• Sonuç bulunamadı

INKOMPLET ATIPIK FEMUR KIRIK RADYOLOJIK TIPLERININ DAĞILIMI VE KEMIK MINERAL YOĞUNLUĞUNUN RADYOLOJIK TIP ÜZERINE ETKISI

Umut Canbek1

1Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Muğla

Fokal

Yaş (yıl) 74,8 80,10 80,00 73,50 77,10 0,163 VKİ(kg/

m2) 28,35 26,65 26,73 26,06 27,81 0,771 Dvit(pg/

ml) 27,82 25,29 29,60 14,67 27,67 0,557 PTH(pg/

ml) 61,73 56,69 58,71 96,00 59,11 0,846 ALP(U/L) 68,61 92,50 50,50 70,00 62,80 0,305

Bifos-fanat kullanım süresi (YIL)

10,15 7,90 9,50 5,00 8,50 0,089

Kalça

Tskoru -1,7 -2,90 -1,35 -2,15 -1,93 0,002

Tablo1: Hastaya ait değişkenler ile İAFK radyolojik tipleri arasındaki ilişkiye ait sonuçlar.

Tartışma :

Osteporoz postmenapozal kadınlarda kalça ve spinal kırık riskini artıran en önemli risk faktörlerindendir ve tedavisinde günümüzde en sık antirezorbtif bir ilaç olan bifosfonatlar kullanılmaktadır. Ancak son 20 yılda uzun süre bifosfonat kullanımı ile ilişkili olabileceği düşünülen atipik femur kırıkları ile ilgili artan sayıda çalışmalar yayınlanmaktadır. Tam oluş mekanizması bilinmemekle beraber, uzun süre bifosfonat kullanımının osteoklast ilişkili kemik resorbsiyonunu inhibe ederek kemik turnoverını yavaşlattığı ve kemikte tamir edilemeyen mikrohasar birikimi ile sonuçlandığı düşünülmektedir.(4,5)

çoklu endosteal kalınlaşmayı 2013 yılında tanımladığı çalışmasında osteoporoz ile ilişkili olabileceğini söylemiş fakat diğer radyolojik tipler ile karşılaştırmalı bir sonuç vermemiştir(11). Bu çalışmada çoklu endosteal kalınlaşmaya korkunç siyah çizgide eşlik ediyorsa AFK olma ihtimalinin yüksek olduğu verilmiştir. AFK oluş mekanizması ile ilğili bilğiler tam olarak netleşmemiştir.

Bifosfanat kullanım süresi arttıkça AFF insidansının artabileceği bilinmektedir. Tam olarak mekanizmasını açıklayamasakta kemik mineral yoğunluğunun İAFK radyolojik tipleri üzerine etkili olduğunu bulduk.

Bu veriler ışığında geniş hasta serileri ile İAFK radyolojik tipleri ilişkili faktörler,i bulmayı amaçlıyoruz.

Uzun süre bifosfanat kullanımı ile ilişkili iAFK’da 5 farklı lezyon tipi tanımladık ve bunların içinde kalça KMY değeri ≤-2,5 olan hastalarda çoklu endosteal kalınlaşma ile daha sık karşılaştık. KMY değeri nispeten yüksek olan hastalarda fokal ya da generalize kortikal kalınlaşma oluştuğunu, osteoporoz düzeyi şiddetlendikçe femurda çoklu endosteal kalınlaşmalar şeklinde oluşumlar gerçekleştiğini düşünüyoruz.

Referanslar:

1. Burge R, Dawson-Hughes B, Solomon DH, Wong JB, King A and Tosteson A. Incidence and economic burden of osteoporosis-related fractures in the United States, 2005-2025. J Bone Miner Res. 2007;

22: 465-75.

2. Fischer S, Kapinos KA, Mulcahy A, Pinto L, Hayden O and Barron R. Estimating the long-term functional burden of osteoporosis-related fractures. Osteoporos Int. 2017; 28: 2843-51.

3. Hopkins RB, Tarride JE, Leslie WD, et al. Estimating the excess costs for patients with incident fractures, prevalent fractures, and nonfracture osteoporosis.

Osteoporos Int. 2013; 24: 581-93.

6. Bo A, Pia E and Richard E. Subtrochanteric and Diaphyseal Femur Fractures in Patients Treated With Alendronate: A Register Based National Cohort Study. J Bone Miner Res. 2009; 24: 1095-102.

7. Clout A, Narayanasamy N and Harris I. Trends in the incidence of atypical femoral fractures and bisphosphonate therapy. J Orthop Surg (Hong Kong). 2016; 24: 36-40.

8. Goh SK, Yang KY, Koh JS, et al. Subtrochanteric insufficiency fractures in patients on alendronate therapy: a caution. J Bone Joint Surg Br. 2007; 89:

349-53.

9. Lenart BA, Lorich DG and Lane JM. Atypical fractures of the femoral diaphysis in postmenopausal women taking alendronate. N Engl J Med. 2008; 358: 1304-6.

10. Odvina CV, Zerwekh JE, Rao DS, Maalouf N, Gottschalk FA and Pak CY. Severely suppressed bone turnover: a potential complication of alendronate therapy. J Clin Endocrinol Metab. 2005; 90: 1294-301.

11. P. Chandra Mohan ,Tet Sen Howe , Joyce S. B. Koh, Meng Ai Png Radiographic features of multifocal endosteal thickening of the femur in patients on long-term bisphosphonate therapy Eur Radiol (2013) 23:222–227

AMAÇRadius distal uç kırıkları ilk kez Pouteau ve Abraham Colles tarafından 1800’lü yıllarda tanımlanmış olup eklem yüzeyinden başlayıp 3 cm proksimale kadar uzanan bölgedeki kırıkları ifade etmektedir. Radius distal uç kırıkları tüm kırıkların yaklaşık %10’unu oluşturmaktadır. Radius distal uç kırıklarının tedavisinde ana amaç kabul edilebilir dizilimi elde edip bu dizilimi kırık iyileşene kadar koruyabilmektir. Bu amaç ile tarihsel süreç içerisinde iskelet traksiyonları, kapalı redüksiyon sonrası alçı, kapalı redüksyon sonrası peruktan pinleme, açık redüksiyon sonrası internal veya eksternal tespitler ve eksternal fiksatörler tanımlanmıştır. Biz bu çalışmamızda radius distal kırığı için nötral pozisyonda alçı, klasik pozisyonda alçı, eksternal fiksatör, kapalı redüksiyon peruktan pinleme ve açık redüksiyon internal tespit ile tedavi ettiğimiz hastaların uyguladığımız tedavi metodlarına göre karşılşaştırmalı sonuçlarını paylaşmayı amaçlıyoruz.

YÖNTEM

2010-2014 yılları arasında Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı’na radius distal uç kırığı nedeni ile başvuran ve tedavisi planlanan 100 hasta dahil edildi. Hastalar uygulanan tedavi metoduna göre gruplara ayrıldı. Sonuçlar tedavi tamamlandıktan 6 ay sonra Gartland, Werley ile Steavart ve arkadaşlarının değerlendirme kriterlerine göre değerlendirildi.

SONUÇ

Günümüzde radius distal kırıklarının tedavisi iş gücü kaybının önüne geçmek, yaşam kalitesini artırmak amacı ile daha çok önem kazanmıştır. Önceleri büyük kısmı konservatif tedavi edilen bu kırıklarda görüntüleme yöntemlerinin ve implant teknolojilerinin gelişmesi ile birçok kırıkta cerrahi tedavi gerektiği ortaya çıkmıştır(1,2).

İnstabil intraartiküler kırıklarda tatminkar fonksiyonel sonuç elde etmek için eklem yüzeyin iyi bir şekilde restore edilmesi, bu redüksiyonun da kaynama gerçekleşene kadar korunması şarttır. Kollapsı önlemek için distraksiyon şarttır ancak el bileğine verilen fleksiyon ve ulnar deviasyon karpal tünel içi basıncın artıp karpal tünel sendromu ve dolaşım bozukluklarına neden olabilmektedir(3,4).

Radius distal uç kırıklarında hangi pozisyonda alçı yapılacağı konusunda pekçok çalışma mevcuttur. Hwang ve ark. Anatomik pozisyon olan supinasyonun distal radyoulnar eklem için faydalı olacağını savunmuşlardır (5). Wahlstorm ise pronator quadratusun deforme edici etkisini önlemek için pronasyonda alçı önermiştir (5).

Gupta ise 204 hastalık çalışmasında ekstraartiküler deplase kırıklarda el bilek pozisyonunun önemli olmadığını dorsofleksiyonda tespit ile mükemmel sonuç aldığını bildirmiştir (6). Biz olgularımızda nötral pozisyonda ve fleksiyon ulnar deviasyon pozisyonunda iki farklı alçılama pozisyonu uyguladık. Nondeplase ekstraartiküler kırıklarda nötral fleksiyonda alçılamanın