• Sonuç bulunamadı

İşçinin Tazmin Sorumluluğu

Belgede Mecelle'de iş akdi (sayfa 106-110)

İşçi ve işverenin yaptıkları işi ciddiye almaları ve yaptıklarından sorumlu tutulmaları genel bir hükümdür. Kuran-ı Kerim’de “Yaptıklarınızdan elbette sorumlu olacaksınız.” şeklinde bir hüküm bulunmaktadır. Bu ayet bütün insanları yaptıkları işlerden sorumlu tutan genel bir hükmü ifade etmektedir.570

İslam Hukukunda işçinin tazmin sorumluluğu ile ilgili hükümler kusuru olup olmamasına ve ecir-i has veya ecir-i müşterek olmasına göre sınıflandırılarak düzenlenmiştir. Modern hukukta ise tazmin sorumluluğuna işçinin işi özenle ifa

etmemesinin sonuçları arasında değinilmiştir. Borçlar Kanununda işçinin çalışırken kullandığı araç gereçlerle ilgili özen göstermesi gerektiği 396. maddede düzenlenmiştir.

Ecir-i has veya ecir-i müşterek, örf ve âdete veya akde aykırı bir davranış neticesinde akit konusu şeylere zarar verirlerse tazmin sorumlulukları vardır. İşçinin emir ve talimatlara aykırı davranışları da aynı şekilde tazmin sorumluluğu

567FETÂVÂ-Yİ HİNDİYYE, c.10, s.73; BİLMEN 1970, c.6, s.232; ŞERİF 1986, s.335. 568ŞERİF 1986, s.311.

569TUNÇOMAĞ 1988, s.109. 570

doğuracaktır.571 Kastı ile bir zarara sebep olan işçi ecir-i has veya ecir-i müşterek

olduğuna bakılmaksızın sorumlu tutulmuştur.

İşçinin sorumlu tutulduğu bir diğer şekil özre dayanmayan kusurlu davranıştır. Özre dayanmayan kusurlu davranışıyla zarara sebep olan işçinin de tazmin sorumluluğu vardır. Ancak işçinin kusuru haklı bir sebebe dayanıyorsa, daha büyük zararların doğmasını engellemek için kusurlu davranmak zorunda kalmışsa, işçinin tazmin borcundan söz edilemez.572 Mecelle hükmüne göre hukuka uygun davranışlar

tazmin sorumluluğu doğurmaz.573 Modern hukuktaki anlayış da İslam Hukukuyla

aynıdır. İşçinin sorumluluğuyla ilgili olarak da işçinin kusuru kıstas alınmıştır. İşçi, kusuruyla işverene verdiği her türlü zarardan sorumlu tutulmuştur. İşçinin sorumluluğunun belirlenmesinde işin tehlikeli olup olmaması, uzmanlık ve eğitim gerektirip gerektirmediği ve işveren tarafından bilinmesi gereken yetenek ve nitelikleri göz önünde tutulur şeklinde bir hükme yer verilmiştir(6098 m.400).

Ecir-i has, kusuru dışında meydana gelen zararlardan sorumlu değildir. İş sırasında kusuru olmaksızın telef olan elindeki bir malı tazmin sorumluluğu yoktur. Hukukçular arasında bu konuda ittifak vardır. Ebu Hanife ecir-i müşterekin de ecir-i has gibi emin olduğu düşüncesindedir. Bu sebeple kusuru olmaksızın elinde telef olan mallar hakkında tazmin sorumluluğu olmadığı görüşündedir.574 Mecelle “ecir-i

has emindir”575 şeklinde bir hükme yer vererek ecir-i has ile ecir-i müşterek arasında

tazmin sorumluluğu yönünden fark olduğunu ortaya koymuştur. Bu maddenin açıklamasında işverenin emir ve talimatlarına aykırı hareket etmedikçe, mal kendi

571Mecelle m.607’de “taaddi” olarak ifade edilen ve tazmin sorumluluğu doğuran kavram m.608’de

açıklanmıştır. Buna göre işçinin, işverenin açık veya göstererek vermiş olduğu emirlere aykırı hareket etmesi taaddi olarak ifade edilmektedir. Yani işçinin kasıtlı olarak hareket etmesidir. Mecelle m.607, 608; BİLMEN 1970, c.6, s.232.

572Mecelle m.609; BİLMEN 1970, c.6, s.232. 573Mecelle m.91.

574Ebu Hanife ecir-i müştereke verilen ücretin sadece çalışması karşılığında olduğu, akit konusunu

koruması karşılığında olmadığını ileri sürerek tazmin sorumluluğu yüklememiştir. Buna karşılık İmameyn ecir-i müştereke verilen ücretin akit konusunu koruma görevini de kapsadığını ileri sürerek tazmin sorumluluğu yüklemişlerdir. BİLMEN 1970, c.6, s.233; MERGİNÂNÎ, el-Hidâye, c.3, s.419; Züfer, Hasan bin Ziyad ve Hammad gibi hukukçular da Ebu Hanife ile aynı görüştedirler. ALİ HAYDAR, c.1, s.585.

575Mecelle m.610; Mecelle hükmüne göre emanet tazminat gerektirmez. Eminin kusuru olmaksızın

telef olan emanet sebebiyle tazmin sorumluluğu doğmaz. Mecelle m.768; Serahsî ecir-i müşterekin kusuru ile verdiği zararı tazmin edeceğini, bunun dışındaki zararlarını tazmin etmeyeceğini ifade etmiş ve bunu Hanefi görüşü olarak aktarmıştır. SERAHSÎ, Mebsût, c.15, s.109.

elinde telef olsa dahi ecir-i hasın tazmin sorumluluğu olmadığı ifade edilmiştir. Örneğin evde çalışmak üzere bir işçi istihdam edildiğinde işçi işi tamamlamak suretiyle ücrete hak kazanır. İşçi kusuru olmaksızın zarar gören malı tazmin etmekle yükümlü olmaz. Çünkü işverenin malı kendi elinde zarar görmüştür.576 Burada evde

çalışma günümüzde işyerinde yapılan çalışmalar gibidir. İşçinin işyerinde yaptığı çalışmada kusuru olmadan ortaya çıkan zararlarda tazmin sorumluluğu yoktur. Çünkü işyerinde malın işverenin elinde olduğu kabul edilmektedir.

Ecir-i müşterekin kusuru dışında meydana gelen zararlardan sorumlu olup olmayacağı konusu hukukçuların ihtilaf ettiği, tartışmalı bir konu olmuştur. Ebu Hanife yukarıda aktardığımız görüşünde ecir-i müşterekin de emin olduğunu ifade etmiştir. Buna karşın Mecelle’de ecir-i müşterekin kusuru olmasa da kendi fiili ile elinde telef olan malı tazminle yükümlü olduğu düzenlenmiştir.577 Ecir-i müşterekin

elinde bulunan akit konusu mal kaçınılması mümkün olmayan bir olay neticesinde telef olmuşsa, Ebu Hanife, Şafiiler ve Hanbelîler ispat yükünü işverene yüklemişlerdir. Maliki görüşüne göre ise işçi hatasının olmadığını ispat etmezse tazmin sorumluluğu altındadır. İmam Muhammed ve Ebu Yusuf zorunlu hallerde işçinin tazmin sorumluluğu olmadığı görüşündedirler.578 İmameyn zamanın ve

şartların değişmesi sebebiyle arayış içine girmiştir. İşçi zümresinde oluşan güvensizlik sebebiyle İmameyn bu görüşü ortaya koymuştur.579Daha sonraları ortaya

576 SERAHSÎ, Mebsût, c.16, s.31; Roma Hukukunda ecir-i müşterek ilişkisine benzeyen locatio

conductio operis akdinde klasik çağda, akit konusu malın mülkiyeti işçiye geçmekte ve işçi teslime kadar meydana gelen bütün zararlardan sorumlu olmaktaydı. Klasik sonrası dönemde malın mülkiyetinin geçmesi sona erdiğinden işçinin sorumluluğu hafiflemiştir. KARADENİZ 1976, s.179 vd.

577 Mecelle m.611; Ebu Hanife ve Zahiriler dışında İslam hukukçuları ecir-i müşterekin tazmin

sorumluluğu olduğu görüşündedirler. ÖZTÜRK 1986, s.46; İmameyn ecir-i müşterekin de ecir-i has gibi emin kabul edilmesine karşı çıkmışlardır. Her iki işçi de malı işverenin rızası ile teslim almış olsa da ecir-i hasın elindeki mal işverenin elinde gibidir, ecir-i müşterek ilişkisinde ise işverenin mal işverenin elinin altında değildir demişlerdir. SERAHSÎ, Mebsût, c.15, s.146.

578Ebu Hanife ve İmam Züfer akit konusu mal ecir-i müşterekin elinde iken telef olduğunda tazmin

sorumluluğu yüklememişlerdir; ancak ecir-i müşterekin ücret alamayacağını ifade etmişlerdir. SERAHSÎ, Mebsût, c.15, s.145; ŞERİF 1986, s.319, 320; Hz. Ömer ile Hz. Ali’nin sanatkârlardan malı tazmin ettikleri rivayet edilmiştir. Akit konusu malı korumak işçinin doğal görevidir çünkü bu mal işçinin üzerinde çalışacağı şeydir. Bu mal olmadan işçi çalışamaz. MERGİNÂNÎ, el-Hidâye, c.3, s.419.

579 ÇOBAN, Ayşegül, Mecelle’nin Tadil Edilen Maddelerinin İslam Hukuku Açısından

çıkan bir diğer görüşe göre işçi malın kıymetinin yarısını tazmin etmek zorundadır. Kıymetin diğer yarısı işveren üzerinde kalacaktır. İşçi ile işveren arasında adaleti sağlamak amacıyla bu şekilde bir hüküm ortaya konulmuştur.580

Ecir-i müşterekin yardımcıları tarafından yapılan işin ecir-i müşterek tarafından yapılmış gibi kabul edileceği ifade edilmiştir. Yardımcı tarafından akit konusu mala verilen zararlarda tazmin sorumluluğu yine mevcuttur. Ecir-i müşterek zararı tazmin eder. Yardımcı çırak veya kalfa ecir-i has hükmünde olduklarından tazmin sorumlulukları yoktur.581 Ancak işçi işi yardımcıları dışında bir üçüncü kişiye teslim

etmişse tazmin sorumluluğu vardır. Ebu Hanife işin verildiği yabancı kişiye tazmin sorumluluğu yüklememiştir.582

Ecir-i müşterek kendi işyerinde yaptığı eser üzerinde, ücretin veresiye verileceği kararlaştırılmamışsa hapis hakkına sahiptir. Hapis sırasında işçinin kusuru olmaksızın eser telef olursa işçinin tazmin sorumluluğu yoktur. Ancak ücrete de hak kazanamaz. İmameyn’e göre ise tazmin sorumluluğu vardır. Hapisten önce tazmin sorumluluğu olduğundan hapisten sonra da olması gerektiği yönünde görüş belirtmişlerdir.583Ücretin daha sonra verileceği kararlaştırıldığı ve bu sebeple işçinin

hapis hakkının olmadığı bir akitte, işçi bir malı hapseder ve mal elinde telef olursa tazmin sorumluluğu vardır. İşçinin bu sorumluluğu kusursuz sorumluluktur. Kusuru olmasa da telef olan malı tazmin etmekle yükümlüdür.584

Çalışması ile bir eser ortaya koymayan vasıfsız işçilerin hapis hakkı olmadığından, hapsettikleri malın telef olmasından sorumludurlar. Bu takdirde işverenin takdir hakkı olup dilerse ücreti ödemez, dilerse ücreti ödeyip malı tazmin ettirir.585

580

BİLMEN 1970, c.6, s.234; SERAHSÎ, Mebsût, c.15, s.111.

581SERAHSÎ, Mebsût, c.15, s.149; ALİ HAYDAR, c.1, s.593; İBN ABİDİN, Reddül-Muhtar, c.14,

s.191; Yardımcı işçi işi ifa dışında verdiği zararlardan sorumludur. İşi ifa sırasında bir mala zarar verse sorumlu olmaz fakat ifa dışında işyerinde bir mala zarar verirse bunu tazmin eder. SERAHSÎ, Mebsût, c.16, s.16.

582ALİ HAYDAR, c.1, s.560. 583BİLMEN 1970, c.6, s.192. 584BİLMEN 1970, c.6, s.192, 193. 585BİLMEN 1970, c.6, s.193.

İşçinin şahsen ifa borcunun olmadığı bir akitte, işi yapması için verdiği kişinin yanında mal telef olsa, yalnız bu sebepten dolayı işçinin tazmin sorumluluğu ortaya çıkmaz.586Aksini söylersek şahsen ifa borcu olan bir işçinin, işi yapması için verdiği

kişinin yanında telef olan malı tazmin sorumluluğu vardır.

İşverenin veya işçinin akdin kuruluşu esnasında tazmin sorumluluğunu kaldıran bir şart koymaları ise İslam hukukçuları arasında ihtilaflı bir konu olmuştur. Bu şartın geçerli olduğunu ileri süren tek hukukçu Maliki ekolünden Eşbeh’tir. Bunun dışındaki hukukçular şartın fasit olduğunda hemfikir olup, akdin de fasit olup olmadığı noktasında ayrılmışlardır. Hanefî hukukçular şartın fasit olacağını ancak akdin sahih olacağını kabul etmişlerdir.587

Telef olan malın tazmininin, misli bir mal ise misli ile gayri misli bir mal ise kıymeti ile yapılması gerekmektiği Mecelle’de ifade edilmiştir.588

Günümüzdeki işçi kavramına ecir-i has daha yakın olduğundan modern işçi kavramı için, ecir-i müştereke ilişkin hükümlerden çok ecir-i hasa ilişkin hükümlerin düşünülmesinin daha uygun düşeceğini söylemek yerinde olur. Bu sebeple genel olarak kastı veya ihmali durumunda işçinin tazmin sorumluluğunun olduğu söylenebilir. Kastı ve ihmali dışında ise zarar, işçinin kendi fiilinden kaynaklansa da işçinin tazmin sorumluluğu yoktur.

Belgede Mecelle'de iş akdi (sayfa 106-110)