• Sonuç bulunamadı

“EY, DÜNYE EY” ROMANI ÜZERİNDE DİL İNCELEMESİ

II. 1.1.1.1 Kalınlık İncelik Uyumu

II.2. Şekil Bilgisi

II.2.1.1. İsimden İsim Türeten Ekler

Bu gün Kazakçada kullanılan bazı kelimelerin ilk örneklerini 15. asırda yazılmış bazı eserlerde görmek mümkündür (Sızdıqova-Qoygeldiyev, 1991: 53-61). Kazakça, 20. asrın başına kadar varlığını bir konuşma dili olarak devam ettirmiş dolayısıyla kayda geçmemiştir. İlk edebi eserlerin verilmeye başlandığı 20. asrın başından itibaren kazakçanın gelişmesini yazılı kaynaklardan takip edebiliyoruz.

Diğer Türk topluluklarına göre yazıdan uzak kalan Kazakların konuşma dili de ortak yazı dilinden farklı bir gelişme göstermiştir. Bu farklılıkları şekil bilgisinin her bahsinde görmek mümkündür. İsimden isim türetin eklerde bu durumu görebiliriz. Bugün pek çok Türk topluluğunun ağzlarında kullanılan ancak yazı diline geçmemiş eklerin Kazakça yazı dilinde olması önemli bir husustur.

Bazı eklerin umumi Türkçeden farklı olarak kelime tabanının ünsüzüne göre çeşitlenmesi bütün Türk topluluklarının ağzılarında mevcuttur fakat bu durum Sovyet dönemine kadar yazıya aksettirilmemiştir. Sovyetlerin teşekkülünden sonra bu ağız hususiyetleri yazı diline taşınmıştır. Bazı eklerin ünlü bakımından kalın ve inceleri yanında kelime tabanındaki son ünsüzün özelliğine göre sedalı ve sedasız şekillerinin şekillenmesi Eski Türkçeden beri devam eden yazı dili geleneğinin dışında olmuştur.

20. asrın başlarında Gaspıralının başlattğı aydınlanma hareketinin etkilerini kazakçada da görmek mümkündür. Arapça ve Farsça kelimelerde kullanılan bazı ekler aslını koruyarak bazıları ise sesdeğişikliklerine uğrayarak Kazakçaya geçmiştir. Bütün Türk lehçelerinde olan alıntı kelimelerdeki ekler sadece alıntı kelimelerde kullanılırken Kazakçada bu eklerden bazılarının kazakça kelimelere de geldiği görülür. Bunlardan bazılarının Kazakça kelimelere gelmesi onların ayrı bir başlık altında değerlendirilmesini zaruri kılmaktadır.

87

II.2.1.1.1. İsimden İsim Türeten Kazakça Ekler

İsimden isim türeten ekler, çeşitli kök ve gövdelerden yapım ekleriyle türetilmiş isimlerdir. –n ve –l ile başlayan eklerde kelime tabanındaki ünsüzün durumuna göre bu eklerin d- ve –t’li biçimleri de vardır.

Ekleri değerlendirirken umumi Türkçedeki ç seslerinin Kazakçada ş’ye dönüşmesi bu sesin olduğu ekleri ş ile ele almayı gerekli kılar.

+şı, +şi

Bu ek, Eski Türkçedeki, isimlerden meslek ve uğraş isimleri türeten +çı/+çi ekidir (Gabain, 1988: 43). Bu eklerle yapılan kelimeler çoğunlukla meslek ve uğraşma isimleri türeten çok işlek bir ektir.

at+şı (18; 200) “at bakıcı” ˂ at (KS; 115) “at”

baqılav+şı (183; 6683) “gözetici” < baqılav (KȀTS; C.2, 2006: 640) “denetleme” egin+şi (187;6845) “ekinci”< egin (KȀTS; C. 5, 2006: 148) “ekin”

ota+şı (88; 2989) “sınıkçı” < ota (KS; 1014) “yok etmek” +şılıq, +şilik

Bu ek +şı-+şi isimden isim yapım eki ile yine +lıq/-lik isimden isim yapma ekinin birleşmesiyle oluşmuştur. Ancak bu ekin geldiği bazı kelimelerde türemiş ismin +şı/-şi ile türettiği gövde kullanılmadığı için ek +şılık/-şilik şeklinde ayrı bir başlıkta ele alınmaktadır.

aŋ+şılıq (49; 1434) “avcılık” ˂ aŋ (KS; 88) “hayvan” artıq+şılıq (63; 1966) “ayrıcalık” ˂ artıq (KS; 103) “fazla”

ayav+şılıq (110; 3828) “esirgeme”< ayav (KȀTS; C.2, 2006: 340) “acımak” tir+şilik (109; 3805) “yaşam” < tiri (KS; 1319) “diri”

toq+şılıq (131; 4646) “bolluk” ˂ toq (KS; 1253) “tok” +lıq, +lik, +dıq, +dik, +tıq, +tik

Bu ek Eski Türkçedeki soyut ve somut isimlerle sıfat türeten +lık/+lik ekidir (Gabain, 1988: 44). Kazakçada ekin ilk ünsüzü kelime tabanındaki ünsüze göre d ve t’li de olabilmektedir. Yer, meslek, alet, topluluk ve soyut isimler yapan işlek bir ektir.

88

jamandıq (143; 5132) “kötülük” ˂ jaman (KS; 458) “kötü”

qudalıq(131; 4654) “dünürlük” < quda (KȀTS; C.10, 2006: 231) “dünür” saqtıq (145; 5214) “ihtiyatlılık” < saq (KS; 1100) “ihtiyatlı”

tüŋlik (109; 3796) ˂ tündik (Nurmağambetov, 1994: 279) “çadırın tepesini örten dört köşeli keçe” < tün (KS; 1297) “gece”

+ıl, +il, +l

Özellikle tabiat taklidi seslerden oluşan kelimelerin genişlemesinde kullanılan bir ektir. pısıl (235; 8686) “fısıltı” < pıs (KS; 1075) “tabiat taklidi ses”

şabuvıl (41; 1111) “saldırı, hücum” ˂ şabuv- (KS; 1378) “kesmek, biçmek” şıjıl (235; 8687) “cızıltı” < şıj (KS; 1434) “tabiat taklidi ses”

+laq, +lek, +daq, +dek, +taq, tek:

Bu ek te +la/+le isimden fiil yapma eki ile -k/-q fiilden isim yapma ekinin birleşmesi ile oluşmuş bir ektir. Ancak ekin geldiği pek çok kelimede fiil tabanı ayrıca kullanılmadığı için ek ayrı bir ek olarak ele alınmıştır. ˂Ekin aslı +laq/+lek olup Kazakçadaki ek sistematiğine göre kendisinden önceki tabanın son ünsüzüne göre +daq/+dek, +taq/+tek şekilleri de vardır. Soyut ve somut isimlerle sıfatlar türetir.

aŋqıldaq (241; 8942) “açık yürekli, saf” < aŋqıl (KȀTS; C.1, 2006: 544) “uğuldamak” bultaqtama: bultaq (27; 573) “tutarsız hareket etmek” ˂ bul (KS; 271) “bu”

jaltaq-jaltaq (21; 330) “ürkek ürkek” ˂ jalt (KS; 457) “aniden olan hareketi bildiren kelime”

ortaq (80; 2673) “ortak” ˂ or- (KS; 1004) “biçmek”

quvırdaq (34; 813) “et kavurması” ˂ quvır- (KS; 831) “kavurmak”

solqıldaq (231; 8553) “kolay bükülen” < solqıl (KȀTS; C.13, 2006: 261) “zonklama” toy-tomalaq (47; 1327) “düğün, eğlence”

tüydek (202; 7419) “küme, grup, top” ˂ tüy- (KS; 1293) “düğümlemek, kavramak” +paŋ

Çok az kelimede kullanılan ve işlek olmayan bir ektir. jaypaŋ (273; 10194) “yayvan” ˂ jay (KS; 444) “yay”

89

oypaŋ (229; 8485) “çukur” < oy (KȀTS; C.11, 2006: 622) “çukur yer” -man, -men, -ban, -ben, -pan, -pen

Eski Türkçede kullanıldığını tanıklayamadığımız (Gabain, 1988) ekin ilk ünsüzü bve p’li şekilde de görülebilmektedir. Bir işi yapanı, edeni ifade eden yeni isimler türetir fakat işlek bir ek değildir.

arman (80; 2642) “hayal, arzu” ˂ ar (KS; 93) “ar, namus” aspan (84; 2818) “gökyüzü” ˂ as (KS; 107) “aş, yemek”

ataman (47; 1362) “elebaşı, kahraman” ˂ ata (KS; 117) “dede, soy, ecdat” qaharman (116; 4059) “kahraman” ˂ qahar (KTS; 304) “öfke, sinir” qaqpan (282; 10526) “kapan, tuzak” ˂ qaq (KTS; 277) “kak, tam” şabarman (168; 6096) “haberci” < şabar (KS; 1378) “ulak”

+mal

bavırmal (191; 6997) “akraba, dost canlısı” ˂ bavır (KTS; 83) “kardeş” joramal (33; 811) “tahmin, yorum” ˂ jora (KTS; 181) “örf, adet”

+qal, +kel

İşlek olmayan çok az kelimede rastlanan bir isimden isim yapma ekidir.

şatqal (91; 3083) “dağ geçidi” < şat (KS; 1396) “iki dağın arasında kalan büyük çukur, vadi”

+t, +at, +et, +it

İşlek olmayan bir ektir, metnimizde tespit edilen bir örnek vardır. qırat (224; 8384) “tepe”< qır (KȀTS; C.10, 2006: 578) “kır, bozkır” şilevit (135; 4829) “saz” ˂ şilev (KS: 1409) “kamış”

İsimde canlı görünüme ilgili anlam veren saygı, şımartmak, küçültmek, önemsememek gibi ekler (İsayev; 2007: 201)

90

Kazakçada, büyüklere saygı, yakın ve samimi olan kişilere de samimiyet gereği ismi ile hitap etmek yerine ismin veya akrabalık unvanının ilk hecesine bu ekler getirilerek kişilere hitap edilir. Bunlar yaygınlaşmış şekillerdin bunların dışında isimlere ve akrabalık unvanlarına getirilerek aynı işlevi yerine getiren yaygınlaşmamış başka şekiller de vardır.

Eke kelimesi normade bir isimdir [eke<ege<iye] (KS, 567), ancak özel isimlerde ekleşmiş olup kalın ve ince ünlülü şekilleri ortaya çıkmış, zaman zaman bünyesine başka sesleri alarak genişlemiş veya ünlüsü düşerek kısalmıştır.

Jomeke (52; 1589) < “Jomart” özel isim Qojeke (110; 3849) < “Qojabek” özel isim Ömekeŋ (25; 474) ˂ “Ömirȁli” özel isim Sekeŋ (136; 4847) ˂ “Serikbay” özel isim

Tȁkeŋ (192; 7039); Tȁyken (160; 5787) ˂ “Tazabek” özel isim +ay, +y:

Bu ek bir küçültme eki olup Türkiye Türkçesindeki +cığım/+ciğim eklerinin işlevinde kullanılır.

jeŋgey (96; 3298) “yenge” +tay

Ek küçültme eki olup özel isim ve akrabalık unvanlarına getirilerek saygı, sevgi veya şefkat ifade etmek için kullanılır.

Ȁbentay (172; 6250) “Ȁben” özel isim ağatay (24; 431) “abicim”

Kȁvsentay (262; 9731) “Kȁvsȁr” özel isim Sȁmeştay (87; 2943) “Sȁmen” özel isim Şäykentay (31; 719) “Şeyi” özel isim Tȁykentay (155; 5609) “Tazabek” özel isim +jan

Bu ek Farsçadaki cân kelimesi gibi gözükmekle birlikte Türkçe olma ihtimali de vardır. Özellikle Kıpçak ve Karluk sahası Türk lehçelerinde özel isimlere ve akrabalık isimlerine

91

getirilerek kullanımı yaygındır. Ekin ünlüsü uzun değildir. Ek, eklendiği kelimeye sevimlilik, küçüklük anlamı katarken, küçüklük de ifade eder.

Jibekjan (14; 27) özel isim Sopıyajan (52; 1531) özel isim +qay, +key, +qan, +ken

Yazılışları farklı ancak işlevi aynı olan iki ektir. Aynı başlıkta ele alınmalarının sebebi +qa küçültme ekine aynı işlevdeki farklı iki ekin getirilmesi ile oluşmuştur (Kononov, 1969: 81-88). Ayrıca +qan ekinin eski Türkçede kullanılan han anlamındaki qan kelimesinin olma ihtimali de vardır (Gabain, 1988: 44). Bu ihtimal dikkate alınırsa bu unvan isminin ekleştiğini söylemek de mümkündür.

botaqan (85; 2839) “çocuklara karşı kullanılan bir sevgi ifadesi” < bota (KȀTS; C.3, 2006: 511) “çocuk”

+şaq, +şek

Bu ek, Eski Türkçede küçültme bildiren +çaq/+çek ekinin (Gabain, 1988: 43) ilk ünsüzünün değişmiş şeklidir. Ek Eski Türkçedeki işlevinde kullanılmaya devam etmektedirb

emşek (262; 9764) “meme, göğüs” ˂ em (KS; 409) “tadavi”

kelinşek (23; 389) “taze gelin” < kelin (KȀTS; C.7, 2006: 578) “gelin” maqtanşaq (14; 14) “övüngen” < maqtan (KȀTS; C.11, 2006: 25) “övünç” tüyinşek (210; 7743) “paket” < tüyin (KS; 1296) “düğüm”

+şıq, +şik:

Bu ek, Gabain’e göre Eski Türkçede benzerlik ifade eden +çıġ/+çig ve +sıġ/+sig şeklinde kullanılan (1988: 47, 48) sonra küçültme işlevinde kullanılan +cık/+cik, +çık/+çik küçültme ekinin ilk ünsüzünün değişmiş halidir. Ek, belki Eski Türkçedeki küçültme eki +çaq/+çek’in ünlüsünün daralmış şekli de olabilir (Ergin, 1998: 164).

qılşıq (277; 10349) “kılçık”< qıl (KȀTS; C.10, 2006: 514) “kıl” tömpeşik (89; 3000) “tümsek” < tömpe (KS; 1273) “küçük tepe” +şa, +şe

Ek, Eski Türkçede küçültme ve kuvvetlendirme bildiren isimden isim yapma eki (Gabain, 1988: 43, 105) ile eşitlik ve benzerlik bildiren hal ekinin (Gabain, 1988: 105) bu gün

92

kullanılan şekli gibi gözükmektedir. Bazı kelimelerde benzerlik ifade etmesi de belirtilen eski Türkçedeki işlevinin karışmış olarak devam ettiğini göstermektedir.

araşa (213; 7843) “iki kişiyi ayırma” ˂ ara (KȀTS; C.1, 2006: 573) “ara” maŋdayşa (205; 7549) “üst tarafı” ˂ maŋday (KȀTS; C.11, 2006: 66) “alın” ögüzşe (222; 8217) “Dana” ˂ ögiz (KS; 1020) “öküz”

qudaşa (18; 193) “baldız” ˂ quda (KS; 832) “dünür”

İsimle kaynaşmış gibi gözüken bu ek Eski Türkçeden beri var olan bir küçültme ekidir (Gabain, 1988: 43; Kononov, 1969: 81-88). Ekin eski Türkçede bugün Kazakçada kullanılan şeklinin olması da ayrıca ilginçtir.

Jämeş (17;152) ˂ “Jameş” özel isim +keş

Bu ek +ke küçültme ekinin (Kononov, 1969: 81-88) üstüne +ç küçültme ekinin gelmesi ile oluşmuştur. Kononov her ne kadar bikeç kelimesini bik+eş şeklinde ayırmışsa (1969: 81-88) da aslında kelimenin kullanımı dikkate alındığınıda bi+keş şeklinde ayrılması daha doğru olur. Ek, kelime sonundaki +ç ünsüzünün/ekinin ş’ye dönüşmesi ile keş şeklini almıştır. Eklendiği kelimeye sevgi, şefkat ve sevimlilik ifadesi katar.

Täykeş (96; 3285) “Tazabek” özel isim +qoy, +ğoy

İsimlerden, geldiği kelime tabanıyla ilgili yapan, eden, kelime tabanındaki ifade edilen düşkün anlamında yeni kelimeler türetir.

arızqoy (244; 9057) “şikayetşi” ˂ arız (KS; 105) “dilekçe, şikayet”

namısqoy (34; 824) “onurlu, onuruna düşkün” ˂ nâmủs [Ar.] (Devellioğlu, 2010: 944) “ar, edep”

-r, -ır, -ir, -ar, -er

Eski Türkçede kullanımına rastlanmayan ek (Gabain, 1988) Kazakçada da nadir kullanılan, işlek olmayan bir ektir.

93 +das, +des, +tas, +tes

ȁriptes (202; 7413) “meslektaş” ˂ ärip (KTS; 67) “harf” avıldas (238; 8820) “hemşehri” ˂ avıl (KTS; 57) “köy”

dȁmdes (132; 4700) “birbirleriyle aralarında tuz ekmek hakkı olan kimseler, dostlar” ˂ däm (KTS; 121) “tat, zevk, lezzet”

joldas (169; 6137) “yoldaş, arkadaş, dost” ˂ jol (KTS; 180) “yol, uzak sefer”

kündes (245; 9084) “rakip, birbirini çekemeyen” ˂ kün (KTS; 258) “güneş, gündüz” qandas (114; 4011) “kandaş, akraba” ˂ qan (KTS; 284) “kan, soy, sülale”

qarındas (115; 4041) “kız kardeş” ˂ qarın (KTS; 297) “karın” qurdas (91; 3099) “akran, yaşıt” ˂ qur (KTS; 336) “boş, öylesine”

tektes (58; 1768) “soydaş, aynı soydan olan” ˂ tek (KTS; 531) “soy, nesil, kök”

zamandas (195; 7156) “çağdaş, aynı çağda yaşayanlar” ˂ zaman (KTS; 197) “zaman, vakit”

+las, +les

Ek, isimden fiil türetme eki +la/+le ile fiilden isim türeten –s ekinin birleşmesi ile oluşmuştur.

atalas (28; 592) “kardeş, akaraba” ˂ ata (KTS; 54) “babanın babası, dede” bavırlas (262; 9725) “kardeş olan, akraba, dost” ˂ bavır (KTS; 83) “kardeş”

irgeles (25; 470) “komşu, sınırdaş” ˂ irge (KTS; 671) “duvarın alt tarafı, yakın yer, çevre”

qoralas (82; 2748) “komşu, yan yana” ˂ qora (KTS; 319) “ahır, avlu” sırlas (285; 10676) “sırdaş” ˂ sır (KTS; 505) “sır, gizem”

sıylas (39; 1020) “birbirine karşı saygılı” ˂ sıy (KTS; 500) “saygı, hürmet, değer” töbeles (212; 7809) “kavga, dövüş” ˂ töbe (KTS; 546) “tepe, doruk, zirve”

uyalas (212; 7821) “aynı yuvadan olmak” ˂ uya (KTS; 590) “yuva” +aq, +ek, +ıq, +ik, +q, +k

94

moynaq (224; 8283) “iki dağ yamacınıbirbirine bağlayan, deve boynu görünümlü kıvrım yer” ˂ moyın (KTS; 382) “boyun”

sanaq (98; 3385) “sayım” ˂ san (KTS; 466) “sayı, hesap” tünek (275; 10255) “zifirı karanlık” ˂ tün (KTS; 563) “gece” +ğan, +gen, +qan, +ken

alaqan (213; 7853) “avuç içi” ˂ ala (KTS; 38) “alaca”

tuvısqan (172; 6241) “akraba kimseler” ˂ tuvıs (KTS; 552) “akraba” +qay, +key

ayqay (51; 1496) “bağırma, haykırma” ˂ ay (KTS; 29) “üzüntü” betkey (61; 1892) “dağ yamacı” ˂ bet (KTS; 88) “bir şeyin üst tarafı” teriskey (137; 4940) “küzey” ˂ teris (KTS; 536) “yanlış, ters”

+aŋ, +eŋ, +ŋ

bosaŋ (283; 10564) “gevşek” ˂ bos (KTS; 92) “boş”

kezeŋ (284; 10627) “dönem” ˂ kez (KTS; 222) “zaman, süre” +de, +te

Bu ek, bulunma hali ekinin bazı köklerde kalıplaşması ile oluşmuştur diyebiliriz. birte-birte (28; 607) “yavaş” ˂ bir (KTS; 104) “bir”

keyde (205; 7536) “bazen” ˂ key (KTS; 223) “bazı, kimi” künde (46; 1292) “her gün” ˂ kün (KTS; 258) “güneş, gündüz” +ğana, +kene

kişkene (77; 2554) “küçücük, ufacık” ˂ kiş (i) (KTS; 265) “küçük” +ge

birge (18; 202) “birlikte” ˂ bir (KTS; 104) “bir”

özge (40; 1077) “başka, özge” ˂ öz (KTS; 423) “öz, kendi” +ğı, +gi, +qı, +ki

95

alğaşqı (197; 7220) “ilk, evvelki” ˂ alğaş (KTS; 40) “ilk” artqı (93; 3162) “arkadaki” ˂ art (KTS; 51) “arka”

bügingi (138; 4930) “bugünkü” ˂ bügin (KTS; 100) “bugün” keşki (271; 10116) “akşamki” ˂ keş (KTS; 234) “akşam” osındağı (59; 1839) “buradaki” ˂ osında (KTS; 419) “burada” qasındağı (145; 5221) “yanındaki” ˂ qasında (KTS; 299) “yanında” qısqı (257; 9544) “kışın” ˂ qıs (KTS; 351) “kış”

sondağı (37; 950) “o zamanki” ˂ sonda (KTS; 487) “o an, o zaman” şetki (61; 1904) “kenardaki” ˂ şet (KTS; 638) “kenar, uç”

tömengi (99; 3403) “aşağıki” ˂ tömen (KTS; 548) “aşağı” tüpki (160; 5780) “dipteki” ˂ tüp (-bi) (KTS; 563) “dip, alt” +ın, +in

otın (72; 2350) “odun” ˂ ot (KTS; 419) “od, ateş” erkin (195; 7163) “serbest, hür”

+tav, +tev

+ta/+te isimden fiil yapma eki ile –v fiilden isim yapma ekinin birleşmesi ile oluşmuştur.

astav (229; 8485) “yemlik” ˂ as (KTS; 52) “aş, yemek”

bastav (210; 7717) “suyun gözü, kaynak” ˂ bas (KTS; 79) “nehrin, derenin kaynağı” oqtav (289; 10809) “oklava” ˂ oq (KTS; 409) “ok, kurşun”

qıstav (197; 7231) “kışlak” ˂ qıs (KTS; 351) “kış” +lı, +li, +dı, +di, +tı, +ti

aqıldı (38; 1000) “akıllı” ˂ aqıl (KTS; 37) “akıl” arbalı (133; 4736) “arabalı” ˂ arba (KTS; 49) “araba”

ataqtı (237; 8784) “meşhur, ünlü, şöhretli” ˂ ataq (KTS; 54) “şöhret, ünvan” jaralı (63; 1989) “yaralı, dertli” ˂ jara (KTS; 163) “yara, dert”

96

jındı (28; 596) “deli, aklını kaubeden” ˂ jın (KTS; 193) “cin” kiyeli (193; 7092) “kutsal” ˂ kiye (KTS; 236) “kut, kutsallık” nurlı (154; 5549) “nurlu, ışıklı” ˂ nur (KTS; 403) “nur, ışık”

qoŋdı (231; 8559) “semiz, etli, butlu” ˂ qoŋ (KTS; 317) “hayvanın semizliği” suvlı (37; 947) “sulu” ˂ su (KTS; 490) “su”

şuraylı (37; 947) “bereketli, verimli” ˂ şuray (KTS; 648) “sulak ve verimli yer” +(ı)nşı, +(i)nşi

ekinşi (49; 1442) “ikinci”

on altınşı (158; 5701) “on altıncı” on birinşi (68; 2200) “on birinci” on segizinşi (187; 6835) “on sekizinci” otız jetinşi (285; 10671) “otuz yedinci” otız toğızınşı (305; 11418) “otuz dokuzuncu” otızınşı (264; 9817) “otuzuncu”

törtinşi (285; 10647) “dördüncü” üşinşi (43; 1173) “üçüncü” +raq, +rek, +(ı)raq, +(i)rek

alısıraq (24; 431) “daha uzak” ˂ alıs (KTS; 43) “uzak”

berirek (56; 1699) “daha yakın” ˂ beri (KTS; 87) “bu yana, bu tarafa” keyinirek (250; 9274) “daha sonra” ˂ keyin (KTS; 224) “sonra” köbirek (90; 3072) “daha fazla” ˂ köbi (KTS; 241) “çoğu”

molıraq (278; 10389) “daha bol” ˂ mol (KTS; 382) “bol, çok” tezirek (46; 1310) “daha tez” ˂ tez (KTS; 530) “tez, çabuk” +sız, +siz

ajalsız (135; 4822) “ölümsüz” ˂ ajal (KTS; 27) “ölüm” ȁlsiz (161; 5819) “güçsüz” ˂ äl (KTS; 64) “güç, kuvvet”

97

amalsız (279; 10400) “çaresiz” ˂ amal (KTS; 44) “çare” baqıtsız (101; 3465) “talihsiz” ˂ baqıt (KTS; 75) “baht, talih” habarsız (103; 3560) “habersiz” ˂ habar (KTS; 609) “haber” ıŋğaysız (212; 7824) “uygunsuz” ˂ıŋğay (KTS; 664) “fırsat, olanak” jazıqsız (59; 1811) “suçsuz, günahsız” ˂ jazıq (KTS; 151) “suç, kabahat”

malsız (104; 3585) “hayvanı olmayan” ˂ mal (KTS; 365) “hayvanların genel adı, mal” mazasız (225; 832) “huysuz” ˂ maza (KTS; 362) “keyif, huzur”

qolaysız (74; 2438) “uygunsuz” ˂ qolay (KTS; 313) “uygun” şarasız (151; 5454) “çaresiz” ˂ şara (KTS; 630) “çare”

tınışsız (44; 1248) “rahatsız, huzursuz” ˂ tınış (KTS; 569) “sakin, rahat” +şıl, +şil

ırımşıl (296; 11083) “batıl itikatlı” ˂ ırım (KTS; 666) “batıl inanç” kekşil (245; 9086) “kinci” ˂ kek (KTS; 224) “kin, öç”

künşil (39; 1042) “günücü, hasetçi”

uyqışıl (23;404) “uykucu” ˂ uyqı (KTS; 583) “uyku” +şaŋ; +şeŋ

kiyimşeŋ (75; 2452) “giyimli, giysili” ˂ kiyim (KTS; 237) “giyim” öŋşeŋ (264; 9822) “hep, tamamen”

+sı; +si

ertesi (265; 9850) “ertesi gün” ˂ erte (KTS; 143) “erken” II.2.1.1.1 İsimden İsim Türeten Yabancı Kökenli Ekler

+paz

Eklendiği kelimelerden sıfat olarak kullanılan isimler türetir. Ek Farsça olmasına rağmen geldiği kelime tabanları genellikle Arapça ve Farsçadır, kazakça kelimelere geldiği de rastlanan nadir durumlardandır.

98 +qor

Eklendiği kelimeye yiyen, yiyici anlamları katan –hor ekinin (Devellioğlu, 2010; 431) ünsüzünün değişmiş şeklidir. Ek Kazakçada kullanılırken h- ünsüzü q-‘ya dönüşmüş, ekin işlevi de değişmiştir. Ancak sadece birkaç kelimede geçen ve işlek olmayan bir ektir. Çalışmada ise kazakça isim tabanlarına geldiği tespit edilememiştir.

naşaqor (299; 11193) “esrarkeş” ˂ naşa (KS; 970) “esrar” ˂ neş’e [Ar.] (Devellioğlu; 2010:965) “neşe, keyif”

qamqor (183; 6690) “koruyucu” < gam [m]-hâr [Far.] (Devellioğlu, 2010: 317) “gam yiyen, kederlenen”

tilevqor (290; 10853) “taraftar” ˂ tilev (KS; 1317) “dilek” +xana

Bu ek, Farsça mesken, beyit, anlamlarında yer ifade eden bir isimken (Devellioğlu, 2010: 373) Türk lehçelerinin tamamında eklendiği tabanla ilgili yer ismi türeten bir ek olarak kullanılmlaya başlamıştır. Türkçe kelimelere eklenebilen ve kullanım sıklığı yüksek bir ektir.

asxana (304; 11374) “yemekhane” ˂ as (KȀTS; C.1, 2006: 696) “yemek”

avruvxana (297; 11132) ˂ dârü’s-sıhha [Far.] (Devellioğlu, 2010: 190) “hastahane” ˂ avruv (KS; 129) “hasta”

jataqxana (249; 9253) “yurt, yatakhane” ˂ jataq (KS; 484) “yatak”

meyramxana (260; 9648) “restoran, lokanta” ˂ meyram (KS; 916) “bayram” +stan, istan

Eklendiği kelimelerle ilgili yer, bölge, ülke ismi türeten Farsça bir ektir (Devellioğlu, 2010: 520).

Qazaqıstan (301; 11276) “Kazakistan” özel isim Türkistan (19; 225) özel isim

+kent

Ek gibi kullanılan Soğdcadan geçtiği iddia edilen bir kelimedir (TS, 2005: 1138; Eren, 1999: 231). tarihî ve çağdaş Türk lehçelerinde köy, kasaba, şehir, semt ifade etmek için sıkça kullanılmaktadır.

99 Täşkent(49; 1441) “Taşkent” özel isim +ger; +ker

İsimlere gelerek yapan ve edeni, yapılan faaliyeti ifade eden kelimeler türeten Farsça bir ektir (Devellioğlu, 2010: 328). Kazakçada kullanılırken Arapça ve Farsça kelimelere gelmekte geldiği kelimeye göre isimlerden sıfat olarak kullanılan yeni isimler türetmektedir.

adamgerşilik (39; 1023) “insaniyet” < Âdem [Ar.] (Devellioğlu, 2010: 11) “dünyadan ilk yaratılan adam”

dȁriger (298; 11139) “doktor” ˂ dârû [Far.] (Devellioğlu, 2010: 188) “ilâç”

javınger (57; 1746) “cengaver, asker” ˂ javın (KS; 489) “yağmur” ˂ ceng-âver [Far.] (Devellioğlu, 2010: 150) “cenkçi”

qızmetker (247; 9147)< hizmetkâr < hizmet [Ar.] (Devellioğlu, 2010: 430)+-kâr [Far.] (Devellioğlu, 2010: 562)

savdager (17; 161) “tüccar” < savda (KȀTS; C.13, 2006: 13) “ticaret”

sayasatker (187; 6831) “siyasetçi” ˂ sayasat [Ar.] (Devellioğlu, 2010: 1119) “siyâset” taqımger (212; 7831) “atçı” ˂ taqım (KS; 1209) “at sırtına oturulduğunda ata değen dizin iç kısmı”

+dar

dindar (296; 11083) “dindar” ˂ din (KTS; 132) “din” bi+, +bey

beybaq (63; 1983) [Far.] “bedbaht, bahtsız” beybereket (51; 1500) “düzensiz, dağınık” beymälim (106; 3690) [Far.] “belirsiz” beymaza (296; 11086) [Far.] “huzursuz” beyqam (194; 7103) [Far.] “gamsız, endişesiz” beytanıs (293; 10943) “tanımayan, bilinmeyen” beyvaqıt (227; 8375) [Far.Ar.] “zamansız, vakitsiz” na+

100 nagan (59; 1807) [Rus.] “tabanca”

namaz (47; 1327) [Far.] “namaz” namıs (50; 1465) [Ar.] “namus”

narazı (301; 11281) [Far.] “itiraz eden” naşar (283; 10566) [Far.] “kötü, fena” nazar (91; 3076) [Ar.] “dikkat, bakış” naza (302; 11296) [Ar.] “üzüntü, teessür”