• Sonuç bulunamadı

Kentsel alanı paylaşan kentlilerin birbirleriyle ilişki geliştirebilecekleri, bağlılık ve aidiyet hissi taşıyarak benlikleriyle özdeşlik kuracakları, özlemle

anımsayacakları yerler, kentsel yaşam kalitesi potansiyeli olan mekânlar olacaktır. Yaşam kalitesi bakımından potansiyeli olan mekânlar, hem hali hazırda kentsel alanı paylaşan kentlilerde hem de bu kentlilerden farklı kuşaklara mensup olanlar arasında kolektif şuur ve ortak hafıza yaratılmasında etkiye sahip olacaktır (Mazumdar, 2007: 44).

Kentsel alanı paylaşan kentlilerin –varsa- kent dışındaki bir coğrafyaya aidiyetlerinden, etnik, dini mensubiyetlerinden ayrı olarak ilgili kentsel alanla özdeş bir kimliği taşımalarını ifade eden kentlilik bilinci, kentlilerin kentte yaşadıklarının farkında olmaları, kent ile güçlü ve anlamlı bir bağ kurmaları, o kente özgü davranışsal kalıplar geliştirmeleri durumudur (Kurt, 2011: 266-267). Kentlilik bilincinin gelişmesi aşamasında kentliler arasında ortak hafıza oluşumu önemli bir etkendir. Ortak hafıza, kentlilerin paylaştıkları kentsel alana aidiyet duyarak sahiplenmelerini beraberinde getirecektir. Ortak hafızanın yaratılması tarihsel bağlamda kentin sürekliliği ve o kentsel alanın paydaşı kentliler açısından anlam ifade eden bir alan olmasıyla ilgilidir. Kentsel alanı paylaşanların bu alanın fiziki boyutuna dair dimağlarında depoladıkları ortak hatıralar, paylaştıkları değerler ve inançlar, ortak hafızanın oluşumuna katkı verir (Arefi, 1999: 182). Kentsel alanın mazisini hatırlatan ve bu alandaki kültürel birikimi yansıtan kentsel mekânların muhafaza edilerek geleceğe taşınması da ortak hafızanın ve dolayısıyla kentlilik bilincinin oluşmasında önemlidir (Bilsel, 2006: 23).

Aynı şekilde kentsel alandaki açık yeşil park alanları, kentsel açıdan çevre kalitesini geliştirerek sağlıklı kent ortamına katkı vermenin yanında kültürel çeşitliliklerin sergilenmesine imkân sunan alanlar olarak kentliler arasında etkileşimi boyutlandırır ve istenen kent kimliğinin dolayısıyla ortak hafızanın da oluşumuna katkı sunar (Özdemir, 2007: 37). Tıpkı kentsel alanda yer alan sanat yapıtları gibi açık kamusal alanların da kent kültürünü geliştirici bir etkisi bulunmaktadır. Yoğun sosyal etkileşim potansiyeli ihtiva eden mekânlar olarak açık kamusal alanlar toplumsal bilincin güçlenmesine katkı verirler (Erdönmez ve Akı, 2005: 68). Kentsel alanı paylaşalar arasında kentlilik bilincinin geliştirilmesi mümkün olduğunda, kültürel ve tarihi değerlere, çevreye saygı anlayışı komşuluk ilişkileri başta olmak

üzere ferdi ilişkilerde egemen kılınabilmekte, bu sayede kentlilerde kente ait olanı koruma ve geliştirme bilinci de gelişebilmektedir (Başaran, 2008: 22).

Gerçek anlamda kentlilik bilinci yaratılmasında etkili kabul edilebilecek bir başka unsur da kente dair verilecek bütün kararlara o kentsel alanı paylaşanların katılımının mümkün hale getirilmesidir. Kentin gerçek sahibi ilgili kentsel alanı yönetenlerden ziyade, o kentsel alanı paylaşanlardır. Katılımcılığa özen gösteren bu bakış açısının temelinde kentsel alanı paylaşanların kentin yönetsel süreçlerine ve biçimlendirilmesine aktif katılımı mümkün hale geldiğinde çevrenin daha iyi düzenlenebileceği anlayışı yatmaktadır (Sanoff’tan Aktaran: Birol, 2008: 29). Ayrıca yönetim anlayışı olarak demokratik bir yaklaşımın benimsendiği ve karşılıklı hoşgörü anlayışının egemen olduğu kentler, birbirlerinden farklı olan insanların bir arada bulunmalarına kolayca imkân tanımaktadırlar. Dinsel, etnik ve sınıfsal farklılıkların yanı sıra mesleki ve sosyal gruplardan oluşan alt kültürel değerleri bir mozaik gibi buluşturan kent kültürü çağdaş kent yaklaşımının bir ürünüdür. Günümüz kent toplumlarında hâkim olan değerlerin farklı düşünce ve yaşam anlayışlarına bir kültürel zenginlik olarak baktığı söylenebilir ve bu kültürel zenginlik, kentlere ayrıcalıklı bir konum sağlamaktadır. Kentsel alanı paylaşanlar biçimleniş şekline dair kararlara katılabildikleri, bu kararlara dair kontrolü ellerinde bulundurabildikleri bir fiziksel ortamda doğal olarak kendilerini daha rahat hissetmektedir. Elbette bu katılım, kontrol süreci kentlilerin paylaştıkları çevreyi kolayca benimsemeleri ve kendilerini o kentsel alana ait hissetmeleri, o fiziksel çevreye karşı sorumluluk duygusu taşımaları sonucunu doğurur, bu sayede ‘Kentli’ karakteri oluşur. Kentsel alandaki gelişmelere aktif toplumsal katılım, güçlü toplumsallık bilinci oluşması bakımından da anahtar kavramlar arasındadır (Sanoff’tan Aktaran: Birol, 2008: 29).

Özet olarak ifade etmek gerekirse kentlilik bilinci; bir kentsel alanda yaşıyor olmakla edinilen bilgilerle oluşturulan tutum, değer ve davranışlar bütünü olarak tanımlanabilir. Elbette bunun için öncelikli olarak kentsel alanda yaşamını sürdüren ferdin kendisini kentli olarak görmesi gerekmektedir. Kentlilik bilincinin, küresel ilişkiler tarafından geliştirilen modern yaklaşım çerçevesinde, kentine sahip çıkma, aktif katılım ve çözümde ortaklık olarak üç temel başlık altında değerlendirilen,

hizmet kalitesi bakımından demokrasi temeline dayanan bir düşünce sistematiğini referans aldığı söylenebilir. Kentlilik bilinci kapsamında kentler için ön görülen üç temel yaklaşım ön plana çıkmaktadır, bunlar (Kentlilik Bilinci Kültür ve Eğitim Komisyonu Raporu, 2009: 25):

• Kentin tarihi ve kültürel değerlerinin farkına varmak,

• Kentin fiziksel, kültürel ve sosyal dönüşümünü gerçekleştirmek, • Kente aidiyet duygusunu hissederek, kenti sahiplenip korumaktır.

Bir kavram olarak kentlilik bilinci, kentsel alanlarda yaşayanların kente özgü davranışlar sergilemeleri, o kentsel alanın birer parçası oldukları, kentli ve paydaş oldukları anlayışını benimsemeleri ve buna uygun tutumlar geliştirmelerini ifade etmektedir. Kentsel alanlarda yaşayanların kentlilik bilincine sahip olmaları demek, o kentsel alanda var olan diğer kişiler ayrıca kurum ve kuruluşlarla sürdürülebilir, güçlü ve anlamlı bağlar geliştirmeleri ve kendilerini yaşadıkları kentsel alanın bütünündeki bir parça gibi hissetmeleri demektir. Her geçen gün hızla genişleyen ve büyüyen, giderek yönetilmesi zorlaşan kentlerde ortak bir kent kültürünün vücut bulması hiç şüphesiz vatandaşlar, kurum ve kuruluşlar arasındaki uzaklıklara değil bilakis yakınlıklara odaklanarak bir uzlaşma zemini aranmasını mümkün hale getirecek taleplere/çabalara ve elbette bu konuda bir bilinçsel gelişime bağlıdır. En sade şekliyle kentlilik bilinci, kentsel alanı paylaşanların birbirini fark etmesi, anlaması, farklılıklarını çeşitlilik olarak algılayarak bu iklim ve renklilikten kent kültürü ile kentlilik adına ortaklıklar çıkarma çabalarının bütünü olarak ifade edilebilir (Ercoşkun, Öcalır Akünal, Yenigül ve Alkan, 2016: 5).

Kentlilik bilinci olgusunun ne derecede yaygınlaştığı ya da kentte yaşayan bireyler tarafından ne ölçüde içselleştirildiğinin belirlenmesi ve bunun kentsel dönüşümle ilgisi çalışmada incelenen ana konular arasında yer almaktadır. Esasen kentte yaşayan bireylerin sosyokültürel özelliklerinin ve bu doğrultudaki genel gereksinimlerinin tespit edilmesinin modern bir kentin inşası için önemli bir gereklilik olduğu değerlendirilmektedir. Farklı sosyokültürel özelliklere sahip bireylerden oluşan kent toplumuna hitap edemeyecek bir kent dizaynı her ne kadar iyi planlamada olması gereken nitelikleri taşısa da kent bireylerinin kentlilik

bilincinin düzeyi belirlenmediği için arzu edilen başarı elde edilemeyecektir. Diğer bir ifadeyle, inşa edilen kent ile onu kullanacak ya da içinde aileleriyle birlikte yaşayacak olanların birbirini tamamlayacak temel özelliklerinin etkin olarak belirlenmesi gerekmektedir. Ancak bu sayede kentliler yaşadıkları çevreden hoşnut olacak ve sosyal yaşamlarını daha da geliştireceklerdir. Bu kapsamda çalışmada incelenecek verilerin elde edilmesi amacıyla hazırlanan mülakat soruları arasına; “Kentsel dönüşümün fertlerin kentlilik bilinci açısından ne tür bir değişime yol açtığını değerlendirir misiniz?” sorusu ilave edilmiştir. Kentte yaşayan bireylere bu şekildeki doğrudan ve açık bir soru sorulması ile kentlilik bilinci kavramına yönelik düşüncelerinin tüm yönleriyle öğrenilmesi ve daha sonra da diğer sorularla birlikte değerlendirilmesinin yapılması sağlanabilecektir.