• Sonuç bulunamadı

Kâr – Zarar Ortaklığı Yatırımı

3.5. Katılım Bankaları Faaliyetleri

3.5.2. Fon Kullandırma Faaliyetleri

3.5.2.1. Nakdi Kredi Faaliyetleri

3.5.2.1.3. Kâr – Zarar Ortaklığı Yatırımı

Kâr/zarar yatırım ortaklığı, bankalar ile birlikte oluşan bir faaliyetin ya da bir ticari malın alım-satımı sonucunda ortaya çıkan kâr veya zararın ilgili kurum ile müşteri arasında daha önceden belirlenen oranlar çerçevesinde katılımı sağlayan ortaklık türü olarak uygulanmaktadır.

Kâr/zarar ortaklığı yatırımı şu şekilde tanımlanmaktadır (BDDK, 2011);

“Fon kullanacak gerçek veya tüzel kişilerin tüm faaliyetlerinden veya belirli bir faaliyetinden veya belirli bir parti malın alım satımından doğacak kâr ve zarara katılma üzere bu kişilere fon kullandırılması işlemidir. Kâr-zarar ortaklığı yatırımı yönetimi ile fon kullandırmak için özel finans kurumunun fon kullandırılacak gerçek ve tüzel kişilerle “Kâr/zarar Ortaklığı Yatırım Sözleşmesi” imzalanması gerekir. Katılım bankası ile kâr ve zararına katılmak amacıyla sözleşmede belirlenen sürelerle sanırlı olarak fon tahsis ettiği gerçek ve tüzel kişiler arasındaki hukuki ve mali ilişkileri düzenleyen bu sözleşme ek de yer alan örneğe uygun olarak düzenlenir. Katılım bankası fon kullandırdığı gerçek ve tüzel kişilerin kâr ve zararına, sözleşmede belirlenen oranlarda katılır. “Kâr/zarar Ortaklığı Yatırım Sözleşmesi’nde, katılım bankasının kâr ve zarardan alacağı pay ve alacağı teminatlar açıkça gösterilir. Bu sözleşmede, projenin kârlılığından bağımsız olarak katılım bankasına önceden belirlenmiş bir tutarda kâr garantisi edilmesine dair hükümler yer almaz.”

Şekil 3: Kâr-Zarar İşleyişi

Pozitif Negatif

Kaynak: (Obaidullah, 2005) (http://İslamiccenter.kau.edu.sa/english/)

Kâr ve zarara katılma yönteminin gerçekleşme aşamalarını şu şekilde sıralayabiliriz (Şahin, 2007: 78-79);

• Fon kullanmak isteyen müşteri, kâr ve zarar katılma yöntemi ile fon temin etme amacıyla katılım bankasına başvuruda bulunur.

• Katılım bankası bu projeyi incelemeye alır. Banka, projenin verimliliğini, masraflarını, fon kullanmak isteyen müşterinin mali yapısını incelemek mükellefiyetindedir. Ve son olarak banka projeye iştirak edeceği sermaye oranını ve talep ettiği teminatları bildirir.

• Girişimcinin de Katılım bankasının kârtlarını kabul etmesi ile girişimci, projeyi proje yöneticisi olarak yürütmeye başlar. Banka ise; işleri gerek yerinde takip ederek, gerekse gerekli bilgileri talep ederek denetleyici olma mükellefiyetindedir.

• Son aşama ise projenin tamamlanması aşamasıdır. Bu aşamanın sonucunda ortaya çıkan kâr ve zarara göre sözleşmede belirlenen esaslar dâhilinde işleme alınır.

Katılım Bankası Girişimci

Yatırım / Varlık

Kâra ve zarara katılma yöntemi ile fon kullandırmada dikkati çeken unsur, Katılım bankasının yapılan projenin neticesinde kâra sözleşmede belirtilen oran ile katılması, zarara ise koymuş olduğu sermaye ile sorumlu olması hususudur. Bunu bir örnek ile açıklayacak olursak; 100 bin YTL değerinde bir ihracat projesi olduğunu ve girişimcinin bu projeyi Katılım bankasına sunduğu ve Katılım bankasının da kabul ettiğini varsayalım. Projeye Katılım bankasının 40 bin YTL koyduğunu varsayalım. Bu durumda kâra %40 oranında zarara ise 40 bin YTL ile katılacağı durumu ortaya çıkacaktır. Projeden 80 bin YTL kâr edildiğini düşünelim, bu işlem neticesinde kabaca Katılım bankasının kârı 32 bin YTL’dir. Geri kalan 48 bin YTL girişimcinin payıdır. Katılım bankası elde etmiş olduğu kârın bir kısmını kurum kârı olarak hesabına intikal ettirecek diğer kısmı ise havuza kâr olarak atılacaktır. Kurum payının %20 olduğu göz önüne alındığında kurum 6.400 YTL’nin kâr olarak alacağı geri kalan 25.600 YTL’yi havuzlara kâr olarak atacaktır (Şahin, 2007: 79)

Yönetmelikte birçok özelliğine dikkat çekilen bu ortaklık türü iki şekilde yapılabilmektedir. Bunlardan ilki mudaraba, diğeri de muşaraka olarak adlandırılmaktadır.

Mudaraba: Eski adıyla mudaraba (emek-sermaye) ortaklığı, mevzuattaki adıyla kâr-

zarara ortaklığı yönteminde anahtar düşünce, biri sermaye diğeri know-how yani emek, bilgi ve tecrübe sahibi girişimci iki tarafın bir araya gelerek bir projeyi gerçekleştirmeleridir. Kâr-zarara katılma seklinde fon kullanımı, tüm faaliyetlerden doğacak kâr ve zarara katılma seklinde olabileceği gibi, proje bazında doğacak kâr ve zarara katılma seklinde de olabilir. Katılım bankası ile yatırımcı veya tasarruf sahibi arasında yapılacak anlaşmada sabit bir kâr tutarı belirlenemez, ancak kâr paylaşımı oranları önceden belirlenebilir (Atasoy ve Bardakoğlu, 1992: 498).

Örneğin katılım bankası ile tasarruf sahibi arasında yapılan anlaşmada elde edilen kâr’ın %15’inin Katılım bankası’na, %85’inin tasarruf sahibine verileceği, Katılım bankası ile yatırımcı arasında yapılan “Kâr-zarara katılma yatırım akdinde” ise elde edilen kâr’ın %15’inin yatırımcıya, %85’inin katılım bankasına verileceği belirlenebilir. Netice olarak katılım bankaları tasarruf sahiplerinden fon toplarken emek sahibi yatırımcıya fon kullandırırken sermaye sahibi sıfatıyla bu yöntemin çift katlı olarak uygulanmasını sağlamaktadırlar. Bu yöntemle fon kullandırmak ve mali destek sağlamak, proje uygulama alanına, baksa bir ifadeyle piyasaya yeni giren,

yetenekli fakat mali kaynaktan mahrum girişimci kimselerin bu yeteneklerinden istifade etme amacına en uygun düşen yoldur (Atılgan, 2009: 38).

Katılım bankalarının bu yöntemleri daha fazla kullanmasını temin için; kâr zarar ortaklığı yatırımlarından sağlanan kârlar üzerindeki verginin düşürülmesi, devletin zorlayıcı tedbirlerle bu yöntemin kullanılmasını ve portföydeki payının artmasını sağlaması, kısa vadeli fonların uzun vadeli yatırımlara yönlendirilmesi risklerinin azaltılmasının ise hisse senedi piyasasına girmek suretiyle gerçekleştirilmesi ve katılım bankalarının kâr dağıtım oranlarının daha da esnekleştirilmesi yöntemlerinin değerlendirilmesi gerektiği görüşü ileri sürülmektedir (Çizakça, 2000: 108-109).

Muşaraka: Muşaraka ya da sermayeye dayalı ortaklık, belirli bir yatırımın veya

faaliyetin finansmanını sağlamak amacıyla, taraflardan biri banka olmak şartıyla iki veya daha fazla tarafın, sözleşme hükümlerine göre genellikle tüzel kişiliği bulunmayan bir sermaye ortaklığı kurduğu ortaklıktır. Yatırımın sonuçlanmasından sonra da kâr ve zararın katılma payları oranında paylaşıldığı bir faaliyet türüdür (Merki, 1986: 33-34). Bu ortaklık türünde ortakların çabalarının veya sermayelerinin eşit olması gerekmemektedir ve ortaklardan her biri sözleşmede belirlenmiş şartlar çerçevesinde sermayeyi kullanma yetkisine haizdir (Tuncel, 2000: 105).

Bu yöntemin işleyişi şu şekilde cereyan etmektedir (Atılgan, 2009: 40).

• Müteşebbis, katılım bankasına müracaatla Kâr-Zarar ortaklığı yatırım yapmak istediğini beyan eder.

• Katılım bankası ile müteşebbis arasında Kâr-Zarar Ortaklığı Yatırım akdi imzalanır.

• Bu akitte, akdin tarafları, sözleşmenin konusu, tanımlar, proje tutarı, proje kâr-zararı, üzerinde mutabık kalınan diğer şartlar, kâr yüzdeleri, alınacak teminatlar ve genel olarak işbirliğinin şartları yer alır.

• Katılım Bankası, faaliyet konusu sermayeyi müteşebbise öder. Müteşebbis, işbu sermayeyi, anlaşma şartlarına uygun olarak idare etmekle yükümlüdür. Gerekli görülürse, Yatırım akdindeki şartlar muvacehesinde katılım bankası müteşebbisi kontrol eder.

• Faaliyet sonucunda oluşan kâr-zarar (kârın gerçek olup olmadığı ve miktarı denetlendikten sonra), yatırım akdinde belirlenen oranlarda Katılım Bankası ile müteşebbis arasında paylaşılır.