• Sonuç bulunamadı

2. İŞ YARGILAMASINA HAKİM OLAN İLKELER VE İŞ MAHKEMELERİNDE

2.2. İŞ MAHKEMELERİNDE UYGULANAN YARGILAMA USULÜ

2.2.2. DAVA ÇEŞİTLERİ

2.2.2.1. Mahkemeden Talep Edilen Hukuki Korumaya Göre

2.2.2.1.4. Kısmi Dava

Kısmi dava Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 109. maddesinde hüküm altına alınmıştır. Buna göre, “talep konusunun nitelik itibarı ile bölünebilir olduğu hallerde sadece bir kısmı da dava yoluyla ileri sürülebilecektir”.363

Buna göre kısmi dava, davacının aynı hukuki ilişkiden kaynaklı alacağının veya hakkının tamamını değil, belli bir kısmını talep ederek açtığı davadır364. Bir davanın kısmi dava olarak nitelendirilebilmesi için alacağın tamamının aynı hukuki ilişkiden kaynaklanmış olması, alacağın şimdilik belirli bir kısmının dava edilmesi ve talep konusunun niteliği itibarı ile bölünebilir olması gereklidir365. Açılan bir davanın kısmi dava olup olmadığı davacının dava dilekçesinde alacağının bir bölümünü talep ettiği şeklindeki ortaya koyduğu irade ile anlaşılmaktadır. Kanun koyucu kısmi dava düzenlemesi ile daha az masraf yapılarak daha kısa sürede davacının hak veya alacağına kavuşmasını amaçlamıştır366

.

Kısmi dava açılması, kalan kısımdan açıkça feragat edilmiş olması hali dışında talep edilen alacağın yahut hakkın geri kalan kısmından feragat edildiği anlamına gelmez367. Bu husus Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 109/3. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre dava açılırken fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmadığına ilişkin bir kayda yer verilmemiş olması hak veya alacağın dava dışı bırakılan kısmı bakımından feragat anlamına gelmeyecek, kalan miktar bakımından ileride ek dava açma imkanı saklı kalacaktır368. Mahkeme kısmi davanın kabulüne karar verdiği

363BOZKURT, H. A.: İş Yargılaması Usul Hukuku s. 336.

364RÜZGAR, O.: Belirsiz Alacak Davası, Kısmi Dava ve Tespit Davaları, SİHD., Aralık, 2011, s. 207, ARSLAN, YILMAZ, TAŞPINAR AYVAZ, HANAĞASI, age., s.294, TANRIVER, S.: ,Medeni Usul Hukuku, s. 589-590, BUDAK, KARAASLAN, age., s. 140.

365 KURU, B.: Medeni Usul Hukuku s. 145, ARSLAN, YILMAZ, TAŞPINAR AYVAZ,

HANAĞASI, age., s.294, TANRIVER, S.: Medeni Usul Hukuku, s. 589, BUDAK, KARAASLAN, age., s. 140.

366ÇİL,, KAR, age., s. 18. 367AKİL, C.: Kısmi Dava, s. 107.

95

takdirde, bu hüküm ek davada kesin delil teşkil edecektir 369. Nitekim Yargıtay içtihatları da bu yöndedir370. Kısmi davada talep edilmeyen kalan alacak veya hak için kısmi dava karara bağlanmadan yahut karar bağlandıktan sonra dava açılabilecektir. Madde metninde yer alan “dava açılırken” ibaresi dar anlamda kullanılmamıştır. Islah dilekçesi ile de saklı tutmama bu kapsamda değerlendirilmektedir. Bunun yanı sıra kısmi dava yalnızca hak veya alacağın dava edilen kısmı bakımından zamanaşımını kesecektir371

.

Uygulamada kısmi davayı genellikle ek dava ya da ıslah takip etmektedir. Bu sebeple ek davayı gören mahkeme önceki davaya ilişkin dava dilekçesi ve bilirkişi raporunu372 inceleyerek talep edilen hak veya alacağın önceki davada saklı tutulmuş

369AKİL, C.: Kısmi Dava, s. 183, KURU, B. ARSLAN R. YILMAZ, E.: Medeni Usul Hukuku, Ankara, 2011, s. 287.

370“Davacı vekili, müvekkili işçinin aldığı ücret ve çalışma süresini belirterek, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafça haksız feshedildiğini belirterek, ihbar ve kıdem tazminatı ile ödenmeyen fazla mesai ücret alacağının fazlaya ilişkin haklarını saklı kalmak kısmi dava olarak davalı işverenden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davacının aldığı ücretin ve çalıştığı sürenin dava dilekçesinde belirtilen süre ve ücret olmadığını savunmuştur. Davacının istenilen alacağın türü ve hukuki niteliği belli olmasına rağmen miktarını dava açarken tam olarak belirlemesi olanaklı olamayabilir. Yargılama yapılması ve hesap raporu alınmasını gerektiren bu durumda davacı fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak kısmi dava yoluna başvurabilir. Kısmi dava olarak açılan bu davada yargılama sırasında belirlenen bakiye alacağı için davalının muvafakat etmemesi halinde, ek dava yolu ile ayrı bir davada isteyebileceği gibi, aynı davada ıslah sureti iledava ettiği miktarları arttırarak talepte bulunabilir” Yargıtay, 9. H.D., 27/02/2012 Tarih, 1757/5742 Karar Bkz. BASKAN, age., s. 334.

371AKİL, C.: Kısmi Dava, s. 288.

372Kanun koyucu genel bilgi, tecrübe ya da hakimlik mesleğinin gerektirdiği Hukuki tecrübeyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkiiye başvurulamaması adına Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 266 ve 279. maddelerinde yasak getirmiş ise de, uygulamada hakimler iş yükünün fazlalığı, hakimlerin ihtisaslaşamaması, hakim yardımcılığı müessesesinin getirilmemesi gibi nedenlerle hukuki konularda da sürekli şekilde bilirkişiye başvurmaktadır. Diğer yandan UYAP Bilgi Sistemine mahkeme personelinin veya hakimin işçilik alacaklarını elektronik ortamda hesaplayabilmeleri için yazılım yüklenmiş ve bu konuda bilirkişiye başvurulmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır. Ancak sistem üzerinden sadece basit hesaplamaların yapılabilmesi nedeniyle nitelikli hesaplama gerektiren konularda hakimler bilirkişi raporu aldırmaya devam etmektedir. Her ne kadar bilirkişi raporu tanzimi zorunluluk arz etmese hatta kanun koyucu bunun önüne geçmek adına bir takım düzenlemelere gitse de, iş mahkemelerinin bugünkü koşulları gereği uygulamada sıklıkla

96

olup olmadığını kontrol etmelidir. Kalan miktar bakımından zamanaşımı işlemeye devam edecektir373.

Kısmi alacak davası belirsiz alacak davası ile birlikte açılamaz374. Davacı bu davalardan birini tercih etmek durumundadır. Belirsiz alacak davası ile kısmi davanın bir takım ortak özellikleri vardır. Bunlar, her iki davanın da aynı zamanda eda ve tespit davası olması, her iki davada da alacağın dava açılırken belirlenememesi, alacak miktarının taraflar arasında tartışmalı olması, davacının bu davaları açarken hukuki yararının bulunmasının zorunlu olması, belirsiz alacak davasında alacak miktarının belirlenmesi halinde tamamının istenmesi, kısmi davada ise belirlenen bakiye miktarının ek dava veya ıslah yolu ile talep edilebilmesinin davanın genişletilmesi yasağı kapsamında kalmamasıdır. Yine belirsiz alacak davası ile kısmi davanın bariz bir takım farklılıkları da vardır. Bunlar, belirsiz alacak davasında ek dava açma veya ıslah yolu ile talep miktarının artırılmasının söz konusu olamayacağı, belirsiz alacak davasında miktar belirlendikten sonra tamamının istenmesi halinde zamanaşımı defi dikkate alınmazken kısmi davada zamanaşımı defi söz konusu olduğunda dikkate alınması gerekliliği ve belirsiz alacak davasında davacının yargılamanın en başında belirlenebilecek miktar üzerinden dava açma zorunluluğu varken kısmi davada böyle bir zorunluluk bulunmamasıdır375

.

Kısmi dava açılması halinde arabuluculuğa başvuru dava şartı aranacaktır. Arabulucuya başvurmadan açılan kısmi dava dava şartı noksanlığı sebebiyle usulden reddedilecektir. Ancak kısmi dava açılırken arabulucuya başvurulması halinde sonradan açılacak ek dava bakımından arabulucuya başvuru zorunluluğu söz konusu olmayacaktır. Zira kısmi dava aynı zamanda kısmen istenen miktar dışında kalan alacak için tespit hükmü içereceğinden, kalan tespit edilen alacağın tahsili için açılacak ek davada arabulucuya başvuru zorunluluğu söz konusu olmayacaktır. Yine

bilirkişi raporu tanzim ettirilmektedir. Ayrıntılı bilgi için bkz. KAR, B.: İş Yargılaması Usulü, s. 634 vd.

373BOZKURT, H.A.: İş Yargılaması Usul Hukuku, s. 337 vd.

374FİDAN, N.: Belirsiz Alacak Davasındaki Belirsizlikler, SİHD., Aralık, 2011, s. 179 TANRIVER,

S.: Medeni Usul Hukuku, s. 589.

97

belirsiz alacak davası bakımından da benzer durum söz konusudur. Belirsiz alacak davası açarken arabulucuya başvuru dava şartı aranacak, alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı talep miktarını belirlenen oran dahilinde artırırken yeniden arabulucuya başvurması şartı aranmayacaktır376

.

İş yargılamasında işçilerin kıdem, ihbar, fazla çalışma, tatil, yıllık ücretli izin gibi işçilik alacakları bakımında kısmi dava açılıp açılamayacağı hususu doktrinde tartışmalıdır. Öğretide bir görüş, işçinin ne kadar zamandır çalıştığı, son ücret miktarının ne olduğu, kaç yıldır izin kullanmadığı, ne kadar fazla çalıştığı gibi hususların dava dilekçesinde belirtmesinin zorunlu olduğu ve bunlar belirtilmeden iş mahkemesi hakimince bir hesaplama yapılması mümkün olmayacağı ve bu veriler belirli veya belirlenebilir veriler olduğundan işçilerin kısmi dava açamayacaklarını savunurken377 , bir başka görüş, istisnalar saklı kalmak üzere378, işçilerin işçilik alacaklarının kısmi davanın konusunu teşkil edebileceğini savunmaktadır. Buna görüşü savunan yazarlar, işçinin işçilik alacaklarına ilişkin davaya esas teşkil edecek kayıtların genellikle işveren tarafından tutulduğu, işçinin bu sebeple alacağını her zaman tam olarak hesaplamasının mümkün olmayacağı, yine bir takım işçilik alacaklarının hakim tarafından hakkaniyete uygun olarak takdir edilmesi gereken durumlar olabileceğinden bahisle işçilik alacaklarının kısmi davanın konusu olabileceğini savunmaktadır. Yine bu görüşü savunanlar bir alacak miktarının belirlenebilmesi için bilirkişi raporuna ihtiyaç duyulan hallerde alacağın belirli kabul edilemeyeceğini kabul etmektedir379. İkinci görüş işçinin daha az masraf yaparak daha kısa sürede alacağına kavuşmasına hizmet edeceği için kanımızca “işçinin korunması ilkesi” ile daha çok bağdaştığından bu görüşe katılmaktayız.

376KAR, B.: İş Yargılaması Usulü, s. 397, BAŞTERZİ, age., s. 63. 377PEKCANITEZ, H.: Belirsiz Alacak Davası, Ankara, 2011, s. 46-47.

378Örn kıdem tazminatında tavan uygulaması tazminatı belirli alacak haline getirebilir. Nitekim işçinin taraflarca kabul edilen ücreti, kıdem tazminatı tavanının üstünde ise alacağın miktarı belirli olduğundan eda davasına konu olması gerekir. Bkz. BASKAN, age., s. 332, ÇİL, KAR, age., s. 46. 379KILIÇOĞLU, M.: Hukuk Muhakemeleri Kanunu El Şerhi, İstanbul, 2012, s. 582.

98