• Sonuç bulunamadı

Kazakların Cungarlar’a Karşı Kurtuluş Savaşı (200 yıllık savaş)

I. BÖLÜM

1.7. Kazakların Cungarlar’a Karşı Kurtuluş Savaşı (200 yıllık savaş)

Daha önce belirttiğimiz gibi XVI. yüzyılın ilk yarısında Orta Asya Hanlıklarının toprak üzerindeki siyasî durumları sakinleşmiş ve yerine oturmaya başlamıştı. Kazak Hanlığı’nın toprakları çok genişledi ve komşuları arasında istikrarlı bir yere sahipti. Savunulması ve korunması gereken buydu. 1635’te, Altay ve Tarbagatay eteklerinde Cungar Hanlığı kuruldu.116 Önceleri Cungarlar İrtiş kıyılarında yerleşiktiler, İşim’in üst kısımları, Tobol, Emba’yı işgal ederek Ural ve İdil’e kadar geldiler. Ve Kazak Hanlığının etrafında çizdikleri yarım daire ile Ka- zaklar için bir tehdit oluşturmaya başladılar.117 Birbirine komşu iki göçebe topluluğun her türlü genişleme hareketleri, bu iki topluluk arasındaki bir takım anlaşmazlıklar sonucunda birbirine amansız bir savaş çıkmasına yol almıştır. İlk savaş Cungar (Kontaycısı) Hanı Batur’un, 1635 yılında Esim Hanın oğlu Cangir sultanı esir almasıyla başlamış oldu.118

114 Engin, s. 52.

115 Mehmet, A, “Dünden Bugüne, a. g. e, s. 197.

116 Orhan, Doğan, “Kazak-Kalmuk (Cungar) Savaşları”, Türkler, Ankara, 2002, VIII, 670. 117 Mağauin, M, a. g. e, s. 53.

56

Düzensiz Kazak askerlerinin lideri Cangir esir alındı. Kendisi, Cungarlara karşı olan savaşa defalarca katılmış olan Esim Hanin oğluydu. Cangir, esir düşen ilk Kazak hanıydı. Ancak bir sonraki yıl özgürlüğüne kavuştu ve düşmanla savaşmaya devam etti. Esaretin utancı, Kazak boyu liderlerinin memleket içinde ortaya çıkan anlaşmazlıkları, Cungarlar’ın güçlenmesi Cangir üzerinde baskı oluşturdu. Ancak özel nitelikleri ve babası Esim Han’ın otoritesi Cangir’in koşulları doğru değerlendirmesine yardımcı oldu. Cangir, beyler ve baturlarla, komşu Buhara, Semerkant ve Taşkent hükümdarları ile başarılı ilişkiler geliştirdi.119

Törtkara boyundan Küçük Cüz soyundan gelen Semerkant Emiri Batur Calontos Bahadır ile yakın ilişkiler kurdu. Kazak göçebe kamplarının bir sonraki istilasında Kuntaycı Batur Moğol Hanları ve klan yöneticilerinden geniş bir koalisyon oluşturdu. Bir sonraki Cungar istilası 1643’te gerçekleşti. Bu olay 1643- 1647 yılları arasındaki dört yıl savaşlarının başlangıcı oldu120

Kazaklarla Cungarlar arasındaki savaş XVII. yüzyılın ikinci yansında da devam etti. Sosyal ilişkilerdeki birtakım değişiklikler, sultanlar arasındaki bazı temel uyuşmazlıkların giderilmesi, Cungar saldırılarının püskürtülmesi için savaşların rolünü güçlendirdi.

Önceleri Doğu Türkistan bölgesinde yerleşik olan, Tiyen Şan Kırgız topraklarının bir kısmını fethetmiş, 1580’lerin başında Buhara ordusuna karşı zafer kazanmış olan Cungar Hanı Galdan Tseren, Kazak topraklarını işgale başladı. Şu, Talaş Vadileri, Seyhun Nehri’nin orta kısımları zapt edildi. 1684’te Oyrat ordusu tarafından Güney Kazakistan’da ikinci bir istila yaşandı. Sayram talan edildi. Kazaklar istilaya direndiler, toplumlarını ve topraklarını savundular.121

Yavaş yavaş Kazaklarla, Cungar Hanlığı, Karakalpaklar, Kalmuklar, Rusya ve Çin arasında karşılıklı bir ilişkiler yumağı oluşmaya başladı. Kazaklar Asya kıtasının geçiş yerinde toplanmışlardı ve problem basit değildi. Cungar hanı Sevan

119 Muhamethanulı, N, Tarihi Zertteuler, Almatı, 1994, s. 41-42. 120Orhan, D, “Kazak-Kalmuk (Cungar) Savaşları”, a. g. e, s. 671. 121 Orhan, D, “Kazak-Kalmuk (Cungar) Savaşları”, a. g. e, s. 672.

57

Rabdan’ın sınır politikası Doğu Türkistan, Orta Asya, Güney Sibirya ve en yakın batı komşusu olan Kazak Hanlığı’nın aleyhine dönmüştü.122

1698 Savaşı Kazakların Cungar saldırılarına karşı yeni bir mücadelenin başlangıcıdır. Cungar Kuntaycısı Svan Rabdan’ın başa geçmesi ile Cungar Hanlığı’nın en güçlü dönemi başlamış oldu. Bu kuntaycı, Kalmuk Hanlığı ile yakın akrabalık, siyasi ve dini ilişkiler sürdürdü. Bu ilişkilerden bu iki hanlığın birleşme planları doğdu.

Artık Kazak Hanlığı’nın bağımsızlığı ciddi bir tehdit altına girmişti. Savaşlar birbirini takip ediyordu. Ve bu koşullar altında Kazaklar içerdeki bütün fırsatları değerlendirmek zorundaydılar. Kazakların, Cungar istilasına karşı mücadeleleri XVIII. yüzyılın ilk çeyreğinde bağımsızlık savaşı niteliği kazandı.

Cungar istilası 1708’de tekrar gerçekleşti. Cungar istilasının genişleme tehlikesi karşısında Kazaklar birleşmeye başladılar. 1709-1712 yılları arasında kendilerini yeni Cungar saldırılarına karşı korudular. Bu koşullarda, 1710 sonbaharında Karakum’da üç cüzün temsilcilerinin bir araya geldikleri bir kurultay toplandı. Cungar Hanlığı ile olan ilişkilerdeki sorunlar çözülmeliydi. Temsilcilerin konumları birbirlerinden farklıydı. İhtilal öncesi araştırmacısı Ja. Gaverdovsky’nin sözlerinden anlaşıldığı üzere, pek çoğu panik halindeydiler; “Diğerleri evlerini terk etmek ve kaçmak istiyorlardı, bazıları da farklı bölgelere dağılmak istiyordu ve bu durum diğerlerinin kararlılığını ve bağlılığını sallantıya sokmuştu.” Ancak, o zamanda cesareti ile ünlü olan lider Boğenbay, bu duruma bir son verdi. Boğenbay şunları söyledi, “Düşmanımızdan intikamımızı alacağız, gerekirse silahlarımızla

öleceğiz, göçebe ordugâhlarının yağmalanmasına ve çocuklarımızın esir edilmesine sessiz kalmayacağız. Kıpçak vadilerinin savaşçıları ne zaman evcilleştirilecek? Ellerim ne zaman düşman kanıyla kırmızıya boyanacak? Barbar zulmüne karşı durmak konusunda ilgisiz kalabilir miyim?” Boğenbay’ın bu ateşleyici konuşması amacına ulaştı.123

122Kasımbaev, Canuzak, “Congar-Kazak Tartısındagı Sayasi cane Askeri Meseleler”, Kazak

Tarihı, Nu: 2, (1993), 25-26.

58

1710 yılında Karakurum’da toplanan kurultayda en önemli rolü Battırlar (Bahadırlar) üstlendiler. Aralarında, Boğenbay’ı destekleyen Kabanbay, Kazıbek, Raimbek, Tole Bey, Espenbet, Kassabay, Orazbay, Şagalak, Canibek ve diğerleri bulunuyordu.124 Bu savaş sırasında Kazaklar pek çok sınır bölgesini istila ettiler, Cungarların göçer karargâhlarını yıktılar, pek çok insan öldürüldü ancak kadınları ve çocukları tutsak aldılar. Ancak, genel olarak 1709-1712 yıllan arasındaki Kazak- Cungar Savaşı Kazaklara net bir başarı getirmedi. Öte yandan, Karakurum kurultayı ve münferit askeri başarılar, düşmanlara direnecek doğru organizasyon için Kazak birliğinin gerekli olduğunu gösterdi.125

Fakat Sevan Rabdan, Doğu Türkistan’ı kendisine bağlamış ve Tibet’i işgal et- mişti. 1714 yılında Cungarlar Kazak ve Kırgız topraklarına yeni akınlar düzenlediler. Ancak, Kazaklar da sınırdaki Cungar göçer karargâhlarını istila etmişlerdi. 1716’da, Sevan Rabdan askerî gücünün önemli bir bölümünü Kazakların üzerine sürdü. Düzensiz Kazak birlikleri bu baskıya dayanamadılar ve pek çoğu esir alındı.126

Genelde, Cungar Hanlığı’nın dış politik durumunun zorda olduğuna dikkat çekmek gerekir. Cungarlar esas olarak Çin ve Rusya ile olan karşılıklı ilişkilerine önem veriyorlardı. 1717-1720 yılları arasında Rus-Cungar ilişkileri gerildi. Karşılıklı ilişkilerin hiç de kolay olmadığı bir Çin-Cungar-Rusya üçgeni bulunmaktaydı.

Bu koşullar çerçevesinde, Rusya’daki Çar hükümeti, toprakların İrtiş tarafından ele geçirilmesi fikrini kabul etti. 1716-1719 arasında, Cungarların muhalefetine rağmen, Omsk, Semipaltinsk, Üst-Kamenogorsk ve Buhtarma’da Rus kaleleri inşa edildi. İstihkâm hatları ortaya çıktı ve Sibirya Kossaklarının oluşumu başladı. Bu önlemlerin amaçların birisi de, yaklaşan Cungar istila tehditlerine karşı bir denge oluşturmaktı. Bu çekişme Kazak Hanlığı’nın dış politikası ile örtüşüyordu.127

124 Mincan, N, a. g. e, s. 266. 125 Kozıbaev, M, a. g. e, s. 29.

126 Orhan, D, “Kazak-Kalmuk (Cungar) Savaşları”, a. g. e, s. 672.

59

Kazak - Cungar ilişkilerinde, toprak problemi savaşların yegâne sebebi değildi. Şiddetli çekişmelerin bir diğer sebebi, her iki tarafın da ticaret yollarını kontrol etmek ve bu yollarda avantajı elde etmek istemeleriydi.

Bu koşullar altında, Cungar feodalleri Kazaklara kuvvetli bir saldırıda bulunmaya karar verdiler ve Kazakistan ve Orta Asya’yı istila etmek üzere organizasyon yaptılar, istila için seçilen zaman, kış bittikten sonra Kazak ağıllarının yaylaya gitmeye hazırlandığı, ilkbahardı.128

1723 yılında büyük bir kıtlık oldu. Kazakların deyişiyle, Kayın savgan129, aktışkan (Beyaz tıçan) yılıydı. Şubat ve Mart aylarında Cungarlar Büyük ve Orta Kazak cüzlerinin göçer ordugâhlarına saldırdılar. İstila, yedi büyük koldan hareket eden 70 bin kişilik bir ordu ile gerçekleştirildi. Bu kollara Galdan Tsiren, Hulan, Amursana, Seren Dorji, Lama Dorji, Şuan Rabdan ve Şunidaba önderlik ediyordu. Düşman çeşitli yerlerde bozguna uğratılmak üzere organizasyon yapılmıştı ancak kuvvetler eşit değildi. Kazak klanı Sadırlar, Talaş ve Arış Nehirleri arasındaki Boralday Nehri kıyısında bozguna uğratıldı. Cungarlarla esas savaş Seyhun önlerinde gerçekleşti.130

İstilacılara karşı aktif direnç organizasyonu yapılmaya başladı. Batur Kabanbay ile Batur Ayşibek Türkistan’ın savunmasını organize ettiler. Küçük Cüz Hanı Ebu’l-Hayr 30 bin kişilik bir ordu topladı, Orta Cüz Hanı da 20 bin kişilik bir orduyu harekete geçirdi. Ancak çok büyük çabalara rağmen Kazaklar Cungar saldırılarına karşı direnemediler. Düşman çok kuvvetliydi ve dağınık Kazaklar geri çekilmek zorunda kaldılar.131

Kazak destanlarında, Küçük Cüz “Savran aynalgan”, yani atik, süratli Sauran olarak ifade edilir ve kuzeye gitmişlerdir. Yenilgiye uğramış olan ülkeyi A. I. Levshin şu şekilde anlatmakta, idi: “Bu değişim kaçınılmaz yıkım ve ölümü getirdi.

Sürüler gün be gün azaldılar, mal takası durdu, yoksulluk ve keder evrensel hale geldi, bazıları açlıktan öldüler, diğerleri karılarını ve çocuklarını terk ettiler.

128 Kazak Sobet Entsiklopedyası, Almatı, 1975, VI, 476.

129Bu yıl beyaz fare yılıydı ve o kadar büyük açlık vardı ki; insanlar kayın yapraklarını yiyorlardı 130 Orhan, D, “Kazak-Kalmuk (Cungar) Savaşları”, a. g. e, s. 674-675.

131 Kazak Sobet Entsiklopedyası, Almatı, 1975, VI, 476; Orhan, D, “Kazak-Kalmuk (Cungar) Savaşları”, a. g. e, s. 674-675.

60

Sonunda kaçış durdu, ama nerede Göçebe kavimlere hiç bir rahatlık sağlamayan, en istenmeyen ve en sakıncalı yerlerde. İki kötüden, kendilerine şimdi değilse bile gelecekte olabilecek bazı avantajlar vaat edeni tercih etmek daha kolaydı. Umutsuzluk, onları eskiden yaşadıkları yerlere dönmenin gerekliliğine ikna etti ve yoksulluk bu amaca ulaşmak için önlemler almaları gerektiği hususunda telkinde bulundu. Tehlike, iç çekişmeleri unutturup onları barıştırdı, ortak bir anlayış oluşarak hepsi tek bir halk olmaya yöneldi”.132

1723-1725 arasındaki Cungar istilasında en çok ölü ve yaralıyı Kırgızlar ve Karakalpaklar vermişlerdi. Bu sebepten ötürü Kazaklar Cungar istilasının ana hücumunu karşılamayı kendileri üstlendiler. Bu yüzden Orta Asya’nın diğer halklarının Kırgızlar, Özbekler, Karakalpaklar durumu daha az trajik oldu.

Orda-bas’ta 1726’da üç cüzün temsilcilerinin katıldığı bir kurultay toplandı. Baturlar arasında birlik sağlandı. Beyaz at kurban edildi; bu, Cungarlara karşı savaşta sadakat ve birliğin sembolü idi. Dağınık Kazak birliklerinin lideri olarak Ebü’l-Hayr Han seçildi.133

Günümüze kadar ulaşan destanlardan Küçük Cüze bağlı üç klanın ve Büyük Ordu’nun bir bölümünün Cungarlarla Sarı Arka’nın güney sınırında çarpıştıkları öğrenilmektedir. Bu savaşa Batur Taylak (Küçük Ordadan) ve yeğeni Batur Saurık (Büyük Orda, Ozaktı, Taşyürek) önderlik ettiler. Bulantı ve Bulentı Nehirleri kıyısında ve Kara-Sıyir bölgesinde Cungarlar yenilgiye uğratıldı. Kalmukların ölüm yerleri aynı şekilde anılmaktadır: “Kalmık kırılgan”. Cungar boyunduruğundan kurtulmak için şekillenen çağrıya Üç Alaş’ın oğlu cevap vermişti.134

Ancak Cungarlara karşı savaşın en kritik dönemi 1729 yılındaydı. Balkaş Anrakay’ın 120 km. güneyinde büyük bir savaş oldu. Bu yerin adı “İt İşgen Ala-kul” (köpeklerin bile su içmek istemedikleri Alagöl) oldu. Ardından Cungarlar, Orda-Bası Dağı’nda, Badam Nehri vadisinin eğimli yamaçlarında, Arıs Nehri’ne sol taraftan karışan kolun bulunduğu yerde yenilgiye uğratıldı.135

132 Levşin, A I, Kırgız-Kazak Dalasının Sıpattaması, Almatı, 1996, s. 91-92. 133

Abuyev, Kadircan, Kazakstan Tarihının “Aktandak” Betterinen, Almatı1994, s. 19-20. 134 Kasımbaev, C, “Congar-Kazak Tartısındagı Sayasi cane Askeri Meseleler”a. g. e, s. 26. 135 Orhan, D, “Kazak-Kalmuk (Cungar) Savaşları”, a. g. e, s. 674-675.

61

Kabanbay Batur, 1724 ve 1725 yıllarında Türkistan’ın savunulması için Alakol Gölü kıyısında yapılan savaşta, 1728’de Şubar-deniz Nehri yakınında, 1729’da Balkaş’ın güney kıyısındaki Bulantı’daki savaşlarda ve destanlara göre Şagon yakınlarında ve 1730 yılında İli Nehri’ndeki savaşlarda yer almıştır. Kabanbay’ın babası XVII. yüzyılın 40’lı yıllarında gerçekleşen Cungar saldırılarına karşı savunmayı organize eden ünlü Batur Calontos’dur.136 Kazak Hanlığı ile Cungar Hanlığı arasındaki savaş, Kazak Hanlığı parçalandıktan sonraki dönemlerde de devam etti.

Ancak 1751-1757 yıllardan itibaren içerdeki mücadeleler, dışarıda çeşitli bölgelerdeki komşularla yapılan savaşlar Cungar Hanlığı’nı zayıflattı. 1758 yılında Tsin Çin, Cungar Hanlığı’na bir saldırı başlattı, hemen her şey yakılıp yıkıldı ve Cungar halkı öldürüldü. Böylece en sonunda Cungar Hanlığı Orta Asya tarihinden tamamen silindi ve tarih toprağına gömüldü.137

Bu iki göçebe millet, Orta Asya’daki iki göçebe askerî federasyondu. Onların kuvvetli olması Rus İmparatorluğu ile Cin İmparatorluğuna büyük bir tehlike doğduruyordu. Rus ile Çin, Kazak Hanlığı ile Cungar Hanlığı’nı zayıflatmak için bir birine düşürmeye çalışıyordu. Böylece ikisin de zayıflatarak, aralarlında paylaşmak istemişti. Bundan dolayı Rus ile Çin Cungarlara silah yardımını yaparak Kazak Hanlığı’na saldırmalarına kolaylık sağlamıştı. Cungar Hanlığı’nın böyle destekli güce sahip olması ve Cungar askerlerinin silahları arasında fitilli ateşli silahlarının olması bakımından Kazak ordularından kuvvetli idi. Bu bakımdan Kazak Hanlığı’na en büyük tehlikeyi Cungar Hanlığı oluşturdu. Cungarların Kazak topraklarına saldırıları (1636-1684, 1694, 1711-1712,1714-1717, 1723-1727) Kazak Hanlığı’nın tarihi yönünü değiştirdi ve Kazak Hanlığı’nın çabuk parçalanmasına yol açtı. Sonuçta Kazak Hanlığı üç büyük hanlığa bölünerek, Rus Çarlığı, Çin İmparatorluğu ve Orta Asya Hanlıklarının himayesine girdi. Böylece Orta Asya’nın kuvvetli iki göçebe halkı tarih sahnesinden silindi.

136 Orhan, D, “Kazak-Kalmuk (Cungar) Savaşları”, a. g. e, s. 678-679. 137

62

1.8. Kazak Hanlığı’nın Parçalanması ve Rus Çarlığı’nın