• Sonuç bulunamadı

İŞ DAVALARINDA YETKİ SÖZLEŞMESİ

1. İŞ MAHKEMELERİNİN KURULUŞU, TEŞKİLATI, GÖREV VE YETKİSİ

1.3. İŞ MAHKEMELERİNİN YETKİSİ

1.3.3. İŞ DAVALARINDA YETKİ SÖZLEŞMESİ

Tacirler ile tacirlerin, tacirler ile kamu tüzel kişilerinin ve kamu tüzel kişilerinin kendi aralarında üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri, hukuki ilişkilerinden doğmuş veya ileride doğabilecek hukuki uyuşmazlıklarla ilgili olarak açacakları davalar bakımından kanunda yetkili olduğu düzenlenen genel ve özel yetkili mahkemelerin yetkisinin devam etmesi kaydıyla, kanunen yetkili olmayan bir yargı yerini yetkili kılmak amacıyla yaptıkları sözleşmelere yetki sözleşmesi denir245

.

Yetki sözleşmeleri hukuki nitelikleri itibariyle etkilerini medeni usul hukuku alanında ortaya çıkardıkları için usul sözleşmeleri arasında yer alırlar. Ancak Türk Borçlar Kanunu’nun sözleşmelerin geçerliliği, kuruluşu ve irade sakatlıkları ile ilgili kuralları ve ilkeleri, bir usul sözleşmesi olan yetki sözleşmeleri bakımından da uygulama alanı bulur246. Bu nedenle, yetki sözleşmelerinin kurulabilmesi için de tarafların birbirine uygun ve karşılıklı irade beyanlarının olması yetki sözleşmeleri bakımından geçerlilik koşuludur.

Yetki sözleşmelerinin geçerlilik şartları Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 18. maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenmiştir. Bu şartların ikisi esasa bir tanesi ise şekle ilişkindir. Bir yetki sözleşmesinin geçerlilik kazanabilmesi için uyuşmazlığın kaynaklandığı hukuki ilişkinin belirli veya belirlenebilir olması şarttır. Yine bir yetki sözleşmesinin geçerlilik kazanabilmesi için, sözleşme ile yetkili kılınmak istenen mahkeme veya mahkemelerin açıkça belirlenmiş olması zorunludur247. Açıkça belirlenmesi şartı ile birden fazla yer mahkemesinin de yetki sözleşmesi ile yetkili kılınması mümkündür. Ancak bu olanağın Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesi ile

245TANRIVER, S.: Medeni Usul Hukuku, s. 248, ARSLAN, YILMAZ, TAŞPINAR AYVAZ,

HANAĞASI, age., s.224, BUDAK, KARAASLAN, age., s. 55.

246BOLAYIR, N.: Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na Göre Yetki Sözleşmeleri, S.5, İBD, 2011, s. 146-147, TANRIVER, S.: Medeni Usul Hukuku, s. 248, BUDAK, A. C.: Hukuk Muhakmeleri Kanunu’na Göre Yetki Sözleşmeleri, S.1, MİHDER, 2012, s. 17-18, ARSLAN, YILMAZ,

TAŞPINAR AYVAZ, HANAĞASI, age., s.225, BUDAK, KARAASLAN, age., s. 59.

247TANRIVER, S.: Medeni Usul Hukuku, s. 252, ARSLAN, YILMAZ, TAŞPINAR AYVAZ,

63

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 29. maddesi gereğince dürüstlük kuralına uygun şekilde kullanılması gerekir. Buna göre, taraflardan birinin nerede isterse orada dava açabilmesine olanak verecek şekilde yetki sözleşmesi yapılamamalıdır. Kaldı ki bu halde zaten “belirlilik” koşulundan bahsedilemeyeceği için yetki sözleşmesi geçersiz olacaktır248. Yetki sözleşmelerinin bir diğer geçerlilik koşulu yazılı şekilde yapılması zorunluluğudur. Yazılı şekilden maksat adi yazılı şekildir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 18. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan geçerlilik şartları emredici norm olduğu için bu şartlara uygun şekilde yapılmayan yetki sözleşmeleri hukuken geçersiz olacaktır249

.

İş Mahkemeleri Kanunu’nun 6. maddesinin son fıkrasında, “bu madde hükümlerine aykırı yetki sözleşmeleri geçersizdir” düzenlemesine yer verilmiştir. Bu düzenleme 5521 sayılı Kanun’un “ Bunlara aykırı sözleşmeler muteber sayılamaz” düzenlemesi ile paraleldir. Mülga İş Mahkemeleri Kanun döneminde yetki anlaşmalarının içeriği konusunda, yetkili mahkemelerin yetkisinin kaldırılmasına yönelik olumsuz yetki sözleşmelerinin geçersizliği konusunda doktrinde hemfikir olunmuş ancak kanundaki yetki kuralları dışında başka mahkemeleri yetkili kılan olumlu yetki sözleşmeleri bakımından farklı görüşler ileri sürülmüştür. Birinci görüş, tarafların İş Mahkemeleri Kanunu’nda yer alan yetki kurallarını kaldırmamak şartıyla bunlara ek olarak başka bir yer mahkemesini de yetkili kılabilecekleri yönündedir. Bu görüşe göre iş mahkemelerinin yetkisinin kamu düzeninden olmadığı, dolayısıyla yetkili mahkeme sayısını artırmaya yönelik anlaşmaların geçerli olabileceği savunulmuştur250

. Bu konuda ikinci görüş, İş Mahkemeleri Kanunu’ndaki yasaklayıcı hükmün “işçinin korunması ilkesi” ile birlikte değerlendirilerek sadece işçinin açacağı davalar bakımından yetki sözleşmesi ile kararlaştırılan yer mahkemelerinin de yetkili kabul edilmesi gerektiği yönünde olmuştur251. Üçüncü görüş ise, maddedeki yetki kuralının kamu düzeninden

248BOLAYIR, N.: Yetki Sözleşmeleri, s. 142, TANRIVER, S.: Medeni Usul Hukuku, s. 252,

PEKCANITEZ, ATALAY, ÖZEKES, age., s. 183-184, ARSLAN, YILMAZ, TAŞPINAR AYVAZ, HANAĞASI,age., s.227.

249TANRIVER, S.: Medeni Usul Hukuku, s. 254.

250KILINÇ, age., s. 394, NARMANLIOĞLU, Ü.: Ferdi İş İlişkileri s. 68, POSTACIOĞLU, İ.: İş Mahkemelerinin Yetkisi, İHD, S.5, 1969, s. 48.

64

olduğunu, böylece yetki sözleşmesi ile maddede düzenlenen yer mahkemelerinin yetkisi ortadan kaldırılamayacağı gibi, bunlara ek olarak başka bir yetkili mahkemenin de kabul edilemeyeceği yönüdedir252. Yargıtay bu konu ile ilgili olarak eski içtihatlarında yetki kurallarını genişleten anlaşmaları kabul etmiş253

ise de günce ve istikrarları içtihatları ile yetki kurallarının emredici mahiyette olduğunu ve bunların yanında başka mahkemelerin yetkili olabileceğinin sözleşme ile kararlaştırılamayacağını kabul etmiştir254

.

Kanımızca, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 17. maddesinde yer alan, yetki sözleşmelerinin tacirler veya kamu tüzel kişilerinin aralarındaki uyuşmazlıklar hakkında yapılabileceği düzenlemesi, 18. maddede yer alan tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri konular ile kesin yetki hallerinde yetki sözleşmesi yapılamayacağı düzenlemesi ve 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 6. maddesinin son fıkrasında yer alan “bu madde hükümlerine aykırı yetki sözleşmeleri geçersizdir” düzenlemeleri bir arada değerlendirilmekle işçi ile işveren arasında kanunda yer alan yetkili mahkemelerin yanı sıra başka bir yer mahkemesini de yetkili kılacak yetki sözleşmesi yapılamamasının kabulü isabetlidir. Nitekim Yargıtay da güncel içtihatları ile iş mahkemelerinde yetki kurallarının kamu düzeninden olduğunu kabul etmektedir.255

Bazı iş davalarında davalı tarafın birden fazla olması söz konusu olabilir. Bu davalılar şayet kendi aralarında bir yetki sözleşmesi yapmış iseler, bu yetki sözleşmesi işçiyi bağlamayacaktır. Örneğin bir iş kazası sebebiyle açılan tazminat davalarına, davalılardan birinin yerleşim yeri veya işçinin işi yaptığı yer mahkemeleri yetkili olacaktır. İşçi bu mahkemelerden dilediğinde dava

252KAR, B.: İş Yargısının Kaynakları, s. 30, MOLLAMAHMUTOĞU, ASTARLI, BAYSAL, age., s. 170, GÜNAY, İ. C.: İş Mahkemeleri Kanunu Şerhi, s. 207, TUNCAY, C.: İş Mahkemelerinin Yetkisi ve Sözleyme Yasağı, s. 759, KURU, B.: HukukMuhakemeleri Usulü, Cilt V, İstanbul, 1984, s. 5632, ŞAHLANAN F.:İş Mahkemeleri ve İş Yargısı, s. 121.

253 KÖME AKPULAT, age., s. 199, Yargıtay 9. H.D., 18/09/1967 Tarih, 1967/7181 Esas, 1961/7889 Karar.

254KÖME AKPULAT, age., s. 199.

65

açabilecektir256. Yine işverenle taşeron arasında 7036 sayılı Kanun’un 6. maddesine aykırı olarak bir yetki sözleşmesi yapılmış ise, işçi açısından bu sözleşme de bağlayıcı olmayacaktır257

.