• Sonuç bulunamadı

2. TAŞINMAZ KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARI ÜZERİNDEKİ

1.3. Kanuni Düzenlemeler

Taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının korunmasında, korumaya ilişkin düzenlemelerin temelini kanuni düzenlemeler oluşturmaktadır. Taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının korunmasında uyulması gereken kural ve ilkeler, görevli idari yapılanma, konuya ilişkin teşvikler ve benzeri konularla ilgili çıkarılmış olan kanunlar, taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarını koruma hukukunun kaynakları arasında önemli bir yer tutmaktadır. Aşağıda taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarına ilişkin kanuni düzenlemelere yer verilecektir.

1.3.2. Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu

Taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının korunmasına yönelik faaliyetlerin temelini ve ana çerçevesini “2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma

Kanunu” oluşturur. Kültür ve tabiat varlıklarının tanımlanmasından

sınıflandırılmasına, korunmasında uygulanacak ilkelerden uygulamaların kim tarafından yapılacağına kadar birçok konu, bu Kanun’da düzenlenmiştir.

Özellikle Kanun’un ikinci bölümü tamamen “Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları”na hasredilmiştir. Kanun’un 6. maddesinde taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının neler olduğu düzenlenmiştir. Buna göre “Korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları şunlardır:

a) Korunması gerekli tabiat varlıkları ile 19 uncu yüzyıl sonuna kadar yapılmış taşınmazlar,

b) Belirlenen tarihten sonra yapılmış olup önem ve özellikleri bakımından Kültür ve Turizm Bakanlığınca korunmalarında gerek görülen taşınmazlar,

c) Sit alanı içinde bulunan taşınmaz kültür varlıkları,

d) Milli tarihimizdeki önlemleri sebebiyle zaman kavramı ve tescil söz konusu olmaksızın Milli Mücadele ve Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunda büyük tarihi olaylara sahne olmuş binalar ve tespit edilecek alanlar ile Mustafa Kemal ATATÜRK tarafından kullanılmış evler.

Ancak, Koruma Kurullarınca mimari, tarihi, estetik, arkeolojik ve diğer önem ve özellikleri bakımından korunması gerekli bulunmadığı karar altına alınan taşınmazlar, korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı sayılmazlar.

Kaya mezarlıkları, yazılı, resimli ve kabartmalı kayalar, resimli mağaralar, höyükler, tümülüsler, ören yerleri, akropol ve nekropoller; kale, hisar, burç, sur, tarihi kışla, tabya ve isihkamlar ile bunlarda bulunan sabit silahlar; harabeler, kervansaraylar, han, hamam ve medreseler; kümbet, türbe ve kitabeler, köprüler, su kemerleri, su yolları, sarnıç ve kuyular; tarihi yol kalıntıları, mesafe taşları, eski sınırları belirten delikli taşlar, dikili taşlar; sunaklar, tersaneler, rıhtımlar; tarihi saraylar, köşkler, evler, yalılar ve konaklar; camiler, mescitler, musallalar, namazgahlar; çeşme ve sebiller; imarethane, darphane, şifahane, muvakkithane, simkeşhane, tekke ve zaviyeler; mezarlıklar, hazireler, arastalar, bedestenler, kapalı çarşılar, sandukalar, siteller, sinagoklar, bazilikalar, kiliseler, manastırlar; külliyeler, eski anıt ve duvar kalıntıları; freskler, kabartmalar, mozaikler, peri bacaları ve benzeri taşınmazlar; taşınmaz kültür varlığı örneklerindendir.

Tarihi mağaralar, kaya sığınakları; özellik gösteren ağaç ve ağaç toplulukları ile benzerleri; taşınmaz tabiat varlığı örneklerindendir”.

Kanun’un 7. maddesinde taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının tespit ve tescili düzenlenmiştir. Maddede korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile ilgili yapılan tespitler koruma bölge kurulu kararı ile tescil olunacağı düzenlenmiştir.

Kanun’un 8. maddesinde “korunma alanı ile ilgili karar alma yetkisi”, 9. maddesinde “izinsiz müdahale ve kullanma yasağı”, 10. maddesinde “yetki ve yöntem”, 11. maddesinde “hak ve sorumluluk”, 12. maddesinde “taşınmaz kültür varlıklarının onarımına yardım sağlanması ve katkı payı”, 13. maddesinde “devir yasağı”, 14. maddesinde “kullanma”, 15. maddesinde “kamulaştırma”, 16. maddesinde “ruhsatsız yapı yasağı”, 17. maddesinde “Sit alanlarında geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma şartları ile koruma amaçlı imar plânı”, 18. maddesinde “yapı esasları”, 19. maddesinde “maliklerin izin verme yükümlülüğü”, 20. maddesinde “taşınmaz kültür varlıklarının nakli” ve 21. maddesinde “istisnalar ve muafiyetler” düzenlenmiştir.

1.3.3. İmar Kanunu

3194 Sayılı İmar Kanunu, imar planlaması ve imar uygulamalarının düzenlendiği temel hukuki düzenlemedir. Arazinin planlanması yapılarak yerleşilebilir hale getirilmesi ve sonrasında inşaî faaliyetler yapılmasında uyulması gereken ilke ve kurallar bu Kanunda düzenlenmeye kavuşmuştur. İmar Kanunu’nda

yer alan planlama ve imar uygulamalarına ilişkin düzenlemeler, kültür ve tabiat varlıklarının genel korunmasıyla ilgili olmamakla beraber, taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının korunmasıyla doğrudan ilgilidir. Taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının bulunduğu parseller ve onların koruma alanlarında yapılacak uygulamaların belirlenmesi doğrudan kültür ve tabiat varlıklarının korunmasıyla ilgili olan bir konudur. İmar Kanunu kapsamında yürütülen planlama ve imar uygulamaları, kültür ve tabiat varlıklarının korunmasında alan ölçeğinde alınan bir tedbir olarak sit alanı ilan edilmesi durumunda çok daha yoğun bir birliktelik oluşturacaktır (Çolak, 2015: s.81).

2863 sayılı Kanun ile 3194 sayılı İmar Kanunu’nun birbiriyle ilişkisinin nasıl olduğu konusu gündeme gelebilecek bir konudur. Bu konuda İmar Kanunu’nun “İstisnalar” kenar başlıklı 4. maddesi şu şekilde düzenlemeye yer verilmiştir; “2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu, bu Kanunun ilgili maddelerine uyulmak kaydı ile 2960 sayılı İstanbul Boğaziçi Kanunu ve 3030 sayılı Büyük Şehir Belediyelerinin Yönetimi Hakkında Kanun ile diğer özel kanunlar ile belirlenen veya belirlenecek olan yerlerde, bu Kanunun özel kanunlara aykırı olmayan hükümleri uygulanır”. Bu nedenle 2863 sayılı Kanun, İmar Kanunu’na göre öncelikle uygulanır (Sancakdar, 2012: s.440).

1.3.4. Kültür Yatırımları ve Girişimlerini Teşvik Kanunu

5225 sayılı Kültür Yatırımları ve Girişimlerini Teşvik Kanunu116 kültür varlıklarının korunmasına katkı sağlayacak yatırımların ve girişimlerin çeşitli teşviklerle desteklenmesini amaç edinen kanuni düzenlemedir. Kanun’un amacını düzenleyen 1. maddesinde “Bu Kanunun amacı; bireyin ve toplumun kültürel gereksinimlerinin karşılanmasını; kültür varlıkları ile somut olmayan kültürel mirasın korunmasını ve sürdürülebilir kültürün birer öğesi haline getirilmesini; kültürel iletişim ve etkileşim ortamının etkinleştirilmesini; sanatsal ve kültürel değerlerin üretilmesi, toplumun bu değerlere ulaşım olanaklarının yaratılması ve geliştirilmesini; ülkemizin kültür varlıklarının yaşatılması ve ülke ekonomisine katkı yaratan bir unsur olarak değerlendirilmesi, kullanılması ile kültür merkezlerinin yapımı ve işletilmesine yönelik kültür yatırımı ve kültür girişimlerinin teşvik edilmesini sağlamaktır” hükmü yer almaktadır.

116R.G., 21/7/2004, S. 25529.

1.3.5. Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanun

5366 sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanun117 sit alanı ilan edilen yerlerden kentsel sit alanlarında yenileme yapılmasını düzenlemektedir. Kanun’un 1. maddesinde amaç “Bu Kanunun amacı, büyükşehir belediyeleri, büyükşehir belediyeleri sınırları içindeki ilçe ve ilk kademe belediyeleri, il, ilçe belediyeleri ve nüfusu 50.000'in üzerindeki belediyelerce ve bu belediyelerin yetki alanı dışında il özel idarelerince, yıpranan ve özelliğini kaybetmeye yüz tutmuş; kültür ve tabiat varlıklarını koruma kurullarınca sit alanı olarak tescil ve ilan edilen bölgeler ile bu bölgelere ait koruma alanlarının, bölgenin gelişimine uygun olarak yeniden inşa ve restore edilerek, bu bölgelerde konut, ticaret, kültür, turizm ve sosyal donatı alanları oluşturulması, tabiî afet risklerine karşı tedbirler alınması, tarihi ve kültürel taşınmaz varlıkların yenilenerek korunması ve yaşatılarak kullanılmasıdır” olarak düzenlenmiştir.

5366 sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliği'nin tanımlar başlıklı 4. maddesinin (f) bendinde; "Yenileme alanı; sit ve koruma alanı olarak tescil ve ilan edilen bölgeler ile bu bölgelere ait koruma alanlarının içinde, sınırları yetkili idarenin teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca kabul edilerek belirlenen alanları" ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.

5366 sayılı Yasa uyarınca yapılacak koruma çalışmalarında esas olan yenileme alanının belirlenmesi ve projelendirilerek yenilemenin yapılmasıdır. Bir alanın 5366 sayılı Yasa uyarınca yenileme alanı olarak belirlenebilmesi için, öncelikle bu bölgenin kültür ve tabiat varlıklarını koruma kurulunca sit alanı olarak tescil ve ilan edilmiş olan bölge ve bu bölgelere ait koruma alanları içinde yer alması ve yine aynı bölgenin yıpranmış ve özelliğini kaybetmeye yüz tutmuş olması gerekmektedir.

Kanun’un 2. maddesine göre, yenileme alanları, il özel idarelerinde il genel meclisinin, belediyelerde belediye meclisininüye tam sayısının salt çoğunluğunun kararı ile belirlenir ve alınan bu kararlar Bakanlar Kuruluna sunulur. Büyükşehirlerde ise ilçe ve ilk kademe belediye meclislerince alınan bu kararlar, büyükşehir belediye meclisince onaylanması halinde Bakanlar Kuruluna sunulur. Bakanlar Kurulu

projenin uygulanıp uygulanmamasına üç ay içinde karar verir. Bakanlar Kurulunca kabul edilen alanlardaki uygulama bir program dahilinde etap etap projelendirilebilir. Yenileme projeleri kültür varlıklarını koruma bölge kurulu tarafından onaylandıktan sonra etap proje ve programları, meclis üye tam sayısının salt çoğunluğunun kararı ve belediyelerde belediye başkanının, il özel idarelerinde valinin onayı ile uygulamaya konulur.

Belirlenen alan sınırları içindeki tüm taşınmazlar, belediyece ve il özel idaresince hazırlanacak yenileme projelerinin kültür ve tabiat varlıklarını koruma kurulunca karara bağlanmasını müteakip bu Kanuna göre yapılacak yenileme projesi hükümlerine tâbi olurlar.

1.3.6. Diğer Kanuni Düzenlemeler

Taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarına ilişkin kanuni düzenlemeler elbette yukarıda sayılanlarla sınırlı değildir. Örneğin, Belediyeler Kanunu’nun Belediyelerin Görev Yetki ve Sorumluluklarını belirten 14. maddesinde belirtildiği üzere, “kültür ve tabiat varlıkları ile tarihi dokunun ve kent tarihi bakımından önem taşıyan mekanların ve işlevlerinin korunmasını sağlayabilir; bu amaçla bakım ve onarımını yapabilir, korunması mümkün olmayanları aslına uygun olarak yeniden inşa edebilir”.

Bunların yanında,

 Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın görevlerinin düzenleyen, Kültür ve Turizm Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun118,

 Çevre Kanunu119,

 Orman Kanunu120,

 Milli Parklar Kanunu121,

 Kıyı Kanunu122

 Vakıflar Kanunu123 kanuni düzenlemelerden bazılarıdır.

118R.G., 29/4/2003 S. 25093 119R.G., 11.8.1983, S. 18132 120R.G., 08.09.1956, S. 9402 121R.G., 11.08.1983 S. 18132 122R.G., 17.04.1990, S. 20495. 123R.G., 27.02.2008 S. 26800

2. TAŞINMAZ KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARININ