• Sonuç bulunamadı

2.5. Finlandiya

2.5.1. Finlandiya’da Kendi Hesabına Çalışanlara Yönelik Sosyal Güvenlik

Fin sosyal güvenlik sistemi ilkesel olarak evrenseldir. Hem ayni hem de nakdi faydalar konusunda işçiler ve kendi hesabına çalışanlar arasında bir ayrım bulunmamaktadır. Ayrıca, ödenek ve aylık hesaplamaları temel olarak standart bir karakter göstermektedir. Örneğin, emekli aylıkları aynı şekilde hesaplanır ama kariyer farklılıklarına ve gelirlerdeki farklılıklara göre, emekli aylıklarının aktüel düzeyi açısından kendi hesabına çalışanlar dezavantajlıdır (European Commission, 2017b: 4). Kendi hesabına çalışanların sosyal sigorta kapsamından düşük düzeyde faydalanabilmesinin temel sebebi, sıklıkla asgari katkı düzeyini seçmeleridir. Bu durum da kapsamın dar kalmasıyla sonuçlanmaktadır (Eurofound, 2009c).

İstihdamda bulunulan yıllar sözkonusu olduğunda, kendi hesabına çalışanlar emekli aylıklarına kavuşmadan evvel en uzun çalışma geçmişine/ kıdeme sahip olanlardır. Kendi Hesabına Çalışan Bireylerin Emekliliği Kanunu (YEL) kapsamında sigortalı bireyler için ortalama kariyer uzunluğu 39,6 yıldır. Tarımda kendi hesabına çalışanlar için 38,8 yıl iken; Tarımda Çalışanların Emekliliği Kanunu (MYEL) sigortalısı mavi yakalı işçiler için 36,6 yıldır. Düşük pozisyona sahip beyaz yakalılarda ise ortalama kariyer 36,8 yıl iken; üst pozisyonlarda istihdam edilen beyaz yakalılarda 37,5 yıldır (European Commission, 2017b: 16).

Sosyal fayda programlarının kapsamı evrensel olmakla birlikte sağlanan güvenlik ağında boşluklar söz konusudur. Örneğin kendi hesabına çalışanlar iş kazalarına ve işsizliğe karşı isteğe bağlı olarak sigortalı olabilmektedirler ama bütün bağımlı çalışanlar iş kazası riskine karşı zorunlu kapsamda sigortalıdır. Tam zamanlı bağımlı çalışanların %90’ı gelire dayalı işsizlik sigortasına sahipken, bu oran kendi hesabına çalışanlar arasında sadece %20’dir. Bazı serbest çalışanlar, akademisyenler ve bursiyerler gelire bağlı işsizlik sigortasına erişememektedir (European Commission, 2017b: 4).

Finlandiya’da atipik işlerde çalışanlar ve kendi hesabına çalışanlar için en sorunlu alan, işsizlik sigortasıdır. İki işi aynı anda yürüten, hem kendi hesabına hem de işçi olarak çalışanlar sıklıkla işsizlik sigortası düzenlemesinin farklı hak kazanma koşulları dolayısıyla sorun yaşamaktadırlar. İşgücü Piyasası Ofisi işsiz kalan bireyin

ikinci iş olarak kendi hesabına çalışması üzerinden tatmin edici bir gelir elde edebildiğini varsaydığında, elde edilen faydalar dondurulabilmekte veya tamamen ortadan kaldırılabilmektedir (European Commission, 2017b: 7).

Finlandiya’da işsizlik durumunda bireyin korumasına yönelik olarak ikili bir sistem mevcuttur: İşsizlik fonlarından karşılanan gelire dayalı ödenekler ve Finlandiya Sosyal Güvenlik Kurumu (KELA) tarafından ödenen ‘temel ödenek’ler. Ancak her iki ödenekten de yararlanma süresi dolduktan sonra halen iş arayan bireylere işgücü piyasası desteği adı altında süre kısıtlaması olmaksızın (gelir testine dayalı) bir ödenek de verilebilmektedir. Pandeminin olumsuz etkileri dolayısıyla ve 31.03.2021 tarihine değin, işgücü piyasası desteği düşük gelirli kendi hesabına çalışanlara faaliyetlerini sonlandırmamış olsalar dahi ödenmektedir (KELA, 2021).

Gelir testi uygulanmasını gerektirmeksizin bağlanan işsizlik ödeneklerine elverişli olabilmek için bireylerin işsizlik öncesinde belirli bir süre çalışmış olması koşulu vardır (European Commission, 2017b: 11- 12). Bu durum atipik işçiler için zorluklar yaratabilmektedir. Kendi hesabına çalışanların sistemin birinci ayağına ulaşma fırsatları yoktur. Onların karşılaması gereken özel kıstaslar söz konusudur. Bunlardan birincisi, kendi hesabına çalışan bireyin işsiz kaldığı dönem öncesindeki 48 ay içinde en az 15 ay çalışmış olmasıdır. Ancak bu koşulu dikkate alabilmek için kendi hesabına çalışma üzerinden elde edilen toplam gelirin aylık en az 1.089,67 Euro olması da gerekmektedir (KELA, 2021).

2.5.1.1. Kısa Vadeli Sigorta Kolları Bakımından

İş kazası açısından sigortalılık kendi hesabına çalışanlar için isteğe bağlıdır ve bu bireylerin %70 ilâ %80’i kapsam altındadır. Oysa işçilerde bu oran %100’dür. Kendi hesabına çalışanlar ödeyecekleri sosyal sigorta katkılarının düzeyine kendileri karar verebilmektedir. Tıpkı Türkiye’de olduğu gibi, katkı düzeyinin bireyler tarafından sıklıkla düşük belirlenmesinin olumsuz sonuçları olabilmektedir. Sosyal güvenlik katkısına esas tutulan kazanç, diğer sosyal faydaların hesaplanmasına da temel alındığından, kendi hesabına çalışanlar yaşlılık, hastalık, iş kazası, hamilelik ve işsizlik risklerine karşı fiilen yetersiz bir biçimde korumaya sahiptirler (European Commission, 2017b: 7).

Avrupa Komisyonu’nun Finlandiya raporunda (2017b: 17), işçilerin hak kazanabildiği gelire dayalı ödenekler ile kendi hesabına çalışanların işsizlik ve iş kazası durumunda hak kazanabildikleri temel ödenekler arasındaki farklılıkları belirtmek için, ayda 2.500 Euro kazanan bir işçi ve bir kendi hesabına çalışan ele alınmıştır. İşsizlik durumunda, ilgili işçi ayda 1.500 Euro alabilecekken, kendi hesabına çalışan için temel ödenek miktarı ayda 697 Euro’ya tekabül etmektedir. İş kazası yaşaması durumunda, işçiye ödenecek tutar aylık 2.500 Euro iken kendi hesabına çalışanın ödeneği 1.750 Euro olmaktadır. Üstelik birey gelire dayalı faydalara hak kazanamıyorsa, yararlanabileceği evrensel asgari ödenek miktarı aylık yaklaşık 622 Euro’ya kadar düşecektir (European Commission, 2017b: 17).

Finlandiya hastalık sigortası sistemi Avrupa’da en evrensel olan sistemlerden biridir. Hem işçiler hem de kendi hesabına çalışanlar bu sistem kapsamındadır ve ev kadınları, öğrenciler vb. gelir elde etmeyen bireyler de asgari günlük ödeneklerden yararlanabilmektedir. Kendi hesabına çalışanlar ödeneklere hak kazanabilmek adına aylık brüt kazançları üzerinden tarımda faaliyet gösteriyorlarsa %1,53, diğer sektörlerde faaliyet gösteriyorlarsa %1,70 oranında katkı ödemektedirler. Bununla beraber, hak kazanma koşulları dikkate alındığında sistemin katı kuralları vardır. 10 günlük bekleme süresi KELA tarafından verilen günlük hastalık ödeneğinden yararlanmak için tamamlanmalıdır. Ancak işçiler için hastalık ödeneği tutarı (veya ücretin %100’ü) bekleme süresi içerisinde de işverenleri tarafından ödenebilmektedir. Bunun sebebi, işgücü piyasası anlaşmaları ile 10 günden 3 aya kadar hastalık ödeneğinin işveren tarafından sağlanmasının kararlaştırılabilmesidir (Jarvi & Kuivalainen, 2013: 3; European Commission, 2017b: 8-9).

Çok düşük kazançlara sahip veya herhangi bir geliri olmayan bireyler için hastalık ödeneği asgari düzeyden (günlük 24,64 €) yatırılmaktadır. Asgari ödenek için ücret ödenmeyen bekleme süresi 55 gündür ve birey bu dönemlerini genellikle sosyal yardımlar üzerinden finanse edebilmektedir (ISSA, 2018: 114).

Bununla beraber, bazı sektörlerde kendi hesabına çalışanlar daha iyi faydaların kapsamı altındadır. Kapsam kendi hesabına çalışanın hangi programa dâhil olduğu üzerinden şekillenmektedir. YEL veya MYEL kapsamında sigortalı olan kendi hesabına çalışan ve diğer bireyler ilkesel olarak işçilerle aynı koşullara tabidir. 2016’ya değin, günlük ödenek miktarı kendi hesabına çalışan bireyin beyan ettiği katkıya esas

kazançları üzerinden hesaplanmaktaydı. Bölümün başında vurgulandığı üzere, ödemekle mükellef olduğu katkı tutarını asgari düzeye indirmeye çalışan bireylerin, olduğundan çok daha düşük gelir beyanında bulunmaları, hastalık durumunda düşük seviyede ödenek almalarına yol açmaktaydı. Ancak 2016’dan beri, YEL veya MYEL kapsamı altındaki kendi hesabına çalışanlar için günlük ödenekler, Vergi Kurumu tarafından onaylanmış son vergilendirilmiş kazanç üzerinden hesaplanmaktadır (European Commission, 2017b: 9).

İşçiler ve kendi hesabına çalışanlar arasında katkı oranları açısından küçük farklılıklar mevcuttur. Tıbbi bakım kapsamı için hem işçiler hem de kendi hesabına çalışanlar %1,3 oranında katkı ödemektedirler. Ancak günlük ödenek kapsamı için işçiler %0,82 oranında katkı öderken kendi hesabına çalışanlarda bu oran %0,95’tir (European Commission, 2017b: 9).

Finlandiya’da ikamet eden her bireyin tıbbi bakım hakkı vardır. Tıbbi bakıma erişimde bireyin standart ya da atipik işçi veya kendi hesabına çalışan olmasının yarattığı bir farklılık söz konusu değildir. Bununla beraber, uygulamada mesleki tıbbi bakımdan kaynaklanan oldukça farklı durumlar yaşanabilmektedir. İşverenler işçileri için önleyici mesleki tıbbi bakım sağlama yükümlülüğüne sahiptir. KELA sağlanan bakımın uzunluğuna bağlı olarak işverenlerin maliyetlerinin bir kısmını (önleyici bakım için %40, tıbbi bakım için %60) tazmin edebilmektedir (European Commission, 2017b: 9).

Aynı tercih, şu iki seçenekten birini seçen kendi hesabına çalışanlar için de mevcuttur:

i. Belediyelerin sağlık merkezleri, özel bir tıbbi klinik ya da kendi hesabına çalışan tıbbi uzman ile imzalanan önleyici mesleki tıbbi bakımla sınırlandırılmış daha dar ve ucuz seçenek,

ii. Daha kapsayıcı tıbbi bakım kapsamı seçeneği (European Commission, 2017b: 9- 10).

Analık izni doğumun beklendiği tarihten 30 ilâ 50 çalışma günü öncesinden başlamaktadır. Anne izne ne zaman ayrılacağına kendisi karar vermektedir. Ödenek analık izninde geçen 105 iş günü için sağlanmaktadır. Babalık ödeneği, babalık iznine ayrılış sonrasındaki 54 iş günü için verilmektedir. Ebeveyn izni doğum izninden sonra

başlamaktadır. 18 güne kadar hem anne hem de baba izne aynı anda ayrılabilir. Ebeveyn izni sırasında, KELA 158 çalışma günü için aile ödeneği sağlamaktadır. Bu seçenekler istihdam statüsüne bakılmaksızın tüm Finlandiya’da ikamet edenler için geçerlidir (European Commission, 2017b: 10).

Analık ve babalık izinlerindeki sorun, özellikle de kendi hesabına çalışanlar için bu sürenin ödenek alınarak tazmininden ziyade, izne ayrılmanın çoğunlukla imkânsızlığıdır. Nitekim birçok genç girişimci küçük bir firmada yalnız başına çalışmaktadır ve bu durumun üstesinden gelememektedir ya da üstesinden gelebilmesi adına yerine birini çalıştırmak zorundadır. Faaliyet durdurmanın rekabetçi bir piyasa içerisinde yaratacağı olumsuzluklar küçük işletmelerin gözünü korkutabilmektedir. Zira analık ve babalık izinleri sırasında firmanın sabit maliyetleri (kira vd.) mevcut kalmaya devam etmektedir (European Commission, 2017b: 10).

2.5.1.2. Uzun Vadeli Sigorta Kolları Bakımından

Finlandiya’da, zorunlu (birinci basamak) emeklilik sistemi 3 belirlenmiş fayda (DB) bölümüne dayanmaktadır:

i. Kazançlara ve istihdama dayalı aylıklar (ERP) gelirin istikrarlı hale gelmesini hedeflemektedir ve kariyer sırasınca elde edilen gelir düzeyini sürdürme mantığındadır;

ii. İkamet temelli Ulusal Emeklilik’te (NP) var olan ERP programlarından gelen gelir üzerinden test söz konusudur;

iii. Garanti edilmiş aylık (GP) ise yoksulluğun azaltılması ve asgari bir güvenlik ağının (aylık 766,85 €) güvence altına alınmasını hedeflemektedir (European

Commission, 2017b: 10).

Kendi hesabına çalışanlar 18 ile 67 yaş arasında iseler, girişime yönelik faaliyetleri en az 4 aydır devam ediyorsa ve 2020 yılı itibarıyla gelirleri yıllık 7.958,99 €’yu aşıyorsa YEL yaşlılık sigortasına kayıt olmakla yükümlüdürler (MISSOC, 2020c: 13). Eğer girişimlerinden elde ettikleri gelir asgari düzeyin altındaysa, kendi hesabına çalışan bireyler isteğe bağlı sigorta poliçesi de imzalayabilmektedirler. Katkıya esas tutulacak kazançlar için bir üst sınır mevcuttur. 2016 itibarıyla bu tavan 171.625 € idi. KELA tarafından ödenen hastalık ödeneği, analık, babalık ve diğer ebeveyn ödenekleri,

özel bakım ödeneği, rehabilitasyon ödeneği ve konut yardımı gibi faydalar için YEL’e esas olan kazanç belirleyicidir (European Commission, 2017b: 11).

YEL katkı oranları kendi hesabına çalışanların yaşına bağlı olarak belirlenmektedir: 53 yaşından küçükler için bu oran %23,6 iken, daha yaşlı bireyler için %25,1’dir. Aylık bağlama oranları işçilerin TYEL emeklilik sigortası ile aynıdır. 53 yaşından küçük bireylerde yıllık gelirin %1,5’i; 53-62 yaş aralığında olanlarda %1,9’u ve 63-67 yaş aralığında olanlarda %4,5’idir. 2017 yılından bu yana aylık bağlama oranı tüm yaşlar için yıllık %1,5’e sabitlenmiştir (European Commission, 2017b: 11).

Maluliyet aylıklarına hak kazanma koşulları, farklı aylık programları içerisinde de olsa aynıdır. Hak talep eden birey önce yaklaşık bir yıllığına hastalık aylığı almaktadır. Eğer işgöremezlik hastalık faydasının sona ermesi sonrasında devam ederse, birey maluliyet aylığı veya rehabilitasyon teşviki için başvuruda bulunabilmektedir (European Commission, 2017b: 13).

Finlandiya’da aile yardımları sigortası evrenseldir ve tamamen devlet tarafından finanse edilmektedir. Belediyeler çocukların evde bakımı için sağlanan yardımların toplam maliyetini karşılamaktadır (ISSA, 2018: 119).