• Sonuç bulunamadı

Usuli İşlem Kavramı ve Çeşitleri

Belgede Yaklaşık ispat (sayfa 114-123)

A- MADDİ ANLAMDA KESİN HÜKÜM TEŞKİL ETMEYEN USULİ TALEPLERİN

II- Usuli İşlem Kavramı ve Çeşitleri

Davanın açılması ile birlikte hem taraflar hem de taraflarla mahkeme arasında bir usul hukuku ilişkisi doğar298. Davanın açılmasından itibaren hükmün kesinleşmesine kadar devam

eden bu ilişkide, yargılamanın ilerlemesini sağlayıcı ve birbirini takip eden, gerek taraflar gerekse taraflarla mahkeme arasında bir takım işlemler yapılmaktadır299

. Bu işlemleri maddi hukuk niteliğindeki hukuki işlemlerden300

ayırmak için usuli işlemler denilmektedir301. Usuli

298 Davanın açılması ile doğan bu usul hukuku ilişkisi, bazı hukukçulara göre, sadece taraflar arasında kurulur.

Bazı hukukçular ise, bu ilişkinin mahkeme ve taraflar arasında doğduğunu savunmaktadır. Bazı hukukçular ise davanın açılması ile doğan bu usul hukuku ilişkisinin üç taraflı olduğunu, yani mahkeme, davacı ve davalı taraf arasında kurulduğunu belirtmektedirler. Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz., Tuluay Metin: Yargılama Hukukunda Dava İlişkisi (DÜHFD 1983/1 s. 101 vd.), s. 101 vd.

299

Üstündağ-Yargılama, s. 416; Bilge/Önen, s. 275; Akyol-Aslan- Feragat, Ankara 2010, s. 119.

300 Hukuki işlemler, hukuk düzeninin öngördüğü sınırlar içinde işlemi yapan bir veya birden fazla şahsın

arzusuna uygun olarak hukuki sonuç doğurmaya yönelmiş irade açıklamalarıdır. (Tunçomağ, Kenan: Türk Borçlar Hukuku, I. Cilt, Genel Hükümler, İstanbul 1976, s. 119 vd.; Feyzioğlu, Necmeddin Feyzi: Borçlar Hukuku, C. I, İstanbul 1976, s. 37 vd.; Oğuzman, Kemal M./ Öz, Turgut: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, İstanbul 2005, s. 33 vd.; Tekinay, Sulhi Selahattin/Akman, Sermet/ Burcuoğlu, Halûk/Altop, Atilla: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, İstanbul 1993, s. 38 vd.; Eren, Fikret: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, İstanbul 2006, s. 111 vd.; Kocayusufpaşaoğlu, Necip: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, C.I İstanbul 2008, s. 87 vd.)

301 Doktrinde usuli işlmeler konusunda çeşitli kavramlar kullanılmaktadır;

“Usul işlemi” kavramını; Yılmaz-Islah 2010, s. 123 vd. Taşpınar, Sema: Medeni Yargılama Hukukunda İspat

Sözleşmeleri, Ankara 2001, s. 65 vd.; Pekcanıtez/Atalay/Özekes-Usul, s. 179.

“Usuli İşlem” kavramını; Karslı, Abdurrahim: Medeni Usul Hukukunda Usuli İşlemler, İstanbul 2001, s. 26;

Alangoya/Yıldırım/Deren-Yıldırım-Usul 2009, s. 161 vd.; Tercan, Erdal: Eski Hale Getirme, Ankara

2006, s. 53 vd.,

“Usûl Muamelesi” kavramını; Bilge, Necip: Medeni Yargılama Hukuku, Ankara 1967, s. 243; Postacıoğlu- Usul 1975 s. 335 vd.; Bilge/Önen, s. 275 vd.; Berkin, M. Necmeddin: Tatbikatçılara Medeni Usul Hukuku Rehberi, İstanbul 1981, s. 456 vd.; Üstandağ, Saim: Medeni Yargılama Hukuku, C.I-II, İstanbul 2000, s. 416 vd.;

80

işlemler hukuki sonuç elde etmeyi amaçlamakla birlikte, etkilerini yalnızca usul hukuku alanında göstermekte ve maddi hukuk işlemlerinden ayrılmaktadırlar302

. Usul işlemi, şartları, şekli, amacı, kapsamı, hüküm ve sonuçları bakımından usul hukukuna tabi olan işlemlerdir303

. Usuli işlemler, özel hukuk anlamında hukuki işlem niteliğine haiz olmayıp, sadece dava ilişkisi dâhilinde hukuki sonuç doğurup, dava içinde geçerli olmakta ve dava dışında herhangi bir etki yaratmamaktadır304

. Ancak davanın çözümüne yönelik olmak koşulu ile henüz dava açılmadan önce yapılan bazı işlemler de usul işlemi olarak kabul edilmektedir. Örneğin dava açılmadan önce mahkemeden talep edilen ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz, delil tespiti talepleri de usul işlemi sayılırlar305

. Aynı şekilde usul sözleşmesi niteliğinde olan yetki sözleşmesi, tahkim sözleşmesi, ispat sözleşmeleri de davanın açılmasından önce yapılan usuli işlemlerdir.

2-Usuli İşlemin Çeşitleri

a-Mahkemenin Usuli İşlemleri-Tarafların Usuli İşlemleri

Doktrinde usuli işlemler, öncelikle işlemi yapan şahıs veya makama göre mahkeme tarafından yapılan usuli işlemler (Gerichtshandlung) ve taraflarca yapılan usuli işlemler (Parteiprozesshandlung) olmak üzere ikili bir ayrıma tabi tutulmuştur306. Mahkeme usuli işlemleri davanın yürütülmesi ve sonuçlandırılması için mahkeme ( hâkim) tarafından yapılan işlemler ve kararlardır307

. Örneğin, duruşma günü belirlenmesi, tarafların dinlenmesi,

“Yargılama İşlemi” kavramını; Önen, Ergun, Medeni Yargılama Hukuku, Ankara 1979, s. 139, 177. Ancak bu

kavram doktrinde Yılmaz ve Karslı tarafından eleştirilmiştir. “Yargılama” kavramı, “usul” kavramını değil, “yargılama” “muhakeme” kavramını karşıladığından, yargılama işlemi kavramının, usuli işlem veya usul muamelesi kavramının yerine kullanılamaz. Çünkü yargılama ifadesi, usul kavramından daha geniş ve kastedilen manayı aşan bir anlam ifade eder.(Yılmaz-Islah 2010, s. 123 dn. 1; Karslı-Usuli İşlemler, s. 26).

302 Maddi hukuk işlemi, bir veya birden çok kişinin diğer unsurlar ile birlikte hukuki sonuçlar doğurmaya

yönelmiş irade açıklamasıdır veya açıklamalardan oluşan bir olgudur. İrade açıklamasının yönelmiş olduğu hukuki sonuç, bir hakkın veya hukuki ilişkinin kurulmasına, değiştirilmesine, devredilmesine veya ortadan kaldırılmasına ilişkin olabilir(Eren, 111; Oğuzman/Öz-Borçlar, s. 39).

303

Üstündağ-Yargılama, s. 416; Taşpınar-İspat Sözleşmeleri, s. 67; Tercan-Eski Hale Getirme, s. 52.

304 Berkin, Tatbikatçılara Usul, s. 458; Pekcanıtez/Atalay/Özekes-Usul, s. 179. 305 Pekcanıtez/Atalay/Özekes-Usul, s. 179; Karslı-Usuli İşlemler, s. 91.

306 Pekcanıtez/Atalay/Özekes-Usul, s. 178; Karslı-Usuli İşlemler, s. 148; Yılmaz-Islah 2010, s. 124;

Taşpınar-İspat Sözleşmeleri, s. 66; Tercan-Eski Hale Getirme, s. 53; Akyol-Aslan-Feragat, s. 121.

81

delillerin incelenmesi, keşif yapılması, bilirkişi atanması, ara kararları ve hükümler gibi usuli işlemleridir308

.

Mahkemenin usuli işlemleri üç grupta incelenebilir. Bunlardan birincisi, yargılamanın iç işleyişi, ikincisi dış işleyişi ile ilgili işlemler, üçüncüsü ise mahkemenin verdiği ara kararlardır309

. Delillerin değerlendirilmesi, taraflara duruşmalarda söz verilmesi, duruşmaların düzen içinde yapılması ve disiplininin sağlanması için gerekli tedbirlerin alınması iç işleyişe ilişkin olarak; duruşma günün taraflara tebliği ise, dış işleyişe ilişkin olarak örnek gösterilebilir310

.

Konumuz bakımından mahkemenin usuli işlemlerinden mahkemenin vermiş olduğu kararlar önem arz etmektedir. Mahkemenin yaptığı en önemli usuli işlemler, kararlar ve hükümlerdir311

. Hâkimin davadan el çekmeden verdiği, davanın devamına yarayan kararları, ara kararlardır. Örneğin, tarafa süre verilmesi, taraflarca gösterilen delillerin ret veya kabulüne ilişkin kararlar, yetki itirazı üzerine mahkemenin kendisini yetkili saydığı kararlar, bilirkişi incelemesine karar verilmesi, davaların birleştirilmesi ve ayrılması kararları ara kararlardır. Karşı taraf lehine usuli kazanılmış hak doğmuşsa bu tür ara kararlardan dönülemez. Ara kararlar kural olarak tek başlarına temyiz edilemezler, bu kararlar ancak nihai kararlarla birlikte temyiz edilebilirler. Yargılamayı sona erdiren ve hâkimin davadan el çekmesi sonucunu doğuran kararlar ise nihai kararlardır. Nihai kararlar da, esasa ilişkin (hükümler), usule ilişkin ve davanın kısmen konusuz halinde verilen nihai kararlar olmak üzere üçe ayrılır312

.

Tarafların usuli işlemleri ise, davanın açılmasından hükmün kesinleşmesine kadar yargılamanın ilerlemesi amacıyla tarafların aralarında yaptıkları ya da tarafla mahkeme arasında yapılan, dava sonucuna etkili olan, hüküm ve sonuçları yargılama hukukunca belirlenen işlemlerdir313

. Tarafların usuli işlemleri, ileri sürülen iddia ve savunmaların haklı

308 Yılmaz-Islah 2010, s. 124; Karslı-Usuli İşlemler, s. 153; Pekcanıtez/Atalay/Özekes-Usul, s. 184;

Taşpınar-İspat Sözleşmeleri, s. 66.

309

Pekcanıtez/Atalay/Özekes-Usul, s. 184.

310 Tercan-Eski Hale Getirme, s. 55. 311 Pekcanıtez/Atalay/Özekes-Usul, s. 186. 312 Karslı-Usuli İşlemler, s. 151.

313

Pekcanıtez/Atalay/Özekes-Usul, s. 179; Karslı-Usuli İşlemler, s. 148, 155 vd; Yılmaz-Islah 2010, s. 125; Akyol-Aslan-Feragat, s. 121;

82

olduğunu göstermek, yargılamayı yürütmek ve sona erdirmek amacıyla yapılır314. Örneğin

dava açmak, davayı geri almak, davadan feragat etmek, davaya karşı itirazda bulunmak, davada sulh olmak yahut hükmü temyiz etmek gibi315

. Tarafların usuli işlemleri olumlu bir şekilde yapılabileceği gibi, olumsuz yani tarafın hareketsiz kalması şeklinde de gerçekleşebilir316. Örneğin, tarafların duruşmaya gelmemesi ya da taraflardan birisinin

gelmesi üzerine gelen tarafın davayı takip etmeyeceğini belirtmesi üzerine dosyanın işlemden kaldırılması, kanun yoluna başvurmama gibi317

. Tarafların usuli işlemleri, özel hukuk anlamındaki hukuki işlemler değildir. Tarafların usuli işlemleri, davadan önce veya sonrada yapılsa ancak dava ilişkisi içinde hukuki sonuç doğurur ve dava içinde geçerli olur, dava dışında bu işlemlerin bir etkisi olmaz. Tarafların usuli işlemlerinin hukuki işlemlerden ayırt edilmesi için yapılan işlemin etkisine bakılır. Bu etki hem usul hukuku hem de maddi hukukta düzenlenmiş ise hangi etkinin ilk derecede olduğuna bakmak gerekir. Eğer esas etki ya da ilk etki usul hukuku alanında ise, bu usuli işlem sayılmalıdır318. Örneğin, davanın açılmasının,

hem usul hukuku alanında hem de zamanaşımının kesilmesi gibi maddi hukuk alanında etkisi bulunmaktadır. Ancak davanın açılmasının yargılamayı başlatmak ve yargılamanın esasını belirlemek etkisi ilk ve esas etkisi usul hukuku alanında olduğu için davanın açılması bir usuli işlemdir. Zamanaşımının kesilmesi ise ikinci derecede bir etkidir319

.

Yaklaşık ispat mahkemenin usuli işlemleri - tarafların usuli işlemleri ayrımında tarafların usuli işlemlerinde kullanılacağı açıktır. Çünkü tarafların usuli işlemlerinde taraf mahkemeden tek taraflı bir talepte bulunmaktadır. Örneğin eski hale getirme, adli yardım

314 Pekcanıtez/Atalay/Özekes-Usul, s. 179. 315

Karslı-Usuli İşlemler, s. 155.

316 Pekcanıtez/Atalay/Özekes-Usul, s. 179; Karslı-Usuli İşlemler, s. 33. 317 Pekcanıtez/Atalay/Özekes-Usul, s. 179.

318 Usul işlemini belirlemede doktrinde iki ana görüş bulunmaktadır. Biri sistematik usul anlayışı, diğeri ise

fonksiyonel usul anlayışıdır. Sistematik usul anlayışı, usul işlemini maddi hukuktaki hukuki işlemlerden ayırmaya yönelen dar anlamda usul işlemi kavramını esas almaktadır. Buna göre usul işlemi, asıl etkisi usuli alanda görülen, hukuki uyuşmazlığın kurulması, sevk ve idare edilmesi veya sona erdirilmesi şeklinde davayı doğrudan veya dolaylı yönlendiren, koşulları ve etkileri usul hukuku tarafından düzenlenen iradi taraf hareketidir. Buna karşılık fonksiyonel usul anlayışı usul işlemini geniş olarak ele almıştır. Buna göre bir işlemin yarattığı karakteristik etkiler usul hukukunda ortaya çıkıyorsa, artık o işlemin etki ve koşullarının da usul hukukunca düzenlenmiş olması gerekmez. İşlemin asli ve doğrudan etkilerini bu alanda göstermesi yeterlidir. Önemli olan koşulların hangi hukukça düzenlendiği değil, ortaya çıkması amaçlanan etkilerin hangi alanda görüldüğüdür. Türk hukukunda daha çok geniş anlamlı fonksiyonel usul işlemi kabul edilmektedir(Yılmaz-Islah 2010, s. 124; Karslı-Usuli İşlemler, 52 vd; Taşpınar-İspat Sözleşmeleri, s 67;

Tercan-Eski Hale Getirme, s. 53; Pekcanıtez/Atalay/Özekes-Usul, s. 179; Akyol-Aslan-Feragat, s. 121).

83

talebi, delil tespiti talebi hâkimin reddi talebi, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talebi vb. taleplerin hepsi tarafların usuli işlemi kategorisindendir. Ancak önemle belirtmek gerekir ki, bu tek taraflı taleplerin mahkemece kabul veya reddine yönelik kararlar ara karar niteliğinde olup mahkemenin usuli işlemleri kategorisine dâhil olmaktadır. Dolayısıyla yaklaşık ispatın kullanıldığı yer açısından; yaklaşık ispat talep aşamasında tek taraflı usuli işlem kategorisinde olup, kabulden sonra ise mahkemenin vermiş olduğu ara kararlar kategorisinde kullanılırlar.

Ancak yaklaşık ispatın kullanıldığı yerleri tespit için yalnızca bu ayrım bizim için yeterli değildir. Çünkü yukarıda tarafların usuli işlemlerine verdiğimiz örneklerde görüldüğü üzere dava açmaktan, davadan feragate veya hükmü temyiz etmeye kadar hemen hemen dava içinde tarafın yapmış olduğu bütün işlemler tarafların usuli işlemlerindendir. Dolayısıyla daha alt ayrımlara girildikçe yaklaşık ispatın kullanıldığı usuli işlemler daha net anlaşılır hale gelecektir.

b-Tarafların Usuli İşlemleri

Konumuz açısından taraf usul işlemlerinin önemli olması sebebiyle taraf usul işlemlerinin ayrımlarını incelemeye çalışacağız. Taraf usul işlemleri değişik ölçütlerden hareket edilerek çeşitli ayrımlara tabi tutulmaktadır.

aa-Tek Taraflı Usuli İşlemler – İki Taraflı Usuli İşlemler

Taraf usuli işlemler tek taraflı ya da iki taraflı olarak yapılabilmektedir. İki taraflı taraf usul işlemleri ile usuli sözleşmeler kastedilmektedir. Bir tanıma göre; “Usul sözleşmesi, mevcut veya gelecekteki bir davada bir usuli ilişkiyi kurmayı, değiştirmeyi veya ortadan kaldırmayı amaçlayan ya da usuli bir edimin ifasını veya ondan kaçınılmasını içeren, etkilerini doğrudan yargılama hukukunda gösteren iki taraflı bir usul işlemidir”320. Bu sözleşmeler maddi hukuk sözleşmelerinden farklı olarak, asıl etkilerini doğrudan doğruya usul hukuku alanında gösterirler321

. Usuli sözleşmelere örnek olarak yetki sözleşmeleri322, tahkim

320 Taşpınar-İspat Sözleşmeleri, s. 73. 321

Yılmaz-Islah 2010, s. 128; Taşpınar-İspat Sözleşmeleri, s. 70.

322 Yetki sözleşmesinin hukuki niteiği konusunda Türk Hukuku’nda genel olarak usul hukuku teorisinin

savunulduğu görülmekte ve yetki sözleşmesinin bir usul sözleşmesi niteliğinde olduğu savunulmaktadır. (Kuru/Arslan/Yılmaz-Usul 2011, s. 158; Pekcanıtez/Atalay/Özekes-Usul, s. 128;

Alangoya/Yıldırım/Deren-Yıldırım-Usul 2009, s. 106; Bolayır, Nur: Medeni Usul Hukukunda Yetki

84 sözleşmeleri323, ispat sözleşmeleri324

, delil sözleşmeleri de325 verilebilir. Usuli sözleşmelerde, tek taraflı taraf işlemlerinden farklı olarak, iki taraflı olmaları sebebiyle her iki tarafın karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanlarının bir araya gelmesi gerekir. Bu nedenle, bu sözleşmeler taraflardan birinin iradesi ile ortadan kaldırılamazlar326

. Tek taraflı usuli işlemler ise, tek tarafın irade beyanı ile kurulmakta olup, istenen hukuki sonucun doğması için karşı tarafın kabulü gerekmez327

.

Yaklaşık ispatın tek taraflı usuli işlemlerde olacağı açıktır. Çünkü iki taraflı usuli işlemlerde ispatı gerekecek herhangi bir maddi vakıa bulunmamaktadır. İki taraflı usul işlemlerinden kasıt zaten usuli sözleşmeler olup bunlar taraflar arasında yapılmaktadır. Dolayısıyla yaklaşık ispatın kullanıldığı yeri tespit için ayrıca başka ayrımlara bakmak gerekir.

bb-Bir İddia ve İsteğe Yönelik Usuli İşlemler - Bir Müdafaa ve Savunma Oluşturan Usuli İşlemler

Doktrinde taraf usul işlemleri ayrıca amaç bakımından yapılan bir ayrıma tabi tutulmaktadır. Amacına göre, tarafların usuli işlemleri, bir iddia ve isteğe yönelik işlemler ve bir müdafaa ve savunma oluşturan işlemler olarak ikiye ayrılmaktadır328

. Bir iddia ve isteğe yönelik işlemlere örnek olarak, eski hale getirme talebi, delillerin tespiti, davanın ihbarı, yemin teklifi gibi taraf usul işlemleri örnek gösterilebilir. Bu işlemler esas hakkında doğrudan etkili olmamakla birlikte karara etki ederler329. Dava açmak, dava sebeplerini ileri sürmek, davadaki talebi gerekçelendirmek veya davalının ileri sürdüğü itirazları bertaraf etmek yahut davanın reddi için yapılan itirazları ileri sürmek müdafaa ve savunma oluşturan işlemlere örnek gösterilebilir330

.

323 Tahkim sözleşmesininde tıpkı yetki sözleşmesi gibi bir usul hukuku sözleşmesi olduğu görüşü Türk

Hukuku’nda hâkimdir. (Alangoya, Yavuz: Medeni Usul Hukukumuzda Tahkimin Niteliği ve Denetlenmesi, İstanbul 1973, s. 42 vd., Taşkın, Alim: Hakem Sözleşmesi, Ankara 2005, s. 22; Bolayır, s. 35).

324 Taşpınar-İspat Sözleşmeleri, s. 73.

325 “Delil sözleşmesi daha çok usuli bir taahhüt sözleşmesidir. Taraflar bu sözleşme ile belli delilleri kullanma

veya kullanmama taahhüdü altına girmektedirler”( Taşpınar-İspat Sözleşmeleri, s. 185).

326 Yılmaz-Islah 2010, s. 128. 327 Yılmaz-Islah 2010, s. 128.

328 Karslı-Usuli İşlemler, s. 156; Tercan-Eski Hale Getirme, s. 54. 329

Karslı-Usuli İşlemler, s. 156; Tercan-Eski Hale Getirme, s. 54; Akyol-Aslan-Feragat, s. 125.

85

Bu anlamda yaklaşık ispat, bir iddia ve isteğe yönelik usuli işlemlerde, bu iddia ve isteğin kabul edilebilmesi için gerekli maddi vakıaların ispatında kullanılır. Ancak tarafların yapmış olduğu, tek yanlı iddia ve isteğe yönelik usuli işlem tanımı tek başına yeterli değildir.

cc-Maddi Bir Talep İçeren Usuli İşlemler - Usuli Bir Talep İçeren Usuli İşlemler

Usuli işlemler, içeriğine göre de ikiye ayrılmaktadır. Bunlar, maddi bir talep içeren usuli işlemler (Sachanträge) ve usuli bir talep içeren usuli işlemlerdir (Prozessanträge). Davacı veya davalının maddi talep ve iddialar ihtiva eden, maddi vakıalar içeren davacı için iddialar davalı için ise savunma vasıtaları nevinden itiraz ve defiler veya inşai bir hakkın ileri sürülmesi esasa ilişkin, esas hakkında talepler içeren işlemlerdir331

. Ancak usuli talep içeren işlemler ise, adından anlaşılacağı üzere, esasa ilişkin maddi bir talep ileri sürülmeyen, maddi vakıaların tartışılmadığı yalnızca usuli talep içeren işlemlerdir. Dava şartlarının eksikliğini ileri sürme, ilk itirazlar, eski hale getirme talebi gibi işlemler usuli işlemlere örnek olarak gösterilebilir332

.

Yaklaşık ispat, tek taraflı, usuli bir talep içeren, bir iddia ve isteğe yönelik işlemlerde kullanılır. Örneğin eski hale getirme, delil tespiti, adli yardım, hâkimin reddi veya geçici hukuki himaye tedbiri istemlerinde esasa ilişkin maddi bir talep ileri sürülmemekte, yalnızca usuli açıdan mahkemeye bir talep ileri sürülmektedir. Ancak bu ayrım da tek başına yeterli değildir.

dd- Hâkimin Kararı İle Etkili Olan Usuli İşlemler – Hâkimin Kararı Gerekmeksizin Yapıldığında Etkili Olan Usuli İşlemler

Konumuz açısından önemli bir diğer ayrım ise, usuli işlemlerin davadaki etkisine göre de ikiye ayrılmasıdır. Buna göre usuli işlemler davadaki etkisine göre; hâkimin bir karar vermesini zorunlu kılan ve o kararı gerekçelendiren usuli işlemler (Erwirkungshandlung) ve yapılmakla hâkimin kararına ihtiyaç hissedilmeksizin kendiliğinden sonuç doğuran hukuki işlemler (Bewirkungshandlung) olarak ikiye ayrılır333

.

331 Karslı-Usuli İşlemler, s. 156, 157.

332 Karslı-Usuli İşlemler, s. 157, Tercan-Eski Hale Getirme, s. 54. 333

Karslı-Usuli İşlemler, s. 157. Bu ayrım doktrinde farklı şekilde de ifade edilmiştir. Buna göre, taraf usul işlemlerini, karara (sonuca) götürücü taraf usul işlemleri ve karara (sonuca) götürücü olmayan (etkileyeci, harekete geçirici) taraf usul işlemleri olarak ayrılmıştır. (Yılmaz-Islah 2010, s. 129;

Pekcanıtez/Atalay/Özekes-Usul, s. 182; Taşpınar-İspat Sözleşmeleri, s 71, Akyol-Aslan-Feragat, s. 123 ).

Ancak içerik aynıdır. Bu ayrımda önemli olan taraf usul işleminin hâkimin kararıyla etkili olup olmadığıdır. Bu ayrım Goldschmıdt tarafından yapılmış ve doktrinde büyük ölçüde kabul görmüştür(Yılmaz-Islah 2010,

86

Hâkimin kararı ile etkili olan işlemlerin en önemli özelliği, bu işlemlerin başlı başına ve doğrudan doğruya dava üzerinde etki edebilme gücüne sahip olmayıp, ancak mahkemenin belli bir karar vermesini gerektiren ve verilecek kararın gerekçesini oluşturan işlemler olmasıdır334

. Sonuç doğurmak için hâkim kararı gerektirmeyen usuli işlemlerde ise, amaçlanan sonucun gerçekleşmesi için hâkimin bir karar vermesi gerekmemektedir. Bu tür işlemlere örnek olarak ıslah, davayı takipten vazgeçme, kanun yollarına başvurmaktan feragat, iddianın ve savunmanın genişletilmesine muvafakat, dava sırasında ölen tarafa kayyım atanmasını isteme vb. verilebilir335

.

İşte yaklaşık ispat, hâkimin kararı ile etkili olan (Erwirkungshandlungen) bir iddia ve isteğe yönelik, usuli bir talep içeren, tarafların usuli işlemlerinde kullanılırlar. Dolayısıyla sonuç doğurmak için hâkimin kararını gerektirmeyen usuli işlemlerde yaklaşık ispat faaliyetine gerek bulunmamaktadır. Çünkü ortada hâkimin iknası sonucunda vermesi gereken bir karar bulunmamaktadır.

Hâkim kararı gerektiren işlemler de kendi içinde üçe ayrılmaktadır336

. Birincisi talepler (Anträge), ikincisi iddialar (Behauptungen), üçüncüsü delil gösterme işlemleridir (Beweisführung). Özellikle konumuz açısından bu ayrımın önem arz etmesi sebebiyle bu ayrımı biraz daha yakından incelemeye çalışacağız.

Talepler, mahkemeye veya bir mahkeme organına yönelen ve bir karar verilmesini gerektiren irade açıklamalarıdır. Bu tür talepler, iradenin açığa vurulması olup (Willensäusserung), iradenin bildirilmesi (Willenserklärung) veya hukuki işlem (Rechtsgeschäft) değillerdir337. Çünkü sadece iradenin bildirilmesi ile istenilen hukuki sonuç doğmaz. Buna bağlı olarak yapılması gereken hâkimin işlemleri vardır. Talepte bulunanın isteğinin kabul edilebilmesi için hâkimde lehine bir kanaat oluşturulması gerekmektedir338

. Talepte bulunanın ancak bu şekilde isteği kabul edilir. Bu talepler de daha önce bahsettiğimiz

s. 129; Karslı-Usuli İşlemler, 157 vd; Taşpınar-İspat Sözleşmeleri, s 71; Tercan-Eski Hale Getirme, s. 53;

Pekcanıtez/Atalay/Özekes-Usul, s. 184; Akyol-Aslan-Feragat, s. 123).

334 Karslı-Usuli İşlemler, s. 157. Medeni hukukta istenen hukuki sonucun meydana gelmesi için kural olarak

beyan yeterli olup, ayırca bir makamın veya kişinin onayı istisna olmaktadır. Oysa yargılama hukukunda bu durum tam tersi olup kural olarak bir beyanın etkili olabilmesi hukuki sonuç doğurabilmesi için hâkimin karar vermesi gereklidir(Taşpınar-İspat Sözleşmleri, s. 71).

335 Yılmaz-Islah 2010, s. 133; Karslı-Usuli İşlemler, s. 161.

336 Karslı-Usuli İşlemler, s. 157; Yılmaz-Islah 2010, s. 129; Taşpınar-İspat Sözleşmeleri, s. 71. 337

Yılmaz-Islah 2010, s. 129; Karslı-Usuli İşlemler, s. 158.

87

gibi içeriğine göre maddi talep içeren işlemler (Sachanträge) ile usuli talep içeren işlemler (Prozessanträge) olmak üzere ikiye ayrılır. Esasa ilişkin usuli işlemlerin özelliği, nihai kararı ve onun gerekçelerini oluşturma ve ihtilafı maddi hukuk hükümlerine göre sona erdirme kuvvetinde olmasıdır339

. Bunlara ana talep veya temel talep de (Hauptanträge, Schlussanträge) denilebilir340. Usule ilişkin işlemler ise, ihtilafı esastan çözmeye yönelik işlemler olmayıp, yargılamanın ilerlemesini temin eden veya ihtilafın usulden çözümünü sağlayıcı işlemlerdir. Bunlar, yan (ara) talepler (Nebenanträge, Zwischenanträge) olarak da adlandırılabilir. Bu tür

Belgede Yaklaşık ispat (sayfa 114-123)