• Sonuç bulunamadı

D- Medya Bağımlılığı Kuramı (Media System Dependency Theory)

6- İnternet ve Medya Bağımlılığı

Bir iletişim aracı olarak internetin ortaya çıkışı bilgi ortamını değiştirmiş ve varolan medya bağımlılığı ilişkilerine dair yeni sorular ortaya çıkarmıştır. Çok kanallı iletişim imkanları için izleyicilere yeni bir platform sağlayan internetle birlikte, bireylerin geleneksel medya ile bağımlılık ilişkilerini nasıl değiştirdiği ve internetin yeni bağımlılık ilişkilerini nasıl beslediği sorulması gereken önemli sorular olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bağımlılık ilişkileri perspektifinden bakıldığında internet; daha önce medya üreticileri için ayrılan bilgi kaynakları üzerinde bireylere ve gruplara kontrol kazandırmış ve geleneksel üretici-tüketici ilişkilerinde önemli değişimler yaratmıştır. Ancak internetin bu potansiyelinden yararlanan insanların yanında, gerekli öncül kaynaklara (zaman, sınırlı ve değerli bilgi kaynakları ve donanım) sahip olan, internet potansiyellerini tüketici ilişkilerini korumak adına kullanan insanlar sayıca daha büyük çoğunluğu temsil etmektedirler.

Bunun yanında medya cephesinden birçok organizasyon; geleneksel üretici-tüketici ilişkileri gerçekliklerinin (örn. geleneksel medyanın internetteki büyümesi ve bilgi servisi sağlayıcılarının hızla güçlenmesi) yeniden üretilmesine doğru baskı yapan bir gelişim çizgisi içerisindedirler. Başka bir deyişle medya internet ortamında üretici varlık potansiyelini devam ettirebilmek için kendi yapısal gerçekliklerini kurmanın yollarını aramaktadır. Yeni iletişim teknolojilerinin ve internetin, bireyleri keyfi üretici kontrolünden koruyan tartışmacı bir ortam hazırlayacağı düşüncesi ütopik bir görüştür.

Medya bağımlılık kuramının yakın zamandaki bir incelemesinde, Ball-Rokeach bağımlılık araştırmaları için internetin olası etkilerini şu sözlerle özetlemiştir:

"Bağımlılık kuramcısı yeni iletişim ve bilgi teknolojilerine evrimsel bir perspektifle yaklaşmalıdır... Üretici-tüketici bağımlılık ilişkilerinin, internet bağımlılık ilişkilerinin gelişiminin bir sonucu olarak değişime girmesi çok olasıdır. Kişisel ve sosyal yaşama yansıyacak değişimlerin yaşanması mümkün gözükmektedir. Bu nedenle internet; bireylerin, grupların ve organizasyonların

medya bağımlılık ilişkileri ile elde edebileceği anlama, oryantasyon ve oyun hedeflerini yayabilecekleri genişlemiş bir alana işaret etmektedir ve bu geleneksel ilişkileri rahatsız edecektir. " (1998: 32)

Çok kısa bir süre içerisinde yaygınlık kazanmaya başlayan internetle ilgili olarak farklı disiplinler sahaya inmiştir ve bu yeni aracın yol açtığı sosyal, psikolojik ve sosyo- psikolojik sonuçlar-etkiler farklı yaklaşımlar dikkate alınarak incelenmektedir. Bağımlılık merkezinde yapılan araştırmaların yoğunluklu bölümünün, internetin bireyler üzerinde yarattığına inanılan psikolojik etkileri üzerine olduğu görülmektedir. İnternetin bireyler üzerinde madde bağımlılığı (uyuşturucu, ilaç vb.) ya da davranışsal bağımlılık (kumar) kriterlerine ve tiplemelerine uyacak tarzda bir bağımlılık geliştirdiğini ileri süren çok sayıda araştırma mevcuttur. Hatta bu araştırmalarla elde edilen bulgulardan yola çıkılarak internet kullanıcılarına "internet bağımlılığı hastalığı" (internet addiction disorder) tanısı konulmakta, teşhis ve tedavi yöntemlerine ilişkin reçeteler hazırlanmaktadır.

Medya bağımlılığı yaklaşımı bağlamında da internet araştırma konusu olmaktadır. Yaklaşım, geleneksel kitle iletişim araçları alanında çok sayıda araştırma ile sahada test edilmiştir. Ancak internete özgü bağımlılık araştırmaları henüz yeni yeni yapılmaktadır. İnternetle birlikte farklı toplumsal ve medya sistemine sahip ülkelerdeki bağımlılık ilişkilerine (makro analiz) yönelik araştırmalar (Merskin, 1993; Pablo, 1994; Tai ve Sun, 2005) çok fazla olmasa da, bireysel düzeyde (mikro analizler) gelişen durumlar (Melton vd., 2005; Patwardhan ve Jang, 2003; Patwardhan ve Ramaprasad, 2005), kriz/tehdit dönemlerinde internetin etkilerine dair araştırmalar (Cohen vd. 2002; Lowrey, 2004; Kim vd., 2004, Matsaganis, 2005) yapılmaktadır.

İnternette gelişen bireysel bağımlılık ilişkilerini konusunda 1462 öğrenciyi inceleme konusu yapan Patwardhan ve Jang (2003), internette alışveriş, sohbet ve haber okuma alışkanlıkları ile bağımlılık ilişkileri arasında pozitif bir ilişkinin var olduğunu tespit etmişlerdir. Araştırma, sohbet(chat) ile kişisel oyun tipinde bağımlılık ilişkisini doğrulamazken, alışveriş ile sosyal oryantasyon, haber okuma ile sosyal anlama tipinde bağımlılık ilişkilerinin geliştiğini ortaya koymuştur. Bağımlılık perspektifi ile interneti inceleyen Melton (2005) ise çalışmasında, öğrencilerin haber, eğlence, iletişim ve bilgi konusunda dört tür bağımlılık geliştirdiğini tespit etmiştir.

Önceki bölümlerde de bahsi geçtiği üzere bağımlılık araştırmaları, toplumsal kriz dönemlerini dikkatle incelemiştir. Yüzyılın en büyük terörist hareketi olarak tarihe geçen 11 Eylül saldırıları araştırmacıların incelediği dönemlerin başında gelmektedir. Yapılan

araştırmalar (Cohen vd, 2002; Lowrey, 2004; Kim vd., 2004) 11 Eylül saldırıları sonrasında insanların medya ilişkilerinde önemli değişikliklerin olduğunu ortaya koymaktadır. Araştırmalar televizyonun öncelikli kitle iletişim aracı olma misyonunu devam ettirdiğini ancak internetin de önemli sayılabilecek derecede bu ilişkilerde yerini aldığını göstermektedir.

Kim ve arkadaşları (2004) 11 Eylül terörist saldırıları sonrasında, yüksek kalitede internet bağlantısına sahip bireylerin, internet bağlantılarını yoğunlaştırdığını ve bağlantılarını mevcut tüm iletişim kaynaklarına genişletirken; düşük kalitede internet bağlantısına sahip bireylerin bağlantılarını azalttığını ve geleneksel kitle medyasıyla göreli bağımlı ilişkilerini güçlendirerek iletişim alanlarını daralttıklarını bulmuştur (Tai ve Sun, 2005: 9). Bu durum insanların internete yönelmelerini etkileyen kısıtlayıcı unsurların (internet kullanımının tamamen yaygınlaşmaması, düşük hız, bağlantı sorunları) bulunduğunu bu kısıtların aşılması ile farklı sonuçların ortaya çıkabileceğinin de göstergesidir.

2003 SARS krizi sırasında Çinli internet kullanıcıları arasındaki medya bağımlılığı ve internet bağımlılık ilişkilerini inceleyen Tai ve Sun (2005: 10) ise daha çok toplumsal sistem bazında olaya yaklaşmıştır. Oldukça sıkı kontrol edilen sosyo-politik bir çevrede genel bir kriz zamanında, hayati bilgilerin mevcut medyada hazır olmadığı durumlarda, internetin izleyici-medya-devlet ilişkilerini nasıl etkilediğini sorgulayan araştırmacılar önemli sonuçlar elde etmişlerdir. Kriz ve hastalıkla ilgili olarak mevcut resmi kanallardan sağlıklı bilgi edinemeyen Çin halkı; SMS, telefon, arkadaş gibi kişilerarası iletişim biçimleriyle birlikte en çok internete yönelmişlerdir. İnternet özellikle de bireylerin kendi iletişim kanallarını yaratmaları için bir destek aracı olurken, bilgi hedeflerinin resmi medya kanalları aracılığıyla elde edilemeyeceğini düşünen insanlar; internet sohbet odaları ve forum sitelerinde yaratılan platformlarda bilgi üretimi ve yayılımında etkili olmuşlardır. Bu platformlarda bazıları resmi iddiaları çürütmek için kendi tanıklık hikayelerini paylaşırken, bazıları da Çin Hükümeti'nin olayı inkar ve örtbas etme girişimlerine son vermesi yönünde uluslararası baskı arayışı içerisine girmişler ve sonuçta resmi kontrol parametrelerinin dışında bir izleyici-medya ilişkisi gelişmiş ve aynı zamanda medya kanallarında değişime yol açmıştır (Tai ve Sun, 2005: 30).

Çin örneği, yeni bilgi teknolojileri ve internetin, medya-toplum ve izleyici üçgeni arasında yaratabileceği değişimlerin önemli bir göstergesidir. Çin bağlamında oldukça sıkı bir şekilde kontrol edilen bir iletişim ortamındaki izleyici, medya ve devlet arasındaki üçlü

etkileşim internetin dahli ile önemli derecede değişmiştir. İnternet, otoriter bir toplum ve devlet yapısı içerisinde resmi kontrolü bertaraf etmek ve alternatif bilgi kanalları yaratmak adına bireyler için önemli bir destek aracı olmuştur.

İnternet tabi ki hala gelişiminin çok erken bir dönemindedir ve yeni online uygulamalar ve işlemler ortaya çıkmaktadır. İnternet insan yaşamının her alanına daha da girdikçe, gelecekteki araştırmaların değişen medya bağımlılık ilişkilerinin doğasını ve farklı koşullar altında farklı medya sistemleri arasındaki devlet-medya-izleyici üçlüsünün evrimindeki yapısal değişimleri incelemesi kaçınılmaz hale gelecektir