• Sonuç bulunamadı

İktisadi Kaygıların Siyasi Yansıması: Serbest Cumhuriyet Fırkası

DÜZENLEMELER VE UYGULAMALARI (1923-1938)

2.3. Atatürk Dönemi Devletçilik Politikası ve Uygulamaları (1929-1938)

2.3.2. İktisadi Kaygıların Siyasi Yansıması: Serbest Cumhuriyet Fırkası

Ekonomik anlamda ciddi sıkıntıların yaşandığı bir ortamda kurulmuş olan “Serbest Cumhuriyet Fırkası”nı ekonomik kaygıların adeta siyasal hayata bir yansıması olarak nitelendirmek yanlış olmaz. Özellikle 1927-1930 yılları arasında “tek parti iktidarı” niteliği taşıyan CHF hükümetinin ülkenin kalkınmasına yeterli olacak seviyede ekonomik ve siyasal politikalar geliştirememesi sonucu toplumun bütün kesimlerinde CHF’ye karşı bir memnuniyetsizlik başlamış ve bu memnuniyetsizlik 1930 yılında patlama noktasına ulaşmıştır.

Ekonomik alanda, önceki bölümde detaylı bir şekilde ele alınan, 1925 yılında kaldırılan Aşar Vergisi’nin bütçede yarattığı boşluğu doldurmak için çıkarılmış olan İstihlak Vergileri ve yine aynı şekilde 1926 yılında kaldırılan Temettü Vergisi’nin yerine getirilen Kazanç Vergisi gibi vergiler gerek kentlerde yaşayan nüfusun gerekse kırsal kesimde yaşayan nüfusun vergi yükünü arttırmış ve bu vergiler halk arasında memnuniyetsizliğe yol açarken hükümete karşı da ilk tepkilerin oluşmasına neden olmuştur. 1929 bunalımı ise zaten zor durumda bulunan Türkiye ekonomisini çökme noktasına getirmiştir. Bunalım sebebiyle ihraç ürünlerine olan talep durmuş, en önemli ihraç maddesi durumundaki olan tarımsal ürünlerin fiyatlarında hem ülke içinde hem de ülke dışında yaşanan düşme neticesinde, ülke nüfusunun büyük bir çoğunluğunu

50

oluşturan tarım kesiminin gelirinde ciddi anlamda azalma meydana gelmiş, tarımsal üretimi arttırmak maksadıyla kredi almış olan üreticiler borçlarını ödeyememişler ve köylü adeta sefaletle karşı karşıya kalmıştır96. 1929 bunalımı, bu bunalımın ülkedeki

meydana getirdiği olumsuz etkilere karşı bir politika geliştiremediği gerekçesiyle hükümete yönelik daha önce ortaya çıkmış olan memnuniyetsizliğin artmasına sebep olmuştur.

Siyasal bakımdan ise, 1927-1930 yılları arasında CHF halktan kopuk bir görünüm sergilemiştir. “CHF; halk dışında, dar bir bürokrat hizbi ile bu hizbe ancak seçim ve menfaat bağlantıları olan mahalli fakat sınırlı bir taşralı zengin eşraftan oluşmaya başlamıştır. Merkezde veya taşrada partili olmak gelecekten menfaat veya kariyer bekleyen insan demek olmuş, CHF dar bir klik haline gelmiştir.”97 1927-1930

yılları arasında ülkeyi Batılı devletler seviyesine getirmeyi amaçlayan idarecilerin sahip olduğu görüntünün bu modelle uyuşmayacak ölçüde otoriter olması, Batı’nın Türkiye hakkında olumsuz bir görüş sahibi olmasına yol açmıştır.

Serbest Cumhuriyet Fırkası kurulmadan kısa bir süre önce Yalova’da görüşmüş olan Mustafa Kemal ile Fethi Bey arasında geçen konuşmada, Mustafa Kemal Fethi Bey’e, ülkenin ekonomik durumunun yabancı ülkeler tarafından nasıl görüldüğünü sormuş ve Fethi Bey’in cevabı da şu şekilde olmuştur: “Hariçten mali ve iktisadi

vaziyetimiz pek fena görülüyor. Harici borçlar için yapılan itilâfname üzerinden az zaman geçtikten sonra hükümetin borçları vermeyeceğim demesi, mali itibarımızı fena halde sarsmıştır. İtimadın bu suretle kaybolması diğer işlerimize de tesir edecek ve hususi müessesata açılan krediler duracaktır. Diğer cihetten görüyorum ki hükümet mali kabiliyetimizle gayri mütenasip büyük masraflara girmiştir. Vergiler bu yüzden tezyit olunmuştur. Bütün teşebbüs erbabı ancak maişetini temin etmek ve vergisini verebilmek için çalışmaktadır. Memlekette iş yapmak için lazım gelen sermaye kimsede kalmamıştır. Parasızlık, fakrı zaruret yüz göstermiştir.”98 “Mustafa Kemal’in

durumun çaresini sorması üzerine mecliste serbest bir tartışma ortamının var olması gerektiğini belirtmiştir.”99 Mustafa Kemal’in ülke hakkındaki bu olumsuz imajı

değiştirme ve ülke içindeki memnuniyetsizlikleri bir nebze de olsa giderebilme

96Esat Çelebi, “Atatürk’ün Ekonomik Reformları ve Türkiye Ekonomisine Etkileri (1923-2002)”,

Doğuş Üniversitesi Dergisi, C. 3, S. 1, Ocak 2002, s. 23; Abdülhamit Avşar, Bir Partinin Kapanmasında

Basının Rolü Serbest Cumhuriyet Fırkası, İstanbul: Kitabevi Yayınları, 1998, s. 43.

97Şevket Süreyya Aydemir, Tek Adam (1922-1938), Cilt. III, İstanbul: Remzi Kitabevi, 2011, s. 364. 98İhsan Sabri Balkaya, Ali Fethi Okyar, Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları, 2005, s. 95.

51

gayesinin bir sonucu olarak “Serbest Cumhuriyet Fırkası” nın kurulduğu bilinen bir gerçektir. Mustafa Kemal’in isteği ve bizzat desteğiyle kurulmuş olan SCF’ye Mustafa Kemal fırkanın kuruluşu esnasında para yardımında bile bulunmuştur. Serbest Cumhuriyet Fırkası 12 Ağustos 1930 tarihinde İstanbul Valiliği’ne yapılan başvuru ile resmen kurulmuştur.100.

Konumuz açısından parti programının maddelerinde yer alan görüşler ise şu şekildedir: “Vergilerin alımındaki yolsuzlukların giderilmesi, vergi oranlarının halkın dayanma gücünü aşmayacak bir düzeye indirilmesi, Devlet gelirlerinin yararlı şekilde harcanmasına dikkat edilmesi; büyük bayındırlık işlerindeki harcamaların tek bir kuşağa yükletilmesinden kaçınılması. Paranın değerini saptayan önlemlerin tez elden alınması ve yabancı sermayeye yol açılması. Vatandaşların mali ve ekonomik girişimlerine ve geçimini sağlama çabalarına engel olan hükümet müdahalelerinin kabul edilmeyeceği. Kişilerin gücünün yetersiz görüldüğü yerde ise devletçiliğe gidileceği, rüşvet ve suiistimallerle kıyasıya mücadele edileceği.”101

Yeni partiyi Halk Fırkası’ndan ayıran en önemli fark, ekonomi ile ilgili görüşlerinde ortaya çıkmıştır. Fırka liberalizmi şiddetle savunmuş ve fırkanın temsilcisi konumundaki isimler “özel girişime ve yabancı sermayeye geniş serbestlik tanınmasını, devlet tekellerine son verilmesini istemişler; vergilerin ağır ve haksız olduğunu, vergilerin toplanmasında yolsuzluklar yapıldığını, demiryolları yapımı için ayrılan bütçenin halka büyük külfet yüklediğini kimi kurumlarda anayasaya aykırı maddeler bulunduğunu”102 bile iddia etmişlerdir.

“SCF, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik koşullar nedeniyle kısa süren siyasi yaşamında genel olarak yukarıda da belirtildiği üzere, hükümete ekonomik sorunlar üzerinde eleştiri getiren bir parti niteliği arz etmiş, siyasal konular çok fazla tartışma konusu yapılmamıştır. SCF’nin kendisini liberal bir parti olarak nitelendirmesine

100Serap Tabak, “Serbest Cumhuriyet Fırkası”, Türkler, C. 16, Ankara: Yeni Türkiye Yayınları, 2002,

s. 555; İlk merkezini Taksim’de açmış olan partinin yönetim kadrosu ise şu şekilde oluşmuştu: “Başkan; Fethi Okyar, Genel Sekreter; Nuri Conker, Üyeler; Ahmet Ağaoğlu, Tahsin Uzer, Mehmet Emin Yurdakul, Naküyiddin, Senih, Haydar, İbrahim, Galip, Refik, İsmail, Süreyya İlmen. Genel yöneticilerin hepsi de milletvekili idiler. Reşit Galip ile Ali Haydar da partiye katılan milletvekillerindendi. Böylece milletvekili sayısı on dörde çıkan yeni parti sesini TBMM’de de duyurmak olanağına kavuşmuştu”. Şerafettin Turan, Türk Devrim Tarihi- III Yeni Türkiye’nin Oluşumu

Birinci Bölüm (1923-1938), Ankara: Bilgi Yayınevi, 1995, s. 297.

101 “Yeni bir siyasal partinin kurulması, ülkenin politika anlayışında yeni bir dönemin başladığının

işareti sayılmıştı. Bu nedenle başka partilerin kurulması yoluna gidilmişti. SCF’den yaklaşık bir buçuk ay sonra Edirne’de Türkiye Cumhuriyeti Amele ve Çiftçi Partisi, arkasından Adana’da Ahali Cumhuriyet Partisi kurulmuş, böylece kısa sürede parti sayısı dörde çıkmıştı.” Turan, a.g.e., s. 297-298.

102Alpay Kabacalı, Bilinmeyen Yönleriyle Cumhuriyet Tarihi, İstanbul: Creative Yayıncılık, 2004, s.

52

rağmen hükümete yaptığı eleştiriler neticesinde toplumsal parti imajı kazanmış, toplum kesimleri arasında desteğin hızla arttığı bir parti konumuna gelmiştir.”103 Kısa

bir süre sonra da parti çeşitli nedenlerle kendini fesh etme yoluna gitmiş ve siyasi hayatta yeniden tek partili dönem başlamıştır.

1924-1925 yıllarında faaliyet göstermiş olan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ise tamamen Mustafa Kemal’e karşı olan kimseler tarafından siyasal amaçlarla kurulmuştur. Ayırca TCF’nin aksine “güdümlü bir muhalefet” adımı olarak nitelendirilen SCF dışında 1930 yılında önemli bir etkinliği bulunmayan üç partinin daha oluşumu tespit edilmiştir:

“Ahali Cumhuriyet Fırkası: Abdülkadir Kemali Bey tarafından, 26 Eylül 1930 tarihinde Adana’da kurulmuş olup, program ve tüzüğü de yayınlanan partinin en önemli özelliği kurucusunun şahsına bağlı ve nüfuz sahasından çıkmamış olmasıdır. Parti sadece Maraş gibi güney illerinde örgütlenebilmiştir. Üç aydan az bir süre yaşayabilen parti, katıldığı belediye seçimlerinde başarı gösterememiş ve Bakanlar Kurulu kararıyla 21 Aralık 1930 tarihinde kapatılmıştır.

Türk Cumhuriyet Amele ve Çiftçi Partisi: 29 Eylül 1930 tarihinde Edirne’de Mimar Kazım Tahsin Bey tarafından kurulmak istenmiş, ancak partinin faaliyetine hükümet tarafından izin verilmemiştir.

Layık Cumhuriyetçi İşçi ve Çiftçi Fırkası: 1930 yılındaki bu üç parti girişiminden sonra, 1931 yılında Arif Oruç tarafından kurulmak istenmiştir. SCF’nin kapatılmasından altı ay sonra, Haziran 1931’de yapılan bu girişim sonuçsuz kalmıştır.”104