• Sonuç bulunamadı

İşaretin Sahibine Daha Sonraki Bir Markanın Kullanımını Yasaklama Hakkı

KARARNAMENİN 8. MADDESİNDE BELİRTİLEN NİSPİ RED

D. TESCİLSİZ MARKA veya TİCARETTE KULLANILAN BİR İŞARETİN

2. İşaretin Sahibine Daha Sonraki Bir Markanın Kullanımını Yasaklama Hakkı

556 sayılı KHK’nın 8/III-b bendi gereğince “Belirtilen işaret, sahibine daha

sonraki bir markanın kullanımını yasaklama hakkını veriyorsa” sahibinin itirazı

üzerine söz konusu işaret başkası adına marka olarak tescil edilemez.

391 11.HD., 1999/5372 E. 1999/252 K., 29.11.1999 Tarihli Kararı. (BATİDER 1999, C. 20, s. 88 vd.) 392 TEKİNALP, Fikri Mülkiyet, s. 397.

136 Tescilsiz bir markayı veya tanıtma işaretini herkesten önce kullanan kişinin elde ettiği bu hakka üstünlük tanınarak, bu marka veya işaretin “aynısının aynı mal veya hizmet için” üçüncü bir kişi tarafından yapılan tescil başvurusuna bu hakkını gerekçe göstermek suretiyle itiraz edebilmesine imkan tanınmıştır. Tescilsiz marka sahibi bu hakkını tescilsiz markanın ilk bakışta ayırt edilemeyecek kadar benzerlerinin tescili talepleri söz konusu olduğunda da kullanabilmelidir.394

Bir işaretin sahibine daha sonraki bir markanın kullanımını yasaklama hakkı vermesi uluslararası anlaşmalardan veya mevzuattan doğabilir.

Tescilsiz markaların kazanılmasında her hangi bir sicile kayıt veya ilan söz konusu değildir. Tescilsiz marka hukuki bir işlemle değil, (markanın kullanılması) maddi fiil ile aslen kazanılır. Oysa iyiniyet ilkesi hukuki işlemlerde söz konusudur.395

Ticaret ünvanında yer alan ayırt edici ekin (vurgu sözcüğü) sonradan aynı konuda çalışan bir başka kişi tarafından kendi mal/hizmetleri için marka olarak tescilinin istenmesi halinde, ortaya bir iltibas tehlikesinin çıkması markayı taşıyan mallar ile ticaret ünvanında aynı ibareye vurgu sözcüğü olarak yer veren tacir arasında arzulanmayan bağlılıklar kurulmasına yol açabilir. Bu halde ticaret ünvanının bir bütün olarak iltibas tehlikesine karşı korunması gerekir. Dolayısıyla, ticaret sırasında kullanılan işaret üzerinde kazanılmış üstün hakkı koruma amacına yönelik 556 sayılı KHK’nın 8/III maddesi kapsamına ticaret ünvanının haksız rekabet hükümlerine göre iltibas tehlikesine karşı korunmasını da dahil etmek uygun olur.396

Markanın tescillenmesi halinde 556 sayılı KHK hükümlerine dayanılabilecektir. Tescilsiz bir markayı kullanmakta iken bu markanın aynısının veya benzerinin başkaları tarafından tescil edilmek istendiğini öğrenen hak sahibi

394 ARKAN, Marka Hukuku, C. I ,109; NOYAN, Marka Hukuku, s. 116.

395AYAN, Özge: “Marka Hakkının Kazanılmasında İyiniyetin Rolü”,Prof. Dr Fikret Eren’e Armağan,

Ankara 2006, .s.168.

396 ARKAN, Sabih: “556 Sayılı Markaların Korunması Hakkında KHK’nın 8/III. maddesi İle İlgili

Bir İnceleme”, Banka ve Ticaret Hukuku Dergisi, Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü, S.4 C. XXI, Aralık 2002,s.106,107.

137 556 sayılı KHK hükümlerinden yararlanamamış veya yararlanmasına rağmen haklarının korunmasını tam olarak sağlayamamış ise Ticaret Kanunu’nun haksız rekabet hükümlerine başvurabilecektir.397 Görüldüğü üzere tescilsiz markaların haksız rekabet hükümlerine göre korunması her zaman mümkündür.

Ticaret Kanunu’nda tescilsiz marka ile ilgili olarak bir tecavüzün vaki olduğunu düşünen kişiye ve iktisadi menfaatleri haleldar olan müşterilere bir takım davaları açma hakkı tanınmıştır. (TTK 58 md.) Bu davalar ise; haksız rekabetin men’i, haksız rekabetin neticesi olan maddi durumun ortadan kaldırılması, maddi ve manevi tazminat davalarıdır. Bu davalarla bağlantılı olarak, davacılara mahkemeden ihtiyati tedbir talep etme hakkı da tanınmıştır. Bu şekilde pek çok haksız rekabet teşkil eden durum söz konusu olup, marka sahibi yayın yoluyla haksız rekabet söz konusu olması halinde de yasal haklarını kullanabilmektedir.398

Madrid Anlaşmasına göre, uluslararası bir tescil yapılmış ise bu tescil ulusal bir başvurunun korunmasını sağlayacaktır.

Yasaklama hakkı açısından 556 sayılı KHK geçici 2. maddesinde hizmet markaları için 12 aylık süre verilmiştir. Bu hükme göre hizmet markalarını KHK’nın yürürlüğe girmesinden önce fiilen kullananlar, yürürlük tarihinden itibaren 12 ay içinde kullanmayı ispatlayan belgeleri ile birlikte hizmet markasının tescilini talep edebilir. Üçüncü bir kişi bu hizmet markasının tescili için başvurursa, hak sahibi bu

397 ARSLAN, İbrahim:”Tescilsiz Markaların Korunması”, Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi

Dergisi, C:16 S:1 2008,s.42

398 “İsviçre Federal Mahkemesi’nin 08.01.1998 tarihli kararında “Davalı tarafından Kassenstürz

programı dahilinde yayını öngörülen pasaj, televizyonun izleyici kitlesine yönelik olduğundan, basında çıkan ve okuyucu kitlesine hitap eden bir bültenle birlik (bütünlük) içinde değerlendirilemez. Yerel Mahkeme olağanüstü geçici yayın yasağı neticesinde yayımlanması mümkün olmayan TV filmini haklı olarak bu şekilde değerlendirmiş ve Federal Hukuka uygun olarak :sadece davacının ürününün adı anılarak yanıltıcı bir izlenim uyandırıldığı aslında bütün kombine preparatlar kategorisi içine dahil edilmesi gereken “ Contra Schmerz” ilacının tek başına negatif özellikleri dolayısıyla ortaya çıkarıldığı sonucuna varmıştır. Yerel mahkeme davalının (davacıya) ait Contra Schmerz adlı ilacı yayınları içinde tek başına yada bir örnek, bütün bir ilaç kategorisinin temsilcisi olarak kabul edip o türe ait özellikler dolayısıyla sorgulamasını veya başka bir şekilde ele almasını yasaklarken isabetli olarak UWG Art. 3 a2 hükmüne dayanmıştır” bkz. TÜRK, Ahmet:”Yayın Yoluyla Haksız Rekabet”, Banka ve Ticaret Hukuku Dergisi, Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü, C. XX S.4 Aralık 2000 s. 237.

138 tescile itiraz edebilecektir. 399Ancak, aynı maddenin 2. fıkrasına göre Enstitü 12 aylık süre dolduktan sonra hizmet markasın sahiplerinin taleplerini ilk kullanım tarihlerini de dikkate alarak değerlendirir.

556 sayılı KHK’nın 8/III maddesi hükmü, 556 sayılı KHK’nın 8/IV fıkrası ile birlikte değerlendirildiğinde, işaret sahibinin sadece faaliyet alanını ilgilendiren konularda marka tescil başvurusuna itiraz edebileceği sonucuna varmak gerekir . Zira, aksi durumda ticaret hayatında kullanılan işarete sadece tanınmışlık düzeyi yüksek olan işaretlere (markalara) tanınan bu geniş korumadan yararlanma imkanı verilmiş olacaktır ki, bu durumda 556 sayılı KHK 8/IV hükmü ile çelişkiye düşülecektir. 400

Kanaatimizce 556 sayılı KHK 8/III. maddesinde düzenlenen hakkın 8/IV maddesini kapsama alacak şekilde geniş yorumlanması yerinde bir durum olmayacaktır. Korumanın ve itiraz hakkının marka sahibinin sadece faaliyet alanındaki konularla sınırlı olması yerindedir.

E.TOPLUMDA TANINMIŞLIK DÜZEYİNE ULAŞAN MARKANIN