• Sonuç bulunamadı

1. SERMAYE Şİ RKETLERİ VE KOOPERATİFLERİN UZLAŞMA YOLU İ LE YENİDEN

1.5. TASDİK BAŞVURUSU, TASDİK İNCELEMESİ, KARAR VE SONUÇLARI

1.5.2. c) Ara Dönem Ve Ara Dönem Tedbirleri

Mahkeme, başvuru üzerine ilan ve tebligatı yaparak duruşma(tasdik duruşması) gününü tayin etmekle beraber, başvuru hakkındaki nihai kararını verinceye kadar olan süreçte, borçlunun veya alacaklılardan birinin talebi üzerine bir takım tedbirler alabilecektir(m.309/ö). Bu sürece, yani başvuru anından başlayan ve tasdik hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verileceği ana kadar olan dönemi kanun koyucu “ara dönem” olarak tanımlamış ve bu sürece ilişkin özellikleri sıralamıştır. Görüleceği üzere başvuruya kadar mahkeme dışında cereyan eden bu sistem başvuru ile bir takım sonuçlar doğurmaya başlamaktadır. Bilindiği üzere, 4949 sayılı Kanun değişikliğinden önce konkordatoda, ancak konkordato mehli verildikten sonra başvuru hukuki sonuç doğurmaktaydı. Aynı şekilde iflasın ertelenmesinde de ancak erteleme kararı verildikten sonra bir takım hukuki sonuçlar doğmasına rağmen, burada başvuru ile birlikte tasdik kararına kadar bir takım hukuki sonuçlar doğabilmektedir. Nitekim, konkordato teklifi ile (yani mühlet verilmesi talebi ile) konkordato mühleti kararı verilmesi arasında oldukça uzun bir zaman geçebilir. Değişiklikten önce, bu sürede “borçlu, malvarlığının alacaklılarının zararına olarak azalmasına yol açabilecek tasarruflarda bulunabildiği gibi, alacaklılar da borçluya karşı mevcut takiplerini devam ettirmek veya yeni takipler yapmak suretiyle konkordato girişimini etkisiz kılabilecek davranışlarda bulunabilmekteydi.”134 Mühletin, etkilerini mühlet

kararının verildiği andan ve hatta borçlunun tasarruf yetkisini sınırlanmasına yönelik etkilerini mühlet kararının ilanından itibaren doğurduğu göz önüne alındığında, bu süreçte ortaya çıkabilecek mahsurları giderecek bir takım mekanizmalara mutlaka ihtiyaç olduğu vurgulanmıştır.135 Bütün bu gerekçelerle, 4949 sayılı Kanun ile 285.maddeye eklenen III.fıkrada, hakimin konkordato talebi ile birlikte, gerekli görmesi halinde, m.290’da sözü edilen tedbirleri alabileceği belirtilerek, borçlunun tasarruf yetkisine sınırlama getirilebileceği düzenlenmiş, buna karşın, alacaklıların takiplerine yönelik herhangi bir kısıtlama getirilmemiştir.

Nitekim iflasın ertelenmesinde, mahkeme erteleme talebini aldıktan sonra erteleme kararını verinceye kadar uzun bir süre geçebilir. Bu sürede kötü niyetli borçlular alacaklılara zarar verebileceği gibi,

133 Aksoyoğlu,s.122.

134 Süha Tanrıver, Konkordato Komiseri, Yetkin Yayınları, Ankara, 1993, ss.50-51.

alacaklılar da yapacakları takiplerle borçlunun malvarlığının daha da azalmasına ve erteleme koşullarının ortadan kalkmasına yol açabileceklerdir. Bu nedenledir ki, kanunda açık bir düzenleme olmamasına rağmen, uygulamada olduğu gibi mahkemelerin bu konuda ihtiyati tedbir kararları vermesi gerektiği ileri sürülmüştür.136

Konkordato mühleti, 4949 sayılı Kanun’dan sonra azami beş ay, iflasın ertelenmesi süresi ise azami beş yıl olarak öngörülmüştür. Yeniden yapılandırmada ise, başvuru ile birlikte gündeme gelen ve tasdik kararı hakkındaki karara kadar geçen ve kanunda ara dönem olarak tanımlanan süreç kanun koyucu tarafından altmış gün olarak düzenlenmiştir. Nitekim, m.309/ö,I’ de başvurudan itibaren otuz gün içinde tasdik duruşması yapılacağı belirtilmiş ve m.309/p,I’ de ise, tasdik duruşmasında itibaren engeç otuz gün içinde de karar verilmesi gerektiği belirtilerek, Bu süre toplam altmış gün olarak öngörülmüştür. Yukarıda da izah edildiği üzere, her ne kadar kanun koyucu altmış günlük bir süre öngörmüşse de, uygulamada bu kadar süre içerisinde tasdikin gerçekleştirilmesi özellikle de yapılacak itirazlar düşünüldüğünde mümkün gözükmemektedir. Nitekim, öğretide bu gerekçe ile, ara dönemin konkordato mühletinden uzun, ertelemeden ise kısa bir süreye karşılık geldiğini ifade etmenin mümkün olacağı belirtilmiştir.137

Belirtilen bu üç kurumda yer alan sürelerin farklılıklarına değinmenin ara dönem kavramını anlamakta yararı olacağından aşağıda bu sürelerin nitelikleri açıklanmaktadır.

Konkordato teklifinin icra mahkemesi tarafından kabul edilerek borçluya konkordato mühleti verilmesinin amacı, borçlunun, alacaklılarının kendisi hakkında cebri icra muamelesi yapmasının ya da daha önce başlamış olan takiplere devam etmelerinin yasaklanması suretiyle, borçlunun bu tür kaygılardan kurtarılarak, daha rahat bir ortamda gerekli hazırlıkları tamamlamak ve malvarlığında olumlu değişmeler sağlayacak hareket serbestisi içinde alacaklıları ile uzlaşabilmesine fırsat tanımaktır. Borçlu, böylelikle konkordato projesine işlerlik kazandırabilme imkanına kavuşacaktır.138

Borçlu mühlet süresince konkordato komiserinin denetimi altında, bazı yasal sınırlamalar saklı kalarak, malvarlığı üzerindeki tasarruf yetkisini muhafaza etmektedir.139 Görüleceği üzere, konkordato

mühletinin verilmesinin asıl amacı, borçlunun müzakere sürecini gerçekleştirmesini sağlamaktır.Yoksa asıl sonuçlar konkordatonun tasdiki ile doğacaktır.140

İflasın ertelenmesi ise, borca batık haldeki şirketin ve kooperatifin idare organlarına borca batıklık bildiriminde bulunmak zorunda oldukları bir durumda iyileşme ümitlerinin varlığı halinde verilen ve borca batık bulunan şirketin iflastan kurtulmasını sağlayacak, şirketin maddi hukuk ilişkileri üzerinde

136Hakan Pekcanıtez,“İflasın Ertelenmesi”,İstanbul Barosu Dergisi, Cilt.79,S.2005/2,s.337 ; Özekes, s.3272; Öztek,s.51; Atalay, Borca

Batıklık, ss.107-108.

137

Taşpınar Ayvaz, s.367.

138

Tanrıver, s.30 ; Kuru, El Kitabı,ss.1246-1247.

139

Altay, s.109.

140

etkili olan, iyileştirme yöntemlerinin veya tedbirlerinin uygulanabilmesine ortam sağlayan,141 İİK.

m.179/a’da düzenlenmiş bir geçici korumadır.142 Öncellikle bu kurum, konkordato veya uzlaşma

yoluyla sermaye şirketlerinin yeniden yapılandırılmasında olduğu gibi, alacaklıların katılımına açık değildir. Alacaklılarla varılan bir uzlaşma söz konusu değildir ve alacaklıların muhalefetine rağmen, sürecin devam edebilmesi mümkündür. Burada sadece şirkete bir fırsat verilmekte ve şirketin bu fırsatı iyi değerlendirmesi halinde, şirket yeniden yapılandırılabilecek bir hale gelmektedir. Yani, borçlunun alacaklılarının takibinden korunduğu ve faaliyetlerini kayyım ile mahkeme denetiminde sürdürdüğü bu sürecin amacı, borçlunun iyileşmesine fırsat vermektir.143

Yeniden yapılandırmada öngörülen ara dönem ise, bu sürelerden farklılıklar göstermektedir. Ara dönem, konkordato mühletinde olduğu gibi, borçlunun müzakere sürecini gerçekleştirme özelliği taşımamaktadır. Zira, ara dönemde borçlu müzakere sürecini çoktan tamamlamış olup, alacaklıların proje uyarınca durumları bellidir. Yine, ara dönemde ertelemede olduğu gibi, borçlunun iyileşmesinin sağlanması için bir fırsat verilmesi de söz konusu değildir. Zira, yeniden yapılandırmanın iyileşmeye ilişkin tüm yöntemleri proje ile başvuru anında bellidir.

Ara dönemin amacı, projenin tasdikine kadar olan süreç olduğu için, borçlu ile alacaklıların yapması gereken işlemleri ve alacaklıları ile olan ilişkileri düzenlenmektedir.Yine, ara dönemde sonuçlar diğerlerinde olduğu gibi kanun gereği doğmamakta, mahkeme kararını gerektirmektedir.144