• Sonuç bulunamadı

Ücret Unsuru

Belgede Mecelle'de iş akdi (sayfa 65-70)

‘Ecr’ veya ‘ücret’ kavramları Arapçada e-c-r kökünden türemiştir. Bu iki kelimenin çoğulu ücûr kelimesidir. İslam Hukukunda birkaç anlamda kullanılmışlardır. Dünya ve ahirette yapılan işin karşılığı veya maddi karşılık anlamlarında ecr ve ücûr kelimeleri 105 ayette geçmektedir.320

Mecelle ücret kavramına yer vermiş, ücreti kira yani menfaat bedeli şeklinde tanımlamıştır.321 İş kanunumuzda ise ücret bir kimseye bir iş karşılığında işveren

veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır(4857 m.32). Anayasamız ücreti emeğin karşılığı olarak ifade etmiştir(Anayasa m.55).

Nelerin ücret olabileceği hususunda Mecelle’de geniş bir sınır çizilmiş “alışverişte semen olmaya elverişli şeyler ücret olabileceği gibi, semen olmaya elverişli olmayan şeyler de ücret olabilir” denmiştir.322Ayrıca ücretin menfaat olarak

ödenebileceği hususunda İslam hukukçuları arasında görüş birliği bulunmaktadır. Ebu Hanife bu konuda menfaatlerin aynı cinsten olmamasını şart koşmuştur. İslam hukukçularının çoğunluğu aynı cins menfaatler karşılığında kurulan akdin caiz olacağı görüşündedirler.323 İş kanunumuz ise ücretin para olarak ödenmesini şart

koşmuştur. Ücret yabancı para üzerinden kararlaştırılmışsa ödeme günündeki değerine göre Türk parası ile ödenecektir. Kanun para dışında bir araçla ücretin

320

ESEN 1995, s.27.

321Mecelle m.404.

322Mecelle m.463; HALEBÎ, Mültekâ, c.3, s.387; Modern İslam hukukçuları enflasyon gibi sebeplerle

ücretin değerini kaybetmesi tehlikesinin önlenmesi için ücretin mal olarak belirlenmesini ve belirlenen malın yahut değerinin ücret olarak ödenmesini çözüm olarak ileri sürmüşlerdir. AYDEMİR, Süleyman, “İşçi İşveren İlişkileri Mukayeseli Sistem Analizi”, Mukayeseli Hukuk ve Uygulama Açısından İşçi-İşveren Münasebetleri, İlmi Neşriyat, İstanbul, 1990, s.17, 18.

ödenmesini yasaklamıştır(4857 m.32).324 Ali Haydar Efendi ücretin nakit olarak ödeneceği durumlarda akdin yapıldığı yerde kullanılan para biriminin geçerli olacağını ifade etmiştir.325 İş Kanunumuzdaki düzenleme de bu görüş ile paraleldir.

Türkiye’deki bir akit için ödenmesi gerekli ücret Türk parası ile ödenmelidir. Borçlar

Kanunumuz da konusu para olan borcun ülke parası ile ödenmesi gerektiğini ifade etmiş, İş Kanunundan farklı olarak akitte kararlaştırılması durumunda ücretin yabancı para ile ödenmesini mümkün kılmıştır(6098 m.99). Bu durumda özel kanun olan İş Kanunu hükmünün uygulanması gerekmektedir. Saymen, Mecelle’nin 566.

maddesini dayanak göstererek ücretin nakden verilmesi lazım geldiğini ve ayni ödemenin yasaklandığını ileri sürmüştür.326 Ancak söz konusu maddeden ücretin

nakden ödenmesine ilişkin bir sonuç çıkmamaktadır. Az bulunan kıymetli bir malın327 nitelikleri belirlenmeden ücret olarak kararlaştırılması durumunda, ecr-i

misil ödenmesi gerekeceği maddede düzenlenmiştir. Maddeye ilişkin örnekte öküz yerine ecr-i misil ödeneceğinin ifade edilmesi, öküzün nitelikleri belirlenmediği içindir. Mecelle m.465, ücretin para dışında bir şeyle ödenmesi durumunda nasıl belirli hale getirileceğine ilişkin bir hüküm koymuştur. Yani ücretin ayni olarak ödenmesini serbest bırakmıştır. Mecelle m.463 hükmü değerlendirildiğinde ücretin para, paradan başka her türlü misli mal, muayyen ve taraflarca bilinebilen gayri misli mallar, akit konusu ile aynı olmamak şartıyla menfaat ve gelirler içerisinden belirlenmesi mümkündür.328Osmanlı uygulamasında da maden işlerinde ücretin nakit

324 Türkiye’nin de taraf olduğu 95 sayılı ILO sözleşmesine göre emre muharrer senetle, bono ile

kuponla veya tedavülü mecburi parayı temsil ettiği iddia olunan diğer herhangi bir şeyle ödemenin yasaklanması öngörülmüştür. Ancak zaruri hallerde veya hakem kararıyla uygun görüldüğü takdirde işçinin rızası ile bu şekillerde ödeme yapılması mümkün görülmüştür. AYDIN 2004, s.40.

325

ALİ HAYDAR, c.1, s.475.

326SAYMEN 1954, s.49; Mecelle’nin ücretin malla ödenmesini yasakladığı şeklindeki ifadeye başka

kaynaklarda da rastlanmıştır. TALAS 1992, s.40.

327Maddede geçen “kıyemîyat” kelimesi “az bulunan kıymetli şeyler” olarak açıklanmıştır. BERKİ,

Ali Himmet, Açıklamalı Mecelle, Hikmet Yayınları, İstanbul, 1982, s.104; Tekili olan kıyemî sözcüğü “az bulunan pahalı şey ve çarşı pazarda misli bulunmayan şey” olarak ifade edilmiştir; YILMAZ, Ejder, Hukuk Sözlüğü, Yetkin Yayınları, Ankara, 1996, s.468; KARAMAN 2009, c.2, s.288.

328 ŞAFAK, Ali, “Mukayeseli Hukukta Ücret Politikası”, İslam’da Emek ve İşçi İşveren

Münasebetleri, Ensar Neşriyat, İstanbul, 1986, s.117; Roma’da ücret olarak para yanında bir miktar yiyecek ve giyecek verilmesi yaygındı. Klasik çağda ücretin para olarak verilmesi kararlaştırılmıştır. Bu sebeple yiyecek, giyecek gibi ödemelerin ek ücret olarak kabul edilmeleri

dışında günlük yapılan üretimden bir pay şeklinde verildiği uygulamalara rastlanmaktadır.329 Günümüzde de gelişmekte olan ülkelerde ücretin bir kısmı para,

bir kısmı mal olarak ödenmektedir. Ücret eklerinin mal olarak ödenmesine de rastlanmaktadır.330Ücret dışında iş akdi ve toplu iş sözleşmesi ile sağlanan diğer bir

kısım menfaatlerin parasal veya mal şeklinde belirlenmesinde sakınca bulunmamaktadır.331 Kanunda kıdem tazminatı ve kötüniyet tazminatı ile fesih

bildirim süresine ait ücretin peşin olarak ödenmesinde, paranın yanında, para ile ölçülmesi mümkün akdi ve kanundan doğan menfaatlerin de göz önünde tutulacağı yer almıştır(1475 m.14).332

İslam Hukukuna özgü olarak ücretin serbest ve helal olması; ayrıca mal sayılması gereklidir. Yani ücret menfaat elde edilmesi yasaklanmamış olan bir şey olmalıdır. Haram olarak kabul edilen şeylerle ücret ödenemez.333

2. Ücretin Belirli Olması

Hukuken geçerli bir akit için ücretin belirli olması gereklidir.334 Bu hüküm

icarenin sıhhat şartlarındandır. Bir hadiste “Bir kimse bir ecir kiralayacak olursa ona vereceği ücretin neden ibaret olduğunu bildirsin.” denilerek iş akdinde ücretin belirlenmesi gerektiği ifade edilmiştir.335 İslam Hukukunda ücretin nasıl

belirlenmesine ilişkin olarak farklı durumlar için farklı hükümler ortaya konulmuştur. Ücretin açık olan bir şey olması durumunda kendisine işaret etmek yeterlidir. Açık olmayan bir şey ücret olarak kararlaştırılmışsa miktarını, vasfını

329KIRPIK 2004, s.38.

330 ESENER 1978, s.163; Gelişmekte olan ülkelerde toptan eşya fiyat indekslerindeki hızlı artışlar

kişileri paradan çok mala yönlendirmektedir. ŞAFAK 1986, s.136.

331AYDIN 2004, s.40. 332ÇELİK 2009, s.142.

333BARDAKOĞLU 1982, s.220; ŞERİF 1986, s.224.

334 Mecelle m.450; FETÂVÂ-Yİ HİNDİYYE, c.9, s.365; Roma Hukukunda da ücretin miktarının

kesin olarak saptanması gerekli görülmüştür. Ancak ücretin daha sonra belirleneceğinin kararlaştırılması akdin niteliğini etkileyen bir unsur olarak görülmemiştir. KARADENİZ 1976, s.160.

335NESÂİ, Müzarea(Ziraat Ortaklığı) 1; HALEBÎ, Mültekâ, c.3, s.388; BİLMEN 1970, c.6, s.171;

Serahsî ilerde doğabilecek anlaşmazlığı önlemek maksadıyla işçiye ücretinin bildirilmesinin vacip olduğunu ileri sürmektedir. SERAHSÎ, Mebsût, c.15, s.103.

tayin etmek gereklidir.336Modern hukukta ücret akitte açık olarak kararlaştırılmamış

olsa da bu akdin ücret karşılığı olmadığı anlamına gelmez. Yargıtay kararlarına göre her çalışma bir ücret karşılığındadır.337

Ücret karşılığı olduğu belirtilerek fakat ücretin miktarı belirtilmeden kurulan bir akitte işçi ecri misile hak kazanır. İşçinin çalıştığı iş koluna ait bir ücret tarifesi varsa işçiye ücreti bu tarifeye göre ödenir.338Yani miktar tam olarak belirlenmemişse

ücretin belirli olmadığı söylenemez. Bu takdirde geçerli bir tarife varsa onun üzerinden, yoksa ecri misil üzerinden ücret ödenir. İş Kanununda ücretin taraflarca

kararlaştırılmadığı, akitte veya toplu iş sözleşmesinde belirtilmediği durumlarda işverenin emsal ücret ödemekle yükümlü olduğu ifade edilmiştir. Emsal ücretin asgari ücretten az olamayacağı belirtilmiştir(6098 m.401).

Mecelle ücretin nakit olması durumunda miktarını belirlemek suretiyle belirli hale getirileceğini ifade etmiştir.339Ücret akit meclisinde bulunuyor ise görülmesi ve

işaret edilmesi ile belirli hale gelir ayrıca vasıf belirtmeye gerek yoktur. Ücret bu şekilde belirlenmesi mümkün değilse cinsi, vasfı ve miktarı belirtilmek suretiyle belirli hale getirilir.340 Günümüzde ücretin para üzerinden ödeneceği İş Kanununda

düzenlenmiş olduğundan(4857 m.32) cins belirlenmiş kabul edilebilir. Bu para genelde Türk lirası olduğundan vasfı da belirlidir. Miktarın da belirtilmesiyle ücret belirlenmiş olur. Ücretin belirlenmesinin eskiye göre daha kolay olduğu söylenebilir.341

336

Bir beldede değerleri birbirinden farklı birden fazla para tedavülde ise bunlardan hangisinin ücret olarak belirlendiği belirtilmelidir, yoksa akit fasit olur. Ancak paralardan birinin tedavülü diğerinden daha fazla ise ücret olarak belirlenen miktarın bu para olduğu kabul edilir. BİLMEN 1970, c.6, s.183; Ali Haydar Efendi ücretin miktar ve tür belirtilerek (kadren ve nev’an) belirlenebileceğini ifade etmiştir. ALİ HAYDAR, c.1, s.461.

337ÇELİK 2009, s.78.

338BİLMEN 1970, c.6, s.209; Mecelle m.564. 339

Mecelle m.464.

340ALİ HAYDAR, c.1, s.475.

341 Günümüzde sorun oluşturabilecek bir konu paranın vasfının belirtilmesidir. Yani paranın hangi

ülkeye ait para olduğu açık olarak ifade edilmelidir. Frank denildiğinde bunun Belçika veya Fransız frankı olduğu açık değilse akit fasit olacaktır. Taraflar arasında anlaşmazlık ortaya çıkacaktır. Bu

Ücretin nakit dışında bir şey olması durumunda belirli hale gelebilmesi için miktarının yanında vasfının da belirtilmesi gereklidir.342 Ücretin gayri misli bir mal

olarak belirlendiği akitlerde, belirli bir mal belirlenmişse ücret olarak verilir. Ancak mal açık olarak tayin edilmemişse ecri misil verilmesi gereklidir.343

Ücretin iş akdi yapılırken işveren tarafından işçiye verilmesi mümkün bir şey olması gereklidir. İşçiye verilmesi mümkün olmayan şeyler yok hükmündedir. Bu şekilde ücret kararlaştırılması akdi geçersiz kılar.344

Aylık süre üzerine kurulan bir icare akdi her ay önceki ücret üzerine yenilenmiş olur.345Bu takdirde ücret belirli olacağından yapılan akit her ayın başında

geçerli olarak yenilenmiş olur. Aylık ücret belirtilerek bir yıl veya daha fazla süreli akit yapmak mümkün olduğu gibi aylık ücret belirtilmeden yıl üzerinden akit yapmak da mümkündür.346

Bir işçi ile yapılacak işin sonucundan elde edilecek gelirin belirli bir yüzdesi ile iş görmesi için anlaşmak uygun görülmemiştir. İslam hukukçuları ücretin belirli olmaması sebebiyle akdin sahih olmayacağını ifade etmişlerdir.347 Borçlar

Kanununda ücretin üretilenden, cirodan, kardan bir pay şeklinde verilmesi belli şartlarla uygun görülmüştür(6098 m.403). Ancak ücretin sadece kardan pay şeklinde kararlaştırılması ve ödemenin bilânço dönemine bağlanması mümkün değildir.348 Ücretin iş sonucundan bir pay şeklinde kararlaştırılması ücretin belirsizliğine sebep

342Para dışındaki ücretler taşıma gerektiriyorsa ve sıkıntıya sebep olacaksa nerede teslim edileceği

şart koşulmuşsa orada teslimi gerçekleşir. İşçinin çalıştığı yerde ücreti alma hakkı vardır. Teslim edilmesi zorluk gerektirmiyorsa işçi ücreti dilediği yerde alma hakkına sahiptir. Mecelle m.465.

343BİLMEN 1970, c.6, s.209; Mecelle m.566. 344ŞERİF 1986, s.226.

345BİLMEN 1970, c.6, s.164. 346Mecelle m.487.

347Bir ağacın meyvelerini silkelemek üzere istihdam edilmesinde, dökülen meyvelerin belli bir oranı

ücret olarak kararlaştırılırsa akit sahih olmaz. Çünkü meyvenin dökülmesi ağacın cinsine göre değişiklik gösterecektir. BİLMEN 1970, c.6, s.215; İslam Hukukçuları karın tokluğuna(yemek karşılığında) çalıştırmanın caiz olup olmadığı hususunda ihtilafa düşmüşlerdir. İmam Şafii ve çocuk emzirme akdi dışında Ebu Hanife böyle bir akdi caiz görmemişlerdir. İmam Malik ise böyle bir akdi caiz görmektedir. Bu akitteki ihtilafın sebebi ücretin belirli olup olmaması sebebiyledir. İBN RÜŞD, Bidâyetü’l-Müctehid, c.3, s.320.

olacağından İslam hukukçularının çoğunluğu tarafından uygun görülmemiştir.349

Hanbelî hukukçuların çoğunluğu ile bazı Hanefi ve Maliki hukukçular ise ücretin üretimden bir pay şeklinde ödenmesini mümkün görmüşlerdir. Bu durumun üretimin kalitesine de etki edeceğine değinilmiştir.350İslam hukukçularının bu konudaki kıstası

garer(aldanma) olup olmadığıdır. Aşırı bilgisizlik ve garer durumlarının önlenmesi durumunda ücretin üretimden bir pay şeklinde kararlaştırılmasında bir sakınca yoktur.351

Olasılık bulunan bir iş akdinde işin olumlu sonuçlanması durumunda normal ücret yanında ilave bir ücret belirlenmesi mümkün görülmüştür. Bu takdirde belirlenen ikinci ücret bir ikramiye ücreti niteliğinde olacaktır.352 Yapılan işin

miktarına, kalitesine, malzeme tasarrufuna veya aletlerin iyi kullanılmasına yönelik ödenen primin çeşitli şekilleri mevcuttur.353

Ecir-i müşterek ilişkisinde ecir-i hastan farklı olarak ücretin içerisinde işçinin kârı da bulunmaktadır.354

İslam Hukuku kaynaklarında ücretin belirli olmasına ilişkin uzun tartışmalar bulunmaktadır. İslam Hukuku ücretin başlangıçta açık olarak belirlenmesi yoluyla taraflar arasındaki muhtemel ihtilafları, haksızlıkları ve mağduriyetleri önlemeyi amaçlamıştır. Bu sebeple ücretin belirli olması konusuna önem verilmiştir.355

Belgede Mecelle'de iş akdi (sayfa 65-70)