• Sonuç bulunamadı

1. BÖLÜM: SOSYAL SORUMLULUK

1.8. İşletmelerin Kurum İçi Paydaşlarına Karşı Sorumlulukları

İşletmelerin kurum içi paydaşlarına karşı sorumluluklarını; çalışanlar, hissedarlar ve yöneticilere karşı sorumlulukları şeklinde ele alabiliriz.

1.8.1. Çalışanlara Karşı Sorumluluk

Freeman çalışanların bir işletmenin ana kaynağı olduğunu ve firmanın gelişme- sinde önemli bir etken olduğunu ifade etmiştir (Aktan ve Börü, 2007: 16). İşletmenin

yapıtaşını çalışanlar oluşturur. İşletme, varlığını devam ettirebilmek için çalışana ihtiyaç duyar ve çalışanlar da hayatlarını idare ettirecek ücretleri kazanabilmek için işletmelere bağlı durumdadır (Akkoyunlu, 2013: 22). Bu yüzden çalışanlar ve işletme arasındaki iletişim son derece sağlıklı bir biçimde yürütülmelidir.

İşletmenin toplam kalite yönetimine katkı sağlayan önemli unsurlardan birini de çalışanlar oluşturur. Bu bakımdan işletmeler çalışanların haklarını gözetip her türlü menfaatine uygun hareket etmelidir. Çalışanlar bir işletmenin manevi değerleridir ve çalışanın hakları ne kadar gözetilirse harcanan emekten alınan verim de o kadar fazla olur. Yani çalışanlar beklentileri ve amaçları doğrultusunda tatmin edilmediyse onlar- dan üstün performans beklenilmesi doğru olmayacaktır (Özüpek, 2005: 63). Dolayısıy- la bu durum işletmelerin toplam karlılık oranını da dolaylı yönden etkilemiş olur.

İşletmelerin çalışanlarına sunduğu kaliteli yaşam standardı ve buna uygun ücret çalışan motivasyonunu artıracak, uygun çalışma koşulları ve en önemli unsur olan çalı- şan motivasyonu arttırarak çalışandan kaynaklı verimsizliği de ortadan kaldıracaktır (Torlak, 2007: 57). Aynı zamanda bir işletmenin topluma karşı sorumlu olması işsizlik sorununa mümkün olduğunca çözüm getirmesi ve bunun için de olanaklarını kullanma yolunda belli adımlar atabilmesini kapsar. Yani bir işletme aynı zamanda çevresinde olup bitenlere kayıtsız kalmayıp işsizlik konusunda kendini sorumlu hissetmelidir.

İşletmeler çalışan ihtiyaçlarını göz önünde bulundurup çalışanların istek ve bek- lentilerine cevap verirken çalışanlar arasında cinsiyet, ırk gibi ayrımlar yapmayıp çalı- şanına olabildiğince pozitif yaklaşmalıdır. İşletmeler aynı zamanda özürlü vatandaşlara belli kontenjan ayırıp işletmenin belirli birimlerinde güvenli bir şekilde istihdam ettiril- meli ve aynı zamanda çocuk işçi de çalıştırmamalıdır. Kurumlar çalışanlarına, adil ücret ve terfi imkanları, iş garantisi, iş güvenliği, sosyal güvenceler, daha kaliteli iş koşulları, özel hayata saygı, eğitim ve kariyer olanaklarını sağlama, tatil ve önemli günlerden fay- dalanma hakkı, yönetime yeterli ölçüde katılmalarını sağlama, çalışanları işletme faali- yetleri ve diğer çalışanlar hakkında yeterince bilgilendirme, yetki ve sorumluluk verme, toplu sözleşme ve sendikalaşma hakkı tanıma, çalışanlara eşit muamele yapma, mob- bingden kaçınma gibi sorumluluklar işletmenin çalışanlarına olan sorumluluğunu ifade eder ( Şahinolanlar, 2015: 58).

Böylece işletme sahiplerine düşen görev de geleneksel çalışma koşulları ve ücrete yönelik yasal olarak bağlayıcı düzenlemelerin ilerisine geçerek işverenlerin gönüllü sosyal sorumluluk uygulamalarını benimsemesi gerektiğidir(Kağnıcıoğlu, 2007: 27).

1.8.2. Hissedarlara Karşı Sosyal Sorumluluk

Hissedar kelimesinin sözlük anlamı; bir ortaklık veya mal üzerinde payı olan kim- se, ortaklık şeklindedir (Tdk 25.06.2016). Hissedarlar bir işletmenin önemli kısmını oluşturur.

Bir işletmenin hissedarlarına karşı öncelikli sorumluluğu kar getirecek yatırımlara ortak olmaktır. Günümüzde işletmelerin sayıca büyümesi ve halka açılması işletmelerin hissedar sayısını da artırmıştır. Buna bağlı olarak karlılık oranı ne kadar büyüse de his- sedarların birbirine karşı sorumlulukları daha da artmaktadır. Bu anlamda hissedarlar sağlıklı bir iletişim kurmaları gerektiği yanında, yapılan işlerle ilgili şeffaf olmalarını da öncelikli hedef haline getirmiştir. Hissedarla yapılan işlerle ilgili birbirine eksiksiz bilgi akışı sağlamalı birbirlerinden konu hakkında dönüt almalıdır. Bu durumda hissedarlar birbirine karşı olan sorumluluklarını yerine getirmiş olmakta aynı zamanda topluma karşı sorumluluklarını da yerine getirmiş olur.

İşletmeler sosyal sorumluluklarının bir gereği olarak aldıkları kararlar ile sadece kendi çıkarlarını değil aynı zamanda sosyal paydaşlarının çıkarlarını da gözetmek du- rumundadırlar. İşletmelerin finansal karalarından birinci derecede etkilenen taraf yatı- rımcılardır ve dolayısıyla işletmeye ait bilgilerden kolaylıkla etkilenebilmektedirler (Yıldırım, 2013: 26). Bu nedenle işletmeler sermayedar ve hissedarlarına karşı dürüst, adil bir kar dağıtım politikası izlemeli ve bunun yanında zamanında, doğru, güvenilir ve abartısız bir biçimde finansal durumuyla ilgili bilgileri açıklamalıdır (Yıldırım, 2013: 26).

Bunun yanı sıra şirkete ortak olmuş yöneticilerin yılın belli dönemlerinde alacak- ları kar payını da öğrenebilecekleri ve belli bir süre sonra ortaklığa devam edip etmeme kararını da bu mali bilgiler doğrultusunda karar verecekleri için şirketler mali bilgilerini yatırımcıların bilgi edinme haklarına saygılı bir şekilde doğru ve açık olarak yatırımcıla- ra sunmaları gerekir (Özüpek, 2005: 67).

1.8.3. Yöneticilere Karşı Sorumluluk

İşletmenin faaliyet ve işleyişini yürüten yöneticiler işletmelerin görünen yüzü ola- rak tanımlanabilir. İşletmenin işleyişinde devamının sağlanmasında ve işletmenin kar sağlamasında önemli bir yere sahip olan yöneticiler işletmelerin yapıtaşlarından biridir. Bu anlamda yöneticilere oldukça önemli sorumluluklar yüklenmekte olup yöneticiler- den bu konuda sorumlulukları yerine getirmesi beklenir. Yöneticiler yönetim faaliyetle- rini yerine getirirken ekonomik sorumluluklarını yerine getirmenin yanında sosyal so- rumluluklarını da yerine getirir. Yöneticilerin en az maliyetle maksimum fayda elde etmesi ve bunu yaparken de iş güvenliğini gözetmesi en önemli sorumluluğudur. Bu yüzden yöneticilere uygun bir iş ortamı sağlanmalı, fikirlerini rahatça ifade edebilmesi- ne fırsat verilmeli ve alınacak kararlarda yöneticinin kararları göz önünde bulundurul- malıdır.