• Sonuç bulunamadı

Hıristiyanlıktaki Yeri

C. Pavlus’un Hıristiyanlıktaki Yeri

1. Hıristiyanlıktaki Yeri

Pavlus kadar, Hıristiyanlık âleminde hakkında çok yazılmış başka bir din büyüğü yoktur. Onunla ilgili o kadar çok doküman bulunmaktadır ki, bunun sonucunda onun İsa’dan sonra hakkında en çok yazılan kişi olduğu tartışmasız bir şekilde kabul edilir. Bu durumu Ben Chorin, şöyle bir gerekçeyle açıklamaktadır; “İsa’yı tanımak ve bilmek isteyen her araştırmacının yolu, mutlaka Pavlus’a uğrar ya da ondan geçer.”216 Hatta o zamanın meşhur halk meclisi ve önemli kararların alındığı toplantı kurulu olan Schandern’de oldukça etkili hale gelmiştir. Böyle bir insanın yeni din mensubu Hıristiyanları idam ettirecek kadar nüfuzlu olduğu da hesaba katılırsa, onun yeni dine girmesi ve ilerde bu dinin şekillenmesindeki tesiri daha iyi anlaşılır. Bu bakımdan İsa, İnciller ve Hıristiyanlık ile ilgili araştırma yapan Hıristiyan olmayan araştırmacıların dahi yolunun Pavlus’a uğrayacağı muhakkaktır.

Pavlus’un yeni dine girmesi, hiç kuşkusuz tarihi bir dönüm noktasıdır. Zira o, Hıristiyanlığa dinamizm kazandırmış; yeni dini, evrensel bir konuma taşımıştır. Hatta o,

214 İbr. 9/16–22.

215 İbr. 11/1–24.

215 Pavlus’un görüşleri, daha çok mektuplarında serpiştirilmiş durumdadır. Çok az bir kısmı da,

Resüllerin işlerinde bulunmaktadır. Kimse kimseyi kötülemesin, birbirlerine yumuşak davranın. Titus 3/2–3; “Evliliğe saygı gösterin. Evlilik yatağını günahla kirletmeyin. Çünkü Tanrı, zina-fuhuş yapanları yargılayacak. Sahip olduklarınızla kanaatkârlık göstererek yetinin” İbr.13/4–5 Örneklerinde olduğu gibi.

216 Ben Choerin, Schalom, age, s.9.

Hıristiyan oluşunu, yeni dini evrensel bir konuma getirme ve yorumlama çabalarını da ilahi planın bir parçası olarak görmüştür. Ancak Şam Vizyonu dışında onun Hıristiyan oluşu tam bir muamma olarak kalmıştır. 217 Pavlus kutsal metinler ve İnciller’de Mesih İsa’dan sonra baş oyuncu konumundadır. Bu metinlerde fikirleri, icraatları ve koyduğu dini kurallar ile İnciller’dekinden daha fazla yer tutmaktadır. 218

Her ne kadar günümüzde bazı araştırmacılar sadece yedi mektubun ona ait olduğunu ifade etseler de, İncillerdeki yirmi bir mektuptan 14’ü Pavlus’a atfedilir.

Ancak bazılarını öğrencilerine yazdırdığı şeklindeki bilgiler de ciddiye alınmalıdır.219 Daha önce belirtildiği gibi Pavlus’un mektupları İnciller’den öncedir. İncillerin oluşumu Hıristiyanlığın gelişinden bir süre sonra yani 140 yıllarında başlamış 4. yy.da yapılan 325 İznik Konsil kararıla da netleşmiştir. Bu durumda onun dogmalarının İnciller’den önce bilindiği, yerleştiği ve yayıldığı göz önüne alınırsa, Hıristiyanlığın inanç inanç esaslarının teşekkül ettiği bir dönemde çok sonradan oluşan İncillerin bundan müstağni kalması düşünülemez. Nitekim Tarihsel İsa’dan neredeyse hiç, fakat tanrısal İsa’dan bütün İncillerde bahsedilmesi, Pavlus’un bütün mektupları, konuşmaları, Baba Tanrı ve Oğul Tanrı anlayışı ile Teslisin ilk iki öğretinin de kurucusu olması, Hıristiyanlığın inanç esaslarının oluşumundaki rolü bakımından önemli olsa gerektir.

Ayrıca İncil yazarı Luka, Pavlus’un öğrencisidir. Bu bakımdan kutsal metinlerde ilk kilise ve ilk Hıristiyan inançlarında, hatta Hıristiyanlığın omurgasının oluşmasında Pavlus vardır. Örneğin, İsa’nın tanrılığı gibi Hıristiyanlık inancının temellerinden olan bir konuda, onun getirdiği doktrinler çıkarılırsa, Hz. İsa’nın bir peygamber olarak kalacağı gerçeği, birtakım bilim adamı tarafından da ifade edilmektedir. 220

Batılı teologlar, İsa Mesih merkezli kristolojik anlayışın, asırlar içerisinde oluşarak bugünkü Hıristiyanlığın merkezi konumunda bulunduğunu, buradaki “Tanrı oğlu olarak Mesih’e iman” doktrinini ön plana çıkaran Hıristiyanlık anlayışının

217 Demirci Kürşat, agm, s. 331; Gündüz, Pavlus, s. 35–36.

218 Altındal, age, s. 89.

219 Gündüz, Pavlus, s. 24–25.

220 Tümer, Küçük, age, s. 264.

kurucusunun, aslında İsa olmadığını savunmaktadırlar. Tarihsel İsa’nın mesajını değiştirerek bozan ve bu inanışı oluşturan kişinin Pavlus olduğu kanaatindedirler. Her ne kadar resmi kilise öğretisi, aksini iddia etse de, tahrif edilmiş bugünkü Hıristiyanlığı oluşturan kişinin Pavlus olduğu kesindir. Öz itibariyle Hıristiyanlıktaki Tanrı ve İsa Mesih anlayışı buna yeterli delildir.221

Pavlus’un Justification (insanın günahkâr doğması) teorisini geliştirerek Mesih İsa merkezli din anlayışı insanın doğuştan günahkâr olduğu ve bu günahtan, İsa Mesih vasıtasıyla ve Tanrı’nın olağanüstü merhameti ve inayetinin insana nüfuzuyla kurtulabileceği anlayışı 222 aslında bütün Hıristiyanlık dogmalarının temelini oluşturmaktadır. Bunun yanında Pavlus’un mektupları, yazdığı Müjde öğretisi ve Hıristiyanlığa ait olduğu kabul edilen birçok inanç ve ibadetlerin, İncil yazarlarınca otantik kabul edilip İncil metinlerine sokuluş olabileceği, kuvvetle muhtemel görünmektedir.

Pavlus, Hıristiyanlığı Yahudilikten kurtarmış; ancak sır dinlerinden etkilenmiş ve mistisizmle yoğrulmuş bir Hıristiyanlık meydana getirmiştir.223 Nitekim İncillerin oluşumundan önce, Pavlus’un mektupları ve Hıristiyan öğretisi içerisinde oldukça büyük bir yer tutan fikirleri vardır. Bu nedenle, İncil yazarlarının onun bu mirasından etkilenerek incilleri kaleme aldıkları ifade edilmektedir. İncil yazarlarından Luka’nın onun öğrencisi olduğu zaten bilinmektedir. Pavlus’un yaklaşık beş Vizyon gördüğünü söylemesi ve her Vizyondan sonra yeni bir dogma getirmesi söz konusudur.224

Pavlus’u İ.S. II. yy.da aziz, peygamber ve misyoner gibi görenler, onu yüceltenler olmuş ve bu konuda kurgu dolu eserler yazılmıştır. II. yüzyılda yazıldığı bilinen, 13 cilt ve 52 kitaptan oluşan Nag Hammadi adlı eserin içerisindeki dört kitap da bunlardandır. Bu açıdan nereden bakılırsa bakılsın, onun Hıristiyanlığa tesiri oldukça

221 Gündüz, Pavlus, s. 212–216.

222 Watson, P.S. Alan, Dictionary of Christian Theology, Philadelphia 1969, s. 184–185; Gündüz,

Pavlus, s. 203–205.

223 Gündüz, Pavlus, s. 16–18.

224 Gündüz, Pavlus, s. 25–26, 44.

fazladır.225 Bütün bunların yanında Pavlus’un Hıristiyanlığı evrensel bir konuma getirdiğinde de şüphe yoktur. Pavlus’un İsa’yı hiç görmediği kesindir. Fakat kilise, Pavlus’un Hıristiyan oluşunu, yeni dini herkese uygun bir şekilde yorumlamasını ve evrenselleştirmesini, ilahi bir planın parçası olarak görmektedir.

Pavlus, Hıristiyanlığın dünya dini olmasında ve kurumsallaşmasında kendinden önce ve sonra hiçbir kimsenin olmadığı kadar muktedir olmuştur. Bunda çok çalşması, ülkeler ve kıtalar gezerek kültürleri tanıması ve yeni dini tanıtması etkili olmuştur.

Yaşadığı çağda ve bulunduğu yerlerde birçok kültürün izi vardır. Bu konuda da onun durumuna kimse ulaşamamıştır. Pavlus, Yahudi kökenli bir Roma vatandaşı olmasının yanında,226 Apostel (Havari) olarak ilk önderlik ve örneklik gibi önemli vasıfların aynı anda bir başka kimsede bulunmadığı artılara sahiptir. Ayrıca Yeni Ahitteki en önemli on otobiyografiden yedisinin Pavlus’a ait olması, onun Hıristiyanlıktaki önemini ortaya koyması bakımından kayda değerdir. 227

Pavlus, çok zeki, kurnaz ve kabiliyetli bir insandı. Bu özelliklerini daima yerinde ve zamanında kullanmayı çok iyi bilmiştir.228 Nitekim daha ilk Misyon seyahatlerinden itibaren insiyatifi eline aldığı görülmektedir. Hıristiyan olan Yahudiler ile Hıristiyan olan Gentilelerin aralarındaki anlaşmazlıkların çözümü için yapılan Piskoposlar toplantısındaki etkili, arabulucu ve ikna edici konuşmalarından229 ve gösterdiği çabalarından da bu açıkça anlaşılmaktadır. Her ne kadar bazı ilim adamları Pavlus’u İsa’dan sonra Hıristiyanlığın II. kurucusu olarak görmek istemeseler de onun faaliyetleri, girişimleri ve yaptıkları ile Hıristiyanlığa kattığı değer, bunun aksini ispatlar durumdadır. 230

225 Yıldırım, Suat, age, s.66–76; Gündüz, Pavlus, s. 28–29.

226 Schnelle, age, s. 1–2, 9,18.

227 Schnelle, s.9.

228 Schnelle, s. 67–70.

229 Schnelle, s.127–135.

230 Schnelle, s.137.

Pavlus’un Misyon seyahatlerinin 300.000 km’ye ulaştığını bugün hesap edenler mevcuttur. O zaman büyük bir toprak parçasına sahip olan Roma İmparatorluğu’nda kaynaklardaki bilgiye göre sadece 90.000 km yapılı yol bulunmaktadır. İşte bunları iyi düşündüğümüzde, onun o günkü şartlarda bu kadar km.lik seyahati de çok önem kazanmaktadır.231 Çünkü burada Pavlus’un ne kadar büyük azme ve mücadeleci bir yapıya sahip olduğu kendiliğinden anlaşılmaktadır. Pavlus’un bu azmi ve faaliyetleri de onun bugünki Hıristiyanlık için taşıdığı değeri ortaya koyması bakımından önemlidir.

Burada özellikle H.J. Hohzmann ve W. Rein Bold gibi bazı teologların, Pavlus’un Misyon gezileri ile oluşturduğu grupları, mektuplarla destekleyerek eğitme sürecini sürdürmesini “Pavlus Okulu” olarak değerlendirmeleri de dikkate değerdir.

Zira böyle düşünen teologlara göre o, kurmuş olduğu bu sistemle inanan kadınlardan ve erkeklerden öğretmen yetiştirmek suretiyle aslında hem Hıristiyanlığın gelecekteki altyapısını hem de misyonerliğin ve din hizmeti sınıfının temelini oluşturmuştur. Aynı zamanda Pavlus, bu şekilde gelecekteki Kilise, Apostel, din adamı ve misyonerlik yöntemleri konusunda ilk örneği oluşturduğu gibi, çabası ve mücadeleleri ile bu yoldaki fedakarlıklararın da öncüsü olmuştur. Bunun yanında Pavlus, bütün yönleriyle havariliği oturtmuş, şartlarını ortaya koymuş ve geleceğe örnek olmuştur. 232

Pavlus’un Misyon gezilerinde uğradığı yerlerde, halkın dindar olanların çoğunluğunu o sıralarda hep Yahudiler oluşturmaktaydı. O dönemde İmparatorluk içerisinde 6 milyon Yahudinin olduğunu da hesaba katılırsa,233 Pavlus’un Hıristiyanlığı yayma uğrunda ne kadar büyük tehlikeleri göze aldığı ortaya çıkar. Bu dahi onun önemli bir örnek olması bakımından yeterli delildir. O, bütün bu engellere, tehlikelere, taşlanma ve ölüm tehditlerine rağmen, o zamanın en önemli kültür merkezlerine yeni dini götürebilmiş bir insandır. 234 Nitekim onun ziyaret ettiği birçok yerin zamanla Hıristiyanlığın tarihi merkezleri haline dönüşmesi bu açıdan önemlidir. 235

231 Schnelle, s. 139–140.

232 Aydın, F, agTez, s. 122–138.

233 Schnelle, s.142–143.

234 Schnelle, s. 144.

235 Schnelle, s. 146–155.

Bazı bilim adamları Pavlus’un öğretisini ve vaazlarını ve bölge bölge, yer yer, şehir şehir, kıta kıta gezilerini önceden tasarlayarak ve bir plan dâhilinde yaptığını kabul ederler. Onlara göre Pavlus, bu sayede on yıldan az bir zaman içerisinde Misyon’unu başarıyla tamamlamıştır.236Ayrıca bazı teologlara göre Pavlus, kendi kutsal metinleri olan mektuplarında kendi İncili’ni, dini Literatürünü, vaaz ve tartışmalarını, hizmetlerini aktararak Hıristiyanlıktaki gücünü ortaya koymuştur.237 Pavlus’un bu çabaları neticesinde, yaşamının son zamanlarında Roma İmparatorluğu içerisinde bütün olumsuz şartlara rağmen, Hıristiyan cemaati inanılmaz bir hızla artmıştır. 238

Birçok batılı ilim adamı ve teolog, Pavlus’u yaşadığı zaman itibariyle

“Dünyanın başkentinde dünyayı değiştiren adam” olarak görmüştür. Bunun yanında

“dünyanın gündemine girdiği yer, onun son istasyonu oldu” şeklindeki tespitleriyle de onun Roma’da yeni din ile dünyayı değiştirdiğine ve yine orada ölmüş olduğuna işaret etmişlerdir. Yine onlar, kendisi ölse de Pavlus’un öğretisinin Roma merkezli olarak yayıldığına dikkat çekmişlerdir.239 Pavlus’un, Hıristiyanların büyük bir çoğunuğunun kanaatiyle din uğrunda öldürülen bir şehit kabul edilmiş olması da önemlidir. 240

Bütün bunların yanında Pavlus’un Hıristiyanlığa girmesiyle birlikte İsa’ya inananların oluşturduğu cemaatle arasında birçok ayrılık ortaya çıkmış, zamanla asırlarca tartışılan ve hala tartışılmaya devam eden anlaşmazlıklar vuku bulmuştur. Bu tartışmalar, kapanması zor yaraların açılmasını ve düşmanlıkları meydana getirmiştir.

Sonuçta mezhep savaşları çıkmış, ancak yine de Pavluşçu anlayış üstün gelmiştir.241 Bütün bunlar göz önüne alındığında bugünkü Hıristiyanlığın temelinin Pavlus tarafından atıldığını ve onun bu dinde yerinin vazgeçilmez olduğunu söylemek mümkündür.

236 Wilckens, EKK, c.3, s.122.

237 Wilckens, EKK, c.3, s.122.

238 Schnelle, s.335.

239 Schnelle, s.399–402.

240 Schnelle, s.425.

241 Güç, Ahmet, Dinlerde Mabed ve İbadet, İst.1999, s. 115; Sarıkçıoğlu, age, s. 219–221.