefe ulaşılamadan bu beraberliğin nihayete ermesine neden olabilir. Bu gibi nedenlerle projedeki birlikteliğin uzun soluklu ve geniş bir zaman dilimine yayılacak şekilde planlanması daha uygun olacaktır (Hague, 2005: 184).

Özel sektör müteşebbisleri ile kamu yönetiminin bir araya gelmesiyle gerçekleştirilen ve başarılı neticelerin ortaya konduğu kentsel dönüşüm projelerinde ön plana yerel yönetimlerin çıkmasının ilgili kentsel alanda hali hazırda yaşamını sürdüren fertlerin projeye desteğinin sağlanmasında, kamulaştırma maliyetlerinin minimize edilmesinde, yaratılan güven ortamı sayesinde projelerin tamamlanma sürelerinin öne çekilmesinde büyük katkısı olduğu ifade edilebilir. Bir başka ifadeyle kamu yönetimi eliyle yürütülecek ya da kamu yönetiminin paydaş olduğu kentsel dönüşümlerde yerel yönetim birimlerinin sorumluluk üstlenmelerinin başarıya kapı araladığı gerçeği apaçık ortadadır (Eren, 2006: 43).

Kamu yönetimi örgütünün bir parçası olan yerel yönetimlerin, kentsel dönüşümün projelerinin ve uygulamalarının bütün yükünü tek başlarına sırtlanmalarındansa özel sektörden aktörlerle geliştirecekleri birlikteliklerin isabetli sonuçlar doğuracağı söylenmelidir. Elbette ilgili yerel yönetim biriminin muhatabı olan ve hemşerilik hukukuyla birbirine bağlı fertlerin yani yerel halkın da kentsel dönüşüm projesine katılım göstermelerinin ve aktörlerle de birlikteliklerinin mümkün kılınmasının projelerin başarısında büyük pay sahibi olduğu görülmektedir (Atkinson, 2005: 91).