• Sonuç bulunamadı

B. Pelagius’un Görüşleri 1.Görüşlerine Genel Bir Bakış 1.Görüşlerine Genel Bir Bakış

3. İlmî Kişiliği

Pelagius’un görüşleri ve karşı çıkışı, ilmi kişiliği açısından o kadar önemlidir ki, o bu karşı çıkışıyla az önce de ifade ettiğimiz gibi aslında Hıristiyanlığın oluşumuna ve şekillenmesine önemli ölçüde katkı sağlamıştır. Zira bu tür karşı görüşlerin ve çıkışların akabinde derhal sinodlar, konsiller toplanmış ve böylece hâkim öğretinin kredolaşmasına, dogmalaşmasına neden olmuştur.

Pelagius, çok iyi yetişmiş, gözü pek, muhakemeye çok değer veren bir insandı.

Kendinden ve fikirlerinden oldukça emin hareket etmekteydi. Bunun en belirgin örneği, insanın hürriyetine ve insan iradesine verdiği yücelikte ortaya çıkmaktaydı. Ona göre insan günahı-sevabı, yanlışı-doğruyu kendi kendine bulabilecek olan çok yüce bir varlıktır. Bu irade, doğuştan gelen, kalıtımsal günahla hürriyetsizleştirilemez.48 Pelagius aynı zamanda iyi bir Hıristiyan’dır, ancak kutsal metin ve kilise babalarının dogmalarını akılcı eleştiriye tâbi tutmaktan da geri durmamıştır.

Pelagius, o baskı döneminin zorluğuna rağmen birçok konuda kendini savunmuş ve görüşlerini açıkça ortaya koyabilmiştir. Pelagius’un zamanının en ünlü kilise babası olan Aziz Augustinus’a meydan okuması ve onun da kendisi ile tartışamayacak kadar Pelagius’tan korkması, onun ilmî durumu açısından bize yeterince fikir vermektedir. Hatta Pelagius ile Augustinus arasında teolojik tartışmaların geçtiği 6 mektuptan bahsedilmektedir. Bu mektupların kronojik olarak 405 ila 418 arasında yazıldığı ifade edilmektedir. Ancak Augustinus’un bu mektupların bir kısmını hiç okumadığı, cevap dahi vermediği belirtilmektedir. Bu da onun Pelagius’un ilmî

47 Gündüz, Sözlük, s. 136, 193.

48 Eliade, DİDT, c. 3, s. 61.

durumundan çekindiğini gösteren bir husustur. İlmî kişiliğinin bir başka belirginliği ise ondan sonra gelen ve onun fikirlerini savunanların, içinde bulundukları devrin en zeki ve kapasiteli piskoposları ile ilim adamlarından olmalarıdır. Bunlar Celestius ve Göthe de dâhil olmak üzere, tarihe mal olmuş kişilerdir.49

Pelagius’tan etkilenen, onun ilmî kişiliği ve düşüncelerinin tesirinde kalan birçok Hıristiyan din adamı, baskı ve yanlış dogmalar nedeniyle “Eski Katolikler”

olarak isim yapmışlar ve Kilise’den ayrılmışlardır. Ancak kuşkusuz burada ilmî kişiliği ile ilgili en önemli hususlardan birisi de ondan sonra onun fikrî muhalefetine denk bir ilmî muhalefetin Hıristiyanlık tarihinde asla bulunamayışıdır.50 Aslında Pelagius’tan sonraki bin yıllık Hıristiyan âlemi içerisinde oluşan Kilise ve din adamlarının Engizisyon’a ve Endüljans’a varan kokuşmuşluk durumu, onun karşı çıkışını haklı çıkarmış ve ilmi kişiliğinin önemini daha da artırmıştır. O bu konuda, içinde bulunduğumuz asra kadar birçok teolog ve bilim adamına da örnek olmuştur. Hatta son yüzyılda Hıristiyanlık teolojisi hakkında yapılan çalışma ve araştırmalara öncülük eden bazı ünlü Hıritiyan araştırmacı ve teologun Pelagius’a, fikirlerine ve arkadaşlarına haksızlık yapıldığını 51 ifade etmeleri de bu açıdan çok önemlidir.

II. PELAGİUS’A AİT DİNÎ METİNLER A. Pelagius’un Kitapları

Pelagius görüşlerini, risale ve kitaplarında toplamıştır. Ancak heretik ilan edildiği için yazdığı dökümanların çok azı ondan sonrakilere kalabilmiştir. Zira bunları muhfaza etmek dahi muhafaza eden kişi için büyük bir risk taşımaktaydı.

49 Bu konularda bkz. Hörmann, Karl, Lexikon der Christlichen MoraLe, Tyrolia verlag, München 1976, s.301–303; Kuhlmann, Jürgen, “Sünde- Erbsünde –Ursünde”,Texst der Christlichen Tradition und Die Katolische Kirche Zuden Begriften, http://www.stereo-denken.de/adamtrod.htm, Blatt 1-Von2, 25.06.2007; Thielicke, Hans, “Ursahuld–Theologiscine Dimensionen der Angst und Schuld” in Theologischer und Psychotheropeutischer Sicht, s. 36; Bitter, Wilhelm, “Angst und Schuld” in Theologischer und Psychoterapeutischer Sicht, 4. auflage, Stuttgart 1967.

50 Batuk, age, s.75–76; Gündüz, Sözlük, s. 120.

51 Müler, age, c.26, s.183.

Çalışmalarının çoğunun sapık düşünceli kabul edilmesinden dolayı ya yakılmış ya da yok edilmiştir. Nitekim bazı kaynaklarda onun var olan ama sonradan yok edilen eserlerinin varlığı görüşlerinin o eserlere atfedilmesinden anlaşılmaktadır. Bu eserlerin orijinalinin Latince olduğu ifade edilmektedir. Fakat İngilizce ve Yunanca olarak yazdığı da ifade edilmektedir. Aşağıda bu eserlerinden bazıları hakkında bilgi vermeye çalışacağız.

Commentary on St. Paul’s Epistle to the Romans: Pelagius’un günümüz itibariyle elde var olan yegâne çalışmasıdır. Bunun içeriğini -adından da anlaşılacağı gibi- Pavlus’un Romalılara Mektubundaki görüşlerine verdiği ilmî ve mantıklı reddiyeler oluşturmaktadır. Tam adı “Pavlus’un Romalılara Mektubunun Yorumlanması” şeklinde ifade edilebilr. Bu eserin Pelagius tarafından tahminen 410- 411 ya da 411–413 yıllarında kaleme alındığı belirtilir. Ancak bu eserde onun isminin olmadığı ve bu nedenle eserin ona ait olup olmadığının şüpheli olabileceği de belirtilmiştir. Nitekim araştırmacı Souters’e göre bu eserin önceden Yunanca olarak, bilinmeyen birisi tarafından yazıldığı ve sonradan Latinceye çevrildiği de iddia edilmiştir. Pelagius’un bu eseri Almanya’da Karlsruhe ve Freiburg’ta tetkikten geçirilmiş, ancak eserin günümüze nasıl geldiği tam olarak tespit edilememiştir.52 Pelagius bu eserinde, Pavlus’un özellikle Romlılara Mektubundaki görüşlerini irdelemekte ve bazı noktalarda bu görüşleri Pavlus’un görüşleri ile örtüşmesine rağmen özellikle de Asli Günah, özgür irade, Tanrı inayeti, İsa’nın durumu ile çocukların günahlı doğması konularında ondan farklı olan düşüncelerini ortaya koymaktadır. Bu eserin Latince adının “Ex Positionumin Epistolos Pauli Libri” olduğu ve Aziz Augustinus’un, bu esereinden dolayı Pelagius’a cevap yazdığı da belirtilmektedir.

De Nature we Free Will: Tanrı tarafından insanın tabiatının özgür yaratıldığını ifade eden bir eseridir. Pelagius’un bu eserinde insanın ve Tanrı’nın tabiatını irdelediği ve yaratılışın hem yaratan hem de yaratılan bakımından başta kusursuz olduğuna işaret ettiği ve sonradan insanların yaptıklarıyla ilk yaratılışlarına uygun olmayan günahları

52 PRE (1), c.37, s.229–230; De Bruyn, age, s. 26.

kendi iradeleri ile işleyerek Tanrı’yı gücendirebileceklerini dile getirdiği ifade edilmektedir.

E Pistola ad Augustinum: Bu eser, başta Augustinus olmak üzere kendisini Kilise’nin çizgisinden çıkmakla sapkın, heretik ve dolayısıyla mürted olduğunu iddia edenlere karşı verdiği cevaplar niteliğindedir.

De Libero Arbitro Libri quattuar: Pelagius’un bu eserini 414’lerde yazmış olduğu ve bunda isminin geçtiği belirtilmektedir. Pelagius’un özellikle özgür irade ile Tanrı’nın insanı başta iyi yaratmış olması konularını işlediği bu eseri cüz’î irade kavramını hiçe sayan Aziz Augustinus’un dördüncü kitabına cevap niteliğindedir.

İnsanı tamamen iradesiz bırakan ve yaptıklarında, günaha girme ve günahtan kurtuluşta hiç dahli olmadığı halde onu suçlu ve günahkâr sayan bir nevi yanlış kadercilik anlayışına ret niteliğindedir. Pelagius’un bu kitabında insanın günahını da, sevabını da kendi hür iradesiyle seçebilecek vasıfta olduğuna vurgu yaptığı belirtilmektedir. 53