• Sonuç bulunamadı

Atatürk Dönemi Hükümet Programlarında Tarıma İlişkin Esaslar

DÜZENLEMELER VE UYGULAMALARI (1923-1938)

2.1. Atatürk Dönemi Hükümet Programlarında Tarıma İlişkin Esaslar

Atatürk dönemi hükümet programlarının incelemesine Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte başlayan “I. İnönü Hükümeti (30 Ekim 1923-6 Mart 1924)” programıyla başlamakta fayda vardır. Ancak söz konusu hükümet programı daha çok Cumhuriyet’in ilanından ötürü bu konuyla ilgili esaslar içermekte olup ekonomik konulara yer verilmediği görülmüştür. Gerek içte gerekse dışta takip edilecek yol ve Cumhuriyetin muhafazasına çalışılacağı vurgulanmıştır.

“II. İnönü Hükümeti’nin (6 Mart 1924-22 Kasım 1924)” ise bir hükümet programı bulunmadığından bir önceki programın aynen geçerli olduğu tahmin edilmektedir.

“Okyar Hükümeti (22 Kasım 1924-3 Mart 1925)” programına bakıldığında aslında programdaki ekonomik konuların yol haritasının İzmir İktisat Kongresi’nde kabul edilen görüşler olduğu anlaşılmaktadır. Programın tarımı ilgilendiren kısmında ise, ülkenin en büyük kaynağının ve zenginliğinin ziraat olduğu bu nedenle de ziraatin teşvik edilmesi ve korunması gerektiği, üretimin arttırılması için gereken araç ve gereçlerin çoğaltılması, bitkilerde ve hayvanlardaki salgın hastalıklarının yok edilmesi için önlemler alınması, ziraat okullarının daha pratik hale getirilerek desteklenmesinin amaçlandığı bildirilmiştir. Ayrıca hayvan cinslerinin ıslahı ve çoğaltılması hususunda da gereken mali desteğin sağlanacağına yer verilmiştir.

“III. İnönü Hükümeti (3 Mart 1925-1 Kasım 1927)” programı Okyar Hükümeti programının aksine geniş hükümler içermemekle birlikte aslında burada ayrıntılı bir programın olmaması zaten kabul edilmiş olan İktisat Kongresi hedeflerinin devam etmesinden başka bir şey değildir.

Nitekim “IV. İnönü Hükümeti (1 Kasım 1927-27 Eylül 1930)” programı da bir öncekinden farklı değildir. Yine memleketin kalkınması için tarımın geliştirilmesi ve üretimin arttırılması temel hedef olarak sürmektedir. Ayrıca bu programda Ticaret ve Ziraat Vekâletlerinin İktisat Vekâleti adı altında birleştirilmesinin dönemin ihtiyaçları açısından daha doğru olacağı belirtilmiştir.

21

“V. İnönü Hükümeti (27 Eylül 1930-4 Mayıs 1931)” programının en önemli özelliği şüphesiz ki “milli iktisat” söyleminin ilk kez bir hükümet programında bizzat geçiyor olmasıdır. Bütün gayretlerin milli iktisat uğrunda sarf edileceği vurgulanmış, ayrıca tarımla ilgili olarak da tarımsal üretimle ilgili karşılaşılan güçlüklerin de hükümetin dikkatinden kaçmadığı ve bu doğrultuda bütün önlemleri almak için çalışılacağı belirtilmiştir. Yine bu programda milli paranın değerinin korunmasına çalışılacağı, küçük çiftçilerin borçlarına yönelik bir iyileştirme planlandığı ayrıca arazi vergisi gibi önemli vergilerde bir düzenlemeye gidileceği ve orman, bağ, meyve ağacı yetiştirecek olanlara da uzun süreli bir muafiyetin düşünüldüğü de yer almaktadır.

“VI. İnönü Hükümeti (4 Mayıs 1931-1 Mart 1935)” programında, ekonomik görüşler dikkat çekici bir yoğunlukta yer almaktadır. Buhran sonrası güçlü bir milli ekonominin oluşturulmaya çalışıldığı bir dönemde en büyük önlem olarak bütçede tasarrufa gidildiği, vergilerin esasında ve usullerinde vaat ettiğimiz düzeltmelerle ilgili kanun tasarılarının Büyük Millet Meclisi’ne sunulduğu belirtilmiştir. Ayrıca tüm ekonomik önlemlerin temelinin çiftçilerin durumu ve ürünlerinin korunmasına dayandığı ve bunun için de hem kredi kuruluşları hem de diğer iktisadi kuruluşlar yoluyla tarım kesimine yönelik destek için bizzat ilgilenileceği ve tabii ki yerli sanayinin gelişmesi için yasal ve toplumsal önlemlerin sürdürüleceğinden bahsedilmiştir.

“VII. İnönü Hükümeti (1 Mart 1935-1 Kasım 1937)” programında, ekonomik bakımdan çağın şartlarının zorlaşmakta olduğunun farkında olunduğu ve bu nedenle de ülke çapında üretimi ve tüketimi artıracak yeni oluşumları, desteğin gerekli görüldüğü belirtilmişti. Sanayileşmeye verilen önem ise daha da arttığından Hükümetin, sanayi ürünlerinin ülke içerisinde üretimini arttırmak için özel önlemler alma yoluna gideceği de programda yer almıştır. Aslında bu program, dönemin devletçilik görüşünün en somut ifadesiydi. Şeker, kömür gibi yerli ürünlere yönelik devlet müdahalesinin olacağı ve bu ürünlerin bizzat devlet tarafından fiyatlarının düşürüleceğinin belirtilmesinin yanı sıra demiryolları ve limanların da devlet kontrolünde olmasının bir zorunluluk olduğunun belirtilmesi önem arz etmektedir.

“I. Bayar Hükümeti (1 Kasım 1937-11 Kasım 1938)” programının diğer programlara kıyasla en dikkat çekici yanı ekonomiyle ilgili hususların detaylı bir biçimde yer almasıdır. Milli ve ferdi teşebbüslerin kesintisiz bir biçimde sürmesinin

22

arzulandığı bu program bir nevi devletçilik fikrindeki yumuşamanın da ibaresiydi. Programda tarım kesimine adeta bir öncelik verildiğini söylemek yanlış olmasa gerek. Bunun en büyük kanıtı da tarım kesimini ilgilendiren ve bizzat Başvekil Celal Bayar’ın ifade ettiği bir ziraat planına yer verilmiş olmasıdır. Ziraat, ticaret, sanayi ve nafıa işlerinin birbirinden ayrı düşünülmemesi, teknik ve akılcı bir tarım modeli, günün şartlarına uygun yalnızca toprağın verdiğini alan değil piyasa talepleri doğrultusunda istediği ürünü topraktan alabilen modern bir çiftçi tipi ve bunun için de yönetmelik ve öğretim usullerinde yapılacak değişikliklerle akılcı bir ziraat rejimi kurmanın amaçlandığı belirtilmiştir.

Başvekil Celal Bayar’ın ifadesiyle bu dönemde tarımla ilgili yapılması planlananlar şunlardır: “Topraksız çiftçi bırakmamak, tarım bölgelerine göre özel

önlemler almak, çok, iyi ve ucuz ürün temin etmek, bütün çiftçilerin iş araçlarını arttırmak, iyileştirmek ve korumak için gereken kanuni ve teknik önlemler alınacaktır. Tercihen at olmak üzere en küçük çiftçi ailesinin bile bir çift hayvana sahip olmalarına çalışılacaktır. Bunun için de kredi kolaylığı ve vergiden muafiyet gibi çarelere başvurulacaktır. Küçük çiftçiler için pulluk, büyük çiftçiler için ise traktör kullanımını teşvik etmek ve ülkeyi coğrafi koşullarına göre tarım bölgelerine ayırmak gerekmektedir. Akılcı bir tarımsal gelişmenin sağlanması için her bölgeye has ürün ve üretim farklılıklarını dikkate almak zaruridir. Ülke kalkınmasının tarımsal kalkınmaya bağlı olduğu iyi bilindiğinden Atatürk’ün de hediye etmiş olduğu üretim çiftliklerini arttırmak ve bunlar aracılığıyla gelişimi sağlamak amaçlanmaktaydı. Bütün zirai ürünleri ticarete elverişli hale getirmek, miktarlarını artırmak ve özellikle dış pazarlarda rekabeti düşünerek üretim maliyetlerini azaltmak için devamlı gayret etmek. Bu amaçla tohum, iyi fidan ve aşı temin etmek ve kimyevi gübre fabrikalarının kurulması için çalışmak.”45 gibi konular hükümet programında tarımla ilgili geniş yer

bulan açıklamalardı. Sonuç itibariyle hükümet programları incelendiğinde ortaya çıkan gerçek her programda ki buna sanayileşmenin ön plana alındığı son dönemler de dâhil tarımın önceliğini korumuş olmasıdır.

45TBMM Hükümetler-Programları ve Genel Kurul Görüşmeleri (24 Nisan 1920-22 Mayıs 1950), hzl.

İrfan Neziroğlu-Tuncer Yılmaz, C. 1, Ankara: TBMM Basımevi, 2013, s. 84,100,122,135,146,219,235, 260-261.

23

2.2. İzmir İktisat Kongresi Kararları Doğrultusunda Uygulanan Tarım