• Sonuç bulunamadı

A. TÜRKMENLER

11. Irak Türkmen Cephesi Türkiye Temsilcisi Sadun Köprülü

8 Aralık 2009

ORSAM: Sadun Bey öncelikle bize zaman ayırdığınız için teşekkürler. 2003 sonrası dönemi hemen hemen hepimiz takip et-meye çalıştık ama 2003 öncesi dönemde Türkmenler’in durumuna ilişkin çok fazla şey bilmiyoruz. Siz Türkmen olduğunuz için zorluklar yaşadınız. 2003 öncesi dö-nem, kendi yaşadıklarınız ve genel olarak Türkmenler hakkında bize bilgi verebilir misiniz?

Sadun Köprülü: Öncelikle gelip bizimle bu-rada görüştüğünüz için çok teşekkür ederim.

Biliyorsunuz ki Saddam dönemi, Arap Baas Partisi’nin tek parti olarak Irak’ta hüküm sür-düğü dönem, tam 35 sene sürdü. Bu dönem öncesinde de zulüm ve işkence çoktu. Sad-dam dönemi bütün dönemlerden daha kötü ve baskıcı bir dönem oldu. Çok sayıda katli-ama maruz kaldık. Bunun yanında Türkçe konuşmak yasaklandı. Televizyonlarda yarım saatlik bir Türkçe bölümü vardı. Orda da saü-rekli Saddam’la ilgili konular ve marşlar vardı.

Türkiye Türkçesi yasaktı. Osmanlı Türkçesiy-le yayın yapılıyordu. YüzTürkçesiy-lerce köyümüz

yıkıl-dı. Irak Türkleri birbirlerinden uzaklaştırıldı, Irak’ın güneyindeki Araplara da para ve ev verilerek Kuzey’e yerleşmeleri sağlandı. Yani Araplaştırma politikası gerçekleştirildi. Asi-milasyon devam etti, ayrıca bizden yüzlerce kişi hapse atıldı ya da idam edildi. Necdet Koçak, Adil Şerif, Abdullah Abdurrahman gibi liderlerimiz bu kişilerin arasındaydı. 70’li yıllar çok kötüydü fakat 1979’dan 2003’e ka-dar süren Saddam dönemi en acısıydı. Türk-menleri bölmek için iki plan kullandılar. Bi-liyorsunuz ki bizim Sünnimiz de var Şiimiz de var. Buna bağlı olarak Şii olan birçok kişiyi İran’la işbirliği yaptıkları gerekçesiyle idam ettiler, Dava Partisi’yle ve Hizbullah’la bağ-lantılı birçok kişi ya hapse atıldı ya da idam edildi. Sünniler de aynı zorluklarla karşı kar-şıya kaldı. Bizdeki Şiilik, Sünnilik Arapların aksine aşırı değildir. Yani birbirimizle ilişkile-rimiz daha düzgündür. Şiilik, Sünnilik yerine Türklük ve Türkçe sevgisi ortaya çıktı. Fakat bazıları Türkiye’nin ajanı olduğu, bazıları Türkmenlerin haklarını savunan partilere üye olduğu iddiasıyla hapse atıldı ve idam edildi.

O dönem çok çileliydi. Türkçe kitaplar çarşıda bulunmazdı. Türkçe albümler yasaklanmıştı, kasetler sadece evlerde çalınabiliyor, çarşıda onlar da bulunmuyordu. Türklüğe karşı tam bir ambargo söz konusuydu. 1979 yılında ben Hukuk Fakültesinden mezun olduğum za-man tutuklandım. Nedeniyse Türklük sevgim ve 1967’de daha on yaşındayken Süleyman Demirel’in Irak ziyaretinde onu karşılayan-lar ve yaşasın Türkiye Cumhuriyeti, Yaşasın Türklük yazan pankartı tutanlar arasında ol-mamdı. Bunun için beni 8 ay cezaevinde tut-tular. 1973’te Fahri Korutürk’ün Kerkük ziya-retiyle ilgili 6 ay tutuklu kaldım. En sonunda da 1979’dan 1996’ya kadar 17 sene hapis yat-tım. 17 senemi hep kitap okuyarak geçirdim.

1996 yılında Saddam’ın bazı mahkumları af-fettiği söylendi. Ben de o kapsamda serbest kaldım. Önce Kerkük’e gittim, daha sonra Erbil’e ve Türkiye’ye geldim. Türkiye’den de ABD’ye iltica ettim. Orada 7 sene kaldıktan

sonra 2003’ün sonlarına doğru mücadeleye devam için Türkiye’ye geldim. Irak Türkmen Cephesi’nin (ITC) Türkiye Temsilciliğinde Halkla İlişkiler Müdürlüğü yaptım. Mayıs ayında da Türkiye Temsilcisi olarak göreve başladım.

ORSAM: Bugün Türkiye’deki Türkmenler’in en tepesindeki isim olarak yer alıyorsunuz. Türkiye’deki halk, Irak Türkmen Cephesinin amacı ve görevleri-nin ne olduğunu pek bilmiyor. Bize bu ko-nuda bilgi verebilir misiniz?

Sadun Köprülü: ITC, 1995’te kuruldu. He-men ardından Türkiye’de bir temsilcilik açıldı.

ITC’nin Türkiye Temsilciliğinin amacı Tür-kiye’deki Türkmen halkına hizmet etmektir.

Irak Türkmen Cephesi’ne mensup olmasa da birçok dernek, vakıf vb. kuruluşlarla işbirliği içindeyiz. Hiçbir ayrım gözetmeksizin her-kese kapımızı açtık. Ankara içinde ve dışında birçok faaliyete katıldık. Birincil amaç Türki-ye’deki Türkmen siyasetinin yükseltilmesidir.

Yani Türkiye’nin Irak politikasında Türkmen-lerin daha fazla yer almasının sağlanmasıdır.

Bir de Türkiye’de olan değerimizi kamuoyuna göstermek onlara bildirmektir. Türkmenlerin çektiği çileleri –Türkmen milletinin yaşadığı 18 ayrı katliam var – özellikle yayın organla-rında göstermek de amaçlarımız arasındadır.

Bir de bunların yanında bizim “www.kerkuk.

net” adresli bir sitemiz var. Her gün güncel-lenen bir site. 6 dilde ulaşılabiliyor. Bunların arasında İngilizce, Rusça, Almanca, Arapça, Farsça var. Türkmenlerin ve Türkiye’nin, Türk dünyasının gündemini bu siteden takip ede-bilirsiniz. Kitaplarımız yayınlandı. Ayrıca bül-ten ve dergi projelerimiz var. Ramazan Bayra-mı, Kurban Bayramı ya da 7 Ekim Milli bay-ramımızı kutladık. Tek amacımız Türkiye’deki insanların bizi tanımasını bize yakınlaşmasını sağlamak. Onlar bize gelmese bile onlara git-mek. Başka dernekler kuruluşlar vakıflarla, mesela ORSAM bunlardan biri, işbirliği

yap-maya devam edip faaliyetlerimizi yoğunlaştır-mak bizim ana hedefimiz.

ORSAM: 2003’ten günümüze kadar Türk-menlerin Irak’taki durumu neydi? Yani si-yaset açısından nereye geldiler?

Sadun Köprülü: Saddam dönemini konuş-muştuk. Saddam dönemi 35 sene boyunca asimilasyon politikasını sürdüğü bir dönem-di. Dilin yozlaştırılması, köylerimizin yıkılma-sı, sürgünler, hapis ve idamlar hep bu politika-nın araçlarıydı. Son derce yoğun bir Araplaş-tırma faaliyeti söz konusuydu. Bence bu son dönem, Saddam döneminden pek de farklı değil. Örneğin 1991’de Altunköprü diye an-dığımız bir katliam gerçekleşmişti. Telafer’de birçok tutuklama olayı olmuştu. 2003’ten bugüne gelen döneme bakarsak; ABD “de-mokrasi getiriyoruz” diyordu fakat aslında sadece gözyaşı getirdi. 2004’ten 2007’ye kadar katliamlar durmadı. Geçenlerde Şerihan’da, Tuzhurmatu’da ve Tazehurmatu’da olan pat-lamalarda yaklaşık 500 şehit verdik. Yani Saddam gitti, yerine kopyası insanlar geldi.

Kerkük’ün demografisini değiştirmek için Kerkük’e yüz binlerce insan getirip yerleştir-diler. Yani Araplaştırma politikası yanında bir Kürtleştirme politikası ortaya çıktı. Tek fark son dönemde bu politikayı gerçekleştirmek için “demokrasi”nin kullanılması. Bakarsanız;

patlamalar, kaçırmalar, suikastlar gibi birçok olay hep Türkmen bölgelerinde gerçekleşi-yor. Bunun amacı tabii ki Türkmenleri başka bir ülkeye gitmeleri için baskı altına almak.

Görüyorsunuz, Türkmenlerden birçok insan Türkiye’ye ya da başka Avrupa devletlerine göç etti. Kerkük’e baktığımız zaman, Saddam döneminde 600.000 nüfusluyken, son dönem-de yaklaşık 750.000 nüfus arttığı görülüyor. Bu gelenlerin neredeyse hepsi Kürttür. Peki, bu Kürtler nereden geliyor? Bir kısmı İran’dan, bir kısmı Türkiye’den, bir kısmı da Suriye’den geliyor. Çoğu da PKK mensubudur. Radyola-rı ve gazeteleri var Kerkük’te. Geçenlerde de

Şorca dedikleri bir mahallede Türkiye karşıtı gösteri yaptılar. Yani sonuç olarak son dönem daha da kötü oldu. Katliamlar arttı. Erbil’de, Telafer’de, Tazehurmatu’da, Şerihan’da, olan patlamalarda birçok insanımız şehit oldu.

Bunları yapanların kim olduğu açıklanmalı.

ORSAM: Demokrasi demişken en te-mel kavramlardan bir tanesi de seçimler.

Irak’ta seçimlere yaklaşıyoruz. Amerikan işgalinden sonra ilk genel seçim 2005’te ol-muştu. 2005’teki seçimlerden farklı olacak mı? 2010 Ocak’ında olacak seçim Irak’a ne getirecek? Türkmenlerin bu konudaki po-litikasına yönelik ne söyleyebilirsiniz? Na-sıl bir tablo ortaya çıkar?

Sadun Köprülü: Geçmiş seçimlere baktığı-mız zaman, bambaşka hileler olduğunu bili-yoruz. Süleymaniye, Duhok ve Erbil’den kam-yonlarla insanlar geldi. Bu insanlar Kerkük’te oy kullandılar. Ama bence bu süreç öncekin-den daha sağlam olacak. Çünkü Şii gruplar birbiriyle kaynaştı. Sünni gruplar da belirli topluluklar oluşturdu. Türkmenler de başka oluşumlarla katılacak. Daha önce olan hileler yüzünden Türkmenlerin sayısı belli olmamış-tı. Bu seçimler yapılırken Türkiye’nin Türk-menlerin yanında olması çok önemli. Mesela geçenlerde Erbil’de bir seçim oldu. Uluslar arası kuruluşlar tam olarak seçimlere mü-dahil olabilseydi, Türkmenlerin tam nüfusu ortaya çıkardı. Böyle olmadığından hilelere başvuruldu. Türkmen partilerinin yanında biliyorsunuz ki Sünni ve Şii partiler de var.

Yani Maliki’nin, Allavi’nin ya da Caferi’nin listesinden seçime giren Türkmenler de var.

Türkmenler başka bir süreç içine girdiler.

Bunun yanında Irak Türkmen Cephesi, Milli Türkmen Partisi, Adalet partisi de planlarını oluşturuyor. Irak’taki çeşitlilik Türkmenlere de yansımış gözüküyor. Türkmenler de ile-ri gelen Şii Arap partilerle ya da diğer İslami partilerle seçimlere katılıyor. Bu sefer farklı olacağını hissediyorum. Maliki çok

tutul-masına rağmen Caferi de ön plana çıkabilir.

Yalnız bence, Maliki daha fazla oy alacaktır.

Irak’ta çok şey değişecektir. Bütün partilerin, kesimlerin, mezheplerin yer aldığı bir hükü-met bekliyoruz.

ORSAM: Irak’taki siyasal süreçle beraber Amerika’nın Irak’tan çekilmesi de devam ediyor. Amerika’nın çekilmesinden son-ra nasıl bir Ison-rak bekliyorsunuz? Amerika sizce tamamen çekilecek mi yoksa güçleri-nin bir bölümünü bırakacak mı? Bu sıralar biliyoruz ki patlama ve şiddet olayları ar-tış gösterdi. Amerika sonrasında Irak eski günlerine mi dönecek yoksa daha mı iyi olacak sizce?

Sadun Köprülü: Bence Amerika’nın çekil-mesi söz konusu değil. Yine kalacak. Şimdi de mesela Kuzey Irak’ta üs bırakmaya çalışıyor.

Şu anda güçlü olan guruplar; Peşmerge, Kürt-ler, Şiiler hep Amerika’nın yanında bulundu-lar. Bunlar güçlendikleri için Amerika’yla be-raber halka zulmettiler. Amerika yarın öbür gün buradan çekilince ne olur diye hiç düşün-mediler. Amerika bu şartlar altında Irak’tan

%100 çekilirse ve güçlü bir hükümet olmazsa ülkede şiddet olayları artacak, hatta halk bir iç savaşın içine sürüklenme tehlikesine girecek-tir. Çünkü Amerika’nın yanında yer alan güç-lere karşı halk içinde bir nefret ve düşmanlık duygusu oluştu.

ORSAM: Türkiye Irak politikası bakımın-dan oldukça etkin bir süreç yaşıyor. Siz Türkiye’nin Irak politikasını nasıl değer-lendiriyorsunuz?

Sadun Köprülü: Bence Türkiye’nin politika-sı yerinde bir politika. Iraktan valiler, aşiret reisleri, parti başkanlarıyla görüştüm. Hepsi Türkiye’nin orada olmasını istiyor. Samara’da konsolosluk açılmasını istiyorlar mesela.

Türkiye’nin millet ya da din ayrımı yapmaksı-zın Irak’ın toprak bütünlüğünü savunuyor

ol-ması onlar için önemli. Savaşta sadece Türk-men yaralıları değil, Kürt ve Arap yaralıları da getirdi. Irak’ta hatta Ortadoğu’da Türkiye’nin ne kadar demokratik bir ülke olduğu anlaşıldı.

Onun için Amerika çekildikten sonra Türkiye bölgedeki yerini alacak ve söz sahibi olacaktır.

Bu konuda ben yine Türkiye’ye dönmek is-tiyorum. Türkiye Türkmenlere ve larına ilgi gösterirse ve Kuzey Irak politika-sına yönelirse Türkmenler yerini bulacaktır.

Türkmenlerin maddi değil manevi desteğe ihtiyacı vardır. Başka milletlere baktığımız zaman İsrail’den, Amerika’dan, Fransa’dan ve diğer Avrupa devletlerinden destek aldıkları-nı görüyoruz. Bizim yaaldıkları-nımızda olan bir devlet varsa o da Türkiye’dir. Türkiye bize ne kadar yakın olursa ve hakkımızı savunursa, gelece-ğimiz o kadar parlak olacaktır. Zannedersem Türkiye’de bize önem vermesi gerektiğinin farkında; çünkü hükümet halk desteğini bize vereceği önemle arttırabiliyor. Türk halkı bize önem veriyor. Söylediğim gibi önümüzdeki seçimlerde Türkiye gözlemci olarak katılırsa bizim sayımız belli olacak ve parlamentoda temsil gücümüz artacaktır. Ben Türkiye’den umutluyum bu konuda.

ORSAM: Hem Türkiye’deki kamuoyuna hem Türkmenlere bir mesajınız var mı?

Sadun Köprülü: Türkiye’ye mesajım Irak’ta yaşayan yüce Türk milletine mensup insanlar olduğu ve onlara yardım etmenin kendilerine yarar sağlayacağıdır. Türkiye bizim ona olan sevgimize, bir medya organı aracılığıyla cevap verse bizim için inanılmaz bir moral olacak.

Çünkü insanımızın buna çok ihtiyacı var. Baş-ka bir ümidimiz de Telafer yolunun geldiği sı-nır kapısını Türkmenlerin kullanması. Çünkü İran sınır kapısı dahil tüm sınır kapılarından Barzani ve Talabani yararlanıyor ve ticaret ya-pıyor. Kerkük ve Türkmen bölgelerinde yatı-rımlar olmasını da umut ediyoruz.

ORSAM: Türkiye’deki Türkmenlerin tem-silcisi olarak Türkmenlere bir mesajınız var mı?

Sadun Köprülü: Türkmenlere mesajım 2010’da yapılacak seçimlere katılmalarıdır.

Seçimden sonra bir sayım da gerçekleştirile-cek. İnsanlarımız Saddam döneminde baskı yüzünden Arap olduklarını yazdılar, işgalden sonra Kürt baskısı yüzünden Kürt yazdılar. Bu insanlarımız kendilerini Türk olarak yazsınlar.

ORSAM: Sayın Köprülü, değerli bilgile-rinizi bizimle paylaştığınız için teşekkür ederiz.

Sadun Köprülü: Ben de teşekkür ederim.

12. Türkmeneli Gazetesi Başyazarı Necat