• Sonuç bulunamadı

KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2.4. Kelime Hazinesi 1.Kelime Hazines

Türkçe sözlük, kelime hazinesi için ―söz varlığı‖ karĢılığını kullanır. (TDK,2005: 1130)

26 Söz varlığı için ise, ― Bir dildeki sözlerin bütünü, söz hazinesi, söz dağarcığı, sözcük hazinesi, vokabüler, kelime hazinesi.‖ ( TDK,2005:1807) tanımı yapılmaktadır.

Sözlüklerimize, dil ve dilbilimle ilgili kitaplara bakıldığında söz varlığının yanı sıra: kelime dağarcığı, kelime hazinesi, söz dağarcığı, sözcük dağarcığı, sözcük haznesi, vokabüler terimleri de kullanılmıĢtır.

GüneĢ (2007: 203; 2009: 89), bunların yanında zihinsel sözlük terimini kullanmakta ve Ģu açıklamayı yapmaktadır: ―Kelime dağarcığı ya da söz varlığı yerine kullanılan zihinsel sözlük genel anlamda zihnimizin bir bölümü olarak açıklanmaktadır. Öğrendiğimiz kelimelerle ilgili bütün bilgiler (ses, yazım, anlam vb.) saklanmaktadır. Dinleme ve okumayla öğrenilen bütün kelimeler kaydedilmekte, konuĢma ve yazma sırasında bu sözlüğe baĢvurulmakta ve kaydedilen kelime ve bilgiler kullanılmaktadır. Bu nedenle zihinsel sözlük dilin bütün alanlarında etkili olmaktadır.‖

Bir dilin söz varlığını sözcükler, deyimler, atasözleri, terimler ve kalıplaĢmıĢ diğer sözcükler oluĢturur.(Hengirmen, 1999: 36)

Bireyin iki tür kelime hazinesi vardır: (Hengirmen, 1999: 36) Edilgin sözvarlığı,

Etkin sözvarlığı

Çotuksöken, (2002:42) ―Bireyin dil edinim sürecinde öğrendiği bütünü sözcükler belleğinde edilgin sözvarlığını oluĢturur. Etkin sözvarlığı ise, bireyin dil kullanımı sürecinde edilgin sözvarlığından seçip kullandığı sözcüklerin bütünü olarak kabul edilir. Edilgin sözvarlığındaki sözcük sayısı doğal olarak çoktur, etkin sözvarlığındaki sözcük sayısı da çeĢitli nedenlere bağlı olarak edilgin sözvarlığına oranla oldukça sınırlıdır.‖ Bu farklılığı birçok nedene bağlayabiliriz. Günlük konuĢmalarda iletiĢimin daha çabuk olması amacıyla, anlatmak istenilenler en kısa yoldan karĢı tarafa iletilmeye çalıĢılır. Bu da kullanılan kelime sayısında bireyi bir tasarrufa götürür.

ĠletiĢim kurulması, sözlü, yazılı veya iĢaret resim ile olabilir. KonuĢma dili de, yazı dili de iletiĢim kurmayı deneyen kiĢinin kelime servetiyle doğru orantılı olarak geniĢlik veya darlık gösterir. Ġnsanların aktif kelime serveti (hazinesi) ile pasif kelime serveti arasında, karmaĢık bir iliĢki vardır. YaĢ, cinsiyet, kültür seviyesi ile, iliĢki kurulana bakıĢ açısı, aktif kelime servetini belirleyen dört asli ölçüttür. Günlük ihtiyaçların giderilmesi için kullanılan iletiĢim dili, 300- 1300 kelime arasında değiĢmektedir. Kelime dağarcığı yaĢa, cinsiyete, öğrenimden alınan paya göre değiĢir. Rakamlar belirlerken bir uzmanlar grubunun anlaĢmasını değil, günlük

27 iliĢkileri ve yaĢantıyı temel alarak değerlendirme yapmalıyız. Günlük ihtiyaçlarımızı giderirken, kelimelerin ilk manalarından hareket etmeye ve anlaĢmanın tam olmasına dikkat ederiz. Buna göre iletiĢim halinde olan insanlar, kullandıkları kelimelerin çeĢitliliğine ve zenginliğine göre sağlam yapıda bir anlaĢma sağlarlar. (Tural, 2004: 10)

Ġnsanlar iletiĢim kurarken o döneme kadar edindikleri aktif ve pasif kelime hazinesinden yararlanırlar. Bu seçimi yaparken bireyin içinde bulunduğu ortam kadar; yaĢı, cinsiyeti, öğrenim durumu gibi etkenler etkili olur.

Ġngilizler ve Almanlar okul öncesi çocuklarına 2000 kelime, 7–12 yaĢ grubundaki (ilkokul) çocuklarına en az 5000 kelime öğretmeyi hedeflemektedir. Bir insanın günlük hayatında azami 3000 kelime kullandığını, kültürlü bir insanın kelime dağarcığında yaklaĢık olarak 22.000– 27.000 kelime bulundurmasının ve kullanılmasının gerektirdiğini, kendini yetiĢtirmiĢ bir insanın ise 40.000 kelime bilmesi gerektiğini tespit etmiĢler ve eğitimde hedef göstermiĢlerdir. (KarakuĢ, 42-43,Akt. Bayram, 2007:12) Bu rakamlar Ġngilizler ve Almanlar için geçerli olduğu kadar Türk insanı için de geçerlidir.

Kelime dağarcığında bulunması gereken hedef kelime sayısını yaĢ gruplarına göre Ģöyle tespit edebiliriz: (KarakuĢ, 42-43;Akt. Bayram, 2007:12)

0–6 yaĢ grubu: 2000 kelime 7–12 yaĢ grubu: 5000 kelime

13- 18 yaĢ grubu: 20.000 kelime (Ortaokul: 11040, lise:8.400–19440) 19 yaĢ grubu: 35.000 (rakamlar kesin olarak kabul edilmemelidir.)

Ortaöğretim çağındaki çocukların sözlü ve yazılı ifadeleri incelendiğinde kelime hazinesi yönünden yetersiz oldukları gözlenmektedir. Bu da onları kelime tekrarına düĢürmektedir. Bu sonuç bizleri baĢka bir gerçeğe götürmektedir. Ġnsanda var olan anlama ve anlatma becerisi birbirinden ayrı düĢünülemez. Ġyi bir anlatımın olabilmesi için iyi seviyede anlama olması gerekir. Öğrencilerin iyi bir kitap okuyucusu olmamaları onları böyle bir baĢarısızlığa götürmektedir.

28 2.4.2. Kelime Hazinesinin Zenginleştirilmesi

Sözcük çalıĢmaları öğrencilerin kullandıkları sözcüklerin anlamlarını doğru olarak öğrenmelerine, yanlıĢ kullanmalarını düzeltme yeteneği kazandırmaya, sözcüklerin köken ve yapılıĢlarını öğrenip eĢ anlamlarını daha iyi kavramaya, sözcüklerin zıt, yakın anlamlı ve birleĢik sözcük, deyim, terim, atasözü gibi sözcük kümeleĢmelerini tanımalarına, yerel kullanımlarla, argo kullanımları fark edebilmelerine, sözlük ve yazım kılavuzuna baĢvurma alıĢkanlığı kazanmalarına, sözcükleri günlük dilden kurtararak yan anlamlarında kullanabilmelerine imkân verir. (AktaĢ,2005:82)

Kelime hazinesini artırmaya yönelik her türlü etkinlik, kiĢiye dilinin imkânları çerçevesinde kelime türetme yollarını, kelimelerin değiĢik anlamlarda kulanım alanlarını keĢfetmeyi, kelime türlerini gruplandırmayı, kelimelerin günlük konuĢmalardaki fakir kullanımların dıĢına çıkarak, dilinin zenginliklerinin farkına varılması sağlanır.

Kelime hazinesini geliĢtirmek için dikkatli ve çok okumak, yeni kelimeler öğrenmeye ilgi duymak, gerektiğinde sözlüğe baĢvurmak, kelimelerin değiĢik anlamlarını öğrenmek, öğrenilen kelimeleri aktif olarak kullanmak gerekir. (Akçamete, 1990: 738)

Özbay‘a (2009: 63) göre; ― kelime öğretimi ve kelime hazinesini geliĢtirme, kelimelerin fikirlerle iliĢkilendirildiği karmaĢık bir süreçtir. Bu nedenle öğrenciye kelime kazandırma çalıĢmaları; görsel materyallerden yararlanma, sözlük defteri oluĢturma, sözlük ve yazım kılavuzu kullandırma, kelimenin yapısını inceleme, eĢ anlamlı kelimeleri bir arada verme, bir kavramla ilgili değiĢik kelimeleri türetme, bulmaca çözdürme vb. gibi etkinliklerle zenginleĢtirilmelidir.‖ kelime öğretiminde etkili olabilecek faaliyetlerdir.

Kelimeler değiĢik ve çeĢitli anlamlar taĢımaktadırlar. Bir kelimenin hangi anlamda kullanıldığı ancak geçtiği metin ve cümleden anlaĢılabilir. Kelime çalıĢması esnasında metin- cümle- kelime üçgeni göz önünde tutulmalı, buna göre alıĢtırma yapılmalıdır. (Özbay, 2009:63). Kelime öğretiminde dikkat edilmesi gereken nokta; kelime öğretiminde kelimelerin değiĢik anlamlarıyla ilgili öğrencilerde farkındalık yaratmak ve onlara dilin zenginliklerini örneklerle birlikte sunmaktır.

29 2.4.3.Kelime Öğretimi

Kelime ve kelime gruplarının öğretimi, ana dili öğretiminin vazgeçilmez unsurudur. Öğrencilerin; dinleme, konuĢma, okuma ve yazma becerilerini geliĢtirebilmesi kelime hazinesiyle doğrudan bağlantılıdır. Ġlköğretimde Türkçe dersleri tamamen metinden hareketle iĢlenmektedir. Ortaöğretimde ise Türk Edebiyatı ve Dil ve Anlatım dersleri yine örnek metinlerle desteklenmektedir. Öğrenci yeterli düzeyde kelime hazinesine sahip değil ise okuduğu metni tam anlayamaz ve düĢündüklerini doğru ifade edemez. Bu baĢarısızlık diğer derslerde de kendini gösterir. Öyleyse ilköğretimde Türkçe derslerinde, ortaöğretimde Türk Edebiyatı ve Dil ve Anlatım derslerinde kelime hazinesini geliĢtirmeye yönelik faaliyetlerde bulunulmalı. Diğer dersler de bu konuda duyarlı olmalıdır.

Bir sözcüğün anlamını bilmek onun sadece tanımını verebilmek ya da onu edimsel (paradigmatik) iliĢkileri (eĢ anlamlılık, karĢıt anlamlılık vs.) sistemine konumlandırmak değildir. Aynı zamanda anlamsal, sözdizimsel, söylemsel (discursive), bütünleyici (combinatioer) açıdan bağlamsal (distributionnel) özelliklerini bilmek ve önemli ölçüde daima kendilerini tamamlayan, harekete geçiren veya söz düzeyinde onları belirleyen diğer sözcüklerin farkında olmaktır.‖ (Treville et Duquette, 1996:15‘ten Akt; Budak,2000: 22)

Bu anlamda kelime öğretiminden kasıt, öğrenciye sadece kelimenin anlamının verilip öğretilmesi değil, aynı zamanda kelimeyi bağlamıyla birlikte hem anlam bilgisi yönünden hem de Ģekil bilgisi yönünden kavratmaktır. Kelime öğretiminde kiĢinin öğrenim düzeyi ve kelimenin niteliği üzerinde durulması gereken noktalardan biridir. Kelime öğretiminde bir takım güçlükler ortaya çıkmaktadır. Kelime öğretiminde ruh bilimi açısından karĢılaĢılan güçlükler Ģu Ģekilde sıralanmıĢtır: (Demirezen,1983:160)

Öğretilecek kelimelerin doğasından kaynaklanan güçlükler,

Önceden öğrenilmiĢ ve yeni öğrenilecek sözcükler arasındaki etkileĢim, Aynı sürede öğretilecek sözcük kümeleri arasındaki etkileĢim,

Sırayla öğretilecek sözcük kümeleri arasındaki etkileĢim,

Öğretilecek sözcüklerin yinelemeli olarak sunulmasının etkileri. Kelimelerin doğasından kaynaklanan güçlükler ise kelimenin;

30 a. Somut ve soyut olmasına,

b. Kolay ya da karmaĢık olmasına,

c. Sözlükte bulunup bulunmamasına bağlı bir husustur. (Demirezen, 1983:161-162) Kelime öğretiminde yukarıda sıralanan güçlükler göz önünde bulundurularak, öğretilecek kelimelerle ilgili bir ön hazırlık yaparak, bu güçlüklerin üstesinden gelmek gerekir. Örneğin soyut anlamlı kelimeler için, derse gelirken o kelimeyi çağrıĢtıran nesneler getirilebilir. Ayrıca daha önceden öğrenilmiĢ kelimelerden yola çıkılarak onunla ilgili yeni kelimeler, yaĢantılarla bağdaĢtırılarak öğretilebilir.

Cemiloğlu, (2003:125) ―Okuduğu metinde değiĢik cümle kurma tekniklerini gören, deyimlerin, sözcük gruplarının, nasıl kullanıldıklarını ve bütünlük içerisine nasıl yerleĢtirildiklerini fark eden bir öğrenci, zamanla ve çoğu zaman iĢin bilincine varamadan, bir alıĢkanlık olarak bunları kazanacak ve sonuçta dile, kendi ana diline hâkimiyeti artacaktır.‖ ifadesiyle öğrencinin kelimenin anlamına yönelik çalıĢmalarda değiĢik okuma metinlerinden yararlandırılmasını vurgulamaktadır.

Ders iĢlenirken okuma metniyle ilgili değiĢik anlatım özelliklerinin ortaya çıkarılmasına yönelik tüm faaliyetler, öğrencinin dilin kullanımlarıyla ilgili somut örneklerle karĢılaĢmasını sağlayacaktır.

Dil ve edebiyat çalıĢmalarında, öğrencinin derse etkin katılımını sağlayan ―soru- cevap‖, ―dramatizasyon‖ ve ― keĢfettirme‖ gibi yöntemlere yer verilerek hem öğrenme daha kolay gerçekleĢmekte, hem de öğrencinin dil pratikleri yapmasına fırsat tanınmaktadır. (Cemiloğlu, 2003:125-126). Bu amaçlar doğrultusunda kelime çalıĢmalarının öğrencilere kazandıracakları Ģu Ģekilde sıralanabilir: (Özbay,2009: 62)

Okuduklarını ve dinlediklerini doğru anlamaya baĢlarlar.

KonuĢmalarında ve yazmalarında kelimeleri yerinde kullanırlar. Kelimeleri doğru telaffuz ederler.

Kelimelerin eĢ anlamlılarını, karĢıtlarını tanırlar. Kelimelerin yazımına dikkat ederler.

Kelimelerin nasıl türediğini bilirler.

31 2.4.4. Dil Bilgisi Öğretimi

Her birey mensubu olduğu milletin dilini iyi bilmek zorundadır. Türkçemizi doğru ve etkili Ģekilde kullanmak, hem toplum adına hem de birey adına çok önemlidir. Ses bilgisi, Ģekil bilgisi, söz dizimi gibi konuları içeren dilbilgisi, dilimizin kurallarını öğrenmek açısından büyük fayda sağlar.

Anadili öğretimindeki baĢarısızlık nedenlerinden birisi de dilbilgisi öğretimiyle ilgilidir. Kimi zaman hiçbir iĢe yaramayan biçimsel bir dilbilgisi öğretimi yapılırken, kimi zaman da buna tepki olarak dilbilgisi öğretimi bütünüyle bir yana bırakılmakta, öğrenciler de bu tutarsız gelgitlerin akıntısına sürüklenmektedir. Dilbilgisiyle ilgili çağdaĢ görüĢ Ģudur: Dilbilgisi kiĢinin dil yetisine iliĢkin bilgileri, dilin yapısını, bu yapının öğelerini ve bu öğelerin tümce ve metin oluĢturmak için düzenleniĢlerini inceleyen bir çalıĢma alanıdır. Dil ile ilgili böylesine önemli bir alanın anadili öğretiminde bir yana bırakılması, deyim yerindeyse temelsiz bir yapı oluĢturmaya benzer. Öğrenci dilbilgisi yoluyla dilin olanaklarını, sınırlarını, gizilgücünü ortaya çıkarır. Ne var ki böylesine önemli bir dil düzlemini oluĢturan dilbilgisinin yine de dilin öğrenilmesinde yalnızca bir araç olduğu unutulmamalıdır. (Kocaman (1990: 862)

Dilbilgisi öğretiminde yapılan hatalardan biri de dilbilgisini sadece kurallar manzumesi olarak görüp, ezberciliğe dayalı bir öğrenim sergilemektir. Böylece öğrencide kalıcı bir öğrenme sağlanamamaktadır. Türk Edebiyatı ve Dil Anlatım dersleri birbirinden ayrı düĢünülmemelidir. Türk Edebiyatı dersinde yapılan metin incelemesiyle birlikte dilbilgisi çalıĢmalarına da yer verilmelidir. Dilbilgisi kuralları metin merkezli olarak yürütülmelidir. Bu sayede öğrenci dilbilgisini ezber olarak değil, dilinin anlatım zenginliği, düĢünüĢ farklılığı vb. olarak algılar.