• Sonuç bulunamadı

Fransa’da Kendi Hesabına Çalışanlara Yönelik Sosyal Güvenlik Uygulamaları

2.9. Fransa

2.9.1. Fransa’da Kendi Hesabına Çalışanlara Yönelik Sosyal Güvenlik Uygulamaları

Fransa’da kendi hesabına çalışanlara dair birden fazla sosyal sigorta programları mevcut bulunmaktadır. Bu programlar, 1945’teki Fransa Sosyal Güvenlik Planı’nda yer alan birlik ilkesine rağmen, genel sosyal sigorta programı kapsamına kendi hesabına çalışılan mesleklerin alınmaması sebebiyle kurulmuştur (European Commission, 2016: 4). Kendi hesabına çalışanlar için sosyal koruma, meslek kategorileri ile uyumlu olarak yapılandırılmıştır ve sosyal riskleri zorunlu veya isteğe bağlı temelde kapsamaktadır. Ancak sistem “yeni kendi hesabına çalışma biçimleri” nin gelişimini idare etme hususunda sınırlara sahiptir (European Commission, 2016: 7).

1970’lerin sonundan bu yana, kendi hesabına çalışanlara ilişkin sosyal koruma tedricen genel sisteme dâhil edilmektedir. Aile faydaları 1978’de genel programla birleştirilmiştir; sağlık sigortası içerisinde ayni faydalar 2000’de; hastalık ödenekleri 2016’da genel sisteme entegre edilmiştir. Ayrıca emeklilik sistemi de (özellikle esnaf ve sanatkârlar için) belirli ölçülerde genel sistemle birleştirilmiştir ancak serbest meslek sahipleri bu yapıya tam anlamıyla dâhil edilmemişlerdir (Cahuc, 2018: 3).

Programlar sırayla, riskten riske ve meslekten mesleğe değişiklik göstererek oluşturulmuştur ve bu yüzden parçalı bir yapı meydana gelmiştir. Kendi hesabına çalışanlar için sosyal program (RSI), 2006’da kurulmuştur ve tacirler/ zanaatkârlar için analık sigortası ve yaşlılık programlarını düzenlemektedir (European Commission, 2016: 4). Ayrıca yalnızca doktorlar, mimarlar, muhasebeciler vd. serbest meslek çalışanlarını kapsayan emeklilik programı gibi bazı mesleğe dayalı programlar da mevcuttur (European Commission, 2016: 4).

Fransa’da çeşitli özerk programlar ve prim oranları ile hak kazanma koşullarının karmaşık sistemi, brüt ve net kazançlar arasındaki ilişkiyi saklamaktadır ve işler/ meslekler arasında işçilerin hareketliliğini engellemektedir. Kendi hesabına çalışanlar ve işçilerin sosyal koruma düzeyini uyumlulaştırma çabaları söz konusudur ama kapsam ve katkı oranlarındaki farklılıklar mevcut bulunmaya devam etmektedir. Kendi hesabına çalışanlar ve işçilerin sosyal koruması aksak bir koordinasyona sahip farklı kurumlar eliyle idare edilmektedir (Cahuc, 2018: 1). Bu durum kendi hesabına çalışanlar ve işçiler arasında eşitsizlikler yaratmaktadır ve ücretli istihdam ile kendi hesabına çalışma arasındaki hareketliliğe engeller oluşturmaktadır. Nitekim istihdam biçimlerindeki yeni dönüşümler istihdam edilme ve kendi hesabına çalışma arasındaki sınırları bulanıklaştırmaktadır (Cahuc, 2018: 2). Prim oranlarının karmaşıklığı ve primli/ primsiz rejimler arası ayrımın zayıflığı, işçiler ve kendi hesabına çalışanların elde ettikleri sosyal faydaları ve ödedikleri katkıları karşılaştırmayı zorlaştırmaktadır (Cahuc, 2018: 2).

Genel sosyal güvenlik programı kapsamında kendi hesabına çalışanların hak kazanabildiği faydalar bağımlı çalışanların elde edebildiği faydalarla karşılaştırıldığında, temel üç farklılıktan söz edilebilmektedir:

i. Tasarlanmasında profesyonel statüye bağlı olarak kurgulanmamış, evrensel ama uygulamada kendi hesabına çalışanların daha az erişebildiği faydalar (aile ve barınma faydaları, temel sağlık sigortası, asgari emekli aylığı),

ii. Mesleğe bağlı programlar eliyle sağlanan faydalar, bir kısmi görece kendi hesabına çalışanlar ve bağımlı çalışanlar arasında uyumlulaştırılmıştır (emeklilik faydaları gibi), ancak bir kısmı da büyük ölçüde farklılaşmaktadır (hastalık, analık, babalık veya malullükte ikame gelir),

iii. Kendi hesabına çalışanların dışında tutulduğu veya isteğe bağlı olarak sigortalı olabildiği kimi tehlikeler için kapsam (iş kazaları, tamamlayıcı sağlık ve refah faydaları, işsizlik veya gelir kaybı). (Cahuc, 2018: 4).

Özerk yaşlılık sigortası programları 1948 yılında ilk kez oluşturulmuştur; sonrasında buna 1960’larda sağlık sigortası programı eklenmiştir. Kendi hesabına çalışanlar için sosyal güvenlik sistemi, farklı temel sosyal güvenlik programlarının birleştirilmesiyle oluşturulmuştur. Kendi hesabına çalışanlar için temel sosyal koruma kapsamının organizasyonu programların çokluğu ve meslekten mesleğe çeşitlenmesi ile karakterize edilmiştir. Bu programlara üyelik zorunludur:

i. Tacirler ve zanaatkârlar için emeklilik programlarının ikisi de RSI tarafından yönetilmektedir.

ii. Kendi hesabına çalışanlar ve avukatlar için emeklilik programları, kendi hesabına çalışanlar ulusal emeklilik fonu (CNAV) ve Fransa Barosu ulusal fonu (CNBF) tarafından yönetilmektedir.

iii. Tacirler, zanaatkârlar ve serbest meslek sahipleri için sağlık sigortası programı RSI tarafından yönetilmektedir.

iv. Çiftçiler için sağlık sigortası, yaşlılık sigortası ve iş kazası sigortası, tarımsal toplumsal müşterek fon (MSA) tarafından yönetilmektedir (European

Commission, 2016: 7; Cahuc, 2018: 3- 4).

Başlangıçta düşük katkı düzeyi gerektiren kendi hesabına çalışılan mesleklere özgü özerk programlar içerisinden yapılan tercihin sonucu olarak, bu kategoride çalışanlara dair kapsam, ücretli istihdam edilenlere sağlanan faydalara kıyasla daha yetersizdir. 1970’lerden beri bu programlar arasında yakınsama söz konusudur. Bu yakınsama, sağlık harcamaları, aile faydaları ve daha az düzeyde de olsa yaşlılık sigortasında, genel sosyal güvenlik programıyla, kendi hesabına çalışılan meslekler arasında standartlaşma anlamına gelmektedir (European Commission, 2016: 9).

RSI tarafından yönetilen sanatkârlar, tacirler ve mikro girişimciler için sosyal sigorta programı mali açıdan özerk bir yapıya sahiptir; görevi kendi hesabına çalışan bireylerin zorunlu sosyal korumasını sağlamaktır (Cahuc, 2018: 15). RSI 30 fondan oluşmaktadır: Ulusal fon ve 29 bölgesel fon. Ulusal fonun (50 direktör) ve bölgesel fonların (24 ilâ 36 üye) yönetim kurulları, kendi hesabına çalışanların temsilcilerinden

seçilirler. 2016’da RSI içinde, 6,5 milyon aktif ve emekli kendi hesabına çalışan ve onların bakmakla yükümlü oldukları bireyler sosyal sigorta kapsamındaydı. 2,8 milyon katkı sağlayıcı (%37’si tacir, %35’i sanatkâr ve %28’i profesyonel); 4,6 milyon sağlık faydalarından yararlanıcı ve 2 milyon emekli mevcuttu (Cahuc, 2018: 16).

Ulusal düzeyde işverenleri ve işçileri temsil eden kuruluşlar (Unedic) arasındaki anlaşmalar neticesinde kurulan işsizlik sigortası programından beri, herhangi bir iş sözleşmesine taraf olmayan kendi hesabına çalışanlar (oto- girişimciler de dâhil) işsizlik sigortası kapsamında değillerdir (European Commission, 2016: 11). Ancak finansal nedenlerle ticari, zanaata dair veya serbest meslek faaliyetlerini durdurmak durumunda kalan kendi hesabına çalışanlar ve “Madelin” sözleşmesi temelli işsizlik sigortasına sahip olmayanlar, aktif dayanışma gelir desteğine (RSA) başvurabilmektedirler. Bu destek, yalnızca Fransa’da ikamet edenlerin yararlanabileceği evrensel bir sosyal refah faydasıdır (European Commission, 2016: 11).

Kendi hesabına çalışanlar ve bağımlı çalışanlar için sosyal koruma arasında daha ciddi bir yakınsama yaratabilmek adına 1994’te yürürlüğe giren bir yasayla “Madelin” sözleşmeleri oluşturulmuştur. Bu sözleşmeler bazı kendi hesabına çalışanlar için isteğe bağlı ve tamamlayıcı “emeklilik/ tasarruf (hastalık ödenekleri ve malullük/ölüm güvenceleri)/ işsizlik” programlarına tıpkı bağımlı çalışanlarınki gibi avantajlardan yararlanmayı kolaylaştırmak adına girme olanağı sağlamıştır (European Commission, 2016: 14). Madelin sözleşmeleri, kendi hesabına çalışanların sosyal korumalarını, yalnızca emeklilik ve ihtiyat sigortaları konusunda değil, işsizlik riskini kapsama konusunda da kendi inisiyatifleri ölçüsünde geliştirmelerinin bir yoludur. Onları buna teşvik etmek adına, bu sözleşmeler üzerinden ödenebilir katkılar, vergilendirilebilir gelirlerinden düşülebilmektedir (European Commission, 2016: 11).

2.9.1.1. Kısa Vadeli Sigorta Kolları Bakımından

RSI tarafından yönetilen ve ticaretle uğraşanlar, zanaatkârlar ve serbest meslek sahipleri için temel sağlık sigortası programı, ücretli işçiler için genel programda olduğu gibi aynı tedbirler ve hizmetler temelinde tıbbi bakım harcamalarını kapsamaktadır. Bunun da ötesinde, evrensel sağlık koruması (PUMA), 1 Ocak 2016’dan beri çalışanların işçi ya da kendi hesabına olup olmamasından bağımsız olarak tıbbi bakım

ve hastalık sigortası kapsamına erişimini sağlamaktadır (European Commission, 2016: 9).

İlaveten, kendi hesabına çalışanlar ve işçiler, belirli katkı oranlarının öznesidirler ve RSI’nın genel programa mali entegrasyonu (iki programın gelir ve harcamaları birleştirildi), kendi hesabına çalışanların elde ettiği faydalar arasında mali uyum yaratmıştır. Yine de, kendi hesabına çalışan, genel program kapsamındaki işçilere kıyasla nispeten daha yüksek katkı ödemektedir. Bu durum, tıbbi bakım ve hastalığın kapsamını finanse eden genel sosyal katkı (CSG) oranıyla ve finansman temelinin özel yapısı (iş üzerinden elde edilen gelirle birlikte, mülk gelirlerinin de hesaba katılması) ile açıklanması mümkündür (European Commission, 2016: 9).

Hastalık durumunda gelir sağlayan nakdi faydalar, RSI kapsamında yalnızca ticari ve zanaata dayalı meslekler için sağlanmaktadır. Hak kazanabilmek için, bireyler kendi hesabına çalışan olarak en az 1 yıl sigortalı olmak zorundadır. Yatarak tedavi söz konusu olduğunda, 3 günlük bekleme süresi öngörülmüştür ancak ayakta tedavide bu süre 7 gündür. Ödeneğin tutarı katkıya esas kazanç ile orantılı olarak belirlenmektedir (örneğin kendi hesabına çalışanların değişken gelirlerini hesaba katmak adına son 3 yıllık ortalama gelir üzerinden). Ödeneğin süresi genel program ile aynıdır ve üç yıllık dönem için 360 gündür. Ancak uzun dönemli hastalıklar söz konusu olduğunda (kanser, diyabet, kalp rahatsızlıkları, Parkinson vb. yüksek maliyet gerektiren hastalıklar) üç yıla uzatılabilmektedir. Kendi hesabına çalışanların toplam gelirleriyle ilişkili olarak sunduğu düşük katkılar dolayısıyla, genel program kapsamındaki bağımlı çalışanlara kıyasla genelde hak kazanılan faydaların düzeyi daha düşük gerçekleşmektedir (European Commission, 2016: 9-10).

Ayni analık/ babalık faydaları hususunda, sağlık sigortası ile paralel olarak, RSI ve genel program arasında standart birliği hâlihazırda mevcuttur. Genel sağlık korumasının (PUMA) oluşturulmasıyla birlikte, 1 Ocak 2016’dan beri tıbbi bakıma ve hastalık kapsamına erişim hem kendi hesabına çalışanlara hem de bağımlı çalışanlara açıktır (European Commission, 2016: 10). Analık/ babalık nakdi faydaları söz konusu olduğunda, programlar arasında önemli ve giderek artan ihtilaflar mevcuttur. 25 Ağustos 2016’daki anlaşma neticesinde, kadın doktorlar analık ödemelerine ilişkin faydalar söz konusu olduğunda ciddi bir ayrıcalık elde etmişlerdir. Öte yandan, profesyonel faaliyeti üzerinden düşük gelirler elde eden oto-girişimciler için günlük

analık ödeneğine erişim, yasal birtakım kısıtlara tabidir (European Commission, 2016: 10).

RSA, hanede yaşayan kişi sayısına bağlı olarak hesaplanan minimum gelirin dışında herhangi bir kaynağa sahip olmayanlara sosyal koruma sağlamayı hedeflemektedir (Yalnız yaşayan bireyler için aylık 535 Euro). Fayda sağlayanlar, kural olarak 25 yaş ve üstü olmalıdır ancak RSA belirli durumlarda 18 ilâ 24 yaş arasındakilere de verilmektedir (European Commission, 2016: 11).

Esnaf ve sanatkârlar, sağlık sigortası ve günlük hastalık ödeneğine bir yıldan fazla katkı ödemişlerse nakdi hastalık faydalarına hak kazanabilmektedirler. Kendi hesabına çalışanlar, bağımlı çalışanlarla aynı temel ikame oranında (günlük gelirlerinin %50’si) nakdi hastalık faydasına hak kazanmaktadırlar. Ancak;

i. Hesaplanacak ortalama kazanç dönemleri daha uzundur (3 ay yerine 3 yıl), ii. Eğer bakmakla yükümlü oldukları çocukları varsa, bağımlı çalışanlardaki gibi

daha yüksek ikame oranından yararlanamazlar,

iii. Bekleme süreleri daha uzundur (3 gün değil, 7 gün). (Cahuc, 2018: 13).

Kronik hastalıklar için (kanser vb.), esnaf ve sanatkârlar, ticari faaliyet yürüten oto-girişimciler, tıpkı genel program kapsamındaki işçiler gibi, azami üç yıllığına günlük ödenekten yararlanabilmektedirler. Günlük ödeneğin tutarı 2016 yılında, geçmiş dönemdeki gelire dayalı olarak 5,14 Euro ile 52,90 Euro arasında değişmektedir. 3754 Euronun altında yıllık gelire sahip olup başvuranlar günlük ödeneğe hak kazanamazlar. Bununla birlikte, kendi hesabına çalışan veya oto- girişimci serbest meslek sahipleri kronik hastalık durumunda günlük ödeneğe başvuramazlar (European Commission, 2016: 12).

RSI endüstriyel kazalar ve mesleki hastalıkları kapsamamaktadır. Bununla beraber, sağlığı teşvik ve riski önleme programı sunmaktadır. Bu program, özel olarak oluşturulmuş ve kişiselleştirilmiş tıbbi destek sağlamaktadır (mesleki tehlikelerden kaçınmaya adanmış ücretsiz tıbbi hizmet). Yalnızca mesleki kategorileri işçilerle bir tutulan kendi hesabına çalışanlar ve çiftçiler için kaza sigortasının (ATEXA) 2003’te oluşturulması sonrasında çiftçiler, iş kazası sigortası kapsamına dâhil olmuşlardır. Ayrıca, esnaf ve sanatkârlar ve serbest meslek sahipleri genel sağlık sigortası programıyla birlikte, isteğe bağlı iş kazası sigortasına başvurabilirler ki bu da onlara iş

kazası durumunda ayni faydalar sağlamaktadır (European Commission, 2016: 12; Cahuc, 2018: 14).

Kendi hesabına çalışan kadınlar analık faydalarına, bir önceki yılın sonuna değin katkılarını zamanında ödemişlerse hak kazanabilirler. Günlük ödenek 74 gün için verilebilmektedir; eğer herhangi bir rahatsızlık söz konusu olmuşsa 30 gün daha eklenmektedir. Ortalama kazancın üzerinden hesaplandığı süre, son 3 yıldır. Eğer yıllık gelir 3.608 Euronun üzerindeyse günlük ödeneğin tutarı 54 Eurodur; üzerinde değilse sadece 5 Eurodur (Cahuc, 2018: 13).

Aile faydaları alanında, işçiler ve kendi hesabına çalışanlar, profesyonel faaliyetleri ne olursa olsun, birey istihdamda olsun olmasın bütün nüfusu kapsam altına alan genel program dolayısıyla özdeş haklara sahiptir (European Commission, 2016: 12).

2.9.1.2. Uzun Vadeli Sigorta Kolları Bakımından

Kendi hesabına çalışanların sosyal koruma kapsamına ilişkin en karmaşık alan yaşlılık ve ölüm sigortalarıdır. Emekli aylıkları farklı, tek bir profesyonel kategoride dahi (temel kapsam veya tamamlayıcı kapsam göz önüne alındığında) değişken kurallara konu olmaktadır (European Commission, 2016: 10).

Fransa’da, bütün yaşlılık aylığı rejimleri iki zorunlu bileşene sahiptir: Temel ve tamamlayıcı aylıklar. Bütün rejimler bu ikiliğe uymaktadır. Esnaf ve sanatkârların aylıkları RSI tarafından yönetilir. Esnaf ve sanatkârlar için emekli aylığı programı, emeklilik yaşı ve aylıkların yıllık revalüasyonu gibi parametreler üzerinden, artık özel sektör çalışanlarıyla denk hale getirilmiştir. Bununla beraber, prim temelleri ve oranları farklı olmaya devam etmektedir zira kendi hesabına çalışma üzerinden elde edilen gelirin doğasını prim temelinin farklı hesaplanması ve işveren prim katkısının olmaması şekillendirmektedir (Cahuc, 2018: 13).

Fransa’da asgari emeklilik yaşı 62’dir. Tam aylığa otomatik olarak hak kazanma yaşı ise 67’dir. Tam aylığa hak kazanma için geçirilmesi gereken sigortalılık süresi sigortalıların doğum yılı ve ayına göre değişiklikler göstermektedir. Ticaret ve imalat işleriyle uğraşanlar, esnaf ve sanatkârlar için yaşlılık sigortası primi faaliyetin ilk yılı için 1.340 Eurodur. Malullük ve ölüm sigortalarıyla birlikte tüm uzun vadeli sigorta

kollarına ilk yıl ödenen prim tutarı 1438 Eurodur. İkinci faaliyet yılında toplam prim tutarı 1425 Euro iken devam eden yıllar için beyan edilen gelire dayalı olarak asgari %17,75 oranında prim ödemesi söz konusu olmaktadır (ISSA, 2018: 120).

Serbest mesleklere ilişkin spesifik yaşlılık sigortası programı, RSI’dan farklı olarak, serbest meslekler için Ulusal Emeklilik Sigortası Fonu (CNAVPL) tarafından yönetilmektedir. Bu fon yalnızca, puanlama sistemi üzerinden finanse edilen mütevazı temel emekli aylığını tahsis etmektedir. Bu durum, diğer temel programlardan daha düşük bir katkı düzeyinin ve genel program kapsamıyla standart birliği hususunun sınırlı olmasının bir sonucudur. Bu özgün temel program, büyük ölçüde meslekler üzerinden yapılandırılmıştır. CNAPVL içindeki bölümler arasında önemli ölçüde özerklik söz konusudur (European Commission, 2016: 10-11).

Temel programların yanı sıra, ücretli işçilerde olduğu gibi, kendi hesabına çalışanlar için de tamamlayıcı emeklilik programları mevcuttur. Esnaf ve sanatkârlar için, bu programlar zorunlu tamamlayıcı program tarafından yürütülür; serbest meslek sahipleri ise CNAPVL’nin farklı bölümleri üzerinden zorunlu tamamlayıcı programdan yararlanabilmektedir. Bu bölümler kendi özel kuralları üzerinden yönetilmektedir (European Commission, 2016: 11).

Emeklilik programlarının üçüncü katmanı, sağlık alanında çalışan serbest meslek sahiplerine (doktorlar, diş hekimleri, tıbbi asistanlar, laboratuvar yöneticileri ve ebelere) yöneliktir. Bu çalışanlar, 1970’lerden bu yana zorunlu olarak, “tamamlayıcı” ve puan temelli programlara erişebilmektedir. Bu programlar, hem temel emeklilik programları hem de tamamlayıcı programlara takviye oluşturmaktadır (European Commission, 2016: 11).

Kendi hesabına çalışanlar maluliyet, ölüm riskine karşı, esnaf ve sanatkârlar için RSI programı altında kapsamdadırlar. Kısmi (faaliyetlerini yürütebilme kapasitelerinin 2/3’ünü yitirmeleri) veya tam işgöremezlik durumlarında başvuruda bulunabilmektedirler. Serbest mesleklerde faaliyet gösterenler, her bir mesleki alan için ayrı kurallara konu olmaktadırlar. Yalnızca noterler maluliyet ve ölüm sigortası kapsamında değildirler (European Commission, 2016: 12).

5 Eylül 2017 tarihinde Fransız Hükümeti kendi hesabına çalışanların sosyal güvenliği hususlarında tedrici bir dönüşüm sürecini başlatmak üzere plan açıklamıştır. Bu plan kapsamında açıklanan hedefler arasında şunlar yer almaktadır:

i. Sağlık ve analık sigortaları primlerinde azalan oranlı muafiyetler üzerinden kendi hesabına çalışanların satın alma gücünde %75’lik artış yaratma,

ii. Tüm kendi hesabına çalışan kategoriler için aile yardımları sigortası priminde 2,15 puanlık azaltma,

iii. Eğer iş kuranın ilk yılında geliri 30.000 Eurodan az ise, sosyal sigorta primlerinde toptan indirim,

iv. Prosedürlerin basitleştirilmesi, bağımlı çalışanın kendi hesabına çalışan haline geldiği ya da tersi durumlarda yürütülen bürokratik işlemlerin azaltılması, v. 2020’ye kadar vergi ödemelerinin ve sosyal ödemelerin birleştirilmesi, vi. Katkıları gerçek zamanlı ayarlayabilme olasılığı,

vii. 2018 itibarıyla oto- girişim programlarının tavanını iki katına çıkarma.

Hükümet planı çerçevesinde anılan değişiklikler geçen üç yıllık süre zarfında kısmen gerçekleştirilebilmiştir.

Avrupa ülkelerinde kendi hesabına çalışmanın güncel durumuna ve sosyal sigortalılığa bakıldığında, genellikle ikamet temelli ve genel vergilerle finansmana ağırlık verilen İskandinav ülkelerinde kendi hesabına çalışanların daha eşitlikçi düzenlemelerin kapsamında yer aldıkları görülmektedir. Ancak bazı ülkelerde kendi hesabına çalışanların isteğe bağlı katılım gösterdikleri bilhassa kısa vadeli sigorta kolları ve işsizlik sigortası mevcut olabilmektedir. Bu durum anılan ülkelerde tehlikeler itibarıyla kapsamı arzulanan seviyede genişletmeyebilmektedir. Nitekim isteğe bağlılık, kazançları dönemsel dalgalılık ve/ veya genel olarak belirsizlik gösteren küçük işletme sahipleri ve kendi hesabına çalışmanın geleneksel biçimlerini sürdürenler için katılım sağlamayı kolaylaştırmayabilmektedir. Serbest meslek mensubu profesyoneller açısından ise kazanç düzeyinin daha istikrarlı seyredebilmesi, bazı ülkelerde onlara özgü mesleki programların bulunması (İtalya vd.) ve bu grupta finansal okur- yazarlık seviyesinin yüksekliği sosyal koruma düzeyini de olumlu etkileyebilmektedir. Zira hem tamamlayıcı -mesleki- emeklilik programlarının söz konusu olabilmesi hem de özel emeklilik programları kapsamında yaşlılık dönemi için tasarruflarda bulunabilme gücü bu grubu daha güçlü sosyal korumaya sahip kılabilmektedir.

Spasova vd. nin kendi hesabına çalışanlar için “tercihe dayalı erişimli sistemler” oluşturmuş ülkeler kategorisine aldığı (2019: 163) ve sosyal demokrat refah rejimlerine mensup olarak nitelendirilen İsveç, Finlandiya ve Danimarka; farklı sosyal sigorta kollarına ilişkin hak ve yükümlülükler açısından ortaklaşmaktadır. Örneğin hastalık ve aile sigortaları her üç ülkede de evrensel/ ikamet temelli olarak kurgulanmışken, işsizlik sigortasında isteğe bağlı programların ağırlığı söz konusudur. Birçok ayni faydada bağımlı çalışanlarla aynı sosyal koruma düzeyine sahip olabilseler de, kendi hesabına çalışanlar kısa vadeli sigorta kollarından hak kazanabildikleri ödenek seviyesi bakımından daha elverişsiz koşullarla karşı karşıya kalabilmektedir. Finlandiya’da kendi hesabına çalışanlar işsizlik sigortasında isteğe bağlı katılım sağlayabildikleri Özel Fon’lardan sağlanabilen ödeneklerin ve KELA temel ödeneklerinin süresi dolduktan sonra gelir testine dayalı işgücü piyasası desteği programından süresiz olarak yararlanabilmektedirler. Danimarka’da işsizlik ödenekleri ise, isteğe bağlı ve sendikaların yönettiği programlar ve belediyeler aracılığıyla sağlanabilen sosyal yardımlar çerçevesinde sağlanmaktadır. Bu sistemde devlet yalnızca olağanüstü riskleri finanse edebilmektedir. Anılan üç ülkede yaşlılık sigortasından bağlanan aylıkların düzeyini evrensel, asgari temel aylıklar (ikamete dayalı) ve kazanca dayalı tamamlayıcı aylıklar belirlemektedir. Her üç ülkede de kendi hesabına çalışanların bu konuda temel sorunu, mesleki emeklilik programları kapsamına çoğunlukla girememeleridir. Bu yüzden, bağımlı çalışanlarla kıyaslandığında, bağlanan yaşlılık aylıklarının düzeyi düşük kalabilmektedir.

Muhafazakâr refah rejimleri içerisine dâhil kabul edilen ve “dışlayıcı sistem” olarak nitelendirilen ülkelerden Almanya ve Fransa, sosyal güvenlik açısından birbirinden farklı uygulamalara ev sahipliği yapmaktadır. Almanya’da işsizlik, hastalık, malullük ve yaşlılık sigortaları kendi hesabına çalışanlar için özel sigortacılık piyasasında, isteğe bağlı olarak düzenlenmiştir. Sağlık sigortası tüm ikamet edenleri kapsamakla birlikte, kendi hesabına çalışanlar özel sağlık sigortası programlarını da tercih edebilmektedirler. Almanya’da kendi hesabına çalışanlar analık sigortası kapsamında birtakım istisnalar dışında yer almamaktadırlar. Fransa’da kendi hesabına çalışan grupları için, hem hak ve yükümlülükler hem de programların yönetimi bakımından daha parçalı bir yapı söz konusudur. Kendi hesabına çalışanlar genel olarak işsizlik sigortası kapsamında yer almamakta; ikamet temelli gelir desteği