• Sonuç bulunamadı

İİK’nun 30 ve 31 Maddelerine Aykırılık Suçu (İİK.m.343)

Belgede İcra ve iflas suçları (sayfa 134-143)

C. İCRA VE İFLAS SUÇLARININ ANAYASAYA UYGUNLUĞU SORUNU

X. İİK’nun 30 ve 31 Maddelerine Aykırılık Suçu (İİK.m.343)

1.Genel Olarak

İcra ve İflas Kanunu’nun 06.06.1985 tarih ve 3222 Sayılı Kanun’un 43. maddesi ile 31.05.2005 tarih ve 5358 Sayılı Kanun’un 14.maddesi ile değişiklik yapılmış olan 343.maddesi; “Yalnız kendisi tarafından yapılacak olan bir işin yapılması veya bir işin yapılmaması yahut bir irtifak hakkının tesisi veya kaldırılması hakkındaki ilâm hükümlerine makbul mazerete müstenit olmayarak muhalefet eden borçluların, lehine hüküm verilmiş kimsenin şikâyeti üzerine, üç aya kadar tazyik hapsine karar verilir. Hapsin tatbikine başlandıktan sonra ilâmın gereği yerine getirilirse, borçlu tahliye edilir” şeklinde düzenlenmiştir.

5358 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikle, daha önce maddede öngörülen "hafif hapis cezası", "tazyik hapsine" dönüştürülmüştür. Maddede öngörülen "tazyik hapsinin” tanımı "disiplin hapsinde” olduğu gibi, CMK’nun 2.maddesinde yapılmamıştır. Ancak, "tazyik hapsinin” de "disiplin hapsi" gibi "seçenek yaptırımlara çevrilemeyen", "ön ödeme uygulanamayan", "tekerrüre esas olmayan", "şartla salıverilme hükümleri uygulanamayan", "ertelenemeyen" ve "adli sicil kayıtlarına geçirilmeyen" hapis olduğu gerek doktrinde ve gerekse uygulamada kabul edilmektedir. Bu nedenle, maddede öngörülen ve lehine hüküm verilmiş kimsenin şikayeti üzerine icra mahkemesince İİK’nun 343.maddesi uyarınca hükmedilecek "üç aya kadar tazyik hapsi" ertelenemeyecek, paraya çevrilemeyecektir. Hapsin tatbikine başlandıktan sonra,

ilamın gereği yerine getirilirse, borçlunun tahliye edileceği" maddede ayrıca vurgulanmıştır364.

İİK’nun 343. maddesi ile yalnız kendisi tarafından yapılacak olan bir işin yapılması vea yapılmaması veya bir irtifak hakkının yüklenmesi veya kaldırılması hakkındaki ilam hükümlerine geçerli bir mazereti olmaksızın aykırı hareket eden borçlunun lehine hüküm verilmiş olan kişinin şikayeti üzerine cezalandırılacağı hüküm altına alınmıştır365.

Madde başlığında da yazıldığı üzere, madde ile İİK’nun 30. ve 31.maddelerine muhalefet eylemleri suç olarak kabul edilip, İİK’nun 343. maddesinde yaptırıma bağlanmıştır.

Burada İİK’nun 30. ve 31.maddelerine bakmak gerekmektedir. Buna göre, İİK’nun 30.maddesi; “Bir işin yapılmasına mütedair ilam icra dairesine verilince icra memuru 24 üncü maddede yazılı şekilde bir icra emri tebliği suretiyle borçluya ilamda gösterilen müddet içinde ve eğer müddet tayin edilmemişse işin mahiyetine göre başlama ve bitirme zamanlarını tayin ederek işi yapmayı emreder.

Borçlu muayyen müddetlerde işe başlamaz veya bitirmez ve iş diğer bir kimse tarafından yapılabilecek şeylerden olur ve alacaklı da isterse yapılması için lazım gelen masraf icra memuru tarafından ehlivukufa takdir ettirilir. Bu masrafın ilerde hükme hacet kalmaksızın borçludan tahsil olunup kendisine verilmek üzere ifasına alacaklı

muvafakat ederse alınıp hükmolunan iş yaptırılır. Muvafakat etmezse ayrıca hükme hacet kalmadan borçlunun kafi miktarda malı haciz ile paraya çevrilerek o iş yaptırılır.

İlam, bir işin yapılmamasına mütedair olduğu takdirde icra dairesi tarafından ilamın hükmü borçluya aynı müddetli bir emirle tebliğ olunur. Bu emirde ilam hükmüne muhalefetin 343 üncü maddedeki cezayı müstelzim olduğu yazılır.

(Ek fıkra: 17/07/2003-4949 S.K./9.md.) Bir işin yapılmasına veya yapılmamasına dair olan ilam hükmü yerine getirildikten sonra borçlu, ilam hükmünü ortadan kaldıracak bir eylemde bulunursa, mahkemeden ayrıca hüküm almaya gerek kalmadan, önceki ilam hükmü tekrar zorla yerine getirilir” şeklinde düzenlenmiştir.

364

Uyar, 5358 Sayılı Kanun Değişikliği, s.323. 365

İİK’nun 31. maddesi, “Bir irtifak hakkının veya gemi siciline kayıtlı olan bir gemi üzerindeki intifa hakkının kaldırılmasına yahut, böyle bir hakkın tahmiline mütedair ilam icra dairesine verilince icra memuru 24 üncü maddede yazılı şekilde 7 günlük bir icra emri gönderir. Borçlu muhalefet ederse ilamın hükmü zorla icra olunur” hükmünü içermektedir.

İİK’nun 30. maddesi ile bir işin yapılmasına veya yapılmamasına ilişkin olan ilamların nasıl icra olunacağı düzenlenmiştir.

İİK’nun 31. maddesi bir irtifak hakkını veya gemi siciline kayıtlı olan bir gemi üzerindeki intifa hakkının kaldırılmasına veya böyle bir hakkın yüklenmesine ilişkin ilam icra dairesine verildiğinde, icra müdürü borçluya İİK’nun 34.maddesi gereğince yedi günlük bir icra emri gönderir. Borçlu tarafından icra müdürünce gönderilen icra emrinin gereklerinin bilerek yerine getirilmediğinin tespiti halinde, ilam hükmü zorla yerine getirilir. Ancak ilam hükmünün icra dairesince zorla yerine getirilmesi borçlunun cezai sorumluluğunu ortadan kaldırmaz366.

2.Suçun Unsurları

a.Suçun Maddi Unsurları

aa.İlam Borçlunun Yalnız Kendisi Tarafından Yapılabilecek Olan Bir İşin Yapılması veya Yapılmaması veya Bir İrtifak Hakkının Kurulması veya Kaldırılmasına İlişkin Olmalıdır

Bu suçun oluşabilmesi için, öncelikle, ortada bir mahkeme ilamının bulunması gerekmektedir367. İlam borçlunun “yalnız kendisi tarafından yapılabilecek olan bir işin yapılması veya yapılmaması veya bir irtifak hakkının kurulması veya kaldırılmasına ilişkin olmalıdır368. Bu ilamların icraya konabilmesi için kesinleşmesine gerek yoktur.

Görüldüğü üzere, bu unsurda üç fiil sayılmıştır. Söz konusu mahkeme kararının bu üç unsurdan birisi ile ilgili olması yeterlidir. Yalnız borçlunun kendisi tarafından

366

Ünver, Naci, İcra ve İflas Kanunda Suç Sayılan Eylemler, Ankara 1997, s.366; Çolak, s, 133. 367 “Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararda yazılı gerektirici nedenlere, yapılan yargılama ve uygulamada

isabetsizlik bulunmadığına ve sanıklar hakkındaki şikayetin İİK.nun 343.maddesinde belirtilen İİK.nun 30 ve 31.maddelerine muhalefet etmek suçuna yönelik olduğu, şikayete konu ihtiyati tedbir kararı olup bu karara muhalefet etmek suçundan B Asliye Ceza Mahkemesinde ayrıca dava açılıp davanın devam ettiği, ilam niteliğinde bulunmayan mahkeme kararına muhalefetin İİK.nun 343.maddesinde yazılı suçu oluşturmayacağı mahkemece doğru olarak değerlendirilip belirlendiğine göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün İİK 366. maddesi uyarınca ONANMASINA”, 16.H.D.,

31.3.2004 T., 2004/1922 E., 2004/5065 K.

368

yapılabilecek olan bir işin yapılması fiili bakımından bakıldığında; burada borçluya yüklenen sorumluluğunun yalnız kendisi tarafından yapılabilecek bir yükümlülük olması gerekir369.

Bir işin yapılmaması ilişkin ilamda, borçluya belirli bir işin yapılmaması konusunda bir yükümlülük yüklenmektedir.

Bir irtifak hakkının kurulması veya kaldırılması, Medeni Kanun ile ilgili bir kavramdır.

bb.Bu İlamın İcra Yolu ile İnfaz Yoluna Gidilmiş Olmalıdır

Alacaklı, bir işin yapılmasına, bir işin yapılmamasına veya bir irtifak hakkının kurulması veya kaldırılmasına ilişkin ilamı aldıktan sonra, bunu icra dairesine vererek takip talebinde bulunur. İlamı ve takip talebini alan icra dairesi borçluya İİK’nun 30370. ve İİK’nun yönetmeliğinin 23.maddesinde371 gösterilmiş olan 53 numaralı icra emrini gönderir372.

369 “Hükmün esasını oluşturan kısa kararın 18.2.2004 günü verildiğinin ve gerekçeli kararda karar tarihinin 9.2.2004

günü olarak yanlış gösterildiğinin anlaşılması karşısında, C.Savcısı ile sanık vekilinin temyizinin süresinde olduğu anlaşılarak yapılan incelemede:

Gerekçeli kararda yanlış gösterilen karar tarihinin mahallinde 18.2.2004 olarak düzeltilmesi olanaklı görülmüştür.

1- Şikayetin, 3.9.2002 günlü icra tutanağında yapılan taahhüdün ihlaline ilişkin olduğu gözetilmeden, istem dışına çıkılarak İİK.nun 343. maddesinde düzenlenen ilam hükmüne muhalefet suçundan sanığın mahkumiyetine karar verilmesi,

2- Kabule göre de; icra takibinin dayanağı olan ilamın bir işin yapılmasına ilişkin olduğu, söz konusu işin başkası tarafından da yapılacak işlerden olması nedeniyle alacaklı muvafakat ederse, işin yapılması için gerekli masraf icra müdürü tarafından bilirkişiye takdir edilerek ileride hükme hacet olmaksızın borçlulardan tahsil olunup kendisine verilmek üzere işin ifası, muvafakat etmezse ayrıca hükme hacet kalmadan borçlunun kafi miktarda malının haczedilip paraya çevrilerek işin yaptırılacağı hususu dikkate alınarak ve ayrıca ilamda masrafların davalılara aidiyetinin hüküm altına alındığı da gözetilerek sanığın eyleminin İİK.nun 30. maddesinin 1. ve 2. fıkraları içinde değerlendirilmesi ve uygulamanın buna göre yapılması gerekirken, yazılı şekilde İİK.nun 343. maddesi ile mahkumiyetine hükmolunması,

3- Hükümden önce 30.7.2003 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 4949 sayılı Kanunun 99. maddesi ile İİK.nun 352. maddesine eklenen fıkra uyarınca, dava ve cezanın İİK.nun 354. maddesinde yazılı sebeplerle düşeceğinin kararda belirtilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,bozmayı gerektirmiş sanık vekili ve C.Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA”, 17.H.D. , 17.2.2005 2004/6447 E, 2005/1183 K.

370 Bkz. Yuk. Sayfa 117. 371

“Madde 23 - İcra emrine;

a) 20 nci maddenin ikinci fıkrasındaki kayıtlar,

b) Yedi gün içinde taşınmazı tahliye veya taşınırı teslim etmesi,

c) 26 ncı maddenin birinci fıkrasının (c) bendindeki kayda ek olarak, İcra ve İflas Kanununun 24 ve 26 ncı maddeleri gereğince, ilâm hükmünün zorla yerine getirileceği,

d) Teslimi emredilen mal yedinde bulunmazsa, ilâmda yazılı değerinin; taşınır malın değeri ilâmda yazılı olmadığı halde veya ihtilaf halinde, icra müdürü tarafından haczin yapıldığı tarihteki rayice göre takdir olunan değerin alınacağı; bu değer de ödenmediği takdirde ayrıca icra emri tebliğine gerek kalmaksızın haciz yolu ile icra olunacağı ihtarı, yazılır.

Borçluya gönderilen icra emrinde, ilamda gösterilen süreler içinde, eğer ilamda süre gösterilmemiş ise, icra müdürünün işin niteliğine göre, işe başlama ve bitirme tarihlerini gösterdiği zaman aralığında yükümlülüğünü yerine getirmediği taktirde borçlunun İİK’nun 343.maddesine göre, cezalandırılacağı ihtarı da yer almalıdır373.

cc.Borçluya Usulüne Uygun Olarak İcra Emri Tebliğ Edilmiş Olmasına Rağmen İlamın Gereğini Yerine Getirmemesi

Borçlunun usulüne uygun olarak kendisine tebliğ edilen icra emri karşısında ilam hükmünün gereğini yerine getirmeyerek aykırı davranışta bulunması, ilam gereğini yerine getirmemesi gerekir.

Suçun oluşabilmesi için, icra emrinin mutlaka borçlunun kendisine tebliğ edilmiş olması gerekmektedir. İcra emri borçluya değil de, vekiline tebliğ edilmiş ise bu durumda suç oluşmaz374.

Eğer ilamın konusu borçlunun bizzat kendisi tarafından yapılabilecek bir işin yapılması ise, borçlunun tebliğ edilen icra emrinde belirtilen süreler içinde o işin yapılması gerekmektedir.

Eğer ilam bir işin yapılmamasına ilişkin ise, borçlunun tebliğ edilen icra emrinde belirtilen sürede o yükümlülüğü yerine getirmemiş olması gerekir.

373 “A- Kalecik Sulh Hukuk Hakimliği’ne açılan davanın kapsam ve niteliği ile ilamın infaz biçimine göre sanığın varlığı kabul edilen hukuka aykırı kusurlu davranışında, TCK.nun 309. maddesinde yazılı el çektirildiği taşınmaza yeniden el koyup işgal öğelerinin oluşmadığı, eylemin İcra İflas Kanununun 343. maddesinde yaptırıma bağlanan ilam hükmüne aykırılık vasfında gelişen suç tipini oluşturup usulen şahsi dava yoluyla kovuşturulabileceği, tartışılıp değerlendirilmeden, iddianameye bağlı kamu davasının benimsenerek müsnet suçtan ceza hükmü kurulması,

B- Kabul ve uygulamaya göre de, sonuç cezanın ağır para cezası yerine hafif para cezası olarak ifadesi, bozmayı gerektirmiş, o yer C.Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi (BOZULMASINA)”, 8.C.D. 23.3.1994 T., 1994/2089 E, 1994/2706 K.

374 “İlamlı takipte hukuki sonuç doğurması bakımından ilamda yazılı borçlu vekiline tebligat yapılması yasal ise de, cezai sonuç doğurması yönünde şikayet olunan asıl borçluya icra emri tebliğ edilmeden ve vekilin ihmalinden sanığın sorumlu tutulamayacağı gözetilmeksizin yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesinde isabet görülmediğinden anılan kararların CMUK'nun 343. maddesi uyarınca bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nün 8.10.2004 gün ve 43522 sayılı Yazılı Emirlerine atfen Yargıtay C.Başsavcılığının 22.10.2004 gün ve Y.E.2004/201233 sayılı tebliğnamesiyle istenilmiş olmakla,

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: İcra takip dosyasının incelenmesinden, borçlu sanığa ödeme emri tebliğ edilmediğinden atılı suçların oluşmayacağı gözetilmeksizin beraat yerine yazılı şekilde mahkumiyete dair hüküm kurulması isabetsizdir”. 16.H.D., 25.11.2004 T. 2004/11220 E., 2004/12121 K. Karar sayılı ilamı., Uyar, İcra-İflâs Suçları, s.421; Artuç/Bıkmaz, s.500.

İlam bir irtifak hakkının kurulmasına ilişkin ise, tebliğ edilen icra emrinde belirlenen süre içinde irtifak hakkını kuramamış olması gerekir.

İlam bir irtifak hakkının kaldırılmasına ilişkin ise, borçluya tebliğ edilen icra emrinde belirlenen süre içinde, borçlunun irtifak hakkını kaldırmamış olması gerekmektedir375.

dd.Borçlunun Geçerli Bir Mazeretinin Bulunmaması Gerekir

İİK’nun 30. ve 31.maddelerine muhalefet suçunun oluşabilmesi için, yukarıda sayılan ve borçluya yüklenen sorumlulukların yerine getirilmemesi halinde borçlunun bu durumu haklı kılacak bir mazeretinin bulunmaması gerekir376. Eğer borçlunun yükümlülükleri yerine getirmemesi için haklı bir nedeni var ise, suç oluşmaz377.

Borçlunun haklı mazeretinin ilam hükmünün gereğinin yerine getirilmesini önler nitelikte olması ve borçlunun bunu ispatlaması gerekmektedir. Mahkeme gerekirse, bu durumda bilirkişi incelemesi de yaptırabilir378.

b.Suçun Manevi Unsuru

İİK’nun 30. ve 31.maddelerine muhalefet suçu kasten işlenebilen bir suçtur. Alacaklı, almış olduğu mahkeme kararını icraya koyarak, borçluya bir icra emri tebliğ edildiği halde, ilam ile kendisine yükümlülük yüklenen borçlunun bu ilamın gereğini yerine getirmeyerek kasten hareket etmesi halinde suç oluşur. Borçlunun haklı bir mazeretinin bulunması halinde suç oluşmaz.

3.Suçun Tarafları

a.Suçun Faili

İİK’nun 30. ve 31.maddelerine muhalefet suçu bakımından, ilam hükmünün gereğini yerine getirmesi için kendisine yükümlülük yüklenen borçlu, bu suçun faili konumundadır. Eğer borçlu, gönderilen icra emrini tebellüğ etmiş olmasına rağmen

375 Artuç/Bıkmaz, s.493.

376

Çolak, Uygulamada Karşılaşılan Sorunlar, s.82. 377 Artuç/Bıkmaz, s.493.

ilam hükmünün gereğini yerine getirmez ise, alacaklının şikayeti üzerine icra ceza mahkemesi tarafından üç aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılabilecektir379.

b.Suçun Mağduru

İİK’nun 30. ve 31.maddelerine muhalefet suçu bakımından, mahkeme kararı ile lehine karar verilen alacaklı veya alacaklılar bu suçun mağduru konumundadırlar. Bu suçun takibi şikayete bağlı olduğundan, mahkeme ilamını alan alacaklı bunu icra dairesine vererek takipte bulunacaktır. Alacaklı almış olduğu mahkeme ilamını icraya koymaz ve borçluya icra emri tebliğ edilmez ise, bu suç oluşmaz380.

4.Suçun Takip Usulü

İİK’nun 30 ve 31.maddelerine muhalefet suçu, takibi şikayete bağlı bir suçtur. Yani, mahkeme ilamının gereğini yerine getirmeyen borçlu hakkında yargılama yapılabilmesi ve borçlu sanığın cezalandırılabilmesi için alacaklının şikayet hakkını kullanması gerekmektedir. Şikayet doğruda İcra ceza mahkemesine yapılmalıdır381.

Yapılmış olan şikayetten vazgeçmek mümkündür. Alacaklı şikayetinden vazgeçer ise, mahkeme şikayetten vazgeçme nedeniyle davanın düşürülmesine karar verecektir. Şikayetten vazgeçme müştekinin vazgeçme iradesini mahkemeye açıkça bildirmesi ile olabileceği gibi, müştekinin duruşma gününden usulüne uygun olarak haberdar edilmiş olması rağmen, duruşmaya gelmemesi ve bir vekilde göndermemesi şeklinde zımnen de olabilir. Bu durumda, mahkemece İİK’nun 349/6.maddesine göre, şikayet hakkının düşürülmesine karar verilecektir. Alacaklının vekilinin şikayetten vazgeçebilmesi için kendisine açıkça feragat yetkisinin verilmiş olması gerekmektedir382.

Alacaklının şikayet hakkını İİK’nun 347. maddesine göre, süresi içinde kullanması gerekmektedir. Buna göre, fiilin öğrenildiği tarihten itibaren üç ay ve her

379 Özkan, s.1438; Artuç/Bıkmaz, s.492. 380 Özkan, s.1438; Artuç/Bıkmaz, s.492. 381

“İİK.nun 343. maddesine aykırılık suçuna ilişkin davanın şahsi dava dilekçesiyle açılması gerektiği gözetilmeden, iddianame ile açılmış bulunan davanın kabulü ile yazılı biçimde hüküm kurulması,

Kabule göre de; Sanığa verilen hafif hapis cezasının paraya çevrilmesi suretiyle İİK.nun 352/a maddesine aykırılık yapılması bu yapılırken de hafif yerine ağır para cezasına hükmedilmiş olması, bozmayı gerektirmiş, Yerel C. Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi (BOZULMASINA)”, 8. C.D. 6.10.1992 T. 1992/6203 E, 1992/11050 K.

halde fiilin işlendiği tarihten itibaren bir yıl içinde şikayet hakkı kullanılmaz ise dava süresinde açılmadığından şikayet hakkının düşürülmesine karar verilecektir383.

Bu suç takibi şikayete bağlı bir suç olduğundan alacaklının davayı takip etmesi gerekmektedir. Alacaklı duruşmaya gelmez ise, İİK’nun 354.maddesine göre, şikayet hakkı düşer. Bir Yargıtay kararında384 da belirtildiği gibi, bu hususun mahkemenin kararında belirtilmesi gerekir.

5.Suçun Yaptırımı

Madde metnine bakıldığında, mahkeme ilamının gereğini yerine getirmeyen faile üç aya kadar tazyik hapsi verilebileceği öngörülmüştür.

Maddede tazyik hapsine yer verilmiştir. Tazyik hapsinin tanımı Ceza Muhakemesi Kanununda(CMK) yapılmamıştır. Bilindiği gibi, CMK’nun 2.maddesinde disiplin hapsinin tanımı385 yapılmıştır. Tazyik hapsinin tanımı disiplin hapsindeki gibi, yapılmamış olmasına rağmen, gerek doktrinde, gerekse uygulamada tazyik hapsinin de, disiplin hapsi gibi; seçenek yaptırımlara çevrilemeyen, ön ödeme uygulanamayan,

383 “Takip dayanağı ilamın kesinleşip kesinleşmediğinin araştırılmaması isabetsizdir. Ayrıca sanığa 15.11.1999

tarihinde 53. örnek nolu icra emri tebliğ edilmiş olup, suç 23.11.1999'dur. Alacaklı vekilinin icra dosyasındaki 6.12.1999 tarihli reddiyat makbuzu ile nafaka alacağını aldığını beyan ettiği ve bu tarihte suça muttali olduğu, bu tarihten itibaren İİK'nun 347. maddesindeki 3 aylık şikayet süresi geçirilerek 14.11.2000 tarihinde şikayette bulunulduğu, bu nedenle "şikayet hakkının düşürülmesine" karar verilmek gerekirken yazılı olduğu şekilde mahkumiyet kararı verilmesi yasaya aykırı olup, temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden isteme aykırı olarak hükmün BOZULMASINA, 16.H.D.’nin 15.2.2002 T., 2002/567 E., 2002/1342 K. Sayılı kararı.

384

“Hükmün esasını oluşturan kısa kararın 18.2.2004 günü verildiğinin ve gerekçeli kararda karar tarihinin 9.2.2004 günü olarak yanlış gösterildiğinin anlaşılması karşısında, C.Savcısı ile sanık vekilinin temyizinin süresinde olduğu anlaşılarak yapılan incelemede:

Gerekçeli kararda yanlış gösterilen karar tarihinin mahallinde 18.2.2004 olarak düzeltilmesi olanaklı görülmüştür.

1- Şikayetin, 3.9.2002 günlü icra tutanağında yapılan taahhüdün ihlaline ilişkin olduğu gözetilmeden, istem dışına çıkılarak İİK.nun 343. maddesinde düzenlenen ilam hükmüne muhalefet suçundan sanığın mahkumiyetine karar verilmesi,

2- Kabule göre de; icra takibinin dayanağı olan ilamın bir işin yapılmasına ilişkin olduğu, söz konusu işin başkası tarafından da yapılacak işlerden olması nedeniyle alacaklı muvafakat ederse, işin yapılması için gerekli masraf icra müdürü tarafından bilirkişiye takdir edilerek ileride hükme hacet olmaksızın borçlulardan tahsil olunup kendisine verilmek üzere işin ifası, muvafakat etmezse ayrıca hükme hacet kalmadan borçlunun kafi miktarda malının haczedilip paraya çevrilerek işin yaptırılacağı hususu dikkate alınarak ve ayrıca ilamda masrafların davalılara aidiyetinin hüküm altına alındığı da gözetilerek sanığın eyleminin İİK.nun 30. maddesinin 1. ve 2. fıkraları içinde değerlendirilmesi ve uygulamanın buna göre yapılması gerekirken, yazılı şekilde İİK.nun 343. maddesi ile mahkumiyetine hükmolunması,

3- Hükümden önce 30.7.2003 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 4949 sayılı Kanunun 99. maddesi ile İİK.nun 352. maddesine eklenen fıkra uyarınca, dava ve cezanın İİK.nun 354. maddesinde yazılı sebeplerle düşeceğinin kararda belirtilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,bozmayı gerektirmiş sanık vekili ve C.Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA”, 17.H.D. , 17.2.2005 2004/6447 E, 2005/1183 K.

385

Disiplin hapsi: Kısmî bir düzeni korumak amacıyla yaptırım altına alınmış olan fiil dolayısıyla verilen, seçenek

tekerrüre esas olmayan, şartla salıverilme hükümleri uygulanamayan, ertelenemeyen ve adlî sicil kayıtlarına geçirilmeyen hapis olduğu kabul edilmektedir386.

Tazyik hapsinde belli bir cezaya hükmedilmemektedir. Borçlunun belirli bir süreyle hapsen tazyikine karar verilmektedir. Mahkemece, borçlunun hangi yükümlülüğü yerine getirmesi için hapsen tazyikine karar verilmiş ise, mahkemece belirlenmiş süre ile o yükümlülüğünü yerine getirene kadar hapsen tazyikine karar verilecektir387.

Mahkeme tarafından verilmiş olan bu hapsen tazyik kararı İİK’nun 351/1. maddesi hükmüne göre tefhim ve tebliğden itibaren yedi gün içinde kararı veren mahkemenin yargı çevresinde bulunduğu, Ağır Ceza Mahkemesi’ne itiraz edilebilir. İtiraz üzerine Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği karar kesindir388.

6.Etkin Pişmanlık

Suçun düzenlenmiş olduğu İİK’nun 343. maddesinde bir etkin pişmanlık hükmüne yer verilmiştir. Buna göre, tazyik hapsinin amacı, borçlunun yükümlülüklerini yerine getirmesini sağlamak olduğu için, hapsin uygulanmasına başlandıktan sonra mahkeme ilamının gereği yerine getirilmesi halinde borçlunun tahliye edilmesi gerekecektir389. 386 Kaçak, s.267. 387 Kaçak, s.269. 388 Kaçak, s.269 389 Çolak, s.134; Artuç/Bıkmaz, s.493.

XI.Nafaka Borcunu Ödememek Suçu (İİK.m.344)

Belgede İcra ve iflas suçları (sayfa 134-143)