• Sonuç bulunamadı

İTTİHAT VE TERAKKİ PARTİSİ’NİN TARIM POLİTİKAS

1908 ÖNCESİ BATI ANADOLU’DA ÜRETİM VE TİCARİ HAYATA GENEL BİR BAKIŞ

İZMİR'DEN İHRAÇ EDİLEN ÜRÜNLER

A. II.MEŞRUTİYET’İN İLANI VE YENİ HÜKÜMETİN ÜRETİM VE DIŞ TİCARET POLİTİKALARINA GENEL BİR BAKIŞ

1. İTTİHAT VE TERAKKİ PARTİSİ’NİN TARIM POLİTİKAS

Osmanlı aydını uzun bir dönem Osmanlı Devleti’ni bir tarım ülkesi olarak görmüştür. II.Meşrutiyet’in ilanı ile birlikte iktidara gelen İttihat ve Terakki Partisi (kısaca İT) Alman iktisadi politikasının etkisiyle ulusçuluğu benimsemiştir. İT, tarım-sanayi seçeneğinde uzlaştırıcı bir tavır almıştır. İttihatçılar sanayileşmeden yana çıkar, sanayileşme için özendirici önlemler alırlarsa da, örgütün taşrada toprak sahibi eşraftan güç aldığını görmezlikten gelemezler 209.

İttihatçıların ünlü Maliye Nazırı Cavit Bey, daha meşrutiyetin ilk yıllarında Osmanlı Devleti’nin güçlü bir ekonomik yapıya sahip olması için tarıma dayanması gerektiğini “Biz bugün de yarın da bir ziraat memleketiyiz ” sözleriyle özetlemektedir. Cavit Bey’e göre, Osmanlı, tarım bakımından pek elverişli bir konumda bulunuyordu. Tarıma elverişli toprakları, zengin madenleri , Osmanlı Devleti’ni kısa sürede tahıl ve maden ambarına dönüştürebilirdi. Cavit Bey, bu arada tarımın pazara açılmasını sağlayacak demiryolu, yol, liman vb bayındırlık işlerine önem veriyor, yerli ve yabancı sermayenin sanayi yerine bu alanlara yönelmesi

206 Yusuf Hikmet Bayur, age, c.I/2, s61.

207 Bernard Lewis, Modern Türkiye’nin Doğuşu, Ankara, 1988, çev:Metin Kıratlı, s.210 208 Tarık Zafer Tunaya, Hürriyet'in İlanı, İstanbul 1996, s.15

gerektiğini söylüyordu. Doğanın Osmanlı’ya bahşettiği tarım olanakları böylece değerlendirilebilir, Osmanlı tarımı kısa sürede dış pazarlara açılabilirdi 210.

Cavit Bey’in bu düşüncelerine destek siyasal yönü ağır basan ve İttihatçılarca örgütlenen Osmanlı Çiftçiler Derneği’nden gelmiştir. Dernek, kırsal kesimde İT’nin ilişkilerini pekiştirmeyi amaçlamakta ve her fırsatta tarımın ülke ekonomisindeki önemini vurgulamaktadır.

Meşruti yönetimin ilk aylarında basında yer alan yazılarda hükümetin ziraatı geliştirici önlemler alınması gerekliliği üzerinde durulmaktadır. Bunlardan Hüseyin Kazım konu ile ilgili düşüncelerini şöyle ifade ediyordu; “ En az masrafla en çok

hasılat almak fen-i vaziyeti olan ziraatın tekamülü her şeyin tekamülüne vabestedir. Şu halde “ ziraatımız pek ziyade muhtaç-ı ıslahadır” demek bunu tasdik ve itirafta hiç kimse duçar-ı tereddüt olmamak lazım gelir. Sınaide ticarete bizlerden pek ileri giden akvama karşı rekabet-i hayatiye de bulunabilmeği şimdilik bir yana bırakarak en evvel memleketimizde usul-u ziraatın ıslahı ve hasılat-ı araziyenin tenvir ve teksiri için ne gibi şeylere ihtiyacımız olduğunu öğrenmeliyiz. Bugün hükümet-i meşrutinin en büyük vazifesi ziraatın esbab-ı terakkisini hazırlamaktır. Ancak bu sayede temin-i hayat edebilir; memleketimizin şerait-i ticariye ve iktisadiyesi ancak bununla kesb-i salah ve intizam eder. Bizde ziraatı terakki ettirebilmek için her şeyden evvel usul-u idare-i hükümeti düzeltmek, memleketin şerait-i iktisadiyesini, itibar-ı maliyesini tanzim etmek, ziraa pek az bir faizle para bulabilmeliyiz. Ziraat işte o zaman yüzümüzü güldürür ve her sene yüz binlerce halkın İstanbul’a ve Memalik-i Mütecavereye gitmelerine gerek kalmaz; herkes vatanında, ailesinin yanında tok yaşayabilir. ”211

Bir diğer yazar da, hükümetin ziraat işlerini ya doğrudan yada dolaylı olarak üzerine alması gerektiği zorunluluğuna dikkat çekerek sözlerine şöyle devam etmektedir: “…Hükümet, esasen teşkilat, tedrisat, teşvikat ve tanzimat-ı ziraiye ile bu

zanaatı taht-ı tesirinde bulundurduğu gibi tarik ve meabirin ve vesait-i nakliyenin teksir ve ıslahıyla da bi’l vasıta terakki ziraat temin eder. Ziraat-i Osmaniye Hükümet-i Meşruti-i Cedidemizden mühim hidamat ve teslihat bekler. Bu nokta-ı

210 Zafer Toprak, Türkiye’de Milli İktisat (1908-1918), Ankara, 1983, s.118 211 Hüseyin Kazım, “ Ziraatımız 1”, TANİN, 1 Eylül 1324, nr:45

nazardan da meşrutiyete bir vazife, büyük bir mesuliyet teveccüh ediyor. Vakıa ziraatımız hükümete mümkün mertebe bar olmamağa çalışmalı.. Elden geldiği kadar emr-i muvaffakiyeti mesai zatiye ve teşebbüsat-ı hazıra zirainin rehber-i tekamül olmak vazifesiyle mükelleftir. Bu babda en ciddi hidematın nahiye, kaza, liva, vilayat-ı memuriyet-i mülkiyesinden intizar bulunduğu ve hüsniyet, vakıf ve metanetle çalışarak Meclis-i İdare ile teşvik-i mesai edildiği takdirde netice-i muvaffakiyete derdest olunacağı şüphesizdir. ”212

İttihatçıların tarımı geliştirme düşüncelerine karşı eleştiriler Osmanlı Ziraat

ve Ticaret Gazetesi sütunlarında yükselmiştir. Gazete de, “ Filhakika memleketimiz bugün de, yarın da ziraat memleketi ise de bundan maksat ila-nihaiye Avrupa’ya hadım mahsulat ihracıyla meşgul olacağız ve kendi mahsulatımızın mevad-ı mamulesini her vakit beş on misli fiyatla satın alacağız demek” olmadığını, “memleketimizde ziraatın feyz ve terakkiye mahzar olması için sanayi-i zıraiyenin de teşekkül etmesi” gerektiğini ileri sürüyordu 213.

Özetle İttihatçılara göre, Osmanlı Devleti tarım ülkesi olmakla beraber geliştirebileceği sanayi kollarını asla ihmal etmemelidir. Ancak bu iki sektörün çıkarları çatıştığında tarım yeğlenmelidir. “Çünkü memleketimizi esaret-i

iktisadiyeden kurtaracak olan şey sanayi değil, ziraattır.”214

Meşrutiyetin ilk yıllarında Orman ve Maadin ve Ziraat ve Baytar Mecmuası’nın 31 Ağustos 1326 / 13 Eylül 1910 tarihli sayısında “ Memalik-i

Osmaniyye’de Ziraatın Terakkisi için Ziraat İdare-i Umumiyyesi’nin Teşkilat ve İcraatına Dair Malumat ” başlığı taşıyan bir rapor yayınlanmıştır. Bu rapor adı

geçen mecmua tarafından Memalik-i Osmaniye’nin Ziraat Programı olarak adlandırılmıştır.

Bu program aslında gerçek bir tarım programı değildir. Daha çok, Orman ve Maadin ve Ziraat Nezareti tarafından tarım alanında yürütülen çalışmalar hakkında bilgi veren, bu çalışmaların hangi aşamada olduğunu gösteren bir ara raporu niteliğindedir. Bununla birlikte, Memalik-i Osmaniye’nin Zirai Programı Osmanlı tarımında karşılaşılan sorunları, bu sorunları çözmek için benimsenen politikaları ve uygulamayı göstermesi bakımından ilgi çekicidir.

212 Salih Keramet, “ Ziraat ve Hükümet ”, TANİN, 20 Mart 1909, nr:228 213 Zafer Toprak, age, s.110

Programda tarımsal gelişmenin gerçekleştirilebilmesi için dört ana koşulun varolması gereği üzerinde durulmaktadır: a- Asayişin sağlanması , b- Ulaştırma, c- Tarımsal kredi, d- Tarımın çağdaş yöntemlere uygun olarak yapılması 215.

İT’nin 1913 yılındaki parti kongresinde kabul edilen programının iktisadi kısmında ziraatın teşvik edilmesi ile ilgili maddeler bulunmaktadır . 18. maddede

“ Ziraatın terakki ve inkişafı için ucuz faizli uzun tekasitli sermayenin erbab-ı ziraata temin ve tedariki maksadıyla memleketimizde itibarı akar “Kredi Fonsiye” bankası tesis ve küşadına gayret olunacaktır. ” ifadesiyle ziraatın ilerlemesi ve

gelişmesi için çiftçilere düşük faizli ve uzun vadede taksitle ödeyebilecekleri kredileri verebilecek “Kredi Fonsiye” bankasının kurulmasına gayret edileceği , 24. maddede aşarın kadastro usulünün taksimi suretiyle arazi vergisine dönüştürülünceye kadar yürürlükteki kanunlarla ilgili mükellefleri şikayetleri dikkate alınacağı, 25. maddede adaletsiz ve oransız bir şekilde alınan temettü vergisinin düzeltilmesi için bir kanun hazırlanacağı ve hazırlanacak bu yeni kanunda yabancılarından da vergiye mükellef tutulacağı, 26.maddede Ziraat Bankası’nın sermayesinin arttırılmasına çalışılacağı, 27. maddede ağnam resminin de mevsim şartlarına ve bölgesel farklılıklara göre yeniden düzenleneceği ve 28. maddede ise çiftçiler, orakçılar, aylıkçılar ve yarıcılar arasındaki ilişkiyi düzenleyecek yeni bir kanun hazırlanmasına çalışılacağı ifade edilmektedir. 216