• Sonuç bulunamadı

İşkodra Müstahkem Mevkii Haricinde Meydana Gelen Muharebeler a Tuz Bölgesinde Meydana Gelen Muharebeler

BALKAN SAVAŞLARI’NDA İŞKODRA MÜDAFAAS

D. Savaşın İlanı İle Karadağ Ordusunun İşkodra Bölgesine Taarruz Hareketler

1. İşkodra Müstahkem Mevkii Haricinde Meydana Gelen Muharebeler a Tuz Bölgesinde Meydana Gelen Muharebeler

Karadağ ordusu, İşkodra’ya hâkim olabilmek için, ilk olarak Tuz şehri üzerine askerî harekâta başlamıştır. Tuz şehri ve çevresinin en önemli noktaları Deçiçler’dir. Tuz’dan yaklaşık olarak 650 ve 500 metre kadar daha yüksek olan, sırasıyla Büyük ve Küçük Deçiç tepeleri de dâhil olmak üzere, şehir bunlara benzer birkaç tepenin ortasında kurulmuştur. Büyük ve Küçük Planiça’da bulunan tepeler üzerinde, önceki zamanlarda yapılmış olan Hafız Paşa Tabyalarında bulunan Türk askerleri, düşmanın ilk topçu ateşini 9 Ekim sabahı bu tabyalara yöneltmesiyle şaşkınlık yaşamış, meydana gelen karışıklıkta subaylar bölüklerine hâkim olamamış ve bölükler birden büyük kayıplar vermiştir. Ardından bataryalarını Büyük ve Küçük Deçiç’e çevirmiş olan Karadağ ordusu, açtığı ateş ile iyi yerleşmiş olmalarından dolayı Türk birliklerine zarar verememiştir. Ancak iki taraf askerleri arasında hem topçu hem de piyade ateşleri şiddetli bir şekilde devam etmiştir. 9-10 Ekim gecesi Deçiç tepelerine doğru yaklaşmakta olan Karadağ ordusu, bölgede bulunan kayalıkların da yardımıyla çok yakın mesafelere kadar sokulmuş, 10 Ekim sabahı ise Deçiç’e taarruza başlamıştır. Sayıca kendilerinden fazla olan kuvvetlere karşı, yakın

402 BOA, Sadaret Eyalet-i Mümtaze Sisam Evrakı, nr. 7 / 249, 1330 Zilkade 1330 / 21 Ekim 1912. 403 Tanin, 9 Teşrin-i evvel 1912 / 26 Eylül 1328, s. 1.

mesafeden mücadele etmek zorunda kalan Türk askerleri, çok şiddetli geçen taarruz karşısında, çok kayıp vermesine rağmen mücadele etmeye devam etmiştir. Takviye birlikler ile sürekli desteklenen ve durmadan hücuma kalkan Karadağ ordusu, Türk askerleri tarafından geri püskürtülmüştür. Ancak bir süre sonra, eldeki tüm yedek malzemede bittiğinden, düşmana en yakın mesafeden süngü ile karşı koyan Türk askerlerinin neredeyse hepsi şehit olmuş, çok az sayıda asker ise Tuz’a çekilebilmiştir. Büyük Deçiç’den Tuz’a gelen son telgrafta, direnişin çok zor olduğu ve düşmanın her tarafı işgal ettiği ifade edilmiş, bu telgraftan yaklaşık bir saat sonra ise iki bölge arasında iletişim kopmuş ve Büyük Deçiç, düşmanın eline geçmiştir405.

Bu iki tepenin Karadağ’ın eline geçmesinin ardından, bölgede bulunan piyade komutanı Yüzbaşı Nuri Efendi, Tuz kumandanlığına bir rapor göndererek, her iki Deçiç’in düşman eline geçtiğini ve bundan sonra Tuz’un da düşmanın eline geçmeye mahkûm olduğunu, şu anda Tuz’da bulunan tabur ve bölükler ile Rogay mevziisinde bulunan tabur ve bölüklerin karıştırılıp alaya yeniden hayat verilerek sahil bölgesine çekilip savunma yapması gerektiğini belirtmiş olmasına rağmen, Tuz kumandanı Miralay Halit Bey, şehre yerleşmekten başka yapacak bir şey kalmamıştır, diyerek cevap vermiştir. Bundan sonraki süreçte Tuz kumandanı ile İşkodra kumandanlığı arasında karşılıklı raporlar yazılmış Halit Bey’in destek kuvvet isteği, elde bulunan kuvvetlerin ancak İşkodra’yı korumaya yeteceği cevabını almasının yanında Tuz kumandanlığının yapması gerekenler, çekilmesi gereken bölgeler detaylıca belirtilip talimatlar verilmesine rağmen Tuz kumandanı bunların hiçbirini uygulamamıştır406.

Bu iki tepenin Karadağ kuvvetlerinin eline geçmesinin ardından, Karadağlılar Tuz’a doğru ilerlemeye başlamışlardır. Topçu birlikleri, Rogay- Şipşanik-Tuz hattı ile Viranya bölgesini uzun süre top ateşi altına bırakmıştır. 11 Ekim sabahı düşman topçu ateşi, Burguvazi, Façita ve Rogay tepelerinde başlamış, ardından hücuma kalkan düşman askerleri ile çok yakın mesafelerden muharebeler

405 Abdurrahman Nafiz-Kiramettin, a.g.e., s. 195-198; Türk Silahlı Kuvvetleri Tarihi Balkan Harbi

Garp Ordusu Karadağ Cephesi III ncü Cilt 3 ncü Kısım, s. 74-78.

406 Her iki taraf arasındaki yazışmalarla ilgili detaylı bilgi için Bkz.: Abdurrahman Nafiz-Kiramettin,

a.g.e., s. 199-203; Türk Silahlı Kuvvetleri Tarihi Balkan Harbi Garp Ordusu Karadağ Cephesi III ncü Cilt 3 ncü Kısım, s. 78-82.

yaşanmış ve Türk ordusu Şipşanik’e doğru çekilmek zorunda kalmıştır. 12 Ekim sabahından itibaren, özellikle top ateşi ile Tuz ve Şipşanik’e yeniden saldırıya başlayan Karadağ ordusunun bu saldırısı tüm gün sürmüş, akşam vakti ateş kesilmiş ve ardından Tuz kumandanlığına elinde beyaz bayrak ile Karadağlı bir subay gelerek, teslim olunması teklifinde bulunmuştur. Tuz kumandanı, takviye birliklerin geleceği ümidiyle 48 saat süre istemiş, ancak 24 saat süre verilmiştir. Bu süre zarfında İşkodra kumandanlığından verilen emir yerine getirilmemiş, bununla beraber herhangi bir karar verilerek harekete de geçilmemiştir. 13 Ekim günü ise, Karadağ’ın teslim teklifinin reddedildiği bildirilmiş, bunun üzerine tüm bölgelerde düşman ateşi tekrar başlamıştır. Şiddetli muharebelerden sonra, Tuz kumandanlığı, “mukavemet etmeye imkân kalmadığı için, mecburen teslim olduğumuzu bildiririm” şeklinde bir ifadeyle rapor sunarak, birlikleri ile beraber teslim olmuş, bu sırada direnmeye devam eden birkaç bölük de bu durumu öğrenince mecburen teslim olmak zorunda kalmışlardır407. Deçiçlerin, Karadağlıların eline geçmesinin ardından,

Tuz’da bulunan Türk kuvvetlerinin İşkodra’ya çekilmesi ve büyük çoğunluğunun kurtarılması mümkünken, Tuz kumandanı Halit Bey böyle bir çekilmeyi gerçekleştirmeyerek düşmana teslim olmuştur! (14 Ekim 1912).

Batı Ordusu Kumandanlığı’ndan Harbiye Nezaretine gönderilen 18-19 Ekim 1912 tarihli raporda, Karadağ sınırında bulunan Tuz’un düştüğü bildirilmiş, sebebinin ise güçlü ve karar sahibi büyük rütbeli kumandan olmaması olarak belirtilmiştir408.

Avrupa gazetelerinde Tuz şehrinin Karadağ’ın eline geçtiğine dair haber çıkmaya başladığında Osmanlı gazetelerinde bu durum ihtiyatla karşılanmış, hatta Cenin Gazetesi, Tuz şehri düşse de İşkodra’nın tehlike altında olmadığını çünkü şehrin savunulabilmesi için İşkodra Gölü’nün doğu kısmında, bize ait birçok savunma mevkiinin bulunduğunu belirtmiştir409.

407 Türk Silahlı Kuvvetleri Tarihi Balkan Harbi Garp Ordusu Karadağ Cephesi III ncü Cilt 3 ncü

Kısım, s. 82-83.

408 Askerî Tarih Belgeleri Dergisi, Y.29, S. 78, Ankara 1980, s. 11-13, Belge No: 1707. 409 Salim Aydın, a.g.e., s. 335.

Tuz’da meydana gelen bu muharebeler sırasında, her zaman olduğu gibi Karadağlılar, Türk esirlere çok kötü davranmış ve işkence yapmışlardır. Bu muharebelerde, Karadağlılara esir düşen Kastamonulu Hafız Mehmet Efendi’nin çok uzun olmayan hatıratı, Karadağlıların yaptıkları eziyetleri anlatmaya yetmektedir;

“…Karadağ birlikleri, kahramanlık göstergesi olarak ceplerinden avuçlar dolusu kesilmiş burun, kulak ve dudak çıkarıp birbirlerine gösteriyorlardı. Bunlar şehit olan arkadaşlarımızın burun, kulak ve dudaklarıydı.”410.

Savaş gözlemcisi olarak, bölgede bulunan Fransız gazetecinin ifadeleri, Türk esirlerin ifadeleri ile paralellik göstermekle beraber, mezalimin ulaştığı boyutları, dışarıdan bir göz olarak aktarmış olması nedeniyle da dikkate değerdir;

“… Tarlalar ve bahçeler arasından, gecenin içinde pencereleri kasvetli

biçimde ışık saçan yeni binaya koşuyorum. Orada, Deçiç ve Tuz’da yaralanmış yüz kadar Osmanlı askerî, beş ya da altı hemşire ve beni ulusunun doğal nezaketiyle karşılayan yaşlı bir binbaşıya rastlıyorum. Beni odadan odaya, salondan salona gezdiriyor, hatta aralarında on beş yaşında bir çocuk bulunan, on yaralının ayakta ve çömelmiş halde durduğu küçük bir odaya götürüyor. Yüzlerinde çarpı işareti şeklinde pansuman var; vücutlarında başka hiçbir yara izi yok ama hepsinin burunları ve kulakları kesilmiş!”411.

b. Akova, Berana, Gosina ve İpek Bölgelerinde Meydana Gelen Muharebeler

Savaş ilanıyla beraber harekete geçen Karadağlılar, Kuzey orduları ile Berana-Akova istikametinde ilerleyerek, öncelikle bu bölgelere taarruza

410 Abdurrahman Nafiz-Kiramettin, a.g.e., s. 204.

411 Bu anlatı şöyle devam etmektedir; “Korkunç ama geleneklere uygun! Karadağlı, askerî değerini

daima savaştan dönerken getirdiği kesilmiş başlarla ölçmüştür. Her kesik Türk kafası için prensinden prim alır, tıpkı bizim köyümüzün idareye getirdiği her yılan ve kurt başı için ödül alması gibi ve bu onuru gözler önüne serilsin diye piskopos, savaşçının takkesine bir tüy takar. Altmış yıl kadar önce II. Pierre tüy âdetini kaldırdı; ama otuz küsur yıl önce 77 Harbi’nde, rütbeler, kesilip getirilmiş burun ve kulak adedine göre verilmişti… Geçen gün Podgoriça’da, Tuz’un alınmasına müteakip ellerinde iki sepet taşıyan iki jandarmanın geldiği görüldü; bütün halk çevrelerinde toplandı. Sepetlerde elli kadar burun, birkaç düzine kadar da şekli az bozulmuş kulak vardı. Karadağ’da medeniyet işte böyle ilerliyor: daha dün, şehir meydanında sepetlerin içinde halkın görmesi için bırakılmış olurdu bu

başlamışlardır412. General Vukotiç kumandasındaki kuzey ordusunun

gerçekleştirmesi gereken üç görevi vardır; Berana ve Plava yoluyla İpek’e saldırmak, Yeni Pazar Sancağı’nın kuzey kısmını Türk askerlerinden temizleyerek, aynı amaçla sınırı geçecek olan Sırp ordusu ile birleşmek, İpek’ten Prizren üzerine yürümek ve buradan İşkodra’ya inerek şehri kuşatmış olan merkez ve güney ordularını desteklemektir. Bu doğrultuda harekete geçen ordu, sınırı geçtikten sonra iki kola ayrılarak kuzeyden Berana, güneyden ise Akova üzerine yürümeye başlamıştır413.

Berana karşısında meydana gelen Türk mukavemetine rağmen şehir Karadağlıların eline geçmiş, Akova da ele geçirildikten sonra Gosine ve Plava üzerine yürüyen ordu bu bölgeleri de ele geçirerek İpek üzerine yürümüştür. Türk ordusu, Karadağ ordusunu İpek şehri önlerinde durdurmak için çabalamış olsa da başarılı olamamış, 28 Ekim 1912 tarihinde, Sırpların da şehre yaklaşıyor oldukları haberiyle, İpek halkının da isteğiyle, şehir muharebesiz bir şekilde teslim edilmiş ve Türk askerleri Yakova’ya çekilmiştir414. Tüm Slavlar için önemli bir merkez, kutsal bir kent olan

İpek şehri, 30 Ekim’de Karadağlıların eline geçmiş, ertesi gün ise Sırp ordusu gelerek, şehre girmiştir.

c. Taşlıca Bölgesinde Meydana Gelen Muharebeler

Savaşın ilanıyla birlikte, Karadağlılar, kuzey sınırında bulunan Tara Nehri’ni geçerek Taşlıca kasabasının yakınında bulunan Prençeni doğrultusunda taarruza başlamışlardır. Bunun üzerine harekete geçen Taşlıca Müfrezesi, 11 Ekim’de onları Tara Nehri’nin gerisine atmayı başarmış, ancak aynı anlarda, Karadağlıların Akova ve Kolaşin’e girdikleri haberinin gelmesi üzerine Taşlıca’ya dönmek zorunda kalmıştır. Müfreze bölgeye döndüğünde halk tarafından iyi karşılanmayarak, geri döndükleri için yerilmiştir. Bunu üzerine harekete geçip tekrar Karadağ üzerine giden müfreze, 18 Ekim’e kadar yerinde kalmış, önemli sayılacak bir çarpışma yaşanmamış, 21 Ekim’de ise tekrar Taşlıca’ya dönmüştür415.

412 Eminalp Malkoç, a.g.m., s. 67. 413 Aram Andonyan, a.g.e., s. 267.

414 Türk Silahlı Kuvvetleri Tarihi Balkan Harbi Garp Ordusu Karadağ Cephesi III ncü Cilt 3 ncü

Kısım, s. 70-71.

Akova’nın ele geçirilmesinden sonra General Vukotiç, 11 Ekim 1912 tarihinde iki taburu Taşlıca’ya karşı bırakmıştır. Bu taburlar Senice’ye doğru ilerleyerek orada Sırp ordusu ile birleşeceklerdir. Sırp ordusu 24 Ekim’de Senice’yi işgal etmiş ve Akova’da bırakılan Karadağ taburları ile birleştikten sonra, bölgede bulunan Taşlıca Müfrezesi ile muharebe başlamıştır. 21-22 Ekim’de Batı Ordusu Kumandanlığı’ndan, Harbiye Nezareti’ne gönderilen raporda, Akova, Kolaşin, Berana, Plava ve Tuz’un Karadağlıların elinde olduğu, Taşlıca Müfrezesi’nin ise görevini başarılı bir şekilde yerine getirdiği belirtilmiştir416. Ancak Türk ile Karadağ-

Sırp orduları arasında başlayan muharebe, çok sert çarpışmalarla devam etmiş ve sonunda Taşlıca düşman kuvvetleri tarafından ele geçirilmiş, Taşlıca Müfrezesi ise 29 Ekim’de Avusturya-Macaristan’a sığınmıştır. Fevzi Çakmak yaşanan bu durumu;

“Taşlıca Müfrezesi kuvvetli olmasına rağmen, açık bir görev almamış, çelişkili emirlerle oyalanmış, müfreze komutanının kararsızlığı ve telaşlı olmasından dolayı, yanlarında top ve makineli tüfek bile bulunmayan 1.000 kadar Karadağlıdan oluşan iki tabur karşısında, iki küçük çarpışmadan sonra, utanç verecek şekilde Avusturya’ya sığınmıştır” şeklinde ifade etmiştir417.

Taşlıca’nın ele geçirilmiş olması, Karadağlılar ve Sırplar için, Yenipazar sancağının tümünün ele geçirilmiş olmasını sağlamıştır. Ardından Kuzey ordusu kumandanı Vukotiç, İşkodra şehrini muhasara eden ordusunun diğer kısmına katılabilmek için hızlıca güneye doğru hareket etmiştir.