• Sonuç bulunamadı

“EY, DÜNYE EY” ROMANI ÜZERİNDE DİL İNCELEMESİ

II. 2.2.2.2.1.1 Geçmiş Zaman

Geçmiş zaman kipleri fiilde belirtilen hareketin yaşanmakta olan andan önce başlayıp sona erdiğini belirten kiplerdir. Bir görülen bir de dinlenen veya duyulan hareketi ifade eden iki geçmiş zaman vardır. Bazı Kazakça kaynaklarda awıspalı ötken şaq (belirsiz geçmiş zaman) denilen ancak bazan geniş bazan da gelecek zaman hikayesi manası veren bir zaman da vardır (Janpeyisov vd., 2002: 517) ancak çalışmada bu ekle yapılan çekimler geniş ve geleck zaman hikayesi başlığı altında değerlendirilmiştir.

II.2.2.2.2.1.1.1. Görülen Geçmiş Zaman -dı, -di, -tı, -ti; -ğan/-gen, -qan/-ken

Fiilde belirtilen hareketin, yaşanmakta olan andan evvel olup bittiğini ve fiilin öznesinin bu hareketin bizzat şahidi olduğunu veya bilgisi dâhilinde olduğunu belirtir. Görülen geçmiş zaman kipi iyelik kökenli olan ikinci tip şahıs ekleriyle çekilmektedir. Şahıs eklerinin iyelik kökenli olması ekin bir fiilden isim türetme ekinden zaman ekine dönüştüğü kanaatini uyandırmaktadır (Ergin, 1998: 298-300; Koraş, Baykoca, 2000: 132).

Görülen geçmiş zaman eki eski Türkçede de –dı/-di, -tı/-ti şeklinde olup iyelik kökenli şahıs ekleri alırlar (Gabain, 1988: 81). Çağatay döneminde görülen geçmiş zaman ekleri –dı/-di, -tı/-ti, -du/-dü, -tu/-tü şeklinde ekin hem düz hem yuvarlak ünlülü şekilleri kullanılmıştır, nadiren üçüncü şahıslarda mana pekiştirmek için -dur/-dür kullanılmıştır (Eckmann, 2013: 125-126).

Kazakçada görülen geçmiş zamanı ifade eden üç ek vardır. Bunlardan birincisi eski Türkçede olduğu gibi -dı/-di, -tı/-ti şeklinde olup daha yakın bir geçmişte olanı ifade eder, ekin sadece düz şekilleri vardır bu ekler ikinci tip şahıs ekleri alırlar (Janpeyisov vd., 2002: 515).

Kazakçada –dı/-di’den daha geçmiş bir zamanı ifade eden –gan/-gen ekleri eski Türkçede fiilden isim veya sıfat yapan bir ek durumundadır (Gabain, 1988: 52). Ekin ilerleyen zamanda şekil ve zaman eki olarak kullanılması o dönemlerde ağızlarda da kullanılması

168

ihtimalini güçlendirmektedir. Nihayet ekin Çağatay yazmalarında şekil ve zaman eki olarak kullanılması da (Eckmann,2013: 135-136) bu tahmini güçlendirmektedir. İlerleyen zamanlarda bu ek Oğuz grubu dışındaki Türk topluluklarının görülen veya öğrenilen geçmiş zaman eki olarak yaygınlaşmıştır.

Janpeyisov vd., –ğan/-gen, -qan/-ken eklerinin hareketin daha geçmişte olduğunu ifade etmek için kullanıldığını belirterek bu eki öğrenilen veya duyulan geçmiş zaman eki –p, -ıp/-ip ile birlikte değerlendirir (Janpeyisov vd., 2002: 515).

Ancak Janpeyisov’un –ğan/-gen, -qan/-ken ekleri daha geçmiş zamanı ifade eder ifadesini Isqaqov’un ekin hikâye birleşik çekimindeki kullanılışı hakkındaki verdiği bilgiden anlıyoruz (1991: 249). Bu ek diğerinden farklı olarak birinci tip şahıs ekleri alırlar.

Kazakçada kullanılan üçüncü görülen geçmiş zaman eki –atın/-etin, -ytın/-ytin olup (Sızdıqova, 2012: 85; Janpeyisov vd., 2002: 517; İsayev, 2007: 302) ek basit kip olarak kabul edilmekle beraber ifade ettiği mana bakımından birleşik çekime karşılık gelir. Hatta Türkiye’de hazırlanmış bazı gramer kitaplarında görülen geçmiş zaman başlığı altında değil geniş zamanın hikayesi başlığı altında değerlendirilmiştir (Biray vd., 2018: 114), bazılarında basit zaman olarak değerlendirilmiş geniş zamanın hikayesi anlamı kattığı belirtilmiştir (Doğan-Koç, 2013: 257; Doğan-Şuataman, 2007: 209-210). Bazı Kazakça gramer kitaplarında geçmiş zaman başlığı altında değerlendirilen ekin fiile kattığı zaman, geniş ve gelecek zamanın hikayesi olarak değerlendirilmiştir (Janpeyisov vd., 2002: 517).

-dı/-di, -tı/-ti

Ertesi jurt järmeŋkeniŋ jelke tusına jinaldı. Jaqıpberdi buyrıq ispetti tapsırma ayttı. (50;1451) “Halk, ertesi gün pazarın arkasında toplandılar. Jakıpberdi emrederek görev verdi.”

Jalt qarağan Tazabek şoqaqtap şavup bara jatqan jiyırma otız äskerdi kördi. (50;1482) “Tazabek aniden baktığında dörtnala gelen yirmi otuz asker gördü.”

Olar menen at quirığın kesip ketti. Men Qojaqqa ilesip Qazaqtarga qosıldım. (52;1542) “Onlar geri döndüler. Ben de Kojak’la birlikte Kazakların peşine takıldım.”

Sol künü jarmeŋkege jetpey, irgesindegi Böleksazğa kelip qondı. (49;1437) “O gün pazara varmadan yanındaki Beleksaz’da konakladı.”

Sol oyğa bekinip, batayın dep bara jatqan künge jalınışpen sıyına qaradı. (46;1311) “O düşüncesini güçlendirip batmak üzere olan güneşe yalvararak, dua ederek baktı.”

169 -ğan/-gen, -qan/-ken

-ğan/-gen, -qan/-ken ekleri –dı/-di, -tı/-ti ile karşılaştırıldığında daha geçmişte olanı ifade eder (Janpeyisov vd., 2002: 515; Biray vd., 2018: 104).

…äkem közi tirisinde Tilevli ağanıŋ qızı Şäyige quda tüsip qoyğan. (53; 1603) “…babam hayattayken Tilevli ağabeyin kızı Şeyi’yi istemişti.”

…äkemmen aralas, qoralas ömir sürip kele jatqan ağayın-tuvıs. (82; 2748) “…babama saygı duyan eş dost ve akrabalar.”

Ȁkesiniŋ üy sırtınan jötelgenin estip, Şäyi ornınan uşıp türegeldi. (77; 2561) “Babasının dışarı çıkıp öksürdüğünü duyan Şeyi hemen kalktı.”

Ayttım ğoy, men äyelimmen keliskenmin. (282;10522) “Sana söyledim eşimle ben (konuşulandan daha önce) anlaştım.”

Bajıldap kele jatqan Jämeştiŋ de üni öşti. (108; 3762) “Bağırıp gelen Jameş’in de sesi artık kesilmişti.”

Barsaq, avlası tolğan äsker. (57; 1731) “Geldiğimizde evin etrafı asker doluydu.” Kegenniŋ tusınan Qapez ben Qaratay jaylavğa burılıp, Tazabek avılına jalğız ketken. (219; 8074) “Kegen’in yanından Kapez ile Karatay yaylaya doğru ayrılmış Tazabek ise köyüne tek başına gitmişti.”

Qangeldi, Rayımbek babalarımız olardı elden, jerden quvıp şıqqan. (116; 4077) “Kangeldi, Hayımbek dedelerimiz onları memleketten kovmuştu.”

Qazaqtıŋ olarğa qarsı keletinderi qırılıp bitken. (138; 4924) “Onlara karşı gelen Kazakların hepsi öldüler.”

Qazirgi jağdayda Qıtayğa qaşudan basqa aila joğın Tazabek tüsingen. (83;2762) “Şimdi, bu durumda Çin’e kaçmadan başka çare olmadığını Tazabek anladı.”

Qudalarğa beretin kyit pen kädeniŋ bärin Jaqsıbala qaynısı bir özi kötergen. (269; 10039) “Gelenek görenek icabı dünürlere verilen hediyelerin hepsini kayınım Jaksıbala halletmişti.”

Sopıya, Jalaŋaşta körgen eki orısıŋ qanday edi? (79; 2625) “Sopıya, Jalanaş’ta gördüğün iki Rus nasıldı?”

170

…men janına barıp şanşytın nayza ustap şaptım. (65; 2046) “…ben ise mızrakla dörtnala gittim!”

…öytkeni biz kelgende, bul jaqta birde-bir orıs joq bolatın. (231; 8541) “…çünkü biz buraya ilk geldiğimizde hiçbir Rus yoktu…”

Asa sıpayı, taza kyinetin, üyrete biletin, asıqpay söylep, asıqpay jüretin jigit ağası edi. (264; 9825) “Çok kibar, temiz, iyi öğreten ve yavaş konuşan bir herifti.”

Ekeviniŋ amandasuvınan-aq Şäyi birin-biri tanytının tüsindi. (17; 151) “İkisinin selamlaşmasından birbirlerini tanıdıklarını anladı.”

Esteriŋde me, järmeŋkede Sopıyanıŋ änin estytin küni däv bir qalmaqtıŋ qasınan murnımızdı basıp qaşıp edik qoy. (107; 3731) “Hatırlıyor musun, Sopıya’nın şarkısını dinlediğimiz gün büyük bir Kalmuk’un yanından geçerken burnumuzu kapatıp kaçmıştık?”

Kitäpbektiŋ kisiligi, bularğa istegen jaqsılığı soğan tatytın edi. (268; 9983) “Kitapbek’in insanlığı, bunlara yaptığı iyilik buna değerdi.”

On besten asqan boyjetken adam tanytın bop şıqtı. (242; 8950) “On beş yaşını geçen genç kız insanları ayırabilirdi.”

Soŋğı kezde tüsinde şoşytındı şığardıŋ. (154; 5565) “Son zamanlarda korkuyla uyanmayı başladın.”

Tabay özi balalardı bastap tav-tastı aralap kezetin bolğan. (276; 10283) “Tabay kendi çocuklarını yanına alıp dağı taşı geziyordu.”

Usaq-usaq qara balıq soğan qaptap tüsetin körinedi. (276; 10308) “Küçücük balıklar oraya çoğalıyormuş.”

Üş balanıŋ kenjesi Keŋesbek emşekte bolatın. (262; 9763) “Üç çocuğunun en küçüğü Kenesbek meme emiyordu.”

II.2.2.2.2.1.1.2. Duyulan Geçmiş Zaman -ıp, -ip, -p

Fiilin bildirdiği hareketin, fiilin öznesinin dışında cereyan cereyan ettiğini veya başkasından duyulduğunu ve hareketin öznenin bilgisi dışında veya şahit olmadan olup bittiğini anlatır. Fiilde belirtilen hareket başkası tarafından yaşanmış ve özne bu hareketi

171

nakletmektedir. Bu kip, öznenin iradesi dışında, bilgisi dışında gelişen hareketleri de ifade etmektedir (Koraş-Baykoca, 2000: 133).

Eski Türkçede Gabain’in belirsiz zaman dediği duyulan geçmiş zaman eki –mış/-miş, nadiren muş/-müş olup n ağzında –maş/-meş şeklindedir (1988: 81).

-p, -ıp/-ip eklerinin öğrenilen geçmiş zaman eki olarak ortaya çıkışı çok eskilere dayansa da (Öner, 1998: 156) ekin birleşik çekimdeki zarf-fiil ekinin kendisinden sonra gelen yardımcı fiilin düşmesi ile bu görevi üslendiği söylenebilir (Öner, 1998: 158). Nihayet Çağatay yazmalarında zarf-fiil eki –p’nin turur yardımcı fiilinin kısalmış şekli –tur/tür ile birlikte –ptur/-ptür veya sadece –p şeklinde duyulan geçmiş zamanı ifade ettiğini görüyoruz (Eckmann, 2013: 141).

Bu ek Kazakçada duyulan veya sonrakadan öğrenilen hareketi ifade etmek için kullanılır. Çekimde birinci tip şahıs ekleri kullanılır teklik ve çokluk üçüncü şahıslar eksizdir veya –r sesi düşmüş bildirme eki de gelebilir.

Kazakçada duyulan geçmiş zamanı ifade etmek için –p, -ıp/-ip ekleri kullanılır (Mamanov, 2014: 89; 129-130), bu ek birinci tip şahıs eklerini alır (Biray vd., 2018: 103).

Bügün bir top jigit Jarkentpen baylanıs jasap jatqan Temirlikti, ekinşi top Qaraqolmen habarlasıp turğan Taldıbulaq poştasın tas-talqan qiratıp kelipti. (49;1440) “Bugün bir grup genç Jarkent’le ilgili uğraşan Temirlik’i, ikinci grup Karakol ile haberleşen Taldıbulak postanesini yıkıp gelmiş.”

Munıŋ ottan ıstıq bolatının elden es bilgeli estip kele jatsam da, tap munday dep oylamappın. (28; 604) “Bunun ateşten yakıcı olacağını aklım ereli işitiyor olsam da tam böyle olacağını düşünmemişim.”

Oŋ jaq qara sanınan tigen oq jambas süyegine jetip toqtaptı. Quğınşılardıŋ qolına tüspey, qayta bul arağa qulamay jetipti. Em-domnan habarı bar Simtik deytin şal toqım küidirip basıp, qanın äzer toqtatıptı. (54;1611) “Sağ bacağına isabet eden kurşun kalça kemiğine saplanmış. Peşimizdekilerin eline düşmeden buraya kadar dayanıp gelmiş. Halk hekimliği hakkında biraz haberi olan Simtik adında bir ihtiyar eyerin altındaki keçeyi yakıp basarak kanını zor durdurmuş.”

Sol jaq qaptaldan mıltığı şoşayğan bir top jayav jaqındap qalıptı. (51;1486) “Sol taraftan ellerinde tüfekleri olduğu belli olan bir grup yaya gittikçe yaklaşmış.”

172 II.2.2.2.2.1.2. Şimdiki Zaman/Süreklilik

Eski Türkçede şimdiki zamanı ifade eden ayrıca bir ek yoktur, geniş zamanı ifade eden ekler şimdiki zamanı ifade etmek için de kullanılmıştır (Gabain, 1988: 80).

Çağatay yazmalarında süreklilği ifade etmek için –makta/-mekte ekleri (Eckmann, 2013: 137) ile –a/-e, -y eklerinin turur yardımcı fiilinin kısalmış şekli –dur/-dür ile birlikte şimdiki zamanı karşılar şekilde kullanılmaya başlandığını görüyoruz (Eckmann, 2013: 139).

Kazakçada şimdiki zamanı ifade eden altı ayrı kullanım mevcuttur. Bunlardan biri müstakil biri birleşik olmak üzere ektir diğerleri konuşma anını ifade eden dört ayrı yardımcı fiille teşkil olunan birleşik fiil şeklindedir.

Birincisi ünsüzlerden sonra –a, -e; ünlülerden sonra –y ekiyle yapılır (Janpeyisov vd., 2002: 517; Isqaqov, 1991: 261-264). Bu şekil gelecek zaman anlamı da vermektedir, bu ekin kullanıldığı çekimli fiiller düzenli tekrar eden hareketleri ifade etmede de kullanılır. Bu, Türkiye Türkçesinde geniş zamanda ifade edilen hareketlerin ifadesidir. Bu çekim hem şimdiki zamanı, hem geniş zamanı hem de yakın geleceği ifade etmek için kullanılmaktadır (Biray vd., 2018: 104; İsayev, 2007: 303). Çekimde birinci tip şahıs ekleri kullanılır.

-wda/-wde eki ise fiil ismi eki –w ile bulunma hali ekinin birleşmesi ile oluşmuş birleşik bir ektir, bu ekin çekiminde birinci tip şahıs ekleri kullanılır (Janpeyisov vd., 2002: 519; Biray vd., 2018: 106).

İkincisi “otır-, jatır-, tur-, jür-.” yardımcı fiilleriyle yapılır. Kuruluşu da şöyledir: fiil + (p, -ıp/-ip) + yardımcı fiil + şahıs eki. Bu şekil, hareketin konuşma anında başladığını ve devam ettiğini gösterir (Isqaqov, 1991: 259-265; Biray vd., 2018: 105). Bunlardan otır-, tur-, jür-.” yardımcı fiileri yalnız jat- yardımcı fiili ise -ır/-ir geniş zaman eki alarak kullanılır (Janpeyisov vd., 2002: 517).

Şimdiki zaman çekiminde kullanılan jür- yardımcı fiili kendisinden önce gelen kel- ve bar- fiillerine –p ile değil –a/-e zarf-fiil ekleriyle bağlanır (Biray vd., 2018: 105; Janpeyisov vd., 2002: 518).

Şimdiki zamanın bütün çekimlerinde birinci tip şahıs ekleri kullanılır. -a/-e, -y

Ek, hem devam eden hareketi, hem yakın gelecekte olacak olan hareketi hem de daha dar zamanada sürekli olan hareketi ifade eder şekilde çok sık kullanılır.

173

Bu çekimde –min teklik birinci şahıs eki ses düşmesi ile –m şeklini alır.

Konuşma dilinde teklik ve çokluk üçüncü şahıslarda şekil ve zaman ekinden sonra gelen bildirme eki –dir’in kısalmış şekli olan –di’nin i sesi de düşerek kalan d ünsüzü de t’ye dönüşür.

Biraq onday kün tuğanşa biz tiri jüremiz be, joq pa, onı eşkim bilmeydi. (81; 2594) “Fakat o zaman gelene kadar biz yaşar mıyız, onu hiç kimse bilmiyor.”

Ne deyt (di)? Örtegeli jürgen şığar? (218; 8034) “Ne diyorsun? Yakmak mı istiyorlar?” Ne kinä taqqanın biz de bilmeymiz. (97; 3341) “Ne diye suçladığını biz de bilmiyoruz.” Onıŋ üstine, tamızdıŋ üşinde oyda joqta bir şataq bolıp edi, sonıŋ da kesiri tigen bolar dep boljaymın. (97; 3345) “Bir de Ağustos ayının üçünde bir kavga olmuştu, onun da zararı olabilir diye tahmin ediyorum.”

Solardı ösirüv üşin, atası Tazabektiŋ, äkesiniŋ qanday adam bolğanın solardıŋ qulağına quyp aytuv üşin ğana ölgisi kelmeydi. (267; 9941) “Onları yetiştirmek için torunlarına dedesi Tazabek’in ve sadece çocuklarına babalarının nasıl insan olduğunu tekrar tekrar anlatmak için ölmek istemiyordu.”

Tayken, dedi bir küni Şäyi erkeley süysininp, sağan tağı bir oquvşı kelem (min) dep talpınıp jatır ğoy. (253; 9414) “Tayken! dedi bir günü Şeyi nazlanarak, sana yine bir öğrenci gelmek istiyormuş.”

-wda/-wde

…men artıma qarawdan qorqıp, üyge zorğa jettim. (145; 5193) “…arkama dönüp bakmaya korkup eve zor yetiştim.”

Ȁnebir edireŋdegen eki inişi adamdı öltire saluwdan eş tayınbaydı. (66; 2083) “O sert tavır sergileyen iki kardeş de adam öldürecek gibiydi.”

Buzav baylawda, qozı-laq kögende, tigüvli üy tigüvli qalpında qaldı… (90; 3049) “Hayvanlar bağlı, çadırlar yapılı kaldı…”

Qazirgi jağdayda Qıtayğa qaşuwdan basqa qayla joğın Tazabek tüsingen. (83;2762) “Şimdi, bu durumda Çin’e kaçmadan başka çare olmadığını Tazabek anladı.”

Qırıluwdan, ölüwden aman qalatın boldıq. (106; 3693) “Ölümden, açlıktan kurtulacağız.”

174

Qorğansız jandardıŋ tözüwden özge şarası joq. (104; 3608) “Kuvvetsiz canlarını korumaktan başka çareleri yoktu.”

Seniŋ bağaŋdı bilüwden, qädiriŋe jetüwden basqa mende basqa böten oy joq. (155; 5585) “Senin kıymetini bilmek ve sana değer vermekten başka niyetim yok.”

-p, -ıp/-ip +jatır, otır, tur, jür

Her dört yardımcı fiil de şimdiki zamanı ifade etmek için kullanılsa da aralarında bazı farklar vardır.

Zarf-fiil+yardımcı fiil+şahıs eki yapısındaki bu kullanım zarf fiille teşkil edilen birleşik fiil yapısına çok benzer. Birleşik fiil yapısında kendi anlamını tamamen kaybeden yardımcı fiiller burada kısmen kendi anlamını korurlar. Birleşik fiillerde daha çok –a/-e zarf-fiil eki kullanılırken şekil ve zaman eki olarak kullanılan bu yardımcı fiillerle –p, -ıp/-ip zarf-fiil eki kullanılır.

Bu yardımcı fiillerden jatır ve otır-, konuşmanın yapıldığı anda başlayan, gerçekleşen ve kesintisiz olarak devam eden hareketi ifade etmek için kullanılırken tur- ve jür- ise daha geniş bir zamanda tekrar eden hareketlerle alışkanlıkları ifade etmede kullanılır (Sızdıqova, 2012: 89-93).

Ayrıca bu yardımcı fiillerden otır ve jür cansız varlıklarla bitkilerin hareketini ifadede kullanılmazlar (Biray vd., 2018: 106), tur ve jatır ise cansız varlıklarla bitkilerin hareketini ifadede kullanılırlar.

-p, -ıp/-ip +jatır, otır-

Ȁlde öz kinämizden qırılıp jatırmız ba? (117; 4129) “Yoksa kendi suçumuzdan mı ölüyoruz?”

Apam men Jämeş kütip otır. (79; 2610) “Annem ile Jameş de bekliyorlar.” Apama taŋğalıp jatırmın. (162; 5864) “Anneme şaşırıyorum sadece.”

Bar senerimiz siz bolğan soŋ, buğan amalsız barıp otırmız. (106; 3688) “Güvendiğimiz sadece siz olduğunuz için bunu çaresizlikten yapıyoruz!”

Birevden ilgeri, birevden keyin kün keşip jatırmız qazir. (150; 5403) “Birileri zengin birileri fakir yaşayıp gidiyoruz.”

Mına bizdi bastap kep otırğan aqsaqaldıŋ atı –Dävletbay. (110; 3845) “Bizi buraya getirip gelen en yaşlı kişi Davletbay’dir.”

175

Qazirgi kelip jatqandar bizge uqsamaydı, öytkeni biz kelgende, bul jaqta birde-bir orıs joq bolatın, bizge qazaqtar ğana qamqorlıq jasadı, al qazirgiler burınnan turıp jatqan orıstarğa kelip qosılıp jatır. (231; 8541) “Şimdi gelenler ise bize hiç benzemiyorlar, çünkü biz buraya ilk geldiğimizde hiçbir Rus yoktu, bize sadece Kazaklar yardım etti, şimdi gelen Ruslar ise önceden gelen Ruslara katılıyor.”

Seksen bes jasın balaları sol jobamen jasap jatır. (260; 9647) “Seksen beş yaşını, çocukları onun hareketleriyle tahmin ediyordu.”.

Sonda sender meni qazaq emes, qalmaq dep jumsap otırsıŋdar ma? (106; 3697) “Siz beni Kazak değil Kalmuk diye mi gönderiyorsunuz?”

Törgenşŋ adamdarı ekenin aytuvlarıŋnan boljap otırmın. (113; 3952) “Törge’nin adamları olduğunu anlattıklarınızdan tahmin ediyorum!”

-p, -ıp/-ip + tur-, jür-

Avqattı adam ekeni üy-jayınıŋ keŋ-moldığınan da körinip turdı. (281; 10486) “Zengin kişi olduğu ev durumundan, evdeki bolluktan belliydi.”

Ȁytkenmen ol Nurbektiŋ qızı Kävsendi ayrıqşa sağınıp turadı. (294; 10986) “Yine de Nurbek’in kızı Kavsen’i ayrıca çok özlüyordu.”

Jalaŋaştıŋ orıstarı jalaŋdap aŋdıp jür. (83; 2776) “Jalanaş’ın Rusları aç gözle izliyorlar.”

Javdan emes, men osı istiŋ javaptılığınan jüreksinip turmın. (50;1458) “Düşmandan değil ben bu işin sorumluluğundan korkuyorum.”

Mingesken ekevge jurt köz almay qarap turdı. (168; 6076) “Yukarı doğru giden ikisine halk kıpırdamadan bakıyordu.”

Onıŋ bärin bilip tursam, men de orıs bolıp ketpeymin be, Tazabek? (165; 5994) “Bunların hepsini bilsem ben de Rus olmaz mıydım, Tazabek?”

Qalay, äke-şeşeŋe qolğabıs qıluvğa jarap jürsiŋ be? (163; 5903) “Anne babana yardım etmeye gücün yetiyor mu?”

Qapı qalıp jürmeyik. (165; 5971) “Çaresiz durumda kalmayalım.”

Qolın eteğine jüre sürtip tura jügirdi. (235; 8693) “Joomaart! diyerek elini eteğine silip koştu.”

176

Tabaydıŋ sözinen keyin mende seziktenip jürmin. (165; 5977) “Tabay’ın konuşmasından sonra bende şüpheleniyorum.”

II.2.2.2.2.1.3. Gelecek Zaman

Gelecek zaman, gelecekte yapılacak olan hareketi ifade eden kiptir. Henüz olmamış, fakat gelecekte olacak veya olması beklenen bir hareketi belirtir (Koraş, Baykoca, 2000: 134). Eski Türkçede gelecek zamanı ifade eden ekler –ġay/-gey’dir (Gabain, 1988: 81). Çağatayca yazmalarda ise –a/-e, -y ekleri (Eckmann, 2013: 140) ile gelecekle birlikte isteği de ifade eder şekilde –ġay/-gey, qay/-key, -ġa/-ge, -qa/-ke ekleri kullanılmıştır (Eckmann, 2013: 128, 144).

Kazakçada gelecek zamanı ifade eden dört ayrı şekil vardır. Bunlardan birincisi şimdiki zamanı da ifade eden –a/-e, -y ekleriyle; ikincisi, -ğalı/-geli, -qalı/-keli+otır-, tur-, jatır, jür- birleşik fiiliyle yakın geleceği ifade etmek için; üçüncüsü ise –maq(şı)/-mek(şi), -baq(şı)/-bek(şi), -paq(şı)/-pek(şi) [ünlülerle l, r, v, y ünsüsü ile biten fiillerden sonra maq(şı)/-mek(şi); m, n, ŋ, z ünsüzleri ile biten fillerden sonra baq(şı)/-bek(şi); q, k, p, t, s, ş ünsüzü ile biten fiillerden sonra –paq(şı/-pek(şi) kullanılır] ekleriyle yapılır. Çekim hem –maq/-mek, -baq/-bek, -paq/-pek hem de bunların –şı/-şi almış şekilleriyle yapılabilir. Gelecek zaman çekimlerinden üçüncüsüne niyet ifadeli gelecek zaman da denilir. Daha çok istek ifadesi sözkonusudur (Balaqayev vd, 2005: 193; Biray vd., 2018: 106-108; ). Dördüncüsü ise tahmini gelecek zaman da denilen –r, -ar/-er ekiyle yapılan gelecek zamandır. Bu zaman gelecekte olanı tahmin için veya gelecekte olacağı kesin olmayan hareketi ifade etmek için kullanılır, olumsuzu yapılırken olumsuzluk eklerinden sonra –s getirilerek yapılır, hem olumlu hem olumsuz çekimlerde birinci tip şahıs ekleri kullanılır (Janpeyisov vd., 2002: 519).

-a, -e, -y

Alayda aŋdıy berse, tübi bir amalın tabatın sekildenedi. (45;1286) “Fakat sonunda bir çözüm bulacak gibiydi.”

Alayda, qalay şeşseŋ de, bäri ötedi, ketedi, bitedi. (262;9761) “fakat nasıl yapsan da hepsi geçip gider.”

Endi Tazabek ekeumizge oq timeydi: qızdıŋ tilegi qudaydıŋ qulağına erkekterdikinen tez jetedi. (65;2064) “Artık Tazabek’le ikimize hiçbir kurşun değmez, kadının duası Allah’ın kulağına erkeklerden önce yetişirmiş.”

177

Qojaq qabılda dese, musılmandıqtı da qabıldaymın. (63;2004) “Kojak razı olursa Müslümanlığı da kabul ederim.”

-ğalı, -geli, -qalı, -keli+otır-, tur-, jatır, jür-

Basqa birdemeni aytqalı tur-av… (304; 11397) “başka bir şey söyleyecek herhalde.” Birdeme aytqalı jatır-av, bayğus! (119; 4202) “Bir şey söyleyecek zavallı!”

Endi sol maqsattıŋ bäri oyda-joqta buzılğalı tur. (203; 7459) “Bu durumda bu planın hepsi bozulacaktı.”

Gülsäni äne-mine onjıldıqtı bitirgeli otır… (283; 10583) “Gülsan’ı liseyi bitirecekti…” İya, özi de tay soyğalı jatqan. (201; 7384) “Evet, zaten kendisi de tayını kesecekti.” Jan bağış üşin men de Samsalıma Köpzip degen orıstıŋ malın baqtırğalı otırmın. (141; 5047) “Ekmeğini kazanmak için ben de Samsalı’yı Köpzip adındaki Rus’un koyunlarına baktıracağım.”

Men Sergeyçukten qorqıp ta otırğam joq, şınımdı aytsam, sol ittyŋ qanın jüktevden qaşqalı otırmın. (230; 8524) “Doğrusu ben Sergeyçük’ten korkmuyorum, o itin kanını dökmekten kaçıyorum.”

Mıltığın sıtırlatıp oqtap atqalı jatır. (134; 4792) “Tüfeğine kurşun doldurup vurmak üzereydi.”

Nemene, qaytalı jatırsızdar ma? (17; 149) “Ne oldu gidecek misiniz?”

Osı bala şatastırıp turğan joq pa, basqa birdemeni aytqalı tur-av… (304; 11397) “Bu delikanlı başka bir şeyle karıştırıyor mu, başka bir şey söyleyecek herhalde.”

Özim de söytkeli turmın, apa. (87; 2950) “Kendim de öyle yapacaktım, anne.”