• Sonuç bulunamadı

Kızılay Şükrü Nurten Topçuoğlu OÇEM Koridoru / Güneysu-Rize

Tablo 17. Otizmli Bireylerde Eğitimin Önemi

Soru Otizmli bireylerin eğitimi konusunda ne düşünüyorsunuz? Kategori Otizmli bireylerde eğitimin önemi

Alt kategoriler Soruya ilişkin katılımcıların cevapları

1- Bireysel eğitimin gerekliliği

“Eğitim sisteminde de bir yanlışlık var otizmde... Otistik bireylerin bol olduğu bir okulda otistik çocuk hiçbir zaman bir ilerleme kaydedemediğini düşünürüm. Otistik çocuklarda birebir eğitimin gerekli olduğunu düşünüyorum. Hatta ikinci bir otistik çocuğun yanında iki kişinin aynı anda eğitim görmesini dahi hatalı görüyorum. Çünkü birbirlerindeki negatif özelliği anında birbirlerine yansıtıyorlar ve bu tabi ailelere de yansıyor otomatikman… Hepsinin karakteristik özellikleri değişik ve hepsi o negatifliği alıyor... Etrafındaki diğer otistik çocuğun olumsuzluklarından hep negatif tavırlarını alıyor onların. Kendisi gibi özürlü bir bireyden, ondan daha üstün olmadığı için onun negatif özelliklerini çocuklar aynı şekilde kapıyorlar… Yani otistik çocuklar birebir eğitim almalı. Grup eğitimine hazırsa grup eğitimi… Ama bu gün içersinde çocuğun durumuna göre arttırılabilir. 1 saatle başlar 2 saatte çıkar…(K14-Ayşe ve K15-Ergün).” 2- İlgi ve yetenek

eğitimin gerekliliği

Çocuğun özellikleri doğrultusunda eğer sporu seviyorsa spora yöneltilir. Müziği seviyorsa müziğe yöneltilir. O şekilde..yani eğitimcilerin çocukları çok iyi takip etmesi gerekir. Salt eğitim adı altında orda olsun, sabahtan akşama kadar orda vakit geçirsin diye bir şey yok... (K14-Ayşe ve K15- Ergün).” 3- Otizmi bilen ve çocuklara sevgiyle yaklaşan öğretmenlerin gerekliliği

“E: Beden eğitimi öğretmenimizle yaşadığımız bir olayı anlatayım. Ya bu çocuk OÇEM’de vekil öğretmen olarak çalıştı. Bisiklet binmeyi, yüzmeyi bize o öğretti. Biz Antalya’ya geldik iki yıla kadar Murat kadar öğretmen bulamadık. Onu bir arkadaş yerine koyuyordu. Ona engelli muamelesi yapmazdı. Şimdi hocam şöyle gerçekten öğretmenlerimizin içinde kalbi ile bu işi yaptıkları zaman otistiklerle başarırlar. Bakın, sıradan, bir öğretmendir ama Cenk’i çok etkiledi. P: Buraya geldik (İzmir’den Antalya’ya) ondan ayrı kaldık. Çok da geri kaldık (K11-Perihan ve K12-Ercan).”

4- Fırsat eğitiminin gerekliliği

“Bir de ben fırsat eğitiminin bizim çocuklarda çok önemli olduğunu düşünüyorum. Herhangi bir yerde bulunuyorsanız o yerde ona öğretilebilecek gerek davranışını, gerek bir nesne, gerek akademik beceri bunları hemen oracıkta yapıyor olmak çok uygulamanın içersinde kalıcı olmasını sağlayabiliyor. Ona sabırla o ortamda ne yapması gerektiğini… O nedenle hiç korkmadan restoranlara gittik, marketlerde kuyruk beklemesini öğrettik, lunaparklarda oyuncaklara binmeden önce sırada durması gerektiğini öğrettik, para vermeden bir şey almanın imkânsız olduğunu öğrettik. Bunları yaptık şimdi açıkçası rahat ediyoruz. Onunla bir tatile gittiğimizde otelin açık büfesinden kendine alır gelir masaya oturur yemeğini yer. Başka ne yapılması gerekiyorsa bütün bunları öğrenmiştir. Fırsat eğitiminin tekrar altını çizeyim. Mesela biz tatile giderken arabayı ben bi sağa bir yere çekerim. Doruk burada ne görüyorsun, ne var burada? Bir manzara. Bu ne manzarası? Manzara anlatmak çok zor bir şeydir yani soyut bir şey yani. Örnek belki uç bir örnek oldu ama ne manzarası olduğuna kadar anlatırım. Mesela spordaydık pazar sabahı. Büyükçe mermer taşların olduğu bir yerden geçiyoruz. ''Doruk bu taşlar ne taşları biliyor musun oğlum?'' dedim önce onu bir yokladım. ''Hayır.'' dedi. Bunlar mermer taşı bak dedim dokusu şöyle olur rengi böyle olur vs. şeklinde. Şimdi onda mermer kalmış mı diye test ettiğimde akşama kalmış olduğunu gördüm. Yani bu tarz şeylerde aileler de kendileri bir miktar yapmalı onun sosyal hayatı içerisinde bize çok normal gelen şeyleri öğretmemiz gerekiyor…(K13-Ergin).”

5- Zorunlu

olmadıkça öğretmen değiştirmemenin gerekliliği

“Ama sık sık öğretmen değiştiriyoruz. İşte yeni birine alışmak tekrar adapte olmaya çalışması bizim, çocuğun, öğretmenin, hani tabi zaman alıyor. Tekrar başa dönmek durumunda kalıyorsunuz (K17-Gülsim).”

3.3.5. Otizmli Bireylerin Ergenlik Durumları

Otizmli bireylerde en sorunlu konulardan biri de ergenlik sürecidir. Ergenlik sorununun çok rahat ifade edildiği veya konuşulduğu bir toplumda olduğumuzu söyleyemeyiz. Dolayısıyla böyle bir sorun çoğu ailede gizli yaralara yol açmakta ve kimseyle paylaşılmadan acı tecrübeye dönüşmektedir. Bu sonunun konuşulması çoğu kez ayıp karşılanmaktadır. Ancak bunun ayıptan ziyade K26’nın da belirttiği gibi “Maalesef şimdi ayıp geliyo aslında değil yani bu ayıp değil yaşadığımız bi sorun (K26- Münnever)” ailelerin yaşadığı ağır sorunlardan biridir. Çünkü kendisini ancak temel ihtiyaçlar konusunda ifade eden otizmli bir bireyin ergenlik gibi daha çok fizyolojik ihtiyaçlara dayanan ve yine fizyolojik bir baskıyla daha çok belirti veren bir durumu anlaması ve bu süreci tolere etmesi kendisi için kolay değildir. Diğer tarafta otizmli aileler de otizmli çocuğunun ergenlik sürecinin yürütülmesi ve kontrolü noktasında önceden herhangi bir bilgiye veya desteğe sahip olmadığı için onlar da ergenlik sorunu karşısında zorlamaktadırlar. Bu da ayrı bir yarayla beraber aileyle toplum arasında farklı bir kırılma noktasını ya da aile ile toplum arasındaki fay hatlarının zedelenmesine yol açmaktadır. Böylece otizmli aileler bu sorunla mücadelede yalnız kalmakta ve bu konuda kimseden destek almadıkları için kendilerinde biz duygusundan ziyade ben duygusu öne çıkmaktadır. Dolayısıyla “çaresizseniz çare sizsiniz” özdeyişinde olduğu gibi, ekonomik durumu iyi olan herkes kendi başının çaresine bakmaya yöneltmiştir. Bu duruma ilişkin K24’ün söyledikleri manidardır.

“Damla’nın ergenliğinde… 202 üyemiz var dernekte. Bi de vakfımız var orda da üyemiz var. Platformda binlerce otistiğimiz var. Bana bir kişi ergenlik döneminde yardım istedim internette bütün internet sayfalarından otizmle ilgili her yerden bir kişi geri dönmedi. Öyle zor ve belalı bir süreçtir ki bu. O arada kayıptır işte çocukların hepsi. Aileler de bitiktir. Bitik. Bitmiş durumunda hepsi. Kimsenin de kimseye faydası olmaz. Bizim çok ağır geçti çok ağır geçti. Yani umarım hiç kimse böyle bir şey yaşamaz. Çok rahat bir şey değil. Biz her bir sonraki adımımızda şu kafamız, gözümüz yarıla yarıla ilerliyoruz. Sanki biz halledeceğiz. Sanki benim mi misyonum bu. Ben öğrenecem ve diğerlerine anlatacam. Diğerlerine yardımcı olacam. Artık böyle paylaşma filan da bulunmak

istemiyorum. Çünkü beni çok yalnız bıraktılar. Özellikler kızı olan ailelerden yardım istedim. Hiç kimsenin sesi çıkmadı (K24-Güzide).”

K24’ün ifadesiyle ‘bu zor ve belalı süreçte’ yalnız kalan sadece otizmli bireyler değildir aynı zamanda aileleri de yalnız ve çaresiz kalmaktadır. Bu durumdaki bir aile de daha çok süreçte acı deneyimler edinerek yani “kafası, gözü yarıla yarıla ilerlemektedir” (K24). Tabi bu acı tecrübeler ailelerde hem dramatik hem travmatik hem de sosyolojik etkiler bırakmaktadır. Dolayısıyla otizmli bireylerin ergenlik sorunu daha başta ciddiye alınarak tedbir alınması gereken bir durumdur. Aksi taktirde hem bireyde hem ailede hem de toplumda riskli sonuçlar doğurması muhtemeldir. Çünkü zamanında ve yerinde doğru tedbirlerle otizmli bireyin ergenlik sorununun önü alınmasa ya otizmli bireylerin tamamıyla toplumda soyutlanmasına göz yumulacak ya da toplumda doğabilecek muhtemel sonuçlara toplumun katlanılması için hazır olunması kaçınılmaz olacaktır. Dolayısıyla ergenlik eğitimi almayan otizmli bir birey başta ailede daha sonra okulda veya sosyal ortamlarda toplumsal kabulleri zorlayan istenilmedik sonuçlara yol açmaktadır. Daha açık bir ifadeyle bu süreçte bazı otizmli bireylerde her yerde doyuma ulaşma davranışlarını sergileme, daha agresif ve saldırgan davranışlarda bulunma gibi bir dizi olumsuz davranışı sergileme riski doğmaktadır. Bu hususa K24’de şu ifadeleriyle dikkat çekmiştir.

“Valla, şu ana kadar bizim grup içinde her şeyi konuşuyoruz artık bir birimizle, çok büyük bir aileyiz. Yani sorun yaşayanlarda da bunun için ciddi anlamda bir şey yapan yok. Maalesef yok yani... Sonradan kontrolden çıkıyor çocuklar. Her ortamdan her yerden mastürbasyon yapıyorlar bilmem ne... Ama orda o durum yönetilebilir gibi geliyor. Yani herkes çocuğum olsa ne yaparım bilmiyorum ama ille bi formül üretilir. Bi şey yaratabilirdim diye düşünüyorum. Çok Allah’a emanet bırakıyorlar sonrada kendileri sıkıntı yaşıyorlar sosyal bir ortamda. Onun için bir ayırımı yok yani ha evde ha sokakta, ha Belediye otobüsünde hiç fark etmiyor. Yani buna bi eğitim verilmeli çocuğa…” (K24-Güzide).

Ancak yaşadığı sürecin farkında olmayan otizmli bireyler de vardır. Bu da onları daha çok içine kapanmalarına ya da agresif olmalarına yol açmaktadır. Bu konuda

K7’nin şu ifadesi “Çünkü ergenlikte de içine daha çok dönen çocuklarımız varmış. Biz onu yaptırmamaya çalıştık daha çok açıldı çok şükür” (K7-Kerime ve K8-Levent) önemli bir duruma işarettir.

Otizmli bireylerin ergenlik süreçleriyle ilgili riskli bir başka husus ise otizmli bireyin ergenlik dönemiyle yani delikanlılık dönemi ile sosyal yaşama daha fazla katılma döneminin örtüşmesinde kaynaklanmaktadır. Çünkü ergenlik sürecini yaşayan otizmli birey hem daha tahammülsüz, agresif ve saldırgandır hem de daha içe kapanıktır. Tam da burada toplumun otizmli bireylere ilişkin turum ve bakışları da işin içine girince K24’ün belirttiği gibi otizmli ergenler kayıp grup olarak karşımıza çıkmaktadır.

“Yani erken çocukluk dönemindeki otistik dışarıda, ama dışarı çıktığınızda ergen bir otistik kolunda bir ebeveyn göremezsiniz. Neden? Erken çocukluk döneminde tolere eder. Çocukluğu ile kaynayıp gider durumu. Ama artık ergendir ve çok belirgindir. Aile de bundan rahatsızlık duyar. (Çocuğundan mı rahatsızlık duyar? Araştırma yürütücüsü) Hayır. Toplumdaki diğerlerinden rahatsızlık duyar. Bakışlarından söyledikleri bir sözden... Bi hareketlerinden etkilenirler ve bundan rahatsızlık duyarlar ve ergenler kayıp guruptur. Yani göremezsiniz” (K24-Güzide).

Tabi bu kayıp grup sadece ergenlikte karşımıza çıkmamaktadır, aynı zamanda yaşamın ilk yıllarında yeteri eğitim imkânından yararlanmayan ve yaşamın büyük bir kısmını ya evinde ya da çeşitli yurtlarda ve bakım evlerinde geçirenler de bir nevi kayıp grup veya nesil olarak görülebilir. Bu duruma ilişkin ise K35 ve K36’nın görüşleri aşağıdaki gibidir.

“Yani bir kere bizim elimizdeki otistikler çok ağır ve eğitim almamış. Eğitim konusunda çok eksik kalmış çocuklar. Özellikle bizim yaş grubumuzdaki çocuklar (27-28 yaş). Ee kaybedilmiş nesil, otizm konusunda (K36-Ömer).” (Yaaa bizimkiler kayıp nesil oldular (K35- Melahat).” Ama eğitim almış otistikler Avrupa'dan bahsediyorum. Avrupa'da konuşulan bir konu. Ee gey ve lezbiyen otistiklerin hakları

konusu tartışılıyor. Orada genellikle evlerde kalıyor çocuklar. Ee korumalı evlerde kalıyorlar. Hayatlarını nasıl idame ettikleri konusunda da gidip gözlemde bulunmak lazım… Bunları anlatıyorlar ama siz ne yapıyorsunuz diye soramıyorsunuz. Sorduğun zaman da cehaletiniz ortaya çıkıyor. Çünkü biz birinden yetişmeye, bi yerinden yakalamaya çalışıyoruz. Ama hakikaten eğitim konusunda çok zayıfız” (K36-Ömer).

Otizmli bireylerde kızlara nazaran ergenliğin erkeklerde daha zor geçtiğini ifade eden katılımcılar da olmuştur. Bunlar şu; “Şu ana kadar hiçbir belirti bu konuda vermedi. Bi şey gözlemlemedim. Ee erkek çocukları için daha sıkıntılı geçen bi süreç bu… Fizyolojik olarak da kızlarla ilgili çok sorun çıkmaz” (K24-Güzide). “Haa onu benimki kız olduğu için cinsellikle ilgili bi tepkisini görmedim. Ama erkek çocuklarımızda bi takım faaliyetlerin olduğunu biliyorum. Ama ben kızımda öyle bi şey görmedim” (K35-Melahat). ifadeleri kullanmıştır.

Birçok otizmli bireyin ergenlik sürecinde kendi kendine öz doyumu keşfettiklerine ilişkin verilere de ulaşılmıştır. Burada K35 ve K36 şunları söylemiştir.

“Bu çocuklar özürlü tamam otistik ama fiziksel hiç bir engelleri yok. Yani cinselliği bu çocuklar doğal yolla öğreniyor. Hiçbir çocuk İstanbul’da yani Anadolu’nun o zaman ki durumunu düşün kimsenin hiç bir şeyden haberi olmadığı dönemler de bile insanlar cinselliklerini keşfediyordu. Ee bu çocuklar da kendi kendilerine keşfediyorlar. Ee önemli olan ailenin bilinçli olması, ailenin bunu kontrol altına almasıdır” (K36-Ömer). “Eğitim kurumlarında da bunların paylaşılması, aile ve eğitim kurumunun işbirliği içinde olması lazım” (K35-Melahat). “Eğitimci onu gördüğü zaman onun bir suç olduğu değil de özel odaya alması lazım” (K36-Ömer). “Azarlamayacak, orda bi odası olacak çocukların” (K35-Melahat). “Çocuklara öğrettiğimiz zaman çok iyi eğitim vermemiz gerekiyor. Cinsellik bir silah’tır” (K36-Ömer). “Yeri, zamanı…” (K35-Melahat).

K36’nın ‘cinsellik bir silah’tır. Sözleri son derece önem arz etmektedir. Şayet bu silah doğru yer ve zamanda kullanılmasa gerek birey açısında gerekse aile ve toplum açısında tehlike arz edecektir.

Otizmli bireylerin ergenliği ile ilgili bir kısım veri aşağıda üç farklı tabloda (18., 19. ve 20.) verilmiştir. Tablo 18’de Otizmli Bireylerin Ergenlik Durumuna ilişkin veriler;

1- Ergenlikte kendi başına öz doyumu keşfetme belirtisi var 2- Ergenliğe dair bir belirti görünmemektedir

3- Ergenlikte agresifleşmektedir

4- Ergenlikte ilacın etkisi ile gecikme var, şeklinde 3 alt kategoride sunulmuştur.

Tablo 19’da Otizmli Bireylerin Ergenlik Sürecinde Dikkat Edilmesi Gereken Hususlara ilişkin veriler;

1- Sporla enerjisi boşaltılmalı

2- İsteklerini uyandıracak durumlardan kaçınmalı 3- Soğuk veya ılık suyla istekleri azaltılmalı

4- Uygun zaman ve yerde ödüllendirmeyle süreç kontrol edilmeli

5- Kesin kurallar konulmadan süreç idare edilmeli, şeklinde 5 alt kategoride belirtilmiştir.

Tablo 20’de ise Otizmli Bireylerin Cinsel Yaşam Durumları’na ilişkin veriler; 1- Belli kurallar dâhilinde yapılmalı

2- Hiçbir şekilde yapmamalı-öğrenmemeli

3- Kontrollü bir şekilde öz doyuma ulaşmalı, şeklinde 3 alt kategoride verilmiştir.

Katılımcılardan alınan verilere bakıldığında, otizmli çocukların bu durumu bir şekilde ya anlaşılması güç bir sorun olarak ya da öğrendiği/kendisine öğretildiği yöntemlerle yaşadığı tespit edilmiştir. Burada dikkat edilmesi gereken husus her otizmli bireyin kendine özel bir ergenlik sürecinin olmasıdır. Kimisi kullandığı ilaçların etkisiyle daha geç bu sürece girmekte, kimisi de beslenme alışkanlığıyla doğru orantılı süreci yaşamaktadır. Bu süreçte yapılacak en önemli şey, otizmli bireylerin bir doktor kontrolünde tutulmasıdır. En azından belli hormonların takibi açısında rutin sağlık kontrolleri önemlidir. Ayrıca bir şekilde öz doyum noktasına gelen otizmli bireylerin de

yapılandırılmış bir ortamda kontrolü bir şekilde durumla tanışmaları sonraki sürece katkı sağlayacaktır. Çünkü otizmli bireylerin bu kadar riskli bir durumu bir şekilde yanlış deneyimlenmesinin veya model almasını sakıncalı sonuçları kaçınılmaz olacaktır.

Tablo 18. Otizmli Bireylerin Ergenlik Durumları

Soru Otizmli çocuğunuzun ergenlik sürecine değinmek ister misiniz? Kategori Otizmli bireylerin ergenlik durumu

Alt kategoriler Soruya ilişkin katılımcıların cevapları

1- Ergenlikte kendi başına

özdoyumu keşfetme belirtisi var

“Şu anda onu yaşıyor… Ergenliğinin içinde biraz hırçınlıkları var da biraz diyem iki sene filan oldu… Ama o söylediğin şeyle ilgili şöyle çocuk kendi kendine tatmin

noktasını düşünmeye başlıyor. Zaman zaman oynuyor birtakım yerleriyle o esnada

biz mesela aleni bir ortamda yapmasın diye işte evin bir odasını gösterdik ona yani bunu yapmıyacan diye. Birtakım kendi kendine tatmin şeylerini yapmaya başladı. Bu ergenlik döneminde sadece bu var yani onun dışında bir şey yok (K3-Mustafa).” “Benim kızımda 3 yıldır 4 yıldır devam eden bir sürtünme olayı var. Kendini tanıma olayı var. Öncelerden daha çoktu. Geçen yılki öğretmeninin verdiği bazı taktiklerle çok aza düşürdük. Rehabilitasyonda bir erkek öğretmeni vardı. Bir gün demişti ki böyle giderse Hümeyra’ya daha ders veremeyeceğim. Camekândan görünen kısımda insanlar bunu yanlış algılayabilirler (K42-Göksenin).”

2- Ergenliğe dair bir belirti

görünmemektedir

“P: Sorun yaşamadık ve cinsel yönden de herhangi bir… E: Bir aktivasyon da yok. P: Aktivasyon da görmedik. E: Biz geliştirmeye yönelik ihtiyaç duymadık. Çünkü dernek çalışmalarında pek çok otizmliyi, aileyi tanıdığımız için bazıları çeşitli girişimlerde bulundular. Ne bileyim şişme kadın bilmem ne, benzeri şeyler yaptılar. Biz Cenk’i aktif olmadan önce hiç o konuda şey belirlemedik. Ayrıca Cenk hiçbir zaman odamızı bizle yaşamadı. Cinselliğe ilgili bir şey görsel veya işitsel bir olay yaşamadığı için bu konuda bir aktivitesi yok. Biz de bu konuyu hiç geliştirmedik. Böyle güdük kalmasını sağladık. P: Kendiliğine bıraktık yani. E: Çok sizden özür dilerim. (Estağfurullah) E: Mesela; öyle tuhaf sertleşme olayları, pipisiyle oynama gibi olaylar yaşamadık biz… P: Ama yaşı gelmezse illa biz bu çocuğa bunu yaşatalım, rahatlasın diye bir girişimde bulunmadık ( K11-Perihan ve K12-Ercan).”

3- Ergenlikte agresifleşmektedir

“A: Şimdi ergenliğin boyutları var. Davranışsal anlamda güç ispatı. Ben sizden daha güçlüyüm. E: Gücünü keşfetti. A: Benim istediklerimi yapmazsanız sizi yere yatırırım. Yani çok agresifleşiyor. Biz onu tanıyamıyoruz. Duygusal açıdan? Duygusal açıdan işte biraz farklılığın da farkında, sıkışmış durumda. Çocuklukla delikanlılık arasında kaldı. Bir bakıyorsunuz delikanlı davranışları var. Oturuşuyla, kalkışıyla ondan sonra yaptığı hareketler söylediği sözler… Bir bakıyorsunuz çocuk, yani 4-5 yaşında çocuk gibi ağlıyor, hani yersiz zamansız. Nedense bu çocuklar yani 18-19 yaş dönemlerinde ergenliklerini de genelde geç yaşadıkları için kendilerine bir kişilik şeyine düşüyorlar. Yani ben de bir kişiyim, benimde özelliklerim var, ben artık eskisi gibi sizin dediklerinizi yapmak zorunda değilim. Bir başkaldırılar, söz dinlememeler, kendine bir aşırı güven gelmesi. Yani diğer normal çocuklar ne yaşıyorlarsa bunlar da aynı şeyleri yaşıyorlar. Yani o otistiktir o yaşamaz onun ki farklıdır diye bir şey yok. Yani normal bir çocuk da büyüttüğüm için aşağı yukarı karşılaştırdığım da o da aynı şekilde beni üzüyordu. Yani el kol hareketleri, kapı çarpmalar falan onda da vardı. Ama en azından otistik çocuklar da normal çocuklar kadar oluşmadığı için bazı duygular özellikle aileyi çok zorluyor. (K14-Ayşe ve K15-Ergün).”

4- Ergenlikte ilacın etkisi ile gecikme var

“P: Aslında ilacın çocuğun boşalmasını ötelediğini söylemiş doktor gittiğimizde ve dar pantolonlar giydirmeyin dedi. Yani ne kadar ötelerse sizinde o kadar şeyinize olur dedi. (K11-Perihan ve K12-Ercan).” “Şu anda ergenlik nedeniyle kullandığı ilaç var kullanıyor (K24-Güzide).” (Peki, ilacın dezavantajları var mı? Araştırmacı) İlacın şöyle bir dezavantajı var. Çok aşırı kilo yapıyor. Kilo yapan bir ilaç. Bizim evimizde aile yapısı olarak yemekte bi düzen vardır. Damla da bu düzen içinde büyüdüğü için bu sistemde besleniyor ve çok şükür yani bir yıl oluyor ilaç nerdeyse bi kilo artışımız olmadı… (K24-Güzide).” “Çok ağır ilaçlar kullandığı için ergenliği pek yaşamadık. Çok sıkıntılıydı ilk başlarda… 16 yaşında çok öfke nöbetleri başladı. Ondan sonra epilepsi hastalığı başladı. Epilepsi hastalığı geçtikten sonra bu ilaçları kullanmaya başladı (K31-Sevim).”

Tablo 19. Otizmli Bireylerin Ergenlik Sürecinde Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar

Soru Otizmli çocuğunuzun ergenliğinde nelere dikkat ettiniz?

Kategori Otizmli bireylerin ergenlik sürecinde dikkat edilmesi gereken hususlar Alt kategoriler Soruya ilişkin katılımcıların cevapları

1- Sporla enerjisi boşaltılmalı

“Aslında ergenlik sorunlarını halen de yaşıyoruz. Ama herkesin yaşadığından çok daha kolay geçiyor bizimki sanırım. Çünkü spora çok olağanüstü ağırlık verdik. Onun bir enerji atması gerektiğinin farkındaydık. Onu sporla atabilmesini sağladık. Gerçekten böyle kendi ergenlik sorunlarını bile fark edecek türde yorgunluktan artık o şekilde daha hafif geçiriyoruz diyelim (K13- Ergin).” “Gerçekten onurun evde ergenlikle ilgili sıkıntılarını yaşamadık... Hele ki diyorum, sportizm de eşlik ettiği zaman enerjisini atıyorlar. Ee karşı cinse karşı bir şeyini görmedik. Ee bir saldırganlığını görmedik… (K39-Alev).” 2- İsteklerini

uyandıracak durumlardan kaçınmalı

“Kesinlikle erkek çocuğu anne ile birlikte yatmamalı. Büyük abdestini yaptığı zaman kesinlikle eliyle yıkamamalı eli temas etmemeli kesinlikle peçeteye sarılıp peçeteyle birlikte yapılmalı artı çocuk her geçen çocukla öpüşmemeli öpmemeli (K25-İlkin).”

3- Soğuk veya ılık suyla

istekleri azaltılmalı

“Yani sık sık bu olayı yaşıyosa bu çocuk hissettiğiniz zaman belden aşağısını ılık suyla yıkadığınız zaman bu isteğini ortadan kaldırabiliyosunuz. Çünkü ılık su yani soğuk suya sokamayacağımız için çocuğu ılık bi suyla duş aldırırsanız veya yapamıyosanız en azından belden aşağısını yıkarsanız bu hislerini en