• Sonuç bulunamadı

Kamulaştırma İşleminin Yetki Unsuru ve Yargısal Denetimi

A. YETKİ UNSURU VE YARGISAL DENETİMİ

2. Kamulaştırma İşleminin Yetki Unsuru ve Yargısal Denetimi

Anayasanın 46. maddesine ve Kamulaştırma Kanunun 1. maddesine göre kamulaştırma işlemini yapmaya devlet ve diğer kamu tüzel kişileri yetkilidir. Burada kamu tüzel kişisi kavramı ne anlama gelir, hangi kuruluşlar kamu tüzel kişisi kavramı içinde değerlendirilir gibi soruların cevabını bulmak gerekmektedir.

a. Kamulaştırmada Yetkili Merciler aa. Devlet

Bir kere Devlet, tek başına bir kamu tüzel kişisidir. Kamu tüzel kişisi kavramı içinde zaten yer alır. Ancak anayasa koyucu ve kanun koyucu devlet kavramına diğer kamu tüzel kişilerinden farklı olarak açıkça yer vermeyi tercih etmiştir. Anayasada ve kanunda devlet ve diğer kamu tüzel kişileri ifadesi kullanıldığına göre buradaki devlet diğer kamu tüzel kişilerinden farklı bir şey olsa gerektir. Genel olarak idare hukuku öğretisinde devlet merkezden yönetimi anlatmak için kullanılır. Aslında diğer kamu tüzel kişileri de devlet yani idare içinde sayılsa da “devlet” olarak özel bir belirleme merkezden yönetim birimlerini ifade etmek için kullanılır. Bu yüzden denilebilir ki Anayasa ve kanunların devlet olarak anlatmak istediği şey merkezden yönetim birimleridir. Merkezden yönetim birimleri de başkent teşkilatı ve taşra teşkilatı olarak iki bölümden oluşur. Başkent teşkilatında Cumhurbaşkanı, Bakanlar Kurulu, başbakanlık, bakanlıklar, merkeze yardımcı kuruluşlar bulunmaktadır. Taşra teşkilatında da il idaresi, ilçe idaresi, bucak idaresi ve mülki idare temelinde örgütlenmeyen bölge kuruluşları bulunmaktadır. Şu halde bu sayılanların tamamının kamulaştırma yetkisinden söz etmek mümkündür101.

100

GÖZÜBÜYÜK-TAN, C. I, s. 443-444; GÖZLER, İdare, s. 320; YILDIRIM R., İdare, s. 56-57; KALABALIK, İdare, s. 113.

101

İngiltere'de de hükümet birimlerinin, yerel yönetimlerin, Millî Park İdaresi ve Posta İdaresi, Çevre Ajansı, Sivil Havacılık Ajansı ve Kentsel Dönüşüm Ajansı gibi resmî kurumların kamulaştırma yetkisi bulunmaktadır. Ayrıca kraliyet yetkisi olarak da olağanüstü hal (national emergency) dönemlerinde yasal yetki bulunmadan, ayrıcalıklı yetkilerin kullanılmasına, bunların içinde taşınmazlara el koyma yetkisine de yer verilmiştir. Bunlar güvenliğin sağlanmasına ilişkin ve savunma amacıyla kullanılabilmektedir. BRAND, s. 12, 13-14. Burada sözü geçen “taşınmazlara el

40 bb. Diğer Kamu Tüzel Kişileri

Devlet belirlemesinden sonra diğer kamu tüzel kişileri kavramı ile anlatılmak istenileni belirlemek gerekmektedir. Genel olarak kamu tüzelkişisi, kanunla ya da kanunun verdiği yetkiye dayanarak idarî işlemle kurulan, kamu hukukuna tabi olan, kamu gücü kullanabilen ve bundan dolayı ayrıcalıkları ve yükümlülükleri bulunan, faaliyetlerinin amacı kamu yararını gerçekleştirmek olan, diğer gerçek ve özel hukuk tüzelkişileri karşısında üstünlükleri bulunan tüzel kişilerdir102.

Başta devlet olmak üzere, belediyeler, il özel idareleri, köyler olarak sayabileceğimiz yer bakımından yerinden yönetimlerin, kamu kurumları olarak da bilinen üniversiteler, kamu iktisadi teşebbüsleri, TRT gibi hizmet bakımından yerinden yönetimlerin ve düzenleyici ve denetleyici kamu kurumlarının kamu tüzel kişiliği bulunmaktadır. Ayrıca kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşları da kamu tüzel kişiliğine sahip kurumlar arasında yer alır. Doktrinde kimi yazarlar kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarını idarî teşkilatlanmada hizmet bakımından yerinden yönetim birimleri arasında saymaktadırlar. Kimi yazarlar da meslek kuruluşlarının ayrı bir kategori olarak değerlendirilmesi gerektiği görüşünü savunmaktadırlar. Ancak kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının idarî teşkilat içerisinde nerede yer aldığı konusundaki bu tartışma, bu kurumların kamu tüzel kişiliğinin bulunduğu gerçeğini değiştirmeyeceğinden bu konuda ayrıntıya girmeye gerek görülmemiştir.

Anayasa devlet ve diğer kamu tüzel kişilerine kamulaştırma yapma yetkisi verdiğine göre, özel olarak bir belirleme yapmadan yani sayma yoluna gitmeden, devlet kavramı içinde değerlendirilen veya kamu tüzel kişiliği verilmiş tüm birimlerin istisnasız kamulaştırma yapma yetkisine sahip bulunduğunu söylemek

koyma yetkisi”, kamulaştırma kurumunun İngiltere’deki görünümü ve birebir karşılığıdır. BRAND ve kamulaştırma ile ilgili yazan diğer İngiliz yazarların eserleri incelendiğinde, kamu yararı amacı, devletin yetkisi, belli bir bedel karşılığında yapılması gibi kamulaştırmanın olmazsa olmaz niteliklerine yer verildiği görülecektir.

102

GÖZLER, İdare, s. 87-88; ÇALIŞKAN, Ahmet Ziya, “İdari Teşkilata Hakim Olan İlkeler”, İdare Hukuku I, Editör: Mehmet Emin ÖZGÜL, İstanbul 2012, s. 119.

41

mümkündür103. Hatta gerek Kamulaştırma Kanunu gerekse bir başka kanun ile bir kamu tüzel kişisinin kamulaştırma yapma yetkisinin yasaklanması ya da sınırlı olarak sayılan birimler dışında bir başka birimin kamulaştırma yapamayacağı yolundaki bir düzenleme Anayasaya aykırılık teşkil edecektir. Aynı şekilde yargı organlarının benzer şekilde yorumlarla hüküm vermeleri de Anayasaya aykırı olacaktır. Buna karşılık, kamulaştırmanın özel mülkiyete yapılan ağır bir müdahale olduğu gerçeği göz önüne alındığında, bu işlemin sadece ve sadece kanunla yapılmış açıkça bir yetkilendirmenin bulunduğu durumlarda yapılması, insan haklarına saygılı devlet idealine ulaşmak bakımından son derece önemlidir. İdarenin diğer işlemlerine nispeten kamulaştırma işlemi, kamusal ihtiyacın başka türlü giderilemediği zorlayıcı durumlarda başvurulması ve daha dikkatle uygulanması gereken, tazmini ve tamiri zor bir işlemdir.

Kamulaştırma Kanununun 5. maddesi kamu yararı kararı verecek mercileri düzenlerken kamulaştırma yapacak olan kamu idareleri ile kamu tüzel kişilerinden söz etmektedir. Buna göre bakanlıklar, köyler, belediyeler, il özel idareleri, devlet104, Yükseköğretim Kurulu, üniversiteler, Türkiye Radyo - Televizyon Kurumu, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, aynı ilçe sınırları içinde bulunan birden çok köy ve belediye birlikte, bir il sınırları içindeki birden çok ilçeye bağlı köyler ve belediyeler birlikte, ayrı illere bağlı birden çok kamu tüzel kişileri birlikte ve kamu kurumları kamulaştırma yapabilecektir. Bunların yanında gerçek kişiler ve özel hukuk tüzel kişileri yararına yapılacak olan kamulaştırmalarda kamu yararı kararını verecek olan merciler de bu maddede düzenlenmiştir. Ancak burada kamulaştırma yapma yetkisi gerçek kişi ya da özel hukuk tüzel kişisine verilmediğinden bunları kamulaştırma yapmaya yetkili makamlar arasında saymak mümkün değildir.

Kamulaştırma yetkisi konusunda doktrinde kamu iktisadi teşebbüsleri ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları üzerinde ayrıca açıklamalar

103

İngiltere’de yasal yetkileri olan birçok organın (kamu hizmetleri görevini yerine getiren idare organları) kamulaştırma yetkisinin de bulunduğu belirtilmektedir. Ancak bu yetkinin de yasa ile verilmesi gerekmektedir. Compulsory Purchase And Compensation, 1. Kitapçık, s. 7.

104

Burada devlet yararına kamulaştırmada il idare kurulu kamu yararı kararını verecek merci olarak belirlenmiştir. İl idare kurulu merkezden yönetimin taşra teşkilatında yer alan bir organ olduğundan, buradaki kamulaştırma yetkisinin merkezden yönetim birimlerine ait olduğu söylenebilir.

42

yapılmaktadır. Çünkü bu idareler Kamulaştırma Kanununda kamulaştırma yapmaya yetkili idareler arasında doğrudan sayılmamaktadır. Bu idarelerin yetkisi kanunun 2.

maddesinin gerekçesinden çıkarılabilmektedir. Gerekçede kamu iktisadi

teşebbüslerine kamu kurumları arasında iktisadi devlet teşekkülleri olarak, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına da yine kamu kurumları arasında “bir mesleğin korunması için kurulanlar” olarak yer verilmiştir. Bundan başka yargı organlarının bu kuruluşların kamulaştırma yetkisi konusunda olumsuz tavır takınması da, bu kurumların kamulaştırma yetkilerinin ayrıca tartışılmasına neden olmuştur.

Kamu iktisadi teşebbüslerinin kamulaştırma yetkisi 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 61. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenmiştir. Buna göre;

“Gerekli taşınmaz mallar ile kaynak ve irtifak haklarını ilgili kanun hükümleri uyarınca kamulaştırma yetkisine sahiptirler.”

Kanunun bu açık hükmü ve kamu iktisadi teşebbüslerinin kamu tüzel kişiliğine sahip birer kurum105 oluşları karşısında onların kamulaştırma yetkisine sahip bulundukları tartışmasızdır. Her ne kadar Kamulaştırma Kanununun 5. maddesi kamu yararı kararı verecek mercileri sayarken açıkça kamu iktisadi teşebbüsü ifadesini kullanmadıysa da kamu kurumları ifadesi kamu iktisadi teşebbüslerini de kapsayacak bir kavramdır. Kaldı ki kamu kurumları ifadesi kullanılmamış olsa bile Kamulaştırma Kanununun 5. maddesi kamulaştırma usulüne ilişkin bir düzenleme olup106 kamulaştırma yetkisi veren bir hüküm değildir.

Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ise 1961 Anayasasında açık bir şekilde kamu tüzel kişisi olarak belirlenmemişti. Bu yüzden o dönemde verilen kamulaştırmaya ilişkin Danıştay kararlarında kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının kamu tüzel kişiliği bulunmadığından kamulaştırma yetkisi bulunmadığı ifade edilmiştir107. Ancak halen yürürlükte olan 1982 Anayasası 135.

105 YILDIRIM R., İdare I, s. 137. 106 KUTLU GÜRSEL, s. 56. 107 D6D, E. 1980/3168, K. 1982/914, KT. 13.4.1982, http://www.danistay.gov.tr/kerisim/EsasNo- KararC.jsp, ET. 02.08.2012; D3D, E. 1967/477, K. 1967/450, KT. 17.11.1967, http://www.da-

43

maddesinde kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının kamu tüzel kişiliklerinin bulunduğunu düzenlemiştir. Bu açık hükme rağmen Danıştay 1982 Anayasası döneminde de kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının kamulaştırma yetkisinin bulunmadığına ilişkin içtihadını devam ettirmiştir. 1986 yılında verdiği bu konuyla ilgili kararında kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının kamu tüzel kişiliğe sahip olmalarına rağmen “sınırlı bazı kamu

yetkileriyle donatılmış, kamu kurumlarından ayrı kendine özgü kuruluşlar”

olduklarını bu yüzden “sadece Devlet ve kamu tüzel kişilerine tanınan … bir zoralım

olan kamulaştırma yetkilerinin bulunma” dığını ifade etmiştir. Kendi özel

kanunlarında açıkça kamulaştırma yetkisi verilmemiş olması ve Kamulaştırma Kanununun 5. maddesinde kamu yararı kararı verecek merciler belirlenirken bu kuruluşlara yer verilmemesi de karara dayanak yapılmıştır108.

Danıştay’ın bu kararı çeşitli yönlerden eleştirilebilir. İlk olarak Kamulaştırma Kanununun 5. maddesinde kamu yararı kararı verecek olan merciler sayılırken kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına yer verilmemiş olması bu kuruluşların kamulaştırma yetkisi bulunmadığının dayanağı olarak gösterilemez. Çünkü yukarıda da belirtildiği gibi söz konusu madde kamulaştırma yetkisi veren bir düzenleme değildir. Kamu tüzel kişileri kamulaştırma yetkisini doğrudan Anayasadan

almaktadır. Ayrıca bu maddede kamu kurumları yararına yapılacak

kamulaştırmalarda kamu yararı kararının yönetim kurullarınca alınacağı

belirtilmektedir. Meslek kuruluşlarının önündeki “Kamu kurumu niteliğindeki” ifadesinin, böyle bir sonuca ulaşmak için Danıştay tarafından yeterli görülmediği anlaşılmaktadır. Ayrıca konunun sadece kamu yararı kararı verecek bir merciin sayılmamasından ibaret olması durumu, tek başına, kamulaştırma yapılamayacağına işaret etmez109. Zira Kamulaştırma Kanununun 6. maddesinin son fıkrasında “Onaylı

imar plânına veya ilgili bakanlıklarca onaylı özel plân ve projesine göre yapılacak

nistay.gov.tr/kerisim/EsasNoKararC.jsp, ET. 02.08.2012. Yüksek mahkeme bu kararlarında kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının kamulaştırma yetkisinin bulunmadığı savını bu kuruluşların kamu tüzel kişisi olmamasına dayandırmıştır.

108

D6D, E. 1986/212, K. 1986/321, KT. 26.03.1986, http://www.danistay.gov.tr, ET. 02.08.2012.

109

KAPLAN, Gürsel, “Kamu Kurumları ve Tüzel Kişileri Arasında Taşınmaz Mal Devri ve Yargısal Denetimi”, Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Ayferi Göze’ye Armağan, S. 2004/1–2, s. 167–188, http://www.idare.gen.tr/kaplan-tasinmaz.htm#_ftn39, ET. 02.08.2012.

44

hizmetler için ayrıca kamu yararı kararı alınmasına ve onaylanmasına gerek yoktur. Bu durumlarda yetkili icra organınca kamulaştırma işlemine başlanıldığını gösteren bir karar alınır.” hükmü yer almaktadır. Görüldüğü üzere bazı durumlarda kamu

yararı kararı alınmadan da kamulaştırma yapılabilmektedir.

İkinci olarak bu kuruluşların özel kanunlarında kamulaştırma yetkisi bulunmaması ve sınırlı bazı yetkilerle donatılmış, kamu gücünden kaynaklanan her yetkiyi kullanamaması karara dayanak olarak gösterilmiştir. Doktrinde bu gerekçeye karşı da “Devlet dışındaki bütün kamu tüzel kişileri kamu kudreti usullerinden bazılarını kullanabilip bazılarını kullanamazlar” iddiası ileri sürülmüştür110. Özel kanunlarında kamulaştırmaya ilişkin hüküm bulunmaması konusuna gelince; her ne kadar özel kanunlarında görev ve yetkiler sayılırken kamulaştırmaya ayrıca yer verilmemesi, kamu tüzel kişilerine anayasa ile tanınan kamulaştırma yetkisini ortadan kaldırmasa dahi, kamulaştırmanın bireylerin en temel haklarından birine müdahale niteliği taşıyan bir işlem olduğu göz önüne alındığında bu görüşün hakça bir yaklaşım olduğu söylenebilir111.

Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının kamulaştırma yapabilmesi ile ilgili önemli bir gelişme 2004 yılında gerçekleşmiştir. 18.05.2004 tarih ve 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu 80. maddesinin 1. fıkrasında kamulaştırmaya yer vermiştir. Buna göre, “Odalar,

borsalar ve Birlik amaçlarını gerçekleştirmek ve faaliyet konuları ile sınırlı olmak

110

BİLGEN, Pertev, Kamulaştırma Hukuku, İstanbul 1999, s. 19; KAPLAN, Kamu, s. 167–188.

111

Bu kararla ilgili olarak Gürsel KAPLAN şöyle bir gerekçenin daha anlamlı olacağını belirtmiştir: “ “İdareler, Kanunlarla yapmak yükümlülüğünde bulundukları kamu hizmetlerinin veya teşebbüslerinin yürütülmesi için gerekli olan taşınmaz malları…kamulaştırma yapabilirler” şeklinde bir düzenleme öngörerek, kamulaştırma işleminin sebep ve amacını kamu hizmetlerinin veya teşebbüslerinin yürütülmesine hasreden Kamulaştırma Kanununun 3. maddesi hükmüne dayandırsaydı daha kuvvetli bir gerekçeye dayanmış olurdu. Zira, bizim de taraftar olduğumuz görüşe göre, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları kamuya faydalı bir işlevi yerine getirmekle birlikte; herhangi bir kamu hizmetini yerine getirmek ve yürütmek üzere kurulmuş bulunan kamu tüzel kişileri değildir. Yani kamu kurumlarının kuruluş gerekçeleri, mesleki kuruluşlar bakımından geçerli değildir.” KAPLAN, Kamu, s. 167–188. Gerçekten de böyle bir gerekçe ile Danıştay’ın kararı daha az eleştirilebilirdi. Ancak böyle bir gerekçenin bile yetkiye ilişkin olan bu kararın hukuka aykırılığını ortadan kaldırmayacağı görüşündeyim. Zira kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, belli bir kamu hizmetini doğrudan yürütmek görevine haiz olmasalar da, kamu tüzel kişisidirler ve bu yüzden Anayasa ile kamulaştırma yapma konusunda yetkilendirilmişlerdir.

45

şartı ile yetkili organlarının kararı ve Bakanlığın izni ile kamulaştırma yapabilirler. Kamu yararı kararı Bakanlıkça verilir.” Bu hükümle kamu kurumu niteliğindeki bir

meslek kuruluşuna özel kanunu ile kamulaştırma yapabilme yetkisi açıkça verilmiştir. Ancak bu yetki bakanlığın iznine bağlı tutulmuş ve kamu yararı kararının da bakanlık tarafından verileceği düzenlenmiştir. Bu yüzden verilen kamulaştırma yetkisinin kısıtlı bir yetki olduğunu söylemek mümkündür. KUTLU GÜRSEL, bu hükümde “izin” yerine “onay” kelimesinin kullanılmasının Kamulaştırma Kanununun 5 ve 6. maddeleri ile daha uyumlu olacağını, kamu yararı kararının da bakanlıkça verilmesinin kamu tüzel kişilerinin özerkliği ilkesi ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının işleyişi ile ters düşeceğini ifade etmiştir112. Kanaatimce yazarın önerdiği biçimde yapılan bir düzenleme Kamulaştırma Kanununun sistematiği, kamulaştırma müessesesinin işleyişi ve idare hukukunun ilkeleri açısından daha yerinde olacaktır.

Diğer yandan yukarıda bahsedilen kanunla verilen kamulaştırma yetkisi sadece Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ve Odalar ve Borsalar için geçerli olacaktır. Özel kanununda böyle bir yetki bulunmayan kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları için yukarıda sözü geçen Danıştay içtihadı gereğince kamulaştırma yetkisinden bahsedilemez.

Son olarak burada değinilmesi gereken bir konu da, düzenleyici ve denetleyici kamu kurumlarının kamulaştırma yetkisinin bulunup bulunmadığıdır. İlk olarak Amerika'da ortaya çıkan113, oradan tüm Avrupa'ya esin kaynağı olan114 ve 20. yüzyılın sonlarında hukukumuza girmiş olan bu kurumlar, kamusal yaşamın hassas alanlarında düzenleme ve denetleme (regülasyon115) görevini yerine getiren, kamu

112

KUTLU GÜRSEL, s. 59.

113

Düzenleyici ve denetleyici kamu kurumlarının Amerika’da, Almanya ve Fransa’da ortaya çıkışları ile ilgili karşılaştırmalı bir çalışma için bkz. HALBERSTAM, Daniel, “The Promise Of Comparative Administrative Law: A Constitutional Perspective On Independent Agencies”, Comparative Administrative Law, Editörler: Susan ROSE-ACKERMAN, Peter L. LİNDSETH, Cheltenham (İngiltere) Northampton, (ABD), Edward Elgar Publising, 2010, s. 185-204.

114

BERKARDA, Kemal, "Amerika'da İdare Hukuku Var mı?", İHİD, C. 13, S. 1, 2000, (87-107) s. 107.

115

Regülasyon, idarenin düzenleyici işlemlerle düzenleme yapması ve bunlara uyulup uyulmadığını takip etmesi anlamına gelir. BERKARDA, s. 90.

46

tüzel kişiliğine, idarî ve mali özerkliğe sahip olan kendine özgü kurullardır116. Bu kurullar kamu tüzel kişiliğine sahip olduklarına göre ve hukukumuzda birer kamu kurumu olarak düzenlendiklerine göre anayasa açısından kamulaştırma yapmalarına bir engel bulunmamaktadır. Ancak diğer idarî birimlerde olduğu gibi bunların da ancak kendi görev alanlarına giren konularda kamulaştırma yapabileceklerini söylemek mümkündür. KUTLU GÜRSEL, bu kurulların, ancak, kuruluş ve görevlerini düzenleyen yasalarda açıkça yetkilendirilmiş olmaları durumunda kamulaştırma yapabileceklerini, genel bir kamulaştırma yetkilerinin olmadığını ifade etmiştir117. Kamulaştırmanın bireylerin mülkiyet hakları üzerinde etkili olan ve bu yüzden de çok dikkatle kullanılması gereken bir devlet yetkisi olduğu düşünüldüğünde, kamulaştırma yetkisinin yalnız yasalarda açıkça düzenlendiği sürece uygulanması gerektiği konusunda KUTLU GÜRSEL'le aynı görüşü paylaşıyorum.

Buna göre düzenleyici ve denetleyici kurumların kamulaştırma yetkisinin olup olmadığını tespit edebilmek için onların kuruluş ve görevlerini düzenleyen yasaları incelemek ve bir değerlendirme yapmak gerekmektedir. Mevzuatta yapılan araştırma sonucunda Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu dışında kalan düzenleyici ve denetleyici kurumlardan hiçbirinin kuruluş yasasında kurumun ya da kurulun kamulaştırma yetkisine ilişkin hükümlere rastlanmamıştır118.

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu ile ilgili olarak ise 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun 19. maddesinde bir düzenleme bulunmaktadır.

116

YILDIRIM R., İdare I, s. 137. Bu kurullarla ilgili daha geniş bilgi için bkz. ULUSOY, Ali, Bağımsız İdarî Otoriteler, Ankara 2003.

117

KUTLU GÜRSEL, s. 60-61.

118

14.12.2012 tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat çerçevesinde, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun düzenlendiği 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nda, Sermaye Piyasası Kurulu'nun düzenlendiği 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu'nda, Rekabet Kurumu'nu düzenleyen Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'da, Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu'nu düzenleyen 4733 sayılı Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'da, Kamu İhale 4634 sayılı Şeker Kanunu'nda, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nu düzenleyen 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun'da ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'nu düzenleyen 2813 sayılı Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun Kuruluşuna İlişkin Kanun'da kamulaştırma yetkisine dair herhangi bir hüküm yer almamaktadır.

47

" Elektrik piyasasında üretim veya dağıtım faaliyetlerinde bulunan önlisans veya lisans sahibi özel hukuk tüzel kişilerinin, önlisans ve lisansa konu faaliyetleri için gerekli olan kişilerin özel mülkiyetinde bulunan taşınmazlara ilişkin kamulaştırma talepleri Kurum tarafından değerlendirilir ve uygun görülmesi hâlinde Kurul tarafından kamu yararı kararı verilir. Söz konusu karar çerçevesinde gerekli kamulaştırma işlemleri 4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununda belirtilen esaslar dâhilinde üretim faaliyetlerinde bulunan önlisans veya lisans sahibi özel hukuk tüzel kişileri için Maliye Bakanlığı, dağıtım faaliyetlerinde bulunan lisans sahipleri için TEDAŞ tarafından yapılır."

Bu maddede, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'na, özel hukuk tüzel kişileri lehine doğrudan kamulaştırma yapma yetkisi verilmemekte, ancak kamulaştırma talebini uygun bulup bulmama konusunda yetki verilmektedir. Kurum kamulaştırma talebini uygun bulursa, kurul kamu yararı kararı verecektir. Kamulaştırma işlemleri ise duruma göre Maliye Bakanlığı ya da TEDAŞ tarafından yürütülecektir. Aynı maddenin 7. fıkrasına göre de, özel hukuk tüzel kişilerince yürütülen üretim veya dağıtım faaliyetleri için gerekli olan Hazineye ait taşınmazlar dışındaki kamu kurum veya kuruluşlarına ait taşınmazlar, kurul tarafından verilecek kamulaştırma kararı