• Sonuç bulunamadı

Balkan Devletlerinin Osmanlı Devleti’ne Karşı Yapmış Olduğu İttifaklar

BALKAN SAVAŞLARI’NA GİDİLEN SÜREÇTE YARIMADANIN GENEL GÖRÜNTÜSÜ VE OSMANLI DEVLETİ’NDE YAŞANAN GELİŞMELER

B. I Balkan Savaşı’nın Başlaması

2. Balkan Devletlerinin Osmanlı Devleti’ne Karşı Yapmış Olduğu İttifaklar

Yeni kurulmuş olan küçük Balkan devletleri, genişleme politikalarının çatışıyor olması sebebiyle sürekli bir anlaşmazlık halinde olmuşlardır. Egemenliklerini kazanmış olmalarına rağmen, elde ettikleri topraklar kendilerine yeterli gelmemiş, Yunanlılar Epir ve Girit olmak üzere tüm Ege adalarını, Bulgarlar Trakya’yı, Sırplar Bosna Hersek’i, Karadağlılar Kuzey Arnavutluk’u istemiş, bunlar yetmezmiş gibi hepsi birden Makedonya’ya göz dikmiştir. Aslında amaçları Osmanlı Devleti’nden toprak koparmak, hatta elde edebildikleri topraklar arasından en büyük payı kendilerine alabilmek olmuştur. Bahsi geçen en büyük pay ise Makedonya’dır.

Osmanlı Devleti her ne kadar eski gücünü yitirmiş olsa da küçük Balkan devletleri karşısında hala büyüktür ve onunla tek başlarına mücadele edemeyeceklerinin bilincinde olan bu devletlerin yapmaları gereken tek şey, var olan çekişmelerini bir kenara bırakarak birleşip güç oluşturmak olmuştur. Bu birleşmedeki en büyük pay Rusya’ya aittir. 1905 yılında Japonlara karşı yenilince yönünü Uzakdoğu’dan tekrar Balkanlara doğru çeviren Rusya bölgede daha aktif bir rol oynamaya başlamış134, Avusturya-Macaristan’ın yayılmacı politikalarına da karşı

koyabilmek amacıyla Balkan Slavlarını, birleşmeleri için daha fazla kışkırtmıştır. Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu iç ve dış bunalımın kolaylaştırdığı ve hızlandırdığı Balkan İttifakının merkezinde Bulgaristan yer almış, Yunanistan, Sırbistan ve Karadağ onun etrafında toplanmış, Rusya ise ittifakın kurulmasında en önemli rolü üstlenmiştir135. Ayrıca bu ittifakı gerçekleştiren dört Balkan devletinden

üçü Slavdır ve tüm Slavları birleştirme fikri, Rusya’nın Balkan politikasının temelini oluşturmuştur.

Balkan İttifakı gerçekleştikten hemen sonra Osmanlı Devleti ile savaş çıkarabilmek için bahaneler yaratmaya başlanmıştır. Devleti her açıdan yıpratmak için uğraşmışlar, ayaklanmalar, çete savaşları devam etmiş, sabotajlar yapılmıştır.

134 İsmet Görgülü, On Yıllık Harbin Kadrosu 1912-1922 Balkan-Birinci Dünya ve İstiklal Harbi,

Ankara 2004, s. 3.

Arnavut ayaklanması tekrar alevlenmiş, Makedonya’da Bulgar ve Yunan çetecilerin faaliyetleri daha da artmış, Trakya’daki çetelerin saldırganlıkları durumu daha kötü hale getirmiştir, Bulgaristan, Sırbistan ve Karadağ sınırında yaşanan bu olaylar gerilimi günden güne yükseltmiştir. Ayrıca Balkan devletleri, Osmanlılar tarafından kabul edilip gerçekleştirilmesi imkânsız olan reform talepleriyle de, savaş gerekçesi yaratmaya çalışmışlardır136.

Sırbistan-Bulgaristan İttifakı

Rusya’nın diplomatik yardımı ve ara buluculuğu sayesinde, Sırbistan ve Bulgaristan arasında bir antlaşma sağlanabilmesi için başlayan görüşmeler, iki taraf adına olumlu diye nitelendirilebilecek şekilde sonuçlanmış ve 13 Mart 1912 tarihinde taraflar arasında “Dostluk ve İttifak Antlaşması” imzalanmıştır. Buna göre:

1) Her iki taraf toprak bütünlüklerini ve bağımsızlıklarını koruyacak, bunun aksi bir durum söz konusu olursa birlikte hareket edeceklerdir.

2) Her iki taraftan birine saldırı olursa, diğer taraf tüm kuvvetleri ile ona yardım edecektir.

3) Herhangi bir büyük devlet tarafından, Osmanlı idaresi altındaki Balkan topraklarına, bir saldırı yapılırsa, bu durum taraflardan birinin dahi menfaatine aykırı olursa, o devlete karşı beraber hareket edilecektir.

4) Her iki tarafta barış yapacak olursa, önce birbirlerine danışacaktır137.

Ayrıca antlaşma içerisinde gizli maddelerde mevcuttur ve bu maddelerde Makedonya’nın paylaşılması öngörülmüştür. Şöyle ki: Şar Dağları’nın kuzeyinde kalan bölgenin Sırbistan’a, Rodop Dağları ve Struma Nehri’nin doğusunda kalan bölgenin de Bulgaristan’a verilmesi kararlaştırılmıştır. Yani Ohri, Pirlepe ve Manastır’ın da dâhil olduğu Güney Makedonya, Bulgaristan’a verilmiştir. Üsküp’ün dâhil olduğu Kuzey Makedonya ise tartışmalı bölge olmuş, buranın paylaşımında Bulgaristan ve Sırbistan kendi aralarında bir antlaşma sağlayamazlarsa, Rus Çarı’nın

136 Güney Dinç, Mehmed Nail Bey’in Derlediği Kartpostallarla Balkan Savaşı (1912-1913), İstanbul

2013, s. 63-64.

arabuluculuk yapmasına karar verilmiştir138. Böylece Rusya, olacakları kendi

çıkarları doğrultusunda yönlendirebileceği bir güç elde etmiştir.

Bulgaristan genel olarak bu antlaşmadan memnun olmuştur. Ayrıca tartışmalı bölgenin, Rusya tarafından kendilerine verileceğinden emindir. Ancak Sırbistan bu antlaşmadan Bulgaristan kadar memnun olamamıştır. Bu memnuniyetsiz lik büyük ölçüde Makedonya ile alakalı olmuştur. Çünkü Sırbistan da Makedonya’nın tamamını elde edebilmek istiyorken, bu antlaşma ile yalnızca Kosova ve Yeni Pazar Sancağı için hak iddia edebilecektir139.

Ayrıca Sırbistan ve Bulgaristan arasındaki bu ittifak, “Askerî Konvansiyon” ile desteklenmiştir. Buna göre Bulgaristan 200 bin, Sırbistan ise 150 bin kişilik askerî kuvveti seferber edecektir 140.

Bulgaristan-Yunanistan İttifakı

Sırbistan ve Bulgaristan arasındaki görüşmeler daha sonuca varmamış ve devam ediyorken, Ekim 1911 yılında Yunanistan ve Bulgaristan arasında da görüşmeler başlamıştır. Aslında Yunanistan daha önceden beri, Osmanlı Devleti’ne karşı Bulgaristan ile bir antlaşma yapma isteği içerisinde olmuştur. 1910 yılında Yunan başbakanı Venizelos, bu tarihten itibaren Yunan-Bulgar ilişkilerine yeni bir şekil verebilmek için teşebbüslerde bulunmuş ama bir sonuç alınamamıştır141.

Ardından İtalya’nın Trablusgarp’a saldırması ve Osmanlı Devleti’nin Makedonya’ya asker sevk etmesi Bulgaristan’ı hareketlendirmiş ve Ekim 1911 tarihindeki görüşmeler böylece başlamıştır142. İlk olarak Makedonya, ikinci olarak ise Girit ile

ilgili meseleler üzerinde ortak karar verilemediği için, ittifak antlaşması için başlayan görüşmelerden bir netice alınamamış ve görüşmeler uzayıp gitmiştir. Yunanistan Makedonya’nın paylaşılmasını isterken, Bulgaristan ise özerkliğinden yana olmuştur. Ayrıca Bulgaristan için Yunan ordusu önemsiz sayılmış, bölgeyi Yunanistan’dan çok

138 Barbara Jelavic, Balkan Tarihi 2-20. Yüzyıl, C. 2, İstanbul 2013, s. 102; Richard C. Hall, a.g.e., s.

15.

139 Richard C. Hall, a.g.e., s. 15-16.

140 Ayrıntılı Bilgi için Bkz.: Yusuf Hikmet Bayur, a.g.e., s. 220-221.

141 Hakan Şallı, Balkan Savaşları Öncesinde Yapılan Gizli İttifak Anlaşmaları, (Trakya Üniversitesi

Sosyal Bilimler Enstitüsü Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), Edirne 2014, s. 82.

daha önce ele geçirebileceği için Makedonya’nın paylaşılmasını istememiştir143.

Başbakan Venizelos’un Girit ile ilgili meseleye daha fazla ağırlık vermesi de antlaşmayı geciktiren ikinci sebep olmuştur. Osmanlı Devleti’ne karşı, Girit için Balkanlılarla işbirliği yapmak isteyen Yunanistan’a karşı Bulgaristan olumlu yaklaşmamış ve sırf Girit yüzünden savaşa girmek istememiştir. İki hükümet arasındaki bu görüşmeler en sonunda bir anlaşmaya varılana kadar sürmüştür. Makedonya konusunda bir çözüm bulunamasa da bu mesele daha sonraya bırakılmış, Girit ise yapılacak olan ittifak dışında tutulunca 29 Mayıs 1912 tarihinde Sofya’da “Savunma İttifakı” adının verildiği bir antlaşma imzalanmıştır144. Bu antlaşma,

Osmanlı Devleti’ne karşı hem askerî hem de politik işbirliği taşımaktadır. Antlaşmaya göre:

1) Osmanlı Devleti, taraflardan herhangi birine karşı saldırıya geçerse, diğer taraf tüm imkânları ile ona yardım edecek, eğer ki barış yapılacaksa, her iki taraf birbirleriyle anlaşarak buna karar verecektir.

2) Antlaşmalarla elde edilen hakların145 korunması ve gerçekleştirilmesinde hem Osmanlı Devleti’ne hem de Avrupa devletlerine karşı beraber hareket edeceklerdir.

3) Bu antlaşma gizli kalacaktır.

Girit Adası için ise, antlaşmaya özel bir hüküm eklenmiştir. Buna göre eğer, Girit’in sebep olduğu bir Osmanlı-Yunan savaşı çıkarsa Bulgaristan bu savaşta tarafsız kalacaktır.

“Askerî Konvansiyon” ile tamamlanan bu ittifaka göre, Osmanlı Devleti ile bir savaş meydana gelirse Bulgaristan 300 bin, Yunanistan ise 120 bin asker çıkarabilecek, Bulgaristan Makedonya’nın üç vilayetine saldırabilecek, Sırplar 120 bin asker ile savaşa katılırsa Bulgaristan tüm kuvvetlerini Trakya’da kullanabilecek,

143 Aynı yer.

144 Fahir Armaoğlu, a.g.e., s. 660.

Yunan donanması ise Ege Denizi’ni ele geçirip Anadolu ve Rumeli arasındaki iletişimi kesmeye çalışacaktır146.

Bulgaristan ve Yunanistan arasındaki bu ittifak, ilk ittifaklarından biraz farklı olmuş, Osmanlı Devleti’ne karşı yapılmış ve herhangi bir toprak paylaşımından bahsedilmemiştir. Savaş sonunda elde edilebilecek olan topraklar hakkında önceden bir paylaşım yapılmamış olması gelecekte bu iki devlet arasında sorunlar çıkmasına sebep olmuştur. Ve bahsettiğimiz bu iki devlet Balkan Savaşları sırasında Osmanlı Devleti’nin en önemli düşmanları rolünü üstlenmiştir.

Sırbistan-Karadağ İttifakı

Karadağ Balkanlarda Osmanlı Devleti ile karşı karşıya gelmeye başlamış, dönem dönem ayaklanmalar çıkararak devleti zor duruma sokmuştur. 1910 yılından itibaren Karadağ kralı Nikola, Arnavutluk’un kuzeyinde bulunan Malisörleri silahlandırıp Osmanlı Devleti’ne karşı kışkırtmaya başlamıştır. Kral Nikola’nın Sırp büyükelçisine, Balkanlarda yaşanacak olaylara karşı beraber hareket etme teklifi Sırplar tarafından olumlu karşılanıp kabul edilince, iki Slav devleti 27 Eylül 1912 tarihinde İsviçre’nin Lucerne şehrinde bir antlaşma imzalamışlardır. Bu antlaşma ile iki devlet Osmanlı idaresi altında yaşayan Sırpların egemenliklerini kazanmaları için ortak hareket etme konusunda anlaşmış ve Karadağ’a İşkodra ile Antivari Limanı’nın verilmesi kararlaştırılmıştır147.

Ayrıca Karadağ Mayıs 1912 yılında Yunanistan, Ağustos 1912 yılında ise Bulgaristan ile antlaşmalar yapmış, bu antlaşmalar diğerlerinden farklı olarak yazılı değil, sözlü olarak yapılmıştır.

Karadağ ile yapılan antlaşmalar sonrasında birlik sağlanmış ve Balkan İttifakı kurulmuştur. Amacı Osmanlı Devleti’ne karşı saldırarak topraklarını yağma etmek ve Türkleri Avrupa’dan atmak olan148 bu ittifaklar, aslında sağlam temeller

üzerine kurulamayan geçici bir birleşme olmuştur. Bir süre sonra durum tersine

146 Hakan Şallı, a.g.t., s. 85.

147 Richard C. Hall, a.g.e., s. 17; Fahir Armaoğlu, a.g.e., s. 661.

148 Memet Yetişgin, “Osmanlı Son Döneminde Balkanlardaki Olayların Bölgedeki Türk ve Müslüman

dönecek ve bu ittifakı kuran devletler, I. Balkan Savaşı sonrasında birbirleri ile mücadele içerisine gireceklerdir.