• Sonuç bulunamadı

“EY, DÜNYE EY” ROMANI ÜZERİNDE DİL İNCELEMESİ

II. 1.1.1.1 Kalınlık İncelik Uyumu

II.2. Şekil Bilgisi

II.2.2. Kelime Çekimi

II.2.2.1. İsim Çekim Ekleri

İsim çekim ekleri, ismi isme, ismi edatlara veya fiillere bağlayan, onlar arasında geçici anlam ilişkisi kuran, anlamlarında bir değişiklik yapmayan, kelime yığınlarını anlamlı bir cümle haline getirmeye yarayan eklerdir (Güneş, 2009: 91; Korkmaz, 1992: 88).

II.2.2.1.1. Hal Ekleri

Hal ekleri, tamlamada veya cümlelerde kelimelerin bir birine münasebetini kuran gramerlik şekildir. Hal eklerinin önemi kelime ile kelimeyi bağlaştırmaktır. Fakat kelime ile kelimeyi sadece bağlaştırmıyor, cümlede söylenen nesnenin yerleştiği yerin, kime ait olduğunu ve yönlendiği yerini gösteren önemli gramer sayılır (Ahanov, 1965: 210). Geniş manada tarife uyan ekleri dar manada kullanılışlarını dikkate alarak asıl isim çekim ekleri ve isim işletme ekleri olarak ikiye ayırmak mümkündür (Ergin, 1998: 130-132). Türk dilindeki eklerin sıralanışına göre isim hal ekleri, çokluk ve iyelik eklerinden sonra soru ekinden önce gelmektedir (Ergin, 1998: 227).

II.2.2.1.1.1. Yalın Hal

Kazak gramerinde yalın halinin özel olarak gramerlik yapısı olmadığından bu zamana kadar araştırmalarda diğer hal türlerin yapmasına esas olarak gelmiş. Yalın halinin kendisine ait özel gramer şekli olmasa da ismin kökünden farklı olarak ve özel gramerlik anlamı vardır. Yalın halin yapısı diğer hal yapıları gibi semantik ve sentaks (cümle bilgisi) yerine de geçer, yani kelime ile kelimeyi bağlaştırmasını yapar. Cümlede sadece öznenin değil belirtenin de yüklemin de görevini yapabilir (İsayev, 2007: 132). Basit veya türemiş şekildeki ismin iyelik ve çokluk eki almış şekilleri de yalın hal sayılmaktadır (Ergin 1998: 227).

128

…meniŋ közdep otırğan jemtiğim sensiŋ. (205; 7554) “…gözüme kestirdiğim avım sensin.”

Ȁn ayaqtalğan soŋ da jurt tarqamadı. (15; 62) “Şarkı bitince de halk dağılmadı.” Ȁpkemiz de, qarındasımız da bar, tek sendey qatınımız joq. (108; 3773) “Ablamız da kız kardeşimiz de var fakat senin gibi kadınımız yok.”

Ȁyel attıŋ üstinde sol qoqıyğan qalpı äli qozğalmay otır eken. (22; 370) “Kadın at üstünde yorgunluktan hareketsiz oturduğu halde hiçbir ses vermedi.”

Kempir, däm-tuzıŋdı äzirle, erteŋ ekevmiz Tilevli men Äjikeŋniŋ aldına baralıq. (33; 786) “Hatun, tatlılarını hazırla yarın ikimiz Tilevli ile Ajiken’e gidelim.”

Meniŋ balam qırğızğa tartadı. (208; 7653) “Benim oğlum Kırğız’a benzeyecek.” Meniŋ üyim seniŋ de üyiŋ. (111; 3860) “Benim evim senin de evin.”

Mine, bul aytqanıŋ şındıq. (53; 1572) “İşte bu söylediğin gerçektir.”

Osında meniŋ ini-qarındastarım otır. (261; 9708) “Burada benim kardeşlerim oturuyor.”

Qazaq atavlı küni erteŋ jer betinde qala ma, joq pa, onı bir quday bilmese, adam bilmeydi. (32; 761) “Kazak dediğin yarın yaşar mı yaşamaz mı, onu bir Allah bilir.”

II.2.2.1.1.2. Yönelme (Yaklaşma) Hali

Yönelme halinin esas görevi ismi fiile bağlayarak ismin hareketinin geçtiği yeri ve yönünü göstermesidir. Buna ilaveten yönelme hali eki alan ismi kendisinden sonra gelen edatlara bağlayarak edat grubu da oluşturur (Korkmaz, 1992: 173; Ergin, 1998: 228; İsayev, 2007: 136).

Kazakçada yönelme hali eki +a, +e, +qa, +ke, +ğa, +ge, olup ek; iyelik eki almış isimlerden sonra +a, +e; sedasız ünsüzlerden sonra +qa, +ke; sedalı ünsüzlerden sonra +ğa, +ge; şekliyle isimlere eklenir. +a/+e şekli teklik üçüncü şahıs iyelik eklerinden sonra zamir n’si alarak kullanılır (Buran-Alkaya, 2018: 299; Biray vd., 2018: 83; Bürkit vd; 2012: 23).

Yönelme hali eki teklik birinci, ikinci ve üçüncü şahıs zamirleriyle kullanılırken ses değişmesiyle kalıplaşmış olarak mağan “bana”, sağan “sana”, oğan “ona” şeklinde kullanılır (Biray vd., 2018: 93).

129

…birese Şäyige, birese Äjikenge jaltaqtadı. (67; 2149) “…bir Şeyi’ye bir Ajiken’e endişelenerek baktı.”

…biyligim öz balama da jürmeydi. (69; 2233) “…sözüm kendi oğluma da geçmiyor.” …bul jaqqa jolamadı. (265; 9849) “…bu tarafa gelmedi.”

…ıqılasıŋızğa raxmet. (67; 2152) “…niyetinize teşekkür.” …Tazabekke üstattı. (67; 2127) “…Tazabek’e verdi.”

…toi-tomalaqqa orın tabılar. (67; 2145) “…düğüne bir hayırlısı olur.”

…törkinime ketip qalsam ba dep te tolqıdım. (173; 6294) “…anne babamın evine kaçıp gitsem mi diye de düşündüm.”

…üyine qaray şubap keledi eken. (68; 2180) “…evine doğru geliyormuş.” Kim? dedi Jameşke jalt qarap. (33; 779) “Kim o? dedi Jameş’e dönüp.”

II.2.2.1.1.3. Bulunma Hali

Bulunma hali, ek alan ismin hareketin kendi üzerinde veya kendi içinde cereyan ettiğini gösterir, bu işleviyle bağlandığı fiili yer bakımından tamamladığı için, yer tamlayıcısı konumunda bulunur, buna ilaveten aynı işleviyle kelime grupları oluşturur. Bulunma hali, nesnenin bulunduğu yeri ve yüklenenin bulunduğu yeri gösterir (Ergin, 1998: 234-235; Güneş, 2009: 92).

Kazakçada bulunma hali eki +da, +de, +ta, +te olup ek ünlüler ve sedalı ünzüzlerden sonra +da/+de, sedasız ünsülerden sonra +ta/+te şeklinde kullanılır. Teklik 3. Şahıs iyelik ekinden sonra isimle ek arasına zamir n’si girer (Buran-Alkaya, 2018: 300; Biray vd., 2018: 83; Bürkit; 2012: 23).

…biriniŋ qolında besatar, ekinşisinde birdeŋke mıltıq, üşünşisinde tapanşa. (70; 2276) “…birinin elinde beşli tüfek, ikincisinde bilmem ne tüfek, üçüncüsünde tabanca.”

…Kömirşide bas qosıp (82; 2722) “…Kömirşi’de bir araya gelip.”

…onıŋ eki balasında eki üyi bar. (189; 6936) “…onun iki çocuğunda iki evi var.” …qalmaqta da bolatının kördi ğoy mana. (20; 275) “…Kalmukların da öyle olduğunu az önce görmüştü.”

130

…tav-tasta tajal tığılıp turğanday körinedi. (32; 748) “…dağ-taşta felaket saklanmış gibi geliyordu.”

Bayğabıldıŋ üyinde Toğızbulaqta jolıqtı. (142; 5091) “Bayğabıl’ın evinde Toğuzbulak’ta görüştüler.”

Biyikte turğan adam biyiktegini köredi. (214; 7872) “Yüksekte olan kişi yükseği de görür.”

Kerevette kerilip jatuvşı edik. (124; 4380) “Yatakta gerilip uzanıp yatardık.” Mende iyod bar edi. (54; 1627) “Bende iyot vardı.”

Mende tek qural-sayman joq. (55; 1674) “Bende sadece alet yok!”

O(n)da bilim, aqıl-ayla bar, sende alavızdıq pen künşildik bar. (39; 1041) “Onda ilim, akıl, şuur var, sende hasetlik, fitne var!.”

Saldattıŋ jırtılğan etegi qolımda qaldı. (71; 2290) “Askerin yırtılan parçası elimde kaldı.”

II.2.2.1.1.4. Ayrılma (Uzaklaşma) Hali

Ayrılma hali eki, hareketin çıktığı yeri ve sebebini bildirerek ismi fiile, kendisinden sonra gelen isme bağlayarak da kelime grupları oluşturur (Ergin, 1998: 235; Biray vd., 2018: 83-84; Güneş, 2009: 92).

Kazakçada ayrılma hali eki +dan, +den, +tan, +ten, +nan, +nen olup ek; ünlüler ve geniz ünsüzleri hariç sedalı ünsüzlerle biten isimlerden sonra +dan/+den, sedasız ünsüzlerden sonra +tan/+ten, geniz ünsüzleri m, n ve ñ’den sonra +nan/+nen şeklinde gelir (Biray, vd., 2018: 84; Buran-Alkaya, 2018: 300). Ancak, iyelik ekli isimlerden sonra gelen zamir n’si ile n ile biten şahıs zamirlerinden sonra zamir n’si ve şahıs zamirinin n sesi erir ve ek +an/+en şeklinde görünür (Biray, vd., 2018: 84). Ancak incelenen metinde yazarın bu iki n sesini de yazdığı örneklere rastlanmaktadır.

…alıstan kele jatqan bolar. (54; 1637) “…uzaktan gelmiş olabilir.”

…menen (mennen) küder üzsin dep ayttım. (28; 585) “…benden artık uzak dursun.” …momınnan ne ümit, ne qayır. (77; 2541) “…korkaktan ne ümit ne hayır vardır.” …ölikten ȁldeqayda avır. (62; 1927) “…ölümden daha ağır.”

131

…qayıŋnan kesip (42; 1159) “…kayın ağacından kesip.”

…qayıŋnan kesip ekevmizge eki bos moyın şoqpar jasa. (42; 1159) “…ikimize kayın ağacından iki topuz yap.”

…soyıldan basqa qaruvı joq. (42; 1147) “…topuzdan başka silahları (alet) yoktu.” …tütinnen qaqalıp şaşalıp. (218; 8050) “…dumandan boğulup.”

Äjiken de seziktengennen bäyek boldı. (66; 2120) “Äjiken de şüphelendiğinden dalkavuk oldu.”

Elden estuvimşe… (66; 2103) “Halktan işittiğime göre…”

Jalaŋaş jaqtan qalıŋ attı kisi kele jatqanın körip… (47; 1339) “Jalanaş taraftan birçok gelen kişiyi görüp...”

Ölimnen qorıqpaytın adam joq. (50; 1469) “Ölümden korkmayan insan olmaz.” Özennen öte almay… (117; 4112) “Irmaktan geçemeden….”

Qaynağamnan atıs kezinde köz jazıp qalıp. (54; 1605) “Kaynatamı vuruşurken gözden kaçırdım.”

…qazaqtıŋ öz ağayınan artıq. (39; 1021) “…Kazak’ın kendi akrabasından da yakın.” Solardan tarağan özen-su… (45; 1265) “Onlardan gelen ırmak-su...”

Ul-qızdarıŋ ağayınnan ajıramasın! (67; 2136) “Kız oğlanlarınızı yakınlarından ayırmasın!”

II.2.2.1.1.5. Belirtme (Yükleme) Hali

Belirtme hali, bir ismi direk olarak fiile bağlayan ektir. Yükleme halindeki bir isim cümlede nesne olarak görev yapar (Ergin, 1998: 231-232; Güneş, 2009: 97).

Kazakçada yükleme hali eki +nı, +ni, +dı, +di, +tı, +ti olup ek; geniz ünsüzlerinden sonra +nı/+ni, geniz ünsüzleri dışındaki sedalı ünsüzlerden sonra +dı/+di, sedasız ünsüzlerden sonra +tı/+ti; üçüncü teklik şahıs iyelik ekinden sonra +n şeklinde gelir (Buran-Alkaya 2018: 299; Biray vd., 2018: 82). Yalnız ek, teklik ve çokluk birinci ve ikinci şahıs zamirlerinden sonra +ı/+i şeklinde gelir (Biray vd., 2018: 82). Kazakçada yükleme hali eki almayan nesnelerde gizli yükleme hali ekinin olduğu belirtilir (Iskakov, 1991: 63).

132

…özen-köliŋdi tartıp alıp jatır. (39; 1040) “…ırmağını, nehrini zorla alıyorlar.” …qazaktı bala berse de qıradı. (35; 880) “…askere çocuk verse de Kazak’ı öldürür.” Aŋ(ø) atuw men adam(ø) atuw… (51; 1489) “Hayvan vurmakla insan vurmak…” Jotağa şığa kelgen top attını sayğa tığılğan bular da, köşip kele jatqandar da bir sätte kördi. (55; 1644) “Tepeye çıkan birçok atlıyı yamaca saklananları göç edenler de bir anda gördüler.”

Jüzik pen Şȁyi jȁrmenkeni qaq jara aralap… (29; 635) “Jüzük ile Şeyi pazarın her tarafını gezmelerine rağmen….”

On altığa tolğan qızdı… (13; 01) “On altı yaşına gelen kızı…”

Öz dosın jamandağan jigitti… (18; 189) “Arkadaşını kötüleyen adam hakkında….” Öz vädesin sıylamağan patşanı biz de sıylamaymız. (35; 871) “Sözünü tutmayan padişaha biz de saygı göstermeyeceğiz.”

Sensiŋ meni oğan ȁdeyi körsetip jürgen. (21; 309) “Sen bilerek beni onun yanına getirdin.”

Sirä, än(ø) aytkan orıs qızın bäriniŋ de öz közimen körgisi bar. (15; 62) “Herhalde şarkı söyleyen Rus kızın kendi gözleriyle görmek isterler.”

Sopıyanı özim aparıp qaytayın. (55; 1682) “Sopıya’yı ben kendim götürüp geleceğim.”

II.2.2.1.1.6. İlgi (Tamlayan) Hali

İlgi hali eki, bir ismi sonraki bir isme bağlar ve ikisi arasında ilişki kurar. Her zaman iyelik eki almış unsurla bağlantıdır, bundan dolayı ikinci isim unsurunun aldığı teklik üçüncü şahıs iyelik eki kendisinden önceki isim ilgi hali eki almasa bile onun varlığına işaret eder. Yalın durumdaki bütün isimlere eklenen ilgi eki ya sahiplik anlamı katar ya da başka ilişkiler bildirir. İlgi hali, ilgi ekinin eklenerek de kullanıldığını, açıkça veya gizli olarak kullanımlarındaki anlamların tam olarak aynı olmadığını, ek eklense de eklenmese de ilgi ekli kelimenin her zaman tamlayan olduğunu gösterir. İlgi ekinin ismi isme ve aynı işlevle ilgili ismi fiile bağlama görevi dışındaki üçüncü görevi ise ismi bir edata bağlayarak edat grubu oluşturmaktır (Ergin, 1998: 229-230; Güneş, 2009: 94). İlgi hali eki iyelik ekine bağlı olarak teşekkül ettiği için birinci ve ikinci şahıs teklik ve çokluk iyelik eki almış bütün unsurlardan önce genellkle ilgi eki almış bir zamir bulunur. Teklik üçüncü şahıs iyelik eki almış isim

133

unsurundan önce ilgi eki gelmeyebilir fakat bu durumda gizli olarak varmığı kabul edilir. İyelik ekleri eklendikleri kelime dışında bir şahsı da ifade ettikleri için şahıs zamirleri yazılmadan da kullanılan iyelik ekleri bir zamirin varığına işaret eder (Ergin, 1998: 381-384). Kazakçada ilgi hali eki +nıŋ, +niŋ, +dıŋ, +diŋ, +tıŋ, +tiŋ olup ek, ünlüler ve geniz ünsüzlerinden sonra +nıñ/+niñ, geniz ünsüzleri hariç sedalı ünsüzlerden sonra +dıñ/+diñ, sedasız ünsüzlerden sonra +tıñ/+tiñ şeklinde kullanılır. Bazen ekin nazal n sesinin düştüğü görülür. Jazdı küni (<jazdıñ küni) gibi; yine ilgi hali ekinden sonra aitlik eki geldiğinde de ñ sesi düşer meniki (<meniñki) örneğinde olduğu gibi (Biray vd., 2018: 81-82)

…(seniñ) bükil ağayınıŋ men avıldasıŋ sonıŋ mal-janın bağadı. (190, 6943) “…tüm akrabaların ve komşuların onun hayvanlarına bakıyor.”

…ȁke-şeşesiniŋ riza ekenin işi sezdi. (34; 814) “…anne babasının razı olduklarını hissetti.”

…at(tıñ) basın tarttı. (51; 1510) “…atın başını çevirdi (atın başı).”

…äveli jaralı adamnıŋ jağdayın oylasaŋdarşı. (56; 1692) “…ilk önce yaralı kişinin durumunu düşünün.”

…bizdiki (107; 3710) ˂ bizdiŋki “bizimki.”

…jigittiŋ kürektey alaqanına qızdıŋ qolı kömilip ketti. (26; 512) “…kürek gibi olan avucunda kızın eli kayboldu.”

…kädimgi orıs qızı şıktı. (15; 81) “…tam Rus kızı çıktı (Rus’tıñ kızı).” …köz qırın tastadı. (15; 91) “…gözünün kenarıyla baktı; (köziniŋ qırı).” …qarağaydıŋ işine ala jönelgen. (24; 437) “…ormanın içine götürüverdi.” …sözdiŋ mȁnisin Şȁyi tüsindi. (25; 485) “…lafın manasını Şeyi anladı.”

Jazıqsız, qaruvsız halıqtı qırıp salğanına maqtanğan mınalar orıstıŋ javıngeri degen attan sadağa ketsin! (59; 1811) “Günahsız, silahsız halkı öldürdüğü için gururlanan sizin gibi Rus’ın askerine lanet olsun!”

Meni rotmistr Kravçenkonıŋ özi jumsadı. (57; 1736) “Beni Bakan Kravçenko’nun kendisi gönderdi.”

134

Qazaqtıŋ kelinimin, Qojaqtıŋ qatınımın. (64; 2000) “Kazakların geliniyim ve Kojak’ın karısıyım.”

Taldıbulaqtıŋ poştasında otırğanımda… (64; 2003) “Taldıbulak’ın postanesinde oturduğumda…”

II.2.2.1.1.7. Vasıta Hali

Vasıta hali, işin, hareketin vasıtası ile yöntemini mekânı ile zamanını, ortaklaşma, birleşme, bağlanma, gibi ilişkilerini ve başka çeşitli anlamları bildirir. Vasıta hali eki, bir ismi bir isme veya ismi fiile bağlar (Korkmaz, 2003: 317-324; Güneş, 2009: 95).

Kazakçada vasıta hali eki +men, +ben, +pen, +menen, +benen, +penen şeklinde olup ek; ünlüler ve –z hariç sedasız ünsüzlerle biten isimlerden sonra +men/+menen, -z ünzsüzü ile biten isimlerden sonra +ben/+benen, sedasız ünsüzlerle biten isimlerden sonra +pen/+penen şeklinde gelir (Biray vd., 2018: 84-85).

…jılı ıqılaspen amandastı. (17; 144) “…güler yüzle selamlaştı.”

…orıs bizben bawırlasqısı kelip turadı. (39; 1024) “…Rus bizimle kardeş olmak istiyor.” Orıspen atısqan qazaq bolsa… (65; 2075) “Ruslarla vuruşan Kazak ise…”

…tabaqpen et tarttı (184; 6717) “…tabakla et yemeği verildi.”

Atınan tüsip, eki-üş jurttağı küldi ağaşpen avdastırıp qaradı. (92; 3129) “Atından inip külü ağaçla eşeleyip baktı.”

Halıkpen birge ösip-öniŋder! (67; 2141) “Halkla birlikte çoğalın!”

Ne körsek te elmen birge köremiz. (42; 1160) “Başımıza ne gelirse de halkla birlikte görürüz (ne olursa olsun halkla birlikte görürüz).”

Qazaqpen olardıŋ… (156; 5629) “Kazakla onların…”

Senimenen ötkizgen jartı künüm. (272; 10139) “Seninle geçiren yarım günüm.” Tavdan asqan bultpenen aralasıp. (152; 5460) “Dağdan geçen bulutla karışıp.”

II.2.2.1.1.8. Eşitlik Hali

Eşitlik hali eki, kelime grubu ve cümlede fiilin nasıl gerçekleştiğini veya tarzını ifade eder. Benzetme hali, genelde denklik ifadesi taşımakla birlikte, benzerlik, yakınlık, miktar,

135

karşılaştırma, kanaat, benzetme gibi değişik ayrıntıları da dile getirmektedir (Ergin, 1998: 239; Korkmaz, 2003: 324-329; Biray vd., 2018: 85; Güneş, 2009: 93).

Kazakçada eşitlik hali eki +day/+dey, +tay/+tey; +şa/+şe olup ek; ünlüler ve ve sedalı ünsüzlerle biten isimlerden sonra +day/+dey, sedasız ünsüzlerden sonra +tay/+tey ekleri kullanılır. +day/+dey, +tay/+tey ekleri benzetme, +şa/+şe ekliri ise daha çok eşitlik ifade etmek için kullanılır (Biray vd., 2018: 85).

…eresek qızday körsetip (13; 15) “…biraz yetişkin gösterdiği için.” …erkekşe kiyinip alıpsıŋ ğoy. (51; 1523) “…erkek gibi giyinmişsin.”

…jigittiŋ kürektey alaqanına qızdıŋ qolı kömilip ketti. (26; 512) “…kürek gibi olan avucunda kızın eli kayboldu.”

…ot tigen qav otınşa Tazabektiŋ denesi örtenip qoya berdi. (84: 2810) “…ateş değmiş ağaç gibi Tazabek’in vücudu yanıyordu.”

…öŋkigen qalmaq şökken tüyeşe etpetinen tüsti. (115; 4022) “…cüsseli Kalmuk çömelmiş deve gibi sendeleyerek düştü.”

…sülikşe sorıp üyrengen savdager sekildi. (16; 126) “…haksız kazanç sağlamaya alışmış bir tüccarı gibi.”

…şabarmanşa şaqılday qalıptı. (168: 6096) “…ulak gibi konuşup duruyordu.”

…toğız ölik mülikşe teŋkiyip-teŋkiyip jatır. (61; 1899) “…dokuz ceset dağınık eşya gibi yatıyormuş.”

Tabaqtay beti… (16; 124) “Geniş yüzü…”

Tazabekti quşağında qantşa eritti. (95: 3264) “Tazabek’i kucağında bal gibi eritti.” Tüyedey tım iri… (16; 123) “Deve gibi kocaman…”

II.2.2.1.1.9. Karşılaştırma Hali

Karşılaştırma eki, Bir nesnedeki özelliğin başka bir nesnedeki özellikle miktarını, fazlalığını ifade eden ektir (Doğan-Koç, 2013: 211).

Kazakçada ek, +raq/+rek, +law/+lew, +daw/+dev, +taw/+tew şeklinde olup ek, ünsüzlerden sonra +raq/+rek, ünlülerden sonra +law/+lev, tonlu ünsüzlerden sonra +daw/+dew, tonsuz ünsüzlerden sonra +taw/+tew şeklinde gelir (Doğan-Koç, 2013: 211).

136

…alısıraq keteyikşi. (24; 431) “…uzaklaşarak gidelim.”

…könelev kimeşekti kempir. (14; 56) “…eski başörtülü yaşlı bir kadın.”

…mağan durıstav qazaqtı da qıymaysız ba? (52; 1548) “…bana dürüst bir Kazak’ı kıyamadın mı?”

…minez-qulqı tüsiniksizdev. (229; 8472) “…karakteri ile hareketi anlamsız gibiydi.” …Tazabekke qıyındav soqtı. (249; 9245) “…Tazabek’e biraz zor geldi.”

…tezirek bolsa eken dep tiledi. (49; 1430) “…çabucak kavuşmak için dua etti.” Eresektev eki ul… (194; 7114) “biraz daha büyük iki oğlu...”

Juqalav ğana taldırmaş jigit… (304; 11378) “İncecik olan delikanlı….” II.2.2.1.2. İyelik Ekleri

İyelik ekleri, eklendiği ismin kime veya neye ait olduğunu şahıs zamirlerine isnat ederek gösteren; isimle isim arasında bağlantı kuran isim işletme ekleridir (Ergin, 1998: 221; Korkmaz, 2003: 259; Eckman, 2013: 66).

Kazakçadaki iyelik ekleri, eski Türkçede kullanılan şekillerle aynıdır (Gabain, 1988: 70) ve günümüzdeki Türk yazı dillerinde kullanılan ortak eklerdendir (Buran-Alkaya, 2018). Kullanımdaki bazı küçük farklar dışında aynı sayılır. Kullanımdaki farklardan birincisi Kazak Türkçesinde kullanılan iyelik eklerinin yuvarlak ünlülü şekillerinin olmamasıdır (Buran-Alkaya, 2018: 298), ikincisi ise bazı çokluk şekillerin teklik şahıslarda nezaket gereği kullanılmasıdır.

II.2.2.1.2.1. Teklik 1. Şahıs İyelik Eki +m

Teklik 1. Şahıs iyelik eki eski Türkçedeki gibi –m’dir (Gabain, 1988: 70). Bu ek Türkiye Türkçesinde de –m şeklindedir (Ergin, 1998: 222; Korkmaz, 2003: 260). Yalnız, yönelme eki–ġa/-ge, qa/-ke teklik birinci şahıs iyelik ekinden sonra –a/e şeklinde (Isqaqov, 1991: 62-63; Biray vd., 2018: 83), belirtme eki –dı/-di (Biray vd., 2018: 82), ilgi hali eki – dın/din (Biray vd., 2018: 82) şeklinde gelir.

…jeŋgem de şarşar. (194; 7100) “…yengem de yorulur.” …ökil inim boladı. (183; 6703) “…manevi kardeşim olacak.” Ȁke-şeşem bar edi. (176; 6393) “Anne babam hayattaydı.”

137

Ayağımnıŋ astı körinbeydi… (23; 398) “Ayağımın altı gözükmiyor...” Bir bavırım, kelinim bar edi. (176; 6394) “Bir kardeşim ve gelinim vardı.” Eki ulım äli kişkentay. (182; 6636) “İki oğlum daha küçük.”

Kelinim soŋğe körgenimde avırayaq edi. (176; 6394) “Gelinimle son görüştüğümde hamileydi.”

Körip tursındar ğoy qarındasıma kelgenimdi. (17; 169) “Görüyorsunuz ki kardeşime geldiğimi.”

Közime körinbesin! (31; 701) “Gözüme gözükmesin!”

Nemeremdi oqudan şığarıp jiberipti. (298; 11160) “Torunumu okuldan atmış.”

Qaynatam men qaynağamnan köz jazıp qalıp… (54; 1605) “Kaynatam ile kayınbiraderimi kaybetip….”

II.2.2.1.2.2. Teklik 2. Şahıs İyelik Eki +ıŋ; +iŋ, +ŋ

Teklik 2. şahıs eski Türkçedeki nazal ŋ şeklindedir, eski Türkçede kullanılan –g/-ġ şekli ise günümüz Kazakçasında kullanılmaz (Gabain, 1988: 70). Ancak bu ekten sonra yönelme hali eki –a/-e (Biray vd., 2018: 83; Janpeyisov vd., 2002: 457), ayrılma hali eki –nan/-nen (Biray vd., 2018: 84; İsayev; 2007: 134), belirtme hali eki –dı/-di (Biray vd., 2018: 82; Isayev; 2007: 134) şeklinde gelir.

…ağaŋnıŋ üyi ğoy, dedi. (279; 10419) “…ağabeyinin evi ya, dedi.” Aqılıŋnan aynalayın! (266; 9915) “Akıllım benim!”

Bayıŋ ba? (65; 2077) “Kocan mı?”

Jameş, samawırınıŋdı qoy… (65; 2041) “Jameş, semaverini hazırla…”

Jaŋağı bir äniŋdi bizge aytıp berşi. (195; 7148) “Az önceki şarkını söylermisin.” Köŋiliŋe keletin söz aytıp qoydı ma? (65; 2044) “Gönlünü kıracak kelime mi söyledi?”

Mına söziŋnen keyin ökpem tarqadı. (65; 2058) “Bu sözünden sonra öfkem geçti.” Öziŋniŋ dosıŋ Jomart. (27; 568) “Kendi arkadaşın Jomart.”

Qarındasıŋ tım erke. (65; 2067) “Kardeşin çok şımarık.”

Qarındasıŋa kelseŋ qarındasıŋmen söylese ber. (17; 172) “Kardeşine geldiysen kardeşinle konuş.”

Seniŋ ȁke-şeşeŋ men bavırlarıŋdı tiridey örtep… (292; 10909) “Senin anne babanla kardeşlerini diri diri yakıp….”

138

Çokluk ikinci şahıs iyelik ekleri, şahıs zamirleri olmadan teklik 1. şahıslarda nezaket şekli olarak kullanılabilir.

nezâket +ŋız, +ŋiz, +ıŋız, +iŋiz

Aman-esen jürgeniŋizdi apam ekevmiz de tileymiz. (65; 2056) “Sağ salim olmanızı annemle ikimizde isteriz (dileriz).”

Bir adamıŋızdı atıp öltirip… (58; 1802) “Bir adamanızı öldürüp….”

Qarğa bavırınız ğoy, öz qazağıŋız üşin öz bavırıŋızğa bir avız söz ayta ma degen tilek qoy bizdiki. (107; 3708) “Karga sizin kardeşiniz, kendi Kazak kardeşleriniz için kardeşinizle bir kaç kelam etseniz diye bir niyet bizimki.”

Qızıŋızdıŋ quyğan şayı taŋdayımızdı da, maŋdayımızdı da jibitti. (240; 8911) “Kızının çayı bal oldu, boğazımızı da alnımızı da ıslattı.”

II.2.2.1.2.3. Teklik 3. Şahıs İyelik Eki

Teklik 3. şahıs iyelik eki eski Türkçede olduğu gibi düz ünlülü olarak –ı/-i, -sı/-si (Gabain, 1988: 70) şeklindedir.

Teklik 3. şahıs iyelik ekinden sonra belirtme eki -n şeklinde (Doğan-Şuataman, 2007: 185; Buran-Alkaya, 2018: 299; Janpeyisov vd., 2002: 457) gelir. Yine teklik 3. Şahıs iyelik eklerinden sonra bulunma hali eki geldiğinde araya zamir n’si girer (Doğan-Şuataman, 2007: 187; Janpeyisov vd., 2002: 457), ayrılma hali eki ise –nan/-nen şeklinde gelir (Doğan-Şuataman, 2007: 187; İsayev; 2007: 134).

…adamnıŋ jağdayın oylasaŋdarşı. (56; 1693) “…insanın halini anlasanıza.” …avılında ötetin körinedi. (18; 206) “…köyünde geçirecek gibi.”

…bavırı men jeŋgesi bosağadan attatpaptı. (288; 10779) “…kardeşi ile yengesi evine almamış.”

…javırınan qapsıra quşaqtadı. (21; 317) “…omzundan sarıla kucakladı.” Ağıntaydıŋ jeydesin… (54; 1615) “Ağıntay’ın gömleğini...”

Aqırı kelini… (287; 10720) “Sonunda gelini...”

Biraq qızdıŋ ȁke-şeşesi… (290; 10862) “Fakat kızın anne babası…”

Jüzinen de, minezinen de ayğaylap turğan ȁbestigi joq. (40; 1085) “Yüzünen de huyunan da ters hareketi görülmüyor.”

Ol abısını… (286; 10684) “O eltisi…”

Oralbektiŋ eki balası men Keŋesbektiŋ qızın… (288; 10770) “Oralbek’in iki oğluyla Kenesbek’in kızın…”

139

Qızı men ulı aralas. (194; 7113) “Kızı ile oğlu beraber.”

Şȁyiniŋ közinen jas şığıp kete jazdadı. (31; 715) “Şeyi’nin gözleri ağlayacaktı.” Tazabektiŋ jüregi… (54; 1610) “Tazabek’in yüreği…”

II.2.2.1.2.4. Çokluk 1. Şahıs Ekleri

Çokluk 1. Şahıs iyelik eki eski Türkçedeki gibi –mız/-miz şeklinde olup (Gabain, 1988: 70) tek farkı sadece düz ünlülü şekiller kullanılır (Biray vd., 2018: 80; Doğan-Şuataman, 2007: 190).

Çokluk birinci şahıs iyelik ekinden sonra belirtme hali eki –dı/-di şeklinde (Biray vd., 2018: 82; Doğan-Şuataman, 2007: 185), ilgi hali eki –dın/-din şeklinde (Biray vd., 2018: 83; Şuataman, 2007: 185), vasıta hali eki –ben şeklinde (Biray vd., 2018: 84; Doğan-Şuataman, 2007: 187) gelir.

…aqılımızdı tıŋdaytın ol emes. (35; 862) “…akıllımızı alacak o değil.”

…atamızdıŋ bizge bergen batası. (216; 7950) “…dedemizin bize verdiği duası.” …öz közimizben körip qaytayıq, dedi. (57; 1730) “…kendi gözümüzle görelim, dedi.” Ȁdil dep sengen aq patşamız alaqol şıqtı, dedi kürsinip. (37; 946) “Adil diye inandığımız Çar zalim oldu! dedi ah çekerek.”

Bir kisimizdi atıp öltirdi. (99; 3401) “Bir kişimizi öldürdüler.”

Ekevmizdiŋ bedelimiz ben aqılımız… (38; 1009) “İkimizin şöhretimizle akılımız...” Erkegimiz bugün ölmese… (100; 3442) “Erkeklerimiz bugün ölmese….”

II.2.2.1.2.5. Çokluk 2. Şahıs İyelik Ekleri

Kazakçada kullanılan çokluk 2. şahıs iyelik ekleri, eski Türkçedeki –ŋız/-ŋiz şekillerinin