• Sonuç bulunamadı

1. GİRİŞ

5.1. Görüşmelerin Temel Bulguları

5.1.4. Kadınlarla Sendikalar Arasında Mesafeli Olma Durumu

Bu faktörlere ek olarak; kadınlar sendikaya katılım konusunda işverenlerinden farklı bir muamele ile karşılaşma, işlerini ya da konumlarını kaybetme korkusu taşımaktadır (Beken, 2015: 173). Sendika üyelik aidatları, yasal kısıtlamalar, medyaya yansıyan sendika tasvirinin olumsuz olması, eşleri ve ailelerinin itirazları, kadınların kendilerine duydukları güven eksikliği, programların ve toplantıların düzenlenme şekli de kadınların sendikalara katılımını engelleyen sebepler arasında yer almaktadır (ILO, 2002: 19, ETUC, 2007: 25; Akt.

Beken,2015: 173).

G4 sendikaların erkek egemen yapısından dolayı kadınlara mesafeli durduğunu, kadınların da aile içi rollerinden dolayı sendikalara mesafeli durduğunu belirtmekte, durumu karşılıklı olarak yorumlamaktadır:

“Aslında kadınlara o kadar duygusal yükler yüklenmiş ki anne olmak eş olmak çocuk olmak. vs.

Toplumda cinsiyet rolleri altında ezilen bir kadın gerçekliği var. Sendikada var olabilmek için de ayrıca bir enerji gerekiyor. Bu da ayrı bir sorumluluk zaten. Bu noktada hiçte eşit olmayan koşullar mevcut zaten. Hani bu noktada böyle bir gerçeklik var. Sendikalarda kadın yönetici istenmiyor derseniz evet, buna da bir özeleştiri demek doğru olur.”

G8, sendikacıların sahada çalışma şartlarının zor olmasından dolayı kadınların sendikalara uzak durduklarını belirtmektedir. Kadınlar sendika ortamında erkeklerin yoğun olduğu ortamlarda kaldıklarından dolayı kendilerini bir adım geriye çekmektedirler.

Kadınların birinci öncelikleri aileleri olduğu için de sendikal çalışmalardan geri kalmaktadırlar. G7 ise kadınların karar mekanizmalarında duygusal ve kayırmacı davranacaklarına yönelik bir erkek görüşünün bulunduğunu, bunun da bir mesafe doğurduğunu belirtmektedir.

G10’a göre bu durum bölgelere ve şubelere göre farklılık göstermektedir. Ancak genel olarak kadınların yönetimde yer alma noktasında isteksiz oldukları görülmektedir. İstekli olanlar da temsil düzeyine gelinceye kadar verdiği mücadelelerden dolayı motivasyonunu kaybedebiliyor ve vazgeçebiliyor. Erkeklerde hala kadınların yönetim yapamayacağı yönünde bir anlayışın hakim olduğu görülmektedir.

G12, kadınların uzun zamandır devam eden mücadeleleri sonrası sendikalardaki eril yapıyı kısmen kırmayı başardıklarını, kendi sendikasında da tüzük ile kadın haklarının bir güvenceye kavuşturulduğunu ifade etmektedir. Tüzük ile kadınlar işyeri temsilciliğinden kadın meclisine şube meclisine merkez kadın meclislerine gibi birçok karar alma süreçlerinde yer alabilmekte, özgün şekilde çalışabilmektedir. Eşit temsiliyet ve eş yaşam anlayışı içeren tüzük ve ilkelerden dolayı sendikada kadın sekreteri ve eş başkanlık sistemi bulunmakta, böylece erkek hegamonyası kırılmış olmaktadır.

G13 sendikaların kadınlara mesafeli davrandığını, bu konuda bir neden sonuç ilişkisinin var olduğunu, sendikaların kadını görmezden geldiğini, kadınlara yönelik mekanizmaları kurmadığını, onlara yönelik özgün politikalar geliştirmediğini ve kadın sorunlarına yönelik yeterli mücadele vermediğini, bundan dolayı da kadınların sendikaya gelmelerinin beklenemeyeceğini ifade etmektedir:

“Bu durum kadınların sendikaya mesafeli olma sonucunu doğuruyor. Bir mesafe diğer mesafeyi doğuruyor. Bu durum Türkiye’de tüm kurumlar ve örgütler için geçerli. Sendikada, kamuda, siyasette vs. her yerde geçerli. Türkiye’de evde üreten emeği görülmeyen, sendikada üreten emeği görülmeyen, siyasette aynı şekilde emeği görülmeyen bir sistem içerisinde devam ediyor.

Sendikalar kadınlara kapılarını açmadıkları için kadınlar burada var olmadılar.

G14’e göre sendikalar bu işin erkek işi olduğunu düşünmekte, kadınlar da bu işi yapamayacaklarını düşünmekte, karşılıklı bir mesafe oluşmaktadır. Kadınlar erkeklerin hakim oldukları bir sektöre girmenin kaygısını yaşamaktadır.

G18 her iki tarafın birbirlerine mesafeli olduğunu savunmakta, sendikalarda özellikle yönetim kademelerinde kadınlara yönelik bir engel olduğunu, alt kademelerde kadınların görev almasında bir sıkıntı olmadığını belirtmektedir. Bu tespit, sendikalarda erkek egemen durumu net bir şekilde ortaya koymakta, kadınların daha alt seviye işlerde çalışması uygun görülürken yönetim kadrolarına erkekler uygun görülmektedir.

G19, sendikaların kadınlara mesafeli davrandığını belirtmekte ve kadınların sendikalaşmasının önemine yönelik aşağıdaki konuları dile getirmektedir:

Kadınlar çok hızlı sendikalaşıyorlar. Çünkü mevcut durum çalışma hayatı onların normal erkek çalışanlarından 2 katı fazla oluyor. Her an iş kaybıyla karşı karşıya oluyor. Kriz ve işsizlik ortamında kaybedenler sadece bu ortamda değil hamile kaldıklarında da bu sorunu yaşıyorlar.

Geri işe dönmek istediklerinde zorlanıyorlar. Çalışmaya başladıklarında erkek moduna çok fazla maruz kalıyorlar. Asla yükselemiyorlar. Bunlar birleştiğinde kadınların kendilerini güçlü hissedebileceği mekanizmalara girmek istediğini görüyoruz. Bu da sendikalarda örgütlenerek oluyor. Bu sektöre daha ılımlı bakmalarına neden oluyor

Bu açıklama, kadınların özellikle iş yaşamlarında karşı karşıya kaldıkları sorunları ortaya koyması açısından önemli görülmüştür. G19 sendikaların da yakın zamanlardan başlamak üzere kadın politikaları üretmeye başladıklarını, kadın komiteleri, kadın dergileri, kadınlara yönelik etkinlikler gibi önemli çalışmalar yaptıklarını ifade etmektedir. Sendikalar Avrupa’daki sendikal örgütlenmelerle daha fazla ilişki kurmaya başlamış ve kadınlara yönelik benzer çalışmalar üretilmeye başlanmıştır.

G20, sendikalardaki rekabet ortamının kadınların geri adım atmasına neden olduğunu belirtmekte, kadınların ise temsil edilmeyi istediklerini, hatta genel başkan olarak bir kadın görmeyi arzuladıklarını vurgulamaktadır.

G23 kadınların mecburen sendikaya mesafeli davrandığını, mecburiyetin de bakmakla zorunlu olduğu kişilerden dolayı zaman bulamamasından kaynaklandığını belirtmektedir.

Devletin ve belediyelerin verecekleri huzurevi ve kreş gibi hizmetler, kadınların sendikalara daha fazla zaman ayırabilmelerini sağlayacaktır.

G24 kadınların sendikalara mesafeli durduklarını söylemenin kolaycılık olduğunu, asıl önemli olanın sendikalar tarafından politikalar üretilmesi olduğunu, bu bağlamda sendikaların kadınlara mesafeli durduğunu belirtmekte, konuya yönelik olarak aşağıdaki açıklamayı yapmaktadır:

“Zor olan politika üretmek. Oradan bir mücadele başlığı açmak. Çünkü siz o başlığı açtığınızda birçok şeyle de çatışıyorsunuz. Biz bir kadın çalışması yürütüyoruz ama öyle kolayda olmuyor.

Bizim şubelerle iş yerlerindeki kadınlarla iletişim kurmamız bile geleneksel sendikacılıkla çatışan bir şey. Erkeklerin çok hevesle girdikleri bir yere kadınlar niye girmesin. Erkeklerin kendi arasında büyük bir yarış var. İstenilen itibarlı bir şey iken kadınların bunu istemiyor olması anormal bir durum değil mi sizce? Neden kadın is yerinde bir kadın temsilcisi olmak istemesin ki. Neden kadın şubede yönetici olmak istemesin ki. Ama erkekleri içine çeken bir politika var sendikalarda erkekler oralarda olabileceğini biliyorlar. Kadınlarında o alanlarda erkeklerle eşit bir şekilde olabileceği mesajını kadınlara verir, onların sorunları üzerinden politika üretir kadınların önündeki bütün engelleri kaldırmak için çaba sarf edersen o kadınlar oraya niye gelmesinler? Yöneticilik itibarını niye yaşamak istemesin? Onlara şu düşünce işlemiyor sizin yeriniz burası sizin bu alanlarda işiniz yok deniliyor mesaj olarak. Doğal olarak da kadınlarda kendilerini o alanlardan soyutluyorlar. İstememek değil kendilerinin oralarda olabileceğini düşünmüyorlar bile. Bunun hayalini bile kurmuyorlar. Ama şimdi eğitimlerin etkisi, eğitimlerin yayılması, kadın komite sayılarının artması yönetim kademelerinde kadınların artması artık o yarışın içerisinde yavaş yavaş kendilerini görüyor olması ile birlikte eğitimlerde sendikada yönetici olmak ister misiniz diye sorduğumuzda artık başta kalkmayan eller kalkıyor.

Önemli olan hayal kurdurabilmek teşvik ettirmek. Kadınları inandırdığınızda da kadınların sadece özel alanda değil kamusal alanda erkeklerle eşit haklara sahip olduğu inancını verdiğinizde bu alanlarda onların ihtiyaçlarına yönelik politika ürettiğinizde Kadınların ihtiyaçlarını karşılayacak programlar yapıldığında kendilerini orada görmek isteyecekler. Yani mücadelenin içerisine de giriyorlar.”

G26 her iki tarafında da birbirine mesafeli davrandığını belirtmektedir. Kadınlar sendikayı çok iyi tanımamakta, sendikalar da kadınlara karşı açık olmamaktadır. Kadınlar toplumsal cinsiyet rollerinden dolayı tek başlarına karar verememekte, sendikalar da emeğin feminizasyonunu görememektedir.

G27’ye göre karşılıklı bir mesafe durumu vardır. Kadınlar, sendikaları erkek egemen olarak görmekte ve içerisinde yer almaya çekince duymakta, sendikalar da kadınların üye ve temsilci olmaları için gereken çalışmaları yapmamaktadırlar. G27, kendi görev yaptığı sendikada ise kadınların karar alma mekanizmalarında daha fazla yer almasına yönelik

stratejiler oluşturulduğunu, “Sendikalarda Kadın Liderler Yetiştirilmesi” projesinin uygulamaya konulduğunu belirtmektedir. Bu tarz uygulamaların, kadınların sendikalarda daha fazla yönetim düzeyinde temsil edilebilmesini sağlayacak önemli adımlar olduğu düşünülmektedir.

G28 sendikaların kadınlara mesafeli davrandığını, kadınların mücadelenin her aşamasında yer aldıklarını, ancak temsilci seçimi gibi durumlarda erkeklerin öne çıktığını belirtmektedir.

G25’e ve G30’a göre kadınlar sendikaya daha mesafeli davranmaktadır. Bunun nedeni de sendikacılığı bir yük olarak görmelerine dayanmaktadır. Sendikaların gerekliliğine ve faydasına yönelik inançları düşük düzeydedir. Erkek sendikacılar da kadınların sendikacılık işlerini yapabilme ihtimalini düşük görmektedir. Bu durumda her ikisinin de birbirlerine mesafeli davrandıkları söylenebilir.

G29 kadınlarla sendikalar arasında bir mesafe olmadığını, bilinçaltından kaynaklı bir durum olduğunu, kadın hareketleri ile bu tür mesafelerin ortadan kalkacağını belirtmektedir.

G32 ise kadınların önleri açıldığında ilerleyebileceklerini düşünmektedir.

G33’e göre sendikalar kadınlara mesafeli davranmakta, bundan dolayı temsilde kadınların yer alması zorlaşmaktadır. G33 bu konuda “Kadınların bazıları sendikaya girmek istiyorlar yükselmek istiyorlar ben mesela seneye sendikadaki yerimi bırakacağım dediğimde abla yerine biz geçelim diyorlar bu da beni mutlu ediyor” tespitini yaparak, kendi yerini daha sonra kadınlara bırakmak istediğini, kadınların da bu konuda istekli olduğunu vurgulamaktadır.

Görüşmeler neticesinde sendika-kadın arasındaki mesafenin karşılıklı olduğu özellikle belirtilmekle birlikte daha çok sendikaların mesafeli olduğu sonucuna varılmıştır. Kadınların katılımına yönelik politikalar üretildiğinde, kadınların önüne set çekmeden kadın katılımının teşviki sağlandığında kadınların sendikalara karşı mesafesi olmayacaktır.

5.1.5. Sendikalarda Kadın Temsilinde Kadınların Önyargıları ve Güven Eksikliği