kdüm, gözlerimi ondan ayırmadan elimi tişörtünün
al-189
tına sokup baş parmağımı karnında gezdirdim. Tepki ver meşini beklerken kasıldığını hissettim. Yüzünde nefesjnj düzenlemeye çalışıyormuş gibi bir ifade vardı. Buna izjn veremezdim.
Dudaklarımı ve burnumu çene kemiğine götürünce umduğum gibi tuttuğu nefesini verdi. Burnum u çene kemiğinde gezdirip kokusunu içime çektim, sonra i§ite.
ceğim son seslermiş gibi verdiği her nefesi dikkatle din
leyerek aşağı indim. Kulağına ulaştığımda, biri hariç beş duyuma aşırı yüklenmiştim, geriye sadece tat alma kalmış
tı. Bu gece Sky’m dudaklarının tadına bakamayacağımı bi
liyordum ama en azından bir yerinin tadına bakmalıydım.
Dudaklarımı kulağına bastırır bastırmaz, Sky elini enseme götürüp beni kendisine doğru çekti. D udaklarım ı teninde istemesini hissedince iyice kendim i kaybetmeye başladım ve bu ihtiyacını daha çok hissetm ek için ona tamamen tes
lim oldum. Hem en dudaklarımı aralayıp dilim i teninde gezdirerek tadına baktım ve bunu hafızam a kazıdım. Daha önce onun gibi kusursuz bir şeyin tadına bakmamıştım.
Sonra inledi. Tanrım! Arzularım , isteklerim ya da ihti
yaçlarım hakkında bildiğim her şey bu sesle birlikte kay
boldu. O noktadan itibaren, Sk y’ın aynı sesi tekrar çıkar
ması için bir yol bulm ak hayatımın tek am acıydı.
Elimi başının yan tarafına koyup kendim i tamamen bı
raktım ve boynunun her yanını öperek birkaç saniye önce onu kendinden geçiren noktayı bulm aya çalıştım. Başını yastığına bıraktı ve bana boynunu daha iyi keşfe çıkma fırsatı sundu. D udaklarım yükselen göğsüne doğru ilet"
lemeye başlayınca, durm am ı isteyeceği noktaya kadar onu zorlam ak istemediğim için kendim i yukarı çıkmaya
zorla-dırn- Ç ün kü bu yaptığım ız şey her neyse kesinlikle dur
mak istem iyordum .
Gözleri hâlâ kapalıydı, ağzımı dudaklarına götürüp ke
narını hafifçe öptü m .
Ve işte oldu. Boğazından yine o kısık ve narin ses çıktı, gu sesle birlikte içimde uyanan şeyi göz ardı edemedim.
Dudaklarının etrafını öperek bir daire çizdim. Geri çeki
lecek gücü kendimde nasıl bulabiliyordum, bilmiyorum.
Bir süre ara verm ek zorundaydım, çünkü eğer ara ver
mezsem, bu geceki tek kuralımı, Sky’ın dudaklarıyla te
mas etmemeyi, çiğnemiş olacaktım. Onu şimdi öpersem, harika olacağını biliyordum. Ama kendini harika hisset
mesini istemiyordum . İnanılmaz hissetmesini istiyordum.
Dudaklarına bakarken, onu öpmenin benim için inanıl
maz olacağından emindim.
“M uhteşem ler,” dedim. “Kalp şeklindeler sanki. Du
daklarına günlerce baksam, sıkılmam.”
Gözlerini açıp gülümsedi.
“Hayır. B un u sakın yapma. Sadece bakacaksan, sıkılan ben olurum .”
İnanılm az bir gülüm sem esi vardı. Tek istediğim beni öpmesini izlemekken, o dudaklarının gülümsemesini, so
murtmasını, bükülm esini, kahkaha atmasını ve konuşma
sını izlemek acı vericiydi.
Ama sonra dudaklarını yaladı ve acı hakkında bildiği
mi sandığım her şey göğsüm den koparılan kalbime kıyasla güzel gelmeye başladı. Tanrı aşkına, bu kız inanılmazdı.
inleyerek alnımı onunkine yasladım. Dudaklarının be
nimkine bu kadar yakın olması irademi tüketiyordu. Ken
dimi üzerine bıraktım ve sanki sıcak bir hava dalgası odaya
191
dolup etrafımızı sardı. İkimiz de her şeyi aynı anda hisse dip inledik ve birlikte hareket edip nefes aldık.
Sonra birbirimize tamamen teslim olduk. İki el yetç^
rince hızlı yapamazmış gibi dört elle deliye dönmüş gj^j tişörtümü çıkardık. Tişörtüm çıkar çıkmaz, bacaklarım belime dolayıp beni sertçe kendisine doğru çekti. Alnı- mı tekrar onunkine yaslayıp ona doğru hareket ederek bir anda en sevdiğim şarkı haline gelen o küçük sesleri ağzın
dan çıkarmanın yeni bir yolunu buldum . Birlikte hareket etmeye başladık, nefesini tutup kısık bir sesle inledikçe, bu sesleri ilk elden tecrübe etmek isteyen dudaklarım onun
kilere yaklaşıyordu. O nu öpm enin nasıl bir şey olacağını biraz olsun hissetmeliydim. Küçük bir ön izleme, hepsi bu. Dudaklarımın onunkilere değm esine izin verdim ve ikimiz de nefesimizi tuttuk.
Hissetmişti. Bunu gerçekten hissediyordu. O kadar mut
luydum ki. Fazla hızlı gitm ek istem ediğim gibi yavaşlamak da istemiyordum. H er şeyin şu anda olduğu gibi kalmasını istiyordum, çünkü bu m uhteşem di.
Elimi başının yan tarafına götürüp alm m ı alnına yas- ladıım ve dudaklarımı dudaklarından ayırm adım . Dudak
larımızın birbirine değm esi harika bir histi, geri çekilip daha yumuşak bir dokunuş elde etm ek için dudaklarımı ıslattım. Bacaklarımı uzatıp ağırlığımın bir kısm ını dizle
rimden alırken bu küçük değişikliğin ona neler y apacağını bilmiyordum. Gövdesini bana doğru yaklaştırıp, “Tanrım, diye fısıldadı.
O na karşılık vermeliydim, çünkü kollarını bana dolayıp başını yaklaştırmasıyla Sky beni kendisine çağırıyor gibiy
di. Kolları titriyordu ve bacaklarıyla belim i sarmıştı. Sade
192
ce hissetmekle kalm ayıp, arzuya karşı koymak için elinden geleni yapıyor olm alıydı.
“H older,” diye fısıldadı sırtımı sıkıca tutarak. Ona yanıt vermemi isteyip istem ediğinden em in değildim ama ko- nllşjna yeteneğim i tam am en kaybettiğim için önemi yok
tu. N asıl nefes alacağım ı bile unutm uştum .
“H older.”
Sky bu kez ismimi daha telaşlı bir şekilde söyleyince, yanağından öpüp hareketlerimi yavaşlattım. Henüz dur
mamı ya da yavaşlamamı istememişti ama istemek üzere olduğundan em indim . Öyle muhteşemdi ki, bunu iste
memesi için elimden geleni yapacaktım.
“Sky, durm am ı istiyorsan, dururum. Ama umarım bunu istemiyorsundur, çünkü gerçekten durmak istemi
yorum, lütfen.” D oğrulup ona baktım, hâlâ ona doğru hafifçe hareket ediyordum . Henüz durmamı istememişti ve doğrusu durm aya korkuyordum. Durursam, Sky’ın şu an hissettiği şeyin kaybolmasından korkuyordum. Bu beni korkutuyordu, çünkü bu hissin benim için günlerce süre
ceğini biliyordum . Ayrıca şu an yaptıklarımın Sky üzerin
de, korkacağı bir safhaya geçmeden önce durmayı isteye
ceği kadar güzel bir etki yaratması da hoşuma gitmişti.
Yanağına uzanıp elimin tersiyle okşadım. Bu akşam Sky’la en azından bir “ilk” yaşamayı istiyor, ihtiyaç du
yuyordum. “Bundan daha ileri gitmeyeceğiz, söz veriyo
rum ama lütfen benden durmamı isteme. Seni izlemeye ve duymaya ihtiyacım var, çünkü şu anda bunu hissediyor olman harika bir şey. M uhteşem sin ve inanılmaz güzellik
te bir şey yaşıyoruz. O yüzden izin ver bana lütfen Dudaklarımı onunkilere götürüp onu hafifçe öptüm ve
193
bu müthiş birleşmenin küçük bir öpücükten daha ileriye gitmemesi için hemen geri çekildim. Dudaklarının ina, nılmaz bir mükemmeliği vardı. Kendimi toparlayabilmek için üzerinden tamamen kalkmak zorundaydım. Yoksa, bir saniye daha kendimi tutamayacaktım. Sky’a baktığımda onun da beni izlediğini gördüm. Gözlerim de sadece ken
disinin cevaplayabileceği bir sorunun yanıtını arıyordu.
Bundan sonra ne yapacağımıza karar verm esini bekledim.
Kafasını salladı ve ellerini göğsüm e koydu.
“Durma. N e yaparsan yap ama durm a.”
Birkaç saniye hareketsiz kalıp bana durm am am ı söyle
diğine ikna olana dek, Sky’ın az önce ağzından çıkan keli
meleri aklımdan birkaç kez geçirdim. Elim i ensesine gö
türüp alnını benimkine doğru çektim. “Teşekkür ederim * dedim nefes nefese. Ağırlığımı tekrar üzerine verdim ve ritmimize geri döndük. Sky akımdayken kendimi harika hissediyor, bir daha aynı şekilde hissedip hissetmeyeceği
mi bilmiyordum. Sky diğer kızlara kıyasla çıtayı öylesine yükseltmişti ki, hiç kimse ona yaklaşamazdı.
Bu akşam boyunca dudaklarımın Sk y’a değdiği her yeri bir kere daha öptüm ve inlemeleriyle nefeslerine uyarak hızımı arttırdım. Sky’ın vücudunun altım da kasıldığını hissedince, boynundan geri çekilip yüzüne baktım. Tır
naklarını tenime geçirip başını geriye atarak gözlerini ka
pattı. Bu şekilde ne kadar harika görünse de bakmasına ihtiyacım vardı. Bunu hissettiğini görm eliydim .
“Aç gözlerini,” dedim ona. Suratını buruşturdu ama bana bakmadı. “L ü tfe n ”
Lütfen deyince hemen gözlerini araladı. Kaşlarını çattı ve nefes alış ritmi değişti. Vücudu altımda titremeye baş
194
larken nefes almak için uğraşıyor ve bu sırada gözlerini benden ayırmıyordu. Tek yapabildiğim nefesimi tutup g ö rd ü ğ ü m en inanılmaz kızın altımda kendini kaybedişini izlem ek ti. Sky’ın şimdiye kadarki en güçlü inlemesi du
daklarından kaçarken, gözlerini kapatmak zorunda kaldı.
O gözlerini kapatır kapatmaz, dudaklarımı yaklaştırdım, onu tekrar hissetmeye ihtiyacım vardı. Sky nihayet sakin
leştiğinde, dudaklarımı boynuna indirip sanki dudaklarını öpüyormuş gibi öptüm.
Sky’ın dudaklarından onu öpmemi ne kadar istediği
ni görünce, beklemek daha önemli bir anlam kazanmıştı.
Az önce aramızda olanları düşündüğümde, onu öpmeme kararımı sürdürm ek neredeyse saçmaydı aslında ama inat
çıydım ve bu şekilde bir sonraki buluşmamızda, beni bu gece olduğundan daha çok deliye döndürecek başka bir ilk yaşayacağımızı biliyordum.
Dudaklarımı om zuna değdirip kolumun üzerinde doğ
ruldum. Parmaklarımı saç çizgisinde gezdirip yüzüne dü
şen tutamlarını kenara ittim. Son derece memnun görü
nüyordu ve bu hissettiğim en güzel ve tatmin edici şeydi.
Ne söylersem söyleyeyim Sky’ı tanımlayacak bir keli
me bulamayacağımı bile bile, “M uhteşemsin,” dedim. Sky gülümseyip benim le aynı anda derin bir nefes aldı. Yatak
ta yanına yığıldım . Daha fazla dayanamayacaktım. Nefes nefeseydim ve beni tatmin edebilecek tek şeyin dudakla
rımın Sky’la birleşm esi olduğunu biliyordum. Bu görün
tüyü aklımdan çıkmaya zorladım ve onunla aynı ritimde nefes alarak sakinleşmeye çalıştım.
Sessizce ona tekrar dokunabileceğim bir sakinliğe ulaş- üktan sonra, yatağın üstünde elimi eline götürüp serçe
195
parmağımı onunkine doladım. Serçe parmağını parma^
mın arasında hissetmek çok tanıdık bir duyguydu. Bunu yapmak o kadar doğru şeyler hissettiriyordu ki bana. Ge bile kalmıştık birbirimize belki. Sky’ı heyecanlandırabile ceğim konusunda haklı çıktığım için gururlanmamaya Ça^
lışarak gözlerimi kapattım.
O Sky’dı. Başka birisi değildi. Sadece bana çok tanıdı^
geldiği için bundan şüphe ediyordum. Yoksa, aşinalığa tek başına beni ikna etmesine imkan yoktu.
İçgüdülerimin yanılıyor olmasını um uyordum Çünkü eğer haklıysam, gerçek onu mahvedecekti.
Tanrını, lütfen sadece, S k y olsun.
Haklı olma korkusu içime yayılınca yatakta doğrul
dum, Sky’dan uzaklaşmalıydım. Zihnim i bu çılgınlıktan arındırmalıydım. “Gitmeliyim,” dedim ona bakarak. “Se
ninle bu yatakta bir saniye daha geçirem em .”
Yalan söylemiyordum. Onunla bu yatakta bir saniye daha kalamazdım ama Sky’m farklı bir sebepten ötürü git
meyi istediğimi düşündüğüne em indim . O ndan gerçek
ten uzak durmayı istediğim için değil, içgüdülerimin ilk kez haklı olmasından korktuğum için istiyordum.
Kalkıp tişörtümü kafamdan geçirirken, Sky’ın onu red- dediyormuşum gibi bana baktığını fark ettim. B u gece onu öpeceğimi düşündüğünü biliyordum ama sözüm den şüp
he etmemeyi öğrenmeliydi.
Ona doğru yaklaşıp güven verircesine gülümsedim.
“Bu gece seni öpmeyeceğimi söylerken ciddiydim. Ama lanet olsun, Sky. Bunu benim için bu kadar zorlaştıracağı
nı hiç düşünm em iştim .” Elimi ensesine götürüp yanağım öpm ek için eğildim. Heyecanla nefesini tuttuğunu görün
ce onu bırakıp yataktan kalkmam için bütün irademi kul
lanmam gerekti. Onu izleyerek pencereye doğru ilerler
ken cebimden telefonumu çıkardım. Sky’a kısa bir mesaj gönderip göz kırptıktan sonra dışarı çıktım. Pencereyi dı
şarıdan kapatıp birkaç adım geri çekildim. Pencere kapanır kapanmaz yatağından fırlayıp odadan çıktı. Muhtemelen cep telefonunu alıp mesajı kontrol etmek istiyordu. N or
malde bu heyecanı beni güldürürdü ama niyeyse boş göz
lerle yatak odasının penceresine bakıyordum.Yapbozun parçalan, Sky’ın ismi de dahil bir araya gelirken, içime bir sıkıntı çökmeye başladı.
"G ökyüzü her zam an güzeldir. .. ”
Bunu hatırlamak bile tüylerimi ürpertmişti. Ellerimi tuğla duvara koyup derin bir nefes aldım. On üç yıl son
ra böyle bir şeyin gerçekleşebileceği olasılığına inanmam gerçekten saçmaydı. Ancak eğer doğruysa... Sky gerçekten oysa... Bu Sky’ı mahvederdi. Ve bu yüzden sağlam bir ka
nıt, elimde som ut bir şey olmadan bunu kabul etmeyecek
tim. Sağlam bir kanıt olmadığı sürece, o benim için Sky olarak kalacaktı.
Onun sadece Sky olmasını istiyordum.
197