• Sonuç bulunamadı

TÜİK sınıflandırmasına göre işveren statüsünden ayrı değerlendirildiği takdirde Türkiye’de kendi hesabına çalışanların ücretli istihdam edilenlerden sonraki ikinci büyük grubu oluşturdukları görülmektedir. 2020 yılı Eylül ayı itibarıyla, istihdam edilenlerin %69,3’ü ücretli ya da yevmiyeli çalışanlar iken, %16,1’i kendi hesabına çalışanlar, %10,1’i ücretsiz aile işçileri ve %4,5’i işverenlerdir (TÜİK, 2020). Kendi hesabına çalışan -tarım sektöründekiler de dâhil olmak üzere- yaklaşık dört buçuk milyon birey vardır. Neredeyse üç milyon ücretsiz aile işçisi varken, işverenlerin sayısı ise bir milyon iki yüz bin kişidir (TÜİK, 2020). ILO’nun kendi hesabına çalışma gruplandırması dikkate alındığında ve tarım sektörü hariç tutulduğunda, kendi hesabına

çalışan 15 yaş ve üzeri bireylerin %59’u tek başına faaliyet yürütmektedir8. Aynı grup

içinde işverenlerin oranı %28 iken, ücretsiz aile işçilerinin oranı ise %13’tür9. Tezin

alan araştırması kapsamında yer verilen bir grup olarak, tarım sektörü dışında faaliyet gösteren, 10 veya daha az işçi çalıştıran 1.022.864 işveren bulunmaktadır (TÜİK, 2019). Tezin kapsamı içerisinde yer almasa da kendi hesabına faaliyetin tarım sektöründe önemli bir paya sahip olduğunu belirtmek yanlış olmayacaktır. Ancak hem küresel olanakların kent lehine gelişmesi, hem de hizmetler sektörünün son yirmi yıllık genişlemesi tarım sektörü dışındaki faaliyet alanlarına kaymanın temel gerekçelerindendir. Nitekim 2018 yılı itibarıyla kendi hesabına çalışanların %73,9’unun, işverenlerin ise %66,5’inin hizmetler sektöründe yer aldıkları bulgulanmıştır (Durusoy Öztepe ve Akbaş, 2018: 81).

Ücretli ya da yevmiyeli istihdamdakiler hariç tutulduğunda, işverenlerin, kendi hesabına çalışanların ve ücretsiz aile işçilerinin %77,3’ü erkektir. Oransal

bakımdan hem işveren statüsü (%88,4) hem de kendi hesabına çalışan statüsü (%78) içerisinde erkeklerin oranı daha yüksektir. Ücretsiz aile işçisi yaklaşık 300 bin erkek, 555 bin kadın bulunmaktadır. Şekil 2’de erkekler ve kadınların içerisinde istihdam statüsünün dağılımı yer almaktadır. Buna göre erkeklerin %62,5’i (2 milyon kişi) kendi hesabına (tek başına) çalışmaktadır. Kadınlar içerisinde de yalnızca bu üç grup dikkate alındığında, %60 ile (566 bin kişi) kendi hesabına çalışma en büyük faaliyet olarak gözükmektedir (TÜİK, 2019).

8 Tarım sektörü dâhil edildiğinde personel istihdam etmeksizin kendi hesabına çalışanların oranı

%82’ye yükselmektedir.

9 TÜİK Hanehalkı İşgücü Anketleri mikro veri setinden hesaplanmıştır. İzleyen verilerde tarım

sektörü dışında faaliyet yürüten, en fazla 10 personel istihdam eden, 15 yaş ve üzeri ücretliler dışındaki bireylere dair 2018 yılına ait istatistikler yine aynı veri seti aracılığıyla saptanmıştır.

Şekil 2. Erkekler ve Kadınlar Arasında İşteki Duruma Bağlı Dağılım, 2018 (Kaynak:

TÜİK HİA mikro veri setinden (2019) hesaplanmıştır. Ücretli veya yevmiyeli istihdamdakilere yer verilmemiştir.)

Ücretsiz aile işçiliğinin tarım dışı sektörlerde de yaygınlığı söz konusudur.

Özellikle “küçük esnaf” olarak nitelendirilen bireyler çoğunlukla eşlerinin, aile büyüklerinin ve çocuklarının herhangi bir iş sözleşmesi olmaksızın bedensel emeklerinden destek alabilmektedir. Nitekim destek sunan bireylerin ücret geliri elde etmekten ziyade işletme tarafından yaratılan gelirden pay aldığı kabul edilmektedir. Bu yönteme sıkça başvurulması, aylık kazançları nispeten düşük düzeyde olan bağımsız çalışanlar için çeşitli avantajlar yaratsa da, sosyal güvenlik sistemine aktif sigortalı olarak dâhil olmamanın sistemin sürdürülebilirliğine etkisini yadsımamak gerekmektedir. Üstelik sosyal sigortalılık açısından eşitsiz hak ve yükümlülüklere sahip istihdam statüsünde farklılıklar, ücretsiz aile işçiliği kavramı altında muvazaalı işlemlere kapı aralayabilmektedir. Tez çalışması kapsamında görüşülen erkek esnaflar arasında dükkânını eşine devretmiş ve kendisini eşinin ücretli çalışanı olarak (4/ I- a kapsamında) belirten bireyler mevcut bulunmaktadır.

Bitirilen yaş grubu açısından bakıldığında, 15 ilâ 19 yaş aralığında bağımsız çalışan bireylerin %87,5’i ücretsiz aile işçisidir. Yalnızca üç grup dikkate alındığında, 20 ilâ 24 yaş aralığı içerisinde kendi hesabına çalışanların oranı %43,4’tür. 25 ilâ 29 yaş aralığı ve sonrasındaki yaş grupları (65 yaşına kadar) içerisinde kendi hesabına

%28,2 %12,6 %62,5 %60,1 9,3% 27,3% %0 %10 %20 %30 %40 %50 %60 %70 %80 %90 %100 Erkek Kadın

çalışmanın oranı %60’ların üzerine çıkmaktadır. 35 ilâ 39 yaş aralığında bulunan işverenler, tüm işverenlerin %30’udur. 30 ilâ 55 yaş aralığındaki işverenlerin oranı ise tüm işverenler içerisinde %76’dır. Aynı yaş grubunda tüm kendi hesabına çalışanların %70’i bulunmaktadır. Aktif tüm işverenlerin %7,6’sı, tüm kendi hesabına çalışanların %9,2’si 60 yaşın üzerindedir. 60 yaşını bitirmiş ve tarım dışı sektörlerde faaliyet yürüten 237 bin kendi hesabına çalışan mevcuttur. Sosyal sigorta sistemimizin gerçekleştirilen reformlar söz konusu olsa da, bireyleri emeklilik açısından ilk defa sigortalı olarak çalışmaya başladıkları tarih üzerinden değerlendirdiği dikkate alındığı takdirde, yaşlılık aylığı almaya hak kazanmış ancak bağımsız çalışan bireylerin önemli bir bölümünün faaliyetlerini sonlandırmadığı ortaya çıkmaktadır. Bu durumun temel gerekçelerinden biri, özellikle 4/ I- b kapsamında yer alan bireyler için yaşlılık aylıklarının yeterliliği sorunudur.

Verilere göre, kendi hesabına çalışanların yaklaşık %60’ı ilköğretim mezunudur. Genel, mesleki veya teknik lise mezunlarının toplam oranı %21,5’tir. Önlisans veya lisans mezunlarının oranı %12 iken, herhangi bir okul bitirmeyenlerin oranı %5,8’dir. Oysa işverenlere bakıldığında %42,3’ünün ilköğretim, %27,5’inin lise, %23,6’sının önlisans veya lisans, %5,7’sinin lisansüstü mezunu oldukları görülmektedir. Kendi hesabına çalışan lisansüstü mezunlarının oranı yalnızca %1,1’dir. Bu durum küresel eğilimlerin bilgi ve iletişim teknolojilerindeki gelişmeler paralelinde şekillendirdiği yeni kendi hesabına çalışma biçimlerinin, Türkiye söz konusu olduğunda henüz dikkate değer ölçüde gündeme girmediğinin göstergesi olarak düşünülebilir. Nitekim bedensel emeğin daha yüksek kullanıldığı geleneksel kendi hesabına çalışmanın yaygınlığı, bağımsız çalışan bireylerin eğitim düzeyinin düşüklüğü ile de anlamlandırılabilir.

Tablo 6. İstihdam Statüsü ve İşyerinin Durumuna İlişkin Göstergeler, 2018 İşyerinin Durumu İstihdam Statüsü Toplam İşveren Kendi Hesabına ÜAİ Düzenli İşyeri - Fabrika, Büro, Mağaza, Vb. Erkek Sayı 854.891 1.182.629 250.074 2.287.594

Statü İçindeki Oran %87,9 %85,9 %53,0 %81,1

Kadın Sayı 117.674 193.939 221.425 533.038

Statü İçindeki Oran %12,1 514,1 %47,0 %18,9

Toplam Sayı 972.565 1.376.568 471.499 2.820.632

Statü İçindeki Oran %34,5 %48,8 %16,7 %100,0

Pazar Yeri

Erkek Sayı 5.780 75.084 15.245 96.109

Statü İçindeki Oran %100,0 %88,6 %47,3 %78,3

Kadın Sayı 0 9.656 16.974 26.630

Statü İçindeki Oran %0,0 %11,4 %52,7 %21,7

Toplam Sayı 5.780 84.740 32.219 122.739

Statü İçindeki Oran %4,7 %69,0 %26,3 %100,0

Seyyar Veya Sabit Olmayan İşyeri Erkek Sayı 42.913 686.875 29.416 759.204

Statü İçindeki Oran %100,0 %95,2 %76,4 %94,6

Kadın Sayı 0 34.600 9.097 43.697

Statü İçindeki Oran %0,0 %4,8 %23,6 %5,4

Toplam Sayı 42.913 721.475 38.513 802.901

Statü İçindeki Oran %5,3 %89,9 %4,8 %100,0

Ev

Erkek Sayı 770 60.068 3.073 63.911

Statü İçindeki Oran %48,0 %15,5 %24,0 %15,9

Kadın Sayı 835 328.362 9.756 338.953

Statü İçindeki Oran %52,0 %84,5 %76,0 %84,1

Toplam Sayı 1.605 388.430 12.829 402.864

Kaynak: TÜİK HİA mikro veri setinden (2019) hesaplanmıştır.

Anılan üç grubun gelir getirici faaliyette bulundukları yer açısından bakıldığında

düzenli işyeri kategorisinde yer alan fabrika, işletme, mağaza, dükkân, büro vd. faaliyet yürütenlerin %81,1’inin erkek olduğu saptanmıştır (Bkz. Tablo 6). Verilere

göre, kendi hesabına çalışanların toplamda %82,6’sı büroda, mağazada vd. veya seyyar/ sabit olmayan işyerinde çalışmaktadır. En az bir, en çok on personel istihdam eden işverenlerin %95,1’i düzenli bir işyeri sahibidir ve gelir getirici etkinliğini ilgili işyerinde gerçekleştirmektedir. Ancak özellikle evde kendi hesabına çalışan 400 bine yakın (%15,1) kişinin olması dikkate değerdir. Bu kişilerin %84,5’i kadındır.

Kendi hesabına çalışanlar dikkate alındığında katlanılan sabit maliyet kalemlerinin aylık derecesi, faaliyetin gelir- gider dengesine önemli bir etkide bulunabilmektedir. Özellikle dükkân, mağaza, büro vd. kiraları, belirlenen kira üzerinden devlete ödenen kesinti (stopaj); elektrik, su, doğalgaz vd. faturaları; ham madde ya da ürün tedarik giderleri bu kalemleri oluşturmaktadır. Bu giderler çerçevesinde kendi hesabına çalışan bireyler devleti ilgilendiren yükümlülüklerinden ve şahıslarına ilişkin aylık sosyal sigorta primi ödemelerinden çeşitli şekillerde kaçınma yolunu tercih edebilmektedir. Bu grubun kısa dönemli gelir- gider dengesizliğini gözetme uğraşı, uzun dönemli planlar yapabilme ve geleceğe dair olası tehlikelerden korunmak için şimdiden önlem ve tasarruflarda bulunabilme kaygısına üstün gelebilmektedir.

TÜİK Gelir ve Yaşam Koşulları Anketleri (GYKA) 2018’den elde edilen verilere göre10, tarım sektöründekiler hariç iki grubun ISCO- 8’e göre meslek kodu

sınıflandırması oransal farklılıklar barındırmaktadır. Buna göre işverenlerin büyük bir bölümü, esas işlerine göre meslekleri açısından %36,3 yönetici; %23,8 hizmet ve satış elemanı; %15,4 sanatkâr veya ilgili işlerde çalışan; %12 profesyonel meslek mensubu olarak sınıflandırılmaktadır. Kendi hesabına çalışanlar arasında en yaygın dört meslek kodu ise %34,5 ile hizmet ve satış elemanları; %20,9 ile sanatkârlar veya ilgili işlerde çalışanlar; %11,5 ile tesis ve makine operatörleri ve %10,3 ile nitelik gerektirmeyen işlerde çalışanlardır (TÜİK, 2018).

10 Ayrıca belirtilmediği takdirde, 2018 yılı Gelir ve Yaşam Koşulları Anketleri mikro veri seti

üzerinden yapılan değerlendirmelerde ücretli veya yevmiyeli istihdamda olmayan, tarım dışı sektörlerde faaliyet yürüten, en fazla 10 işçi istihdam edenler yazar tarafından dikkate alınmıştır.

Şekil 3. Kayıtlı İşverenlerin Cinsiyete Göre Medyan Yıllık Net Nakdi Müteşebbis

Gelirleri, 2017, TL (Kaynak: TÜİK Gelir ve Yaşam Koşulları Anketleri mikro veri seti (2018)

aracılığıyla yazar tarafından hesaplanmıştır. 10’dan fazla personel çalıştıran işverenler dâhil edilmemiştir. Veri setinde nitelikli tarım, ormancılık ve su ürünlerinde çalışan kadın işveren bulunmamaktadır.)

İşverenlerin referans dönemi içerisinde (2017) elde ettikleri yıllık toplam net nakdi müteşebbis gelirleri incelendiğinde, emekli olmayan ve kayıtlı erkekler arasında en düşük medyan gelirlerin makine operatörleri, sanatkârlar ile ilgili işlerde çalışanlar ve nitelikli tarım, orman ve su ürünlerinde çalışanlarda olduğu bulgulanmaktadır. Kayıtlı kadınlarda ise en düşük medyan gelir düzeyi büro hizmetlerinde çalışanlar ve hizmet ve satış elemanlarında saptanmıştır. Ancak yöneticiler ve profesyonel meslek mensupları arasında kadınların müteşebbis gelirleri nispeten yüksektir (Bkz. Şekil 3).

Emekliler ayrıca değerlendirildiğinde, özellikle kadın profesyonel meslek mensuplarının medyan yıllık net nakdi müteşebbis geliri 144 Bin Türk Lirası ile tüm gruplar arasında en yüksek düzeydir.

0 10.000 20.000 30.000 40.000 50.000 60.000 70.000 80.000 Yöneticiler

Profesyonel Meslek Mensupları Teknisyenler vd. Büro Hizmetlerinde Çalışanlar Hizmet ve Satış Elemanları Nitelikli Tarım, Ormancılık vd. Çalışanlar Sanatkârlar ve İlgili İşlerde Çalışanlar Tesis ve Makine Operatörleri Nitelik Gerektirmeyen İşlerde Çalışanlar

Şekil 4. Kayıtlı Kendi Hesabına Çalışanların Cinsiyete Göre Medyan Yıllık Net Nakdi

Müteşebbis Gelirleri, 2017, TL (Kaynak: TÜİK Gelir ve Yaşam Koşulları Anketleri mikro veri

seti (2018) aracılığıyla yazar tarafından hesaplanmıştır. Veri setinde nitelikli tarım, ormancılık ve su ürünlerinde veya büro hizmetlerinde çalışan kadın kendi hesabına çalışan bulunmamaktadır.)

Şekil 4’te SGK’ya kayıtlı kendi hesabına çalışanlar açısından cinsiyete göre ISCO-8 meslek kodu sınıflandırmalarının medyan net müteşebbis geliri üzerindeki farklılığı ortaya konulmaktadır. Buna göre, en yüksek medyan yıllık net nakdi müteşebbis geliri profesyonel meslek mensubu erkeklerde (45 Bin TL) bulgulanmıştır. Genel itibarıyla on kişiden az personel istihdam eden işverenlerle kıyaslandığında medyan gelir düzeyleri kendi hesabına çalışanlar açısından daha düşüktür. Kuruma kayıtlı olmayanlar açısından yapılan değerlendirmelerde ve meslekler itibarıyla, erkeklerde 12 Bin ilâ 24 Bin TL arasında medyan müteşebbis geliri saptanmaktadır. Oysa kayıtlı olmayan kadınlarda müteşebbis geliri çok daha düşüktür. Mikro veri setinin ağırlıklandırılmış halinde, sayıları yaklaşık 57 Bin olan “sanatkâr veya ilgili işlerde çalışan” kadınların medyan yıllık net nakdi müteşebbis geliri 960 Türk Lirasıdır. Bu durumun temel kaynağı, anılan grup içerisinde ev eksenli çalışma oranının yüksekliği olabilir.

Şekil 5 tarım dışı sektörlerde, on veya daha az personele sahip işverenlerin ve kendi hesabına çalışanların gelir getirici faaliyet yürüttükleri ilk on iki alanı göstermektedir. NACE Rev. 2’de birlikte değerlendirilen toptan/ perakende ticaret ve

0 10.000 20.000 30.000 40.000 50.000 Yöneticiler

Profesyonel Meslek Mensupları Teknisyenler vd. Büro Hizmetlerinde Çalışanlar Hizmet ve Satış Elemanları Sanatkârlar vd. Tesis ve Makine Operatörleri Nitelik Gerektirmeyen İşlerde Çalışanlar

motorlu kara taşıtlarının onarım faaliyetleri, hem kendi hesabına çalışanların (%32,4) hem de işverenlerin (%33,8) en sık yer aldığı alandır. Ardından konaklama

ve yiyecek/ içecek hizmetleri faaliyeti önemli bir yer tutmaktadır. Yine NACE Rev.2’ye göre imalat ana başlığında yer alan yirmi dört alanın toplamında işverenlerin %16,8’i, kendi hesabına çalışanların ise %12,8’i faaliyet yürütmektedir.

Tekstil ürünlerinin ve giyim eşyalarının imalatı alanında yaklaşık 26 bin küçük işletme sahibi işveren mevcutken kendi hesabına çalışan sayısı bu sayının yaklaşık altı katıdır. Yedi farklı alt başlığa sahip “mesleki, bilimsel ve teknik faaliyetler” alanında en fazla on personel istihdam eden işverenler ağırlıklı olarak hukuk, muhasebe, mimarlık, mühendislik ve veterinerlik faaliyetlerinde yoğunlaşmıştır. Kara taşımacılığı faaliyetleri söz konusu olduğunda kendi hesabına çalışanların özellikle otobüs, dolmuş, taksi vd. kullanarak gelir getirici faaliyette bulundukları anlaşılmaktadır. Bu faaliyet alanında tüm kendi hesabına çalışanların %9,6’sı yer almaktadır. Kendi hesabına çalışanların ticaret, imalat ve kara taşımacılığı alanlarında yoğunlaşması, evrensel anlamda kendi hesabına çalışmanın talebe dayalı yapısının ve gelirin dönemsel dalgalanmalara açık oluşunun yaygın olması anlamına da gelmektedir.

Şekil 5. NACE Rev. 2’ye Göre Tarım Dışı Sektörlerde Kendi Hesabına Çalışanların

Faaliyet Alanları, 2018 (Kaynak: TÜİK HİA mikro veri seti (2019) aracılığıyla oluşturulmuştur.)

%0 %5 %10 %15 %20 %25 %30 %35 %40 Gıda Ürünleri İmalatı

Tekstil Ürünlerinin ve Giyim Eşyalarının… Fabrikasyon Metal Ürünleri İmalatı

Mobilya İmalatı İnşaat Toptan ve Perakende Ticaret Kara Taşımacılığı Konaklama ve Yiyecek Hizmetleri Faaliyeti Gayrimenkul Faaliyetleri Mesleki, Bilimsel ve Teknik Faaliyetler

Binalarla İlgili Hizmetler ve Çevre… Bilgisayarların, Kişisel Eşyaların vd. Onarımı

Şekil 6’da farklı haftalık çalışma süresi dilimleri ile istihdam statüleri arasında oransal durum sunulmaktadır. Üç grubun da kendi içerisinde yaklaşık %20’lik bölümü haftada 31 ilâ 45 saat arasında çalışmaktadır. 46 ilâ 60 saat haftalık çalışma en yaygın olarak işverenler (%56,7) arasındadır. TÜİK HİA mikro veri setinden elde edilen bilgilere göre, kendi hesabına çalışma ile kıyaslandığında ücretli istihdamdakilerin daha büyük bir bölümü (%54,8) 46 ilâ 60 saat aralığında çalışmaktadır. Ancak 61 saat ve

üzeri haftalık çalışma süresine ücretli istihdamdakilerin %10,3’ü sahipken kendi hesabına çalışanlarda bu oran %18,2’dir.

Çalışma sürelerinin uzunluğu, kendi hesabına çalışanlar söz konusu olduğunda haftanın her günü faaliyetlerine ara vermeksizin devam edenlerin yaygınlığı üzerinden değerlendirilebilir. Veriler her on tek başına ve kendi hesabına çalışandan birinin haftada ortalama 60 saatin üzerinde çalıştığını ifade etmektedir. Çeşitli meslek odaları ve birliklerin üyelerine günlük çalışma süresi veya dükkânın kapalı olacağı gün bakımından bağlayıcı düzenlemeler yaptığı bilinmektedir. Ancak birçok durumda, kazanca dayalı zorlukların üstesinden gelebilme ihtiyacı, kendi hesabına çalışan bireyleri daha uzun saatlerde müşterilerine hizmet verme yükümlüsü haline getirebilmektedir.

Şekil 6. Farklı İstihdam Statüleri Açısından Haftalık Ortalama Çalışma Saatleri, 2018

(

Kaynak: TÜİK HİA mikro veri seti (2019) aracılığıyla oluşturulmuştur.)

%3,2 %20,2 %56,7 %19,9 %23,7 %19,0 %39,1 %18,2 %35,9 %19,9 %31,0 %13,2 %0 %10 %20 %30 %40 %50 %60

1- 30 Saat 31- 45 Saat 46- 60 Saat 61 Saat ve Üzeri İşveren Kendi Hesabına Çalışan Ücretsiz Aile İşçisi

Haftalık çalışma saatleri bakımından dikkate değer bir başka durum, kendi hesabına çalışanların %23,7’sinin haftada otuz saate kadar çalışıyor olmasıdır. Bu olgunun temel gerekçeleri arasında; sipariş/ talep odaklı çalışma, aile üyeleri arasında çalışma yükünü paylaştırarak hafifletme, çalışma zamanına bireyin karar verebilmesindeki serbestlik yer almaktadır. Nitekim 2018 yılı itibarıyla işverenlerin haftada 30 saatten az çalışma sebepleri kendilerine sorulduğunda %68,5’i “daha fazla çalışmak istemediği için” bu şekilde faaliyet yürütmeyi tercih ettiklerini beyan etmiştir. Kendi hesabına çalışanların ise %24,4’ü ev işleri, çocuk veya bakıma muhtaç diğe aile üyelerinin bakımı dolayısıyla; %22,3’ü tam zamanlı bir iş bulamadığı için ve %18,2’si daha fazla çalışmak istemediği için haftada 30 saatten fazla çalışmadıklarını beyan etmektedirler (TÜİK, 2018).

Genel itibarıyla geleneksel kendi hesabına çalışmanın yaygın olduğu Türkiye’de faaliyet kolları bakımından heterojen yapının dünya örnekleri ile önemli ölçüde paralellikler barındırdığını söylemek doğru olacaktır. Sigortalılık kapsamında bağımsız çalışanlara özgü zorluklar değerlendirilirken demografik özelliklerin ve ekonomik durumun yadsınmaması gerekmektedir. Özellikle düşük gelirli esnaf ve sanatkârların kazançları üzerinden sisteme dâhil olma konusunda muafiyet sahibi olabilmeleri, sosyal koruma düzeyleri açısından kırılganlıklarını artırabilmektedir.