• Sonuç bulunamadı

Kıyâfet-nâme Mesnevisi

Belgede Türk edebiyatında "Hamseler" (sayfa 122-129)

2.1. Hamdullah Hamdî’nin Hamse’si

2.1.5. Kıyâfet-nâme Mesnevisi

“Kıyâfet” kelimesi, “iz sürüp gitmek, takip etmek” gibi anlamlara gelen Arapça “kavf” kelime kökünden türemiştir.220 Farsça ve Türkçede ise “elbise, kılık kıyafet, şekil, görünüş” manaları da vardır.221 İnsanların dış yapısına bakarak içyapısı hakkında bilgi veren ilim dalına “kıyâfet ilmi”; bu ilme bağlı olarak yazılan, kişilerin dış görünüşlerinden ahlâk ve karakter yapıları hakkında çıkarılan yargıları konu alan eserlere de “Kıyâfet-nâme” denilmiştir.222

Hamdullah Hamdî’nin te’lîf tarihi bilinmeyen bu mesnevisi Türk Edebiyatında kıyâfet-nâme türünde günümüze ulaşan ilk müstakil eserdir.223 158 beyitten meydana gelen eser aruzun “fe’ilâtün mefâ’ilün fe’ilün” vezniyle yazılmıştır.

Hamdullah Hamdî, mesneviye hamdele, salvele ve na’t diyebileceğimiz yedi beyitlik bir bölümle başlamıştır. Bu bölümün sebeb-i te’lîf diyebileceğimiz kısmında ise şair, eserini yazmasının sebebini Mevlâ’nın isteğine bağlar. Daha sonra “Sûretler

Beyânı ki Sîretlere Nişândur” başlığı ile insanların yaratılışlarının (sîret) bir, dış

görünüşlerinin farklı yaratıldıklarını ve dış görünüşün(sûret) yaratılışa(sîret) işaret edebileceğini belirten üç beyitlik bölümden sonra asıl konuya geçilmiştir.

İnsanların özellikleri ve karakterleri ten rengi, yanak, boy, et, hareket, saç, baş, alın, kulak, kaş, göz, yüz, burun, ağız; ses, gülüş, dudak, diş, çene, sakal, boyun, omuz, bilek ve el, parmak, sırt, karın, ayak ve ökçe ile ilgili olarak yirmi yedi başlık altında kısaca anlatılmıştır. Bu bölümden sonra gelen “Beyân-ı Mu‘âraza” kısmında, birbirine zıt düşecek durumlar olduğunda olumlu olanının tercih edilmesi gerektiğinden bahsedilmiştir. “Beyân-ı Tasfiye” bölümü ise nefis mertebelerinden olan nefs-i emmâre, nefs-i levvâme ve nefs-i mutmainne hakkındadır.

“Şikâyet” başlığı altında şair, zamandan ve zamanındaki insanlardan

yakınmıştır. Son bölüm olan “Nasîhat” kısmında ise kendisine ve okuyucusuna 220 Mine Mengi, “Kıyâfetnâme”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, TDV Yayınları, Ankara,

2002, C 25, s.513.

221 Mengi, age., 2002, s.513. 222 Pala, age., s.273. 223 Mengi, age., 2002, 513.

nasihatler verdikten sonra, Tanrı’dan lütuf, kerem, saadet ve inayet dilediği münâcât türünden beyitlerle mesnevisini bitirmiştir.

Kıyâfet-nâme Mesnevisinin Özeti

Hamdî’nin Kıyâfet-nâme mesnevisinin özetini Amil Çelebioğlu’nun çalışmasında vermiş olduğu metin esas alınarak hazırlanmıştır.224

Renk, Yanak ve Boy Hakkında

“Rengi ol ademün ki sufretdür Kalbi kalb u işi hıyânetdür”225

Esmer olan kimse doğru ve dürüst, rengi kırmızı olan edepli, sarı renge sahip kimse hain olarak nitelendirilmiştir. Rengi sarıdan siyaha meyleden kimsenin ise işi batıl olarak belirtilmiştir.

“Hem saçı çog u az ise sakalı Şerr içinde bulunmaya bedeli”226

Saçı çok olup sakalı az olan kimsenin şer sahibi bir kimse olduğuna işaret edilir.

“Kâmeti her kimün ki olsa uzun Olur ol sâfî-kalb ü sâde-derûn”227

Uzun boy saf kalpli ve temiz gönüllü, kısa boy kibirli, kindar ve hileci, orta boy ise merhametli ve bilgili olmaya işaret eder.

Et, Saç ve Baş Hakkında

“Her kişinün ki yumşak ola eti Lutf-ı tab‘ı çog ola fehmi iti”228

224 bk. Âmil Çelebioğlu, Kıyâfet ilmi ve Akşemseddinzâde Hamdullah Hamdî ile Erzurumlu İbrâhim

Hakkı'nın Kıyâfetnâmeleri, Eski Türk Edebiyatı Araştırmaları, MEB Yay., İstanbul,1998.

225 Çelebioğlu, age., 1998, s.238. 226 age., 1998, s.238.

227 age., s.238. 228 age., s.239.

Eti yumuşak olan kimse hoş tabiatlı, sert olan ise ahmak olarak nitelendirilmiştir.

“Bir kişinün ki göresin kılı çok Bil ki kılca anun zerâfeti yok”229

Sert saçın cesarete delil olduğuna işaret edilmiştir. Yumuşak saçlı kimse korkak ve ahmak olarak nitelendirilirken saçı çok olan kimsede zarafet bulunmadığı belirtilmiştir. Kızıl saç sahibi korkak ve öfkeli, siyah saç sahibi ise akıllı ve edepli olarak değerlendirilmiştir.

“Başı büyük büzürg himmet olur Küçük olursa ‘aklı kıllet olur”230

Başı büyük olan kimsenin büyük himmeti, başı küçük olan kimsenin aklı az olacağı belirtilmiştir. Kafası yassı olan kimsenin ise ahmaklıkta benzeri olmayacağına işaret edilmiştir.

Alın, Kulak ve Kaş Hakkında

“Alnı gîn olsa huyı çirkîn olur Tar olursa gabî ve hod-bîn olur”231

Alnı geniş olan kimse kötü huylu, dar alınlı kimse ahmak ve bencil, yumru alna sahip kimse tembel olarak değerlendirilirken en güzel alnın orta büyüklükteki alın olacağı belirtilmiştir. Alındaki kırışıklık şakaklara kadar ulaşır ve az olursa kişinin zeki olacağı belirtilmiştir. Alnındaki kırışıklık çok olan kimse konuşmaya düşkün, iki kaşı arasında kırışıklık bulunan kimse sebepsiz kederli olarak nitelendirilmiştir.

“Lîk vardur büyüklüginde delîl Ki ola sâhibinün ‘ömri tavî”232 229 Çelebioğlu, age., 1998, s.239.

230 age., s.239. 231 age., s.240. 232 age., s.240.

Uzun kulağa sahip kimse cahil olsa da ezber konusunda maharetli olduğu belirtilmiştir. Kulağın büyük olması sahibinin ömrünün uzun olacağına delil sayılmıştır.

“Kaş odur ki kim siyâh u ince ola Nâzı vü şîvesi yirince ola”233

Kişinin kaşının ucu ince ise fitneci, kaşı çok olursa boş ve manasız konuşan birisi olarak nitelendirilirken, siyah ve ince kaşa sahip olan kimsenin nazı ve güzelliğinin yerinde olacağı belirtilmiştir.

Göz, Yüz, Burun ve Ağız Hakkında

“Göz karası zekâ ‘alâmetidür Surh olursa şecâ‘at âyetidür”234

Çukur göz hileci ve kibirli, kara göz zeki, kırmızı göz cesaretli, gök göz edepsiz ve kötü huylu, turna göz cesaretsiz, küçük göz ihmalkâr, yumru göz kıskanç ve hain, kıpık göz hileci, şaşı göz inatçı ve zorba olmaya delalet edeceği belirtilmiştir.

“Ekşi yüzlüde acı söz çokdur Egri yüzlüde togruluk yokdur”235

Büyük yüze sahip olan kimse tembel, küçük yüzü olan alçak ve ihmalkâr olarak değerlendirilmiştir. Ekşi yüzlü kişinin acı sözü çok olup eğri yüzlü olan kimsede doğruluk olmayacağı ifade edilmiştir. Kalbi temiz olanın yüzünün de gül gibi şen olacağına işaret edilmiştir.

“Burnı anun ki ince ola dırâz Hıffet-i ‘aklı anun olmaya az”236

Burnun ince olması aklın hafifliğine, yassı olması şehvet düşkünlüğüne işaret ederken burun deliklerinin geniş olması hasetçilikle ilişkilendirilmiştir.

233 Çelebioğlu, age., 1998, s.241. 234 age., s.241.

235 age., 243. 236 age., s.243.

“Bulmayasın ili ararsan eger Egri agızlularda togrı haber”237

Dar ağızlı kimselerin korkak olacağına işaret edilirken, eğri ağızlı kimselerin doğru söz söylemeyeceğine değinilmiştir.

Ses, Gülüş, Dudak ve Dişler Hakkında

“İnce vü tîz ünli câhil olur

Bî-hayâ vü yalanda kâmil olur”238

Sesi genizden gelen kimsenin ahmak, kibirli ve kinli; ince ve tiz sesli kimsenin cahil, edepsiz ve yalancılıkta mahir; kadın sesli erkek ya da erkek sesli kadının şirret olduğuna işaret edilmiştir.

“Kande bisyâr olur ise hande Umma anda muvâfakat sen de”239

Gülmenin çok olduğu yerde başarı olmayacağı belirtilmiştir. Tebessüm edep alameti iken kahkaha edepsizliğe işaret sayılmıştır.

“Yufka vü kırmızı olursa tutak Anlanur lutf-ı tab‘ u fehm-i sebak”240

İnce ve kırmızı dudağa sahip kimsenin hoş tabiatlı, kalın dudağı olan kimsenin esrarkeş gibi ahmak olacağı belirtilmiştir.

“Çünki seyrek uvag ola dendân Gâlibâ za‘f-ı cisme ola nişân”241

Dişlerin seyrek ve küçük olması sahibinin zayıf, büyük olması şerli, eğri olması hile ve hain olmasına işaret edeceği belirtilmiştir. Dişlerin mutedil ve düz olması inciden daha güzel görülmüştür.

237 Çelebioğlu, age., s.243. 238 age., s.244.

239 age., s.244. 240 age., 244. 241 age., s.244.

Çene, Sakal, Boyun ve Omuz Hakkında

“Çün enek ince ola hıffet olur Büyük olursa kibr ü gılzet olur”242

Çenesi ince olan kimse hafif, büyük olan kibirli ve kaba, mutedil çenesi olan kimse ise akıllı olarak nitelendirilmiştir.

“Rîş odur kim ola dakîk u kalîl Fehm ü ‘akl u zekâya ola delîl”243

Sakalı kalın ve gür olan kimsenin sohbetinin sıkıcı olduğu, sakalı çok kimsenin vâkur olduğu ifade edilmiştir. Yüzünde sakal ya da kıl olmayanın hileci olacağı bu yüzden sakınılması gerektiği belirtilmiştir. İnce ve az sakala sahip kimsenin zeki ve olacağına işaret edilmiştir.

“Uzun u ince ola çün gerden Issı olur muhannes ü gevden”244

Uzun ve ince boyun sahibinin korkak ve alçak, kısa boyun ise sahibin hileci ve hain olmasına işaret edeceği belirtilmiştir. Mutedil boyun ise hoş bir alamet olarak nitelendirilmiştir.

“Kısa olursa gâyet ebleh olur İnce olsa ‘acâyib esfeh olur”245

Omuzun sivri olması sahibinin kötü, kısa olması ahmak, ince olması aptal olmasına işaret edeceği belirtilmiştir.

Bilek, Parmak, Sırt ve Karın Hakkında

“Bilegi her kimün kim olsa dırâz Bahşişi çog ola tevâz ‘uu az”246 242 Çelebioğlu, age., 1998, s.245.

243 age., s.245. 244 age., s.245. 245 age., s.246. 246 age., s.246.

Bileğin uzun olması sahibinin bağışlarının çok ve gösterişli olmasına, kısa olması ise sahibinin hile ve şerrinin çok olmasına işaret edeceği belirtilmiştir.

“Barmagı ayası uzun olanun Uzluk olur her işde işi anun”247

Parmağı uzun olan kimsenin her işte beceriklilik göstereceği ifade edilmiştir. Parmağın yumuşak olması ise sahibinin zeki olacağına işaret sayılmıştır.

“Arkası yassı ehl-i kuvvet olur Sâhib-i cür‘et ü sakâmet olur”248

Yassı sırt kuvvetli ve cesur olmaya, eğri sırt çirkin huylu, ahmak ve bencil olmaya işaret eder.

“Karnı büyük gabî ve câhil olur Küçük olsa zekî ve kâbil olur”249

Karnı büyük olan kimsenin ahmak ve cahil, karnı küçük olan kimsenin ise zeki ve kabiliyetli olacağına işaret edilmiştir.

İncik, Ayak ve Ökçe Hakkında

“Ayagı etli olsa bir kişinün Cevr ü cehl ola ekseri işinün”250

Baldırı kalın olan kimsenin edepsiz olacağına işaret edilmiştir. Ökçe kalınlığı cesaretliliğe, ökçenin inceliği ise çirkinliğe işaret edeceği belirtilmiştir. Ayağı tombul olan kimsenin cahil ve eziyet eden bir kimse, ayağı yumuşak olan kimse ise yalancı olarak ifade edilmiştir.

Beyân-ı Mu‘âraza

“Cem‘ olunsa delâyil-i ezdâd

247 Çelebioğlu, age., 1998, s.246. 248 age., s.246.

249 age., s.247. 250 age., s.247.

İ‘tidâl ide mecma‘ın âbâd”251

Eğer bir kimsede birbirine zıt durumlar bir arada bulunursa olumlu olan özelliği esas alınır. Mesela boyu uzun ama köse olan kimse köse diye kınanmayacağı ifade edilmiştir. Basiret ehlinin, alnında izleri çok olan kimseyi kuvvetli görüşe sahip bir kimse olarak yorumlayacağı ifade edilmiştir.

Beyân-ı Tasfiye

Nefsi Emmâre, derin bir karanlık içerisinde kalmak olarak tanımlanmıştır. Nefsi Emmareye mertebesinde olan kimselerin insan görünümünde olsa da köpek, şeytan ya da sığır sıfatlarını taşıdığı belirtilmiştir.

Nefsi Levvâme iki yönlü olarak tanımlanmıştır. Nefsi Levvâme mertebesinde olan kimselerin hem iyi hem kötü özellikleri aynı anda barındırdığı belirtilmiştir.

Nefsi Mutmainne mertebesinde olan kimsenin kötü özelliklerinin iyiliğe çevrilmesinden bahsedilmiştir.

Kişinin bütün varlığı terk etmesiyle hakiki varlığa kavuşacağı ve böylece her şeyin ona dost olacağından bahsedilmiştir.

Belgede Türk edebiyatında "Hamseler" (sayfa 122-129)