• Sonuç bulunamadı

Katı Hiyerarşik Yapıdan Esnek Hiyerarşik Yapıya Geçiş

3. BÖLÜM: KAMU POLİTİKALARININ OLUŞTURULMASI SÜRECİNDEKİ

3.2. Araştırmada Elde Edilen Verilerin Analizi ve Değerlendirilmesi

3.2.1. Kamu Politikalarının Oluşturulması Sürecinin Değişen Yapısı

3.2.1.3. Katı Hiyerarşik Yapıdan Esnek Hiyerarşik Yapıya Geçiş

Geleneksel kamu yönetimi anlayışının örgütlenme biçiminin Weber tarafından kavramsallaştırılan bürokratik örgüt modeline dayandığı bilinmektedir. Bürokrasinin temel özellikleri arasında yer alan hiyerarşik yapılanma ve emir-komuta zinciri; yasalara ve kurallara bağlı, girişimcilikten ve sorgulamaktan uzak, sadece verilen emirleri yerine getirmekle görevli, amirlerine sonuna kadar itaat eden ve sorumluluk almaktan kaçınan bir kamu çalışanı profili ortaya çıkarmıştır. Bu durum, üst düzey yöneticilerin yetkilerinin artmasına, alt düzeyde yer alan çalışanlarının yetkilerinin ise önemli ölçüde kısıtlanmasına neden olmuş ve alt düzeyde çalışanların, karar ve politika süreçlerinin dışında tutulmasına yol açmıştır. Bir diğer ifadeyle işin mutfağında var olduğu söylenen bürokrasinin, sadece sınırlı bir bölümünün bu noktada yer aldığını söylemek

175

gerekmektedir. Oysaki asıl olarak vatandaşlarla yüz yüze gelen, bu çerçevede vatandaşların talep, beklenti ve sorunlarını en iyi bilen, bu nedenle de çözüme yönelik alternatif çözüm önerilerinin hazırlanmasında son derece önemli katkıları olabilecek olan alt düzey kamu çalışanlarının ise, ne kendilerinin ne de görüş ve düşüncelerinin, bu sürece yansımadığı açıkça görülmektedir.

Yapılan mülakatlardan geleneksel dönemdeki karar alıcıların genellikle “ben yaptım

oldu mantığıyla” hareket ettikleri, “karar ve politikaları genellikle tek başlarına aldıkları” sonucuna ulaşılmaktadır. Nitekim rektör beyin; “geçmişte yöneticilerin her şeyi ben bilirim mantığıyla yaptıklarını” dile getirmesi, bu durumun önemli bir delilidir.

Yine karar alıcıların, hiyerarşik yapılanmada daha alt düzeyde yer alan kişilerle bilgi ve belge paylaşımında bulunmadığı gibi, görüş ve önerilerini de almadığı belirtilmektedir. Bu durumun, aslında çok da dikkate alınmayan, ancak oldukça önemli olan bir problemi ortaya çıkardığı anlaşılmaktadır. Bu problem, kamu politikalarının uygulanması aşamasında politik direnç ile karşı karşıya kalmasıdır. Nitekim sayın bakanın; “hem

kamu politikalarının hazırlanmasında, hem de kamu politikalarının uygulanmasında katılımcı davranmak gerekmektedir” cümlesiyle buna işaret ettiği görülmektedir. Çünkü

kararların alınması ve politikaların oluşturulması noktasında görüş ve düşünceleri dikkate alınmayan alt düzeydeki çalışanlar, zaman zaman politikanın uygulanması noktasında, işi savsaklama, yavaşlatma, farklı bir biçimde yorumlama ve uygulama gibi yöntemlerle politikaya karşı bir direnç sergilemektedirler. Bu durumun, doğal olarak politikanın istenilen sonuçlara ulaşmasını ve başarılı olmasını engellediği sonucuna ulaşılmaktadır.

Gerçekte bürokratik örgüt modelinin eleştirisi üzerine inşa edilen yeni kamu yönetimi modeli, bürokrasinin temel ilkeleri arasında yer alan katı hiyerarşik yapılanmaya karşı çıkarak, esnek hiyerarşik yapıya öncelik vermiş ve süreç odaklı yönetim anlayışından sonuç odaklı bir yönetim anlayışına doğru geçiş yaşanmıştır. Bu bağlamda yetki devrinin gündeme gelmesi, alt düzeyde görev alan kamu çalışanlarının da karar alma ve politika oluşturma süreçlerinde yer almalarına olanak tanımıştır. Bu durumun test edilebilmesi amacıyla mülakata katılanlara, “kamu politikalarının oluşturulması

sürecinde gerek kurum içi gerekse kurum dışı uzmanlardan faydalanıp faydalanmadıkları” sorulmuştur.

176

Mülakata katılanlardan sayın bakan; “işin uzmanından teknik açıdan bilgi almak, görüş

ve önerilerini sormak, işin doğru yapılması açısından oldukça önemlidir. Bu yöntem, karar ve politikalara son derece katkı sağlamaktadır” şeklinde cevaplandırmıştır.

Rektör bey ise, günümüzde bilginin oldukça önemli olduğunu ve danışmanın önemine işaret etmektedir. Bu çerçevede rektör bey; “artık herkes bir başkasından bir konuyu

çok daha iyi bilebilmektedir. Hatta bir öğrenci dahi bizden çok daha fazla bilgiye sahip olabilir. Yönetim olarak üzerimize düşen, o konu hakkında bilgi sahibi olan herkesin görüşüne başvurmaktır. Çünkü önemli olan doğru sonuca en hızlı biçimde ulaşmaktır”

şeklide cevap vermektedir. Böylelikle sonuçların, girdi ve süreçlerden daha önemli olduğu ortaya çıkmış ve hedeflenen sonuçların gerçekleştirilebilmesi için alt düzeydeki kamu çalışanların, daha fazla sorunluluk alarak girişimci bir ruhla hareket etmeleri gerektiği dile getirilmiştir.

Bu noktada en önemli yanıtlardan birisi sayın büyükşehir belediye başkanı tarafından verilmiştir. Büyükşehir belediye başkanı; “ben bir belediye başkanı olarak, yetkilerimi

tek başıma değil, ekibimdeki kişilerle birlikte kullanmayı benimsedim. Benimle birlikte çalışan diğer kişilerin de bu yetkiler çerçevesinde inisiyatif kullanmasını istiyorum. Bu amaçla yetkilerimin büyük bir bölümünü çalışanlarımla paylaşıyorum. Bizim haftalık çalışma toplantılarımızda üniversiteden veya diğer çeşitli birimlerden kendi alanında uzman kişiler, belediyede çalışan bürokratlar bulunmaktadır. Burada herkes fikrini ve görüşlerini belirtmekte özgürdür. Bu noktada şunu belirtmeliyim ki, karar verme sürecinin en üstünde yer alan bir kişi olarak birçok kararımdan bu toplantılarımda vazgeçtiğim veya vazgeçmek üzere iken devam ettiğim olmuştur” diyerek esnek

hiyerarşik yapılanmanın önemine vurgu yapmıştır. Bu açıklamanın bir diğer önemli yanı da, karar alıcı durumunda bunan bir kişinin bu yanıtı, geleneksel kamu yönetimi modelindeki katı hiyerarşik yapının tarihe karıştığını gözler önüne sermesidir.

Esnek hiyerarşik yapıyla birlikte iletişimin şekli ve boyutu da değişmiş ve daha önce yukarıdan aşağıya tek yönlü olan hem iletişim, hem de bilgi ve belge alışverişi iki yönlü hale gelmiştir. Böylelikle hem karar alıcıların bir politika oluşturmadan önce gerekli bilgi ve belgeleri alt düzeyde yer alan kamu çalışanları ile paylaşmaları sağlanmış, hem de vatandaşlarla iç içe olan kamu çalışanlarının görüş ve düşüncelerinin politika oluşturma sürecine yansıması temin edilmiştir. Bu bağlamda rektör bey; “politika

177

oluşturma sürecinde bütün bilgi ve belgeleri alt birimlerimizle sürekli olarak paylaşıyoruz ve onların bu konudaki görüşlerini alıyoruz” ifadesiyle, teorik anlamda var

olduğu düşünülen değişimin, pratikte de uygulanmada olduğunu ortaya koymaktadır. Bir diğer ifadeyle asıl işin mutfağında olması ve vatandaşlardan elde ettiği bilgilerle çözüme yönelik alternatif çözüm önerilerini hazırlaması gereken kamu çalışanlarının, bu süreçte yer almaları sağlanmıştır.

Bütün bu ifadelerden hareketle, günümüzde kurum içindeki kişilerden çok daha fazla istifade edilmeye başlandığı ve bu kişilerin kamu politikalarının oluşturulması sürecine dahil edildiği görülmektedir. Bu amaçla politika oluşturma sürecinde gerekli bilgi ve belgelerin hiyerarşik yapı içerisinde yer alan diğer kişilerle de paylaşıldığı ve bu kişilerden gelen görüş ve önerilerin önemli ölçüde dikkate alındığı sonucuna ulaşılmaktadır. Hatta öyle ki, bazı durumlarda bu kişilerin, bir politikanın uygulanmasını veya uygulanmamasını dahi etkileyebildikleri söylenebilir. Yine mülakattaki verilerden, kamu politikalarının oluşturulması kadar, oluşturulan kamu politikalarının uygulanması aşamasının da oldukça önemli olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Bu nedenle hiyerarşinin alt kesimlerinde yer alan çalışanların karar süreçlerinde yer alabilmeleri, onların bu politikaları sahiplenmesini ve önceden belirlenen hedefler doğrultusunda uygulamasını sağlamaktadır. Böylelikle bürokratik direnç ortadan kalkmakta ve oluşturulan kamu politikası başarıya ulaşma noktasında önemli bir yol kat etmiş olmaktadır.

Bu noktada yapılan mülakatlardan elde edilen bir diğer sonuç da, günümüzde hiyerarşik yapılanma içerisinde yeni kadroların ortaya çıkmasıdır. Uzmanlığa bağlı olarak ortaya çıkan bu kadrolar, genel olarak politika danışmanları olarak adlandırılmaktadır. Diğer uzmanlardan farklı olarak daimi bir statüleri bulunan bu uzmanlar, esnek hiyerarşik yapılanmanın bir ürünü olarak karşımıza çıkmışlardır. Bu danışmanlar, sahip oldukları bilgi birikimi ile son dönemde karar alma ve politika oluşturma süreçlerinde önemli bir aktör haline gelmişlerdir. Mülakata katılan kişiler, her geçen gün sorunların arttığını ve çeşitlendiğini dile getirmektedir. Bu nedenle uzmanlık bilgisine daha fazla ihtiyaç duyulduğu ve bu danışmanların karar alıcılara önemli bir kolaylık sağladığı ifade edilmektedir.

178

3.2.1.4. Gizlilik İlkesine Bağlı Dışa Kapalı Politika Oluşturma Sürecinden Şeffaf