• Sonuç bulunamadı

1. SERMAYE Şİ RKETLERİ VE KOOPERATİFLERİN UZLAŞMA YOLU İ LE YENİDEN

1.2. YENİDEN YAPILANDIRMANIN HUKUKİ NİTELİĞİ

1.2.2. Usul Hukuku Bakımından Hukuki Niteliği

Uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırma talebini içeren başvuruyu alacak olan mahkemenin yapacağı yargılamanın, usul hukuku bakımından niteliği üzerinde de durmak gerekir. Yukarıda, yeniden yapılandırmanın maddi hukuk bakımından hukuki niteliği açılanırken belirttiğimiz üzere, yeniden yapılandırma yargılamasının hukuki niteliğine ilişkin olarak da, bu konuda yazılmış eserlerde değinilmemiştir.

Kanımızca, konkordato talebinin yargısal incelemesine ilişkin olarak ileri sürülen görüşlerden yola çıkarak, konkordato ile yeniden yapılandırma arasındaki maddi hukuka ilişkin nitelik farkı da göz önüne alınarak, yeniden yapılandırmanın incelendiği yargısal faaliyetin niteliği belirlenebilir. Zira, kurumların benzerlikleri, benzeri mahiyette görüş ayrılıklarının bu kurum için de gündeme gelebileceğini düşündürmektedir. Bu durumda, konkordato yargılamasına ilişkin olarak ileri sürülen, yargılamanın çekişmeli (nizalı) mi, çekişmesiz (nizasız) mi, bir yargılama faaliyeti olacağına ilişkin temel iki görüş, yeniden yapılandırma talebinin mahkemede incelenmesi süresince yapılan yargısal faaliyetin nitelenmesi için de tartışılacaktır.

Kanımızca yeniden yapılandırma talebini içeren başvurunun yapıldığı mahkemenin yapacağı yargısal faaliyet bir çekişmesiz yargı (nizasız kaza) faaliyetidir.

Öncelikle, gerek nizalı kazanın gerekse nizasız kazanın özel hukuka ilişkin olaylarla meşgul olması nedeniyle, bunları ayırmanın her zaman çok kolay olmadığını ifade etmek gerekir.21 Buna rağmen

öğretide, her iki yargısal faaliyeti ayırmak için çeşitli kıstaslar öngörülmüştür. Ancak bu kıstasların hiçbirisi tek başına bu konuda kesin bir ölçü vermemektedir. Bu nedenle de, her bir kıstasın gösterilen faaliyete ayrı ayrı uygulanması ile22, yani yeniden yapılandırma yargılamasına uygulanması ile,

yargılamanın nizalı kazaya mı yoksa nizasız kazaya mı ilişkin olduğunu tespite çalışacağız.

Nizasız kazayı, nizalı kazadan ayıran en önemli kriter, “niza yokluğu”, “ihtilaf-çekişme” yokluğudur.23

Yani, çekişmesiz yargıya tabi işlerde, ilgililer arasında bir ihtilaf-çekişme, uyuşmazlık yoktur. Mahkeme, ilgililer arasında bir ihtilaf hakkında karar vermemektedir.24 Başka bir deyişle buna, “hasım

yokluğu” kriteri de denmektedir. Buna karşılık, ihtilaf yokluğu kriteri başlı başına, bir faaliyeti nizasız kaza olarak nitelemek için yeterli olmayabilir. Zira, medeni yargıya dahil olan bazı işler ihtilaf ihtiva etmelerine rağmen, çekişmesiz yargıya tabidirler ki, bunu bize, nizasız kazayı tespitte kullanılan diğer kriterler göstermektedir.25 Bazen de, ihtilaf yokluğu kriteri nedeniyle nizasız kazadan sayılan bir işi, ilgililerin müdahale ve itirazları ile nizalı kaza haline gelebilmektedir.26

O halde, başlı başına ihtilaf yokluğu kriteri yeterli olmayacağı gibi, bu kriterin gerçekleşmemesine rağmen, hala nizasız kaza olarak nitelenebilecek yargısal iş ve faaliyetler de söz konusu olabilecektir. Bu durumda diğer kıstaslardan hareket edilecektir. Bir işin nizasız kaza olduğunu gösteren diğer bir kriter ise, subjektif hak yokluğudur. Yani, ilgililerin özel hukuk kişilerine karşı ileri sürebilecekleri subjektif haklarının bulunmadığı işler(ihtilaflı olsalar bile), subjektif hakkın yokluğu kıstasına göre çekişmesiz yargıya tabidirler.27

Bundan başka, hakimin re’sen harekete geçmesi gereken bütün işler, resen harekete geçme kıstasına göre çekişmesiz yargıya tabidir. Dolayısıyla, bu kıstas ta, bir işin çekişmeli mi yoksa çekişmesiz mi yargıya tabi olduğunu gösterecektir.28

Yine, çekişmeli kaza ile çekişmesiz kaza için hukukumuzda ayrı bir kanun olmadığını ve her iki yargısal faaliyetin de Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu uyarınca yapıldığını belirtmek gerekir.29

Ancak, çekişmesiz yargı da basit yargılama usulü uygulanır. Nizasız kazaya ilişkin kararlara karşı kanun yolları bir birlik arzetmese de, genel olarak temyiz yolu açıktır.30 Ancak, nizasız kazaya ilişkin

işlerde verilen kararlar maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmediğinden,31 yargılamanın iadesi

21 Saim Üstündağ, Medeni Yargılama Hukuku, 5.Bası, Yaylacık Matbaası,İstanbul,1992,s.32.

22

Üstündağ, Medeni Yargılama, s.32.

23 Üstündağ, Medeni Yargılama,s.32; Baki Kuru, Ramazan Arslan,Ejder Yılmaz, Medeni Usul Hukuku, Ders Kitabı, Genişletilmiş

7.Baskı, Yetkin Yayınları, Ankara, 1995,s.61(Medeni Usul); Oğuz Atalay, Borca Batıklık ve İflası Ertelenmesi,Güncel Hukuk Yayınları,İzmir,2006, s.56, (Borca Batıklık).

24

Kuru/Arslan/Yılmaz, Medeni Usul,ss.61-62.

25

Kuru/Arslan/Yılmaz,Medeni Usul,s.62.

26

Üstündağ, Medeni Yargılama, s.32’den Baki Kuru, Nizasız Kaza,s.41.

27

Kuru/ Arslan/Yılmaz,Medeni Usul,s.62 ; Atalay, Borca Batıklık, s.56.e

28

Üstündağ, Medeni Yargılama, s.33; Kuru/ Arslan/Yılmaz, Medeni Usul,s.62.

29

Üstündağ,Medeni Yargılama,s.33;Kuru/Arslan/Yılmaz, Medeni Usul,s.63.

30

Üstündağ, Medeni Yargılama, s.34.

31

mümkün değildir. Buna karşılık, verilen karar sonradan haksız görüldüğü takdirde veya kararın verilmesinden sonra ortaya çıkan değişiklikler nedeniyle tadil edilebilecek, değiştirilebilecektir. Yine, çekişmesiz yargıya tabi bir iş hakkında karar verilmiş ve bu karar aleyhine kanun yoluna müracaat edilmiş de olsa, karar, yine de kesin hüküm teşkil etmez ve değiştirilebilir.32 Çekişmesiz yargı işleri, herhangi bir davaya bağlı olmaksızın tek başına mahkemeye başvurulabilecek işlerdir.33

Bütün bu kriterlerden yol çıkarak yeniden yapılandırma talebine ilişkin yargısal faaliyetin nizasız kazaya tabi olduğunu söyleyebiliriz. Şöyle ki, öncelikle, uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırma talebi, borçlu tarafından mahkemeye bir başvuru ile yapılmakta olup, bu davada hasım, yani bir ihtilaf söz konusu değildir. Dolayısıyla da ihtilaf konusu olan bir subjektif hakkın varlığından söz edilemez. Her ne kadar yeniden yapılandırmanın incelenmesi sürecinde, projeden etkilenen alacaklılara itiraz hakkı tanınmışsa da, sadece bu itiraz hakkının tanınması, yeniden yapılandırma yargılamasını çekişmesiz yargıdan çıkarıp çekişmeli yargıya dahil etmeyecektir. Aksi halde, bir işin çekişmeli yargıya girmesi tamamen tesadüfe ve alacaklıların iradesine bırakılmış olur ki, bu sonuç kabul edilmez.34 Nitekim, itiraz ile ihtilaf yaratılmış olsa da, bir iş, “ihtilaf yokluğu kriteri” dışındaki bir kriter nedeniyle nizasız kaza sayılıyorsa, sadece prosedürün devamı sırasında ilgililerin itiraz ve müdahalesi ile nizalı bir iş haline gelmez35 ve işe, yine nizasız kaza prosedürü uygulanır.36

Ayrıca, kanun yolunun tanınmış olması da yeniden yapılandırma incelemesini çekişmeli yargıya tabi kılmayacaktır. Zira, çekişmesiz yargıya tabi, yani maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeyen işlerde de temyiz yolunun genel olarak kabul edildiği yukarıda belirtilmişti. Ayrıca kanun, hem tasdik, hem de red kararına karşı kanun yolunu açık tutarak, mahkeme kararından hukuki durumu etkilenen ilgililere bu durumu düzeltmeleri için bir imkan tanımaktadır.37 Yine burada, belki, itiraz ile bu

ihtilafın çekişmeli hale geldiği ve bu itiraz üzerine verilen kararın maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmiş olacağı ve bu nedenle de yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurulabileceği ileri sürülebilir.38 Ancak, kanımızca yeniden yapılandırma talebi üzerine verilen karara karşı, yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurulamaz. Zira, kaldı ki, bu karara karşı tashihi karara dahi gidilemeyecektir. Ayrıca, yeniden yapılandırmanın feshinin, konkordatonun feshine atıf yapılarak düzenlenmiş olması ve feshe ilişkin hükümler nedeniyle, yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurulamayacaktır. Zira, yargılamanın yenilenmesi sebebinin varlığı halinde, alacaklılar yeniden yapılandırmanın feshini talep edebilecekleri gibi, yeniden yapılandırmanın tadili ve ihlali hükümlerine de başvurabileceklerdir. Nitekim, yargılamanın yenilenmesi yoluna gidilememesi de, yeniden yapılandırmaya ilişkin kararın maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeyen bir çekişmesiz yargı kararı olduğunu teyit edecektir. 39

32

Üstündağ, Medeni Yargılama, ss.34-35.

33

Atalay, Borca Batıklık,s.56.

34Ömer Ulukapı, Konkordatonun Feshi, Mimoza Yayınları, Konya,1998 ,s.74’den Kuru, Nizasız Kaza,s.42.

35

Üstündağ, Medeni Yargılama, s..32’den Kuru, Nizasız Kaza, s.42 ; Ulukapı,s.74.

36

Üstündağ, Medeni Yargılama,s.32.

37

Ulukapı,s.75.

38

Tanrıver/Deynekli,ss.160-161.

39

Ulukapı,s.75; Kuru/Arslan/Yılmaz, Medeni Usul,s.653; Baki Kuru, İflas ve Konkordato Hukuku, Tıpkı Basım, İstanbul, 1992,s.482,dn.237, (İflas ve Konkordato).

Yeniden yapılandırma talebi üzerine verilen red kararının maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeyecektir. Zira, bu talebi reddedilen bir borçlu, borca batık değilse, ödeme aczi içinde de değilse, örneğin sadece yakın bir gelecekte bu durumlardan birisinin içine düşme ihtimali var ise, fakat, mahkemenin tasdik için re’sen araştıracağı şartlar gerçekleşmediğinden talebi reddedilmiş olabilir. Bu haldeki bir sermaye şirketi de daha sonra, daha farklı bir yeniden yapılandırma projesini alacaklılarına kabul ettirerek, tekrar yeniden yapılandırma talebinde bulunabilir. Buna bir engel yoktur. İşte bu durum dahi, yeniden yapılandırma yargılamasının sonucunda verilen kararın maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmediğini göstermektedir.40

Ayrıca, uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırma yargılamasının, basit yargılama usulüne tabi olması, tasdik şartlarının oluşup oluşmadığının re’sen araştırma prensibine göre incelenecek olması ve temyizinin dahi ivedilikle yapılacak olması nedeniyle de, çekişmesiz yargıya tabi olduğu açıktır. Nitekim, mahkemenin bu incelemeyi, kurumun amacına uygun olarak, altmış gün gibi kısa bir sürede yapması gerekmesi de, yeniden yapılandırmanın çekişmesiz bir yargısal faaliyet olduğunu göstermektedir.

1.3.

YENİDEN YAPILANDIRMA PROJESİNİN