• Sonuç bulunamadı

İkinci Traboş Muharebesi’ne (31 Mart 1913) Kadar Geçen Süre İçerisinde İşkodra Bölgesinde Meydana Gelen Olaylar

BALKAN SAVAŞLARI’NDA İŞKODRA MÜDAFAAS

G. İkinci Traboş Muharebesi’ne (31 Mart 1913) Kadar Geçen Süre İçerisinde İşkodra Bölgesinde Meydana Gelen Olaylar

Şubat ayı başlarında meydana gelen Birinci Traboş saldırıları sonrasında, aynı adı taşıyan ikinci savaşın başlangıcına kadar geçen süre içerisinde bölgede karşılıklı saldırılarla beraber, yoğun bir hazırlık gözlenmiştir. Taarruz için hazırlık yaptıkları belli olan Karadağ kuvvetleri, şubat ayı içerisinde özellikle Ova Bölgesi’nde birçok piyade mevzii yapmış, Türk savunma mevziilerine doğru yaklaşma yolları kazmış ve bu hazırlıkları git gide arttırmıştır. Bardanyolt sırtlarına topçu mevziileri hazırlayıp yeni getirdikleri ağır bataryalarını buraya yerleştirmişlerdir. Sırplar da Boşat ve Aşte sırtlarında bazı siperler ile avcı çukurları kazmış aynı zamanda uçakları ile de saldırılara destek vererek şehri bombalamışlardır. Özellikle ayın sonunda üç gün üç gece süreyle şehri bombalayarak, birçok evde tahribata ve yangınlara sebep olmuşlardır492.

Mart ayı içerisinde Sırp ordusu tarafından da destek kuvvet elde eden düşman kuvvetleri, her taraftan taarruz etmek için hazırlanmış, özellikle de halkın moralini bozabilmek adına şehir neredeyse her gün bombardıman altında bırakılmıştır493. Ayrıca yine aynı günlerde Karadağ ve Sırplar ile Esat Paşa arasında,

hastane, cami, kilise, yetimhane gibi yerlere yapılan bombardımanlar, iki tarafın yaralılarının durumu, gerekli olan sağlık malzemeleri, şehri kimlerin terk edebileceği, gibi çeşitli konular hakkında haberleşmeler olmuştur494. Şunu da

492 İşkodra Savunması ve Hasan Rıza Paşa, s. 75.

493 Askerî kuvvetlerle başa çıkamayacakları zaman şehri bombalamaya başlayan düşman kuvvetleri,

bu çirkin saldırılarını şubat ayından itibaren başlatmışladır. 10 Şubat ile 7 Mart arasında meydana gelen şehir bombardımanları sonucunda çoğunluğu kadın ve çocuk olmak üzere toplamda 43 yaralı ve 22 ölü olmuştur. Karadağ kuvvetlerinin bu bombardımanları, bilinçli bir şekilde hastane, cami, kilise, yetimhane gibi kurumlar üzerine de yapılmıştır. Ayrıca İtalya Konsolosluğu, Avusturya şehir kıyısında bulunan Katolik Kilisesi ve bu kilisenin yakınlarında bulunan Katolik mahalle ve hastanelerinede bilinçli olarak bombardıman yapılmıştır. Abdurraman Nafiz-Kiramettin, a.g.e., s. 403- 406.

494 Bu haberleşmeler hakkında detaylı bilgi için Bkz.: Türk Silahlı Kuvvetleri Tarihi Balkan Harbi

belirtmek gereklidir ki, bu haberleşmeler, Hasan Rıza Paşa’nın şehit olmasının ardından, idareyi devralan Esat Paşa ile başlamıştır.

1. Hamidiye Kruvazörü ve Kuşatma Esnasındaki Faaliyetleri

Şubat ayı başlangıcında meydana gelen çarpışmalar Karadağlılar tarafından daha iyi planlanmış ve uygulanmış olmasına rağmen, İşkodra Kalesi’ni ele geçirebilmelerine imkân vermemiştir. Bu noktada geldikleri durum, Edirne önünde bulunan Bulgar askerleri ile aynı olmuştur. Türk kuvvetlerine karşı üstün gelebilecek askerî güçten yoksun olmalarına ilaveten kuşatmayı kaldırarak geri çekilme düşüncesini de taşımamışlardır. Başarı sağlayabilmek için yapmaları gereken tek şey Sırp müttefiklerinden yardım istemek olmuştur495. Kral Nikola’nın 12 Şubat 1913

tarihinde ek yardım için yaptığı çağrıya Sırplar, 30.000 asker ile 72 parça top göndererek cevap vermişlerdir496. Ayrıca kuşatmayı desteklemesi için 4 uçaktan

oluşan bir filoyu da bölgeye göndermişlerdir. Zaten 7 Şubat 1913 tarihinde Birdiça önünde uğradıkları başarısızlığın intikamını alma peşinde olan Sırplar, İşkodra’nın ele geçirilmesi için tüm yardımı yapmaya hazır olmuşlardır. Sırpların göndereceği bu yardım kuvvetleri, Selanik Limanı üzerinden Yunan yük gemileri aracılığıyla Şingin Limanı’na ulaştırılacaktır.

Bu sırada, Hamidiye Kruvazörü’nün harekâtı bizim açımızdan mühimdir. Türk-Yunan donanmaları arasında Çanakkale Boğazı’nda meydana gelen çarpışmalardan sonra Aralık ayında boğazdan çıkarak Akdeniz’e ilerlemiş olan Hamidiye Kruvazörü, Suriye, Mısır ve Kızıldeniz sahillerini dolaşarak 11-12 Mart 1913 tarihinde Otranto Boğazı’ndan Adriyatik Denizi’ne girmiştir. Aynı gün rastladığı Yunan taşıma gemisini batırarak, Draç’a gitmiş ve burada bulunan Sırp ordugâhlarını bombalamıştır. Ardından Şingin’e gitmiş ve burada 7 Yunan yük gemisi ile karşılaşmıştır. Asker ve mühimmat dolu olan bu gemilere, limanı terk ederek teslim olmaları emri verilmesine rağmen bunu dikkate almayan gemiler karaya yaklaşmaya devam etmişler ve buna ilaveten Hamidiye Kruvazörü üzerine ateş açamaya başlamışlardır. Bunun üzerine Hamidiye Kruvazörü’nün hem Sırp

495 Richard C. Hall, a.g.e., s. 122. 496 Eminalp Malkoç, a.g.m., s. 70.

takviye birliklerini taşıyan Yunan yük gemilerine, hem de sahilde bulunan düşman bataryalarına ateş açmaya başlamasının ardından gemiler batırılmıştır497. Hamidiye dağa çıkamamış ancak Şingin Limanı’nı Sırp ve Yunan askerlerinin cansız bedenleri ile doldurmayı başarmıştı498. Hamidiye Kruvazörü, Sırp topçusunun kıyıdan ateşine

maruz kaldıktan sonra limandan uzaklaşarak sürekli mevzii değiştirmiş ve açıktan ateşe etmeye devam etmiştir. Hamidiye Kruvazörü toplamda 36 saat Adriyatik’te kalmış, 13 Mart günü, Otranto Boğazı’ndan çıkarak İskenderiye’ye doğru harekete geçmiştir. Adriyatik’te kaldığı süre boyunca, Yunan donanması ile Sırp birliklerine zarar verirken, İşkodra Kalesi önlerinde görüldüğü andan itibaren, müdafaada bulunan Türk askerinin moral ve motivasyonunu üst seviyeye çıkartmıştır.

Ancak Sırplar bölgeye asker göndermeye devam etmiş, ayrıca Sırp ordusu generali Bojoviç, İşkodra’da bulunan kuvvetlerin kumandasını ele almıştır. Aslında Sırpların 28 Kasım 1912 tarihinde Draç Limanı’na girerek Adriyatik’e ulaşmış olmaları, İtalya ile Avusturya-Macaristan için büyük rahatsızlık yaratmış, ardından Arnavutluk Meselesi’ne bağlı olarak İşkodra kuşatması Londra Büyükelçiler Konferansı’nda ele alınmıştır. Nitekim 20 Aralık 1912 tarihinde yapılan konferans ile İşkodra’nın da dâhil olduğu bir Arnavutluk’un bağımsızlığı kabul edilmiştir. Bunun üzerine Avrupalı devletler, İşkodra kuşatmasının kaldırılması için Karadağ’a baskı yapmış, buna rağmen Karadağ Kralı Nikola, kuşatmadan vazgeçmemiş ve bir barış yapılmadan önce, Sırpların yardımıyla şehri ele geçirebileceğini düşünmüştür. Nitekim başlangıçta Sırp Kralı Petar’da aynı düşünceye sahip olmuş ve İşkodra önlerine takviye kuvvet göndermiştir.499.

497 Hamidiyenin Gazası, İstanbul 1329, s. 124. Ayrıca http://www.donanmatarihi.com/hamidiyenin-

gazasi/, Erişim tarihi 20.11.2017.

498 “Hamidiye süvarisi arkadaşı olan Traboş Kumandanına bütün kale müdafaalarıyla, attığı toplarla

selam gönderiyor, Traboş’taki arkadaşları da bu denizci kardeşlerinin, bu şahbaz, fedakâr, Osmanlı akıncılarının selametine dua ediyordu. Hamidiye ise elinden gelse bütün vücuduyla İşkodra’nın rahnedar burç ve barüsine bir levha gibi yama ve siper olacaktı. Hamidiye dağa çıkamazdı. Fakat Şingin Limanı’nı Sırp Yunan kanıyla kızartmadan, külü ateş bataklığına benzetmeden de rahat etmedi. Ve bu gazasını Sırp topçularının cidden iyi tanzim edilmiş endahtları altında yapmak cüretini gösterdi. Fakat Cenab-ı Hak Hamidiye mürettebatına acıyor ve seviyor ve onları bu defa dahi muhafaza ediyordu. Etrafı mermi tufanına döndüğü halde kendisine bir isabet dahi vaki olmadı. Hamidiye düşman isabetini iskal için daima tebdil mevzii ediyordu. Ve düşman mermilerinin de daima tebdil edilmiş olan mevzie isabetleri görülüyordu…” metnin tamamı için ayrıca Bkz.: Aynı yer.

7-9 Şubat 1913 tarihinde Birdiça, Bardanyolt ve Traboş bölgelerinde meydana gelen üçer günlük muharebelerin ardından, İkinci Traboş Muharebesi’nin başlangıç tarihi olan 31 Mart 1913 tarihine gelinceye kadar ki sürede, Hamidiye Kruvazörü’nün faaliyetleri Türk kuvvetleri için önem arz etmektedir. Mart ayı sonlarına gelindiğinde ise Türk kuvvetleri, kendilerinden sayıca 3 kat fazla olan düşman kuvvetleri ile İkinci Traboş Muharebesi’ne başlayacaktır.